Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan: Muhalefet anlayışımızı değiştirmemiz gerekiyor
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, "22 yıl boyunca muhalefet olarak iktidarı yerinden etmeyi başaramadık. Her seçim çalışıyoruz, gayret gösteriyoruz. Güzel işler yapıyoruz ama başarılı olamıyoruz. O zaman muhalefet anlayışımızı değiştirmemiz gerekiyor. Biz bunun başlığını yeni nesil siyaset koyduk" ifadesini kullandı.
Haber Merkezi | ANKA |Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, partisinin 8'inci Konya İl Kongresi’ne katıldı. Arıkan, burada yaptığı konuşmada, "Bizim de bir hayalimiz var o da Saadet Partisi’nin iktidarıyla birlikte yeniden büyük Türkiye’yi yaşanabilir Türkiye’yi kurmak, yaşanabilir, hakkın hakim olduğu bir dünyayı kurabilmek, özgür Filistin’in kurulduğu günleri görebilmek hayalimiz. Biz hayalimizi gerçekleştireceğiz yürekten inanıyoruz. Yeni Nesil Siyaset mottosuyla yeni bir dönem başlattık. Milli Görüşlülerin, Saadet Partililerin gündeminden düşmeyen bir konu var o da Gazze. Gazze’deki katliamın, akan gözyaşının durulması katil İsrail’in zulmüne son verilmesi kıyamete kadar İsrail mikrobundan kurtulana kadar, özgür Filistin kurulana kadar gündemimizden düşmeyecek. Birileri bu gündemi unutturmak isteyecek, birileri başka suni gündemlerle başka mahfillere süreci çekmek isteyecekler ama Saadet Partililer bunu gündemlerinden düşürmeyecekler" dedi.
Arıkan, şunları kaydetti:
"Baba Esad katildir, oğul Esad da katildir"
"Milli Görüşçülerin, Saadet Partisi’nin bakış açısına göre; baba Esad katildir, oğul Esad da katildir. Oğul Esad zalim oğlu zalimdir. Kimse bize iftira atarak kendi hatalarını örtmek için bizi şucu-bucu olmakla suçlamasın. Hayatımızın siyasi tarihimizin hiçbir döneminde Esadcı olmadık. Suriye’de 1 milyona yakın insanın katledileceğini, milyonlarca insanın Suriye’yi terk edeceğini gördük. Biz bunu gördüğümüzde bir tane insan katledilmemişti. Bir tane insan Suriye’yi terk etmemişti. Yapmayın, etmeyin, hamasi cümlelerle insanları oyalamayın, Orta Doğu’yu kan gölüne çevireceksiniz dedik. Bizim bu cümlelerimiz karşısında bizi Esadçı olarak suçladılar. Bir yıl geçti haklı çıktık. 1 milyon kişi katledildi milyonlarca kişi o coğrafyayı terk etti. Ama bize dönüp siz haklıymışsınız demek yerine hala bize Esadcı olmakla suçluyorlar. Merhum Erbakan Hocamızdan bu yana hep olmadık konularla suçlandık ama zaman her zaman bizi haklı çıkardı. Bugün Saadet Partililer haklı çıkmanın gururunu değil üzüntüsünü yaşıyoruz. 27 Kasım’da HTŞ Halep’e girdi, sadece 11 gün sonra 8 Aralık’ta muhalifler Şam’ı ele geçirdiler ve katil Esad, zalim Esad, Şam’ı terk etmek zorunda kaldı. İyi ki Esad gitti, devrildi. Bunda en ufak bir problem yok. Ama problem Netanyahu’nun 9 Aralık’taki konuşmasında. Netanyahu çıkıp dedi ki, 'kuvvetlerimiz, silahlı güçlerimiz Suriye ordusunu darmaduman etti, Suriye istihbaratını yerle bir ettik'. Suriye’nin hafızasını yok ettiler.
"Türkiye bütün Orta Doğu coğrafyasında kan kaybediyor"
Türkiye bütün Orta Doğu coğrafyasında kan kaybediyor. 22 yıllık geçmişimize şöyle bir bakalım, Türkiye olarak nereye el attıysak orada kan ve gözyaşı var. Gönül isterdi ki Türkiye olarak biz şu coğrafyaya gittik, orada huzuru, barışı getirdik. Ama maalesef olmadı. 12-13 yıl önce Arap Baharı başladığında Merhum Erbakan Hocamız çıkmış ne demişti? 'Arkadaşlar sadece oynanan oyunun, senaryonun başrol oyuncuları değişiyor' demişti. 15 gün önce bir başrol oyuncusu daha değişti. Durum bundan ibaret. Keşke haksız çıksak; keşke bunların dedikleri gibi çıksa ama biz adımız gibi biliyoruz birkaç ay sonra yine biz hata yaptık cümlesini kullanacaklar. Yine milletimizden af dilemek zorunda kalacaklar. Peki yeni dönemde eleştiriyorsunuz siz ne yapacaksınız şeklinde sorulara maruz kalıyoruz. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Biz 1974’te hükümet olduğumuzda Kıbrıs Barış Harekatını yapmış bir teşkilatız.
"Ben iktidarın yetkililerin söylemlerini sonuna kadar destekliyorum ama eylem kısmına gelince tam bir fiyasko"
Ben iktidarın yetkililerin söylemlerini sonuna kadar destekliyorum. Her cümlesinin altına imza atarım. Ama eylem kısmına gelince tam bir fiyasko. Hiçbir söylemlerinin arkasında duramayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bunu iktidar yetkilileri mental yorgunluk falan demesinler. Artık iktidarın Türkiye’ye verebileceği bir şey kalmadı. Artık Türkiye’de iktidarın değişim vakti geldi. İnşallah bugünden itibaren yapacağımız çalışmalarla bunu hayata geçireceğiz.
"Dünyadaki en yüksek faiz bizde, lider olduğumuz tek yer faiz oranları"
Dünyadaki en yüksek faiz bizde, lider olduğumuz tek yer faiz oranları. Yüzde 50 faiz oranlarıyla dünyadaki zirveyi kimseye bırakmıyoruz. Bütçeye 1.95 trilyon yani 2 trilyon faiz ödemesi var. Milli eğitime ayırdığımız bütçenin daha fazlasını faize ayırmış durumdayız. Bu şekilde gitmez bu iş. 2026’da erken seçim olması kaçınılmaz bir gerçek. Bütçe rakamları bunu gösteriyor. 2022’nin bütçesi 2023’ten, 2023’ün bütçesi 2024’ten, 2024’ün bütçesi 2025’ten iyi. 2025’in bütçesi de 2026’dan daha iyi olacak. Haliyle bu açık, bu faiz oranları, bu rantiyeciye aktarılan hortumlar dayanılamaz hale gelecek ve 2026’da çok büyük bir ihtimalle erken seçim olacaktır.
"22 yıl boyunca problemler maalesef çözüm odaklı olmadı"
Bu millet iktidara ne istediyse verdi. Yerel seçim, genel seçim, referandum, başkanlık seçimi… 22 yılın sonunda problemlerin çözülemediğini gördük. 2001-2002’li yıllarda AK Partili yetkililer bir eline çay bardağı, diğer ellerine simit alıp asgari ücretle çay-simit hesabı yapıyorlardı. 22 yıl geçti ben de muhalefet partisi olarak çay simit hesabı yapıyorum. TÜİK’in verilerine göre 4 kişilik bir aile çay-simitle geçindiği taktirde ihtiyacı olan rakam 22 bin TL. Asgari ücret 17 bin TL. 22 senede değişen hiçbir şey olmamış, tam tersi fersah fersah geriye gitmişiz.
"Muhalefet olarak biraz da özeleştiri yapalım"
Muhalefet olarak biraz da özeleştiri yapalım. 22 yıl boyunca muhalefet olarak iktidarı yerinden etmeyi başaramadık. Her seçim çalışıyoruz, gayret gösteriyoruz. Güzel işler yapıyoruz ama başarılı olamıyoruz. O zaman muhalefet anlayışımızı değiştirmemiz gerekiyor. Biz bunun başlığını yeni nesil siyaset koyduk.
"Bugün Türkiye’nin en büyük partisi kim? Kararsızlar partisi"
Saadet Partisi olarak yeni dönemde yapacağımız şey, 2030’lara, 2040’lara Türkiye’yi nasıl taşırız. Ona kafa yoracağız. Artık imam hatipler, başörtüsünü tartışmayalım. Neyi tartışalım başörtüsünün içindeki kafaların şuurlu ve bilinçli olmasını tartışalım. İmam hatibe giden gençlerimizin şuurlu olmasını tartışalım. Sadece imam hatip açmak bu işin çözümü değil. Sadece başörtüsünü serbest bırakmak bu işin çözümü değil. Bunlar kıymetli ama daha kıymetlisi o çocuğa o şuuru verebilmek. Namazı niçin kıldığı şuurunu verebilmek. İktidar suni kısa vadeli çözümlerle birtakım şeyler yapıyor ancak uzun vadede bunlar başarısızlığa ulaşıyor. Bugün Türkiye’nin en büyük partisi kim? Kararsızlar partisi. Yüzde 33. 63 milyon seçmen var 21 milyon seçmen hangi partiye oy vereceğini bilmiyor. Biz o insanlara ulaşacağız, planlarımızı anlatacağız. Yüzde 33 kararsız seçmeni de en yakın zamanda Saadet Partili yapacağız inşallah. Biz seçmen merkezli değil insan merkezli siyaset yapacağız. 85 milyon insanı, 2 milyar İslam alemini, 8 milyar insanlık alemini hedef alarak çalışma yapacağız. Biz inancımızın gereğini yerine getirmek için siyaset yapıyoruz."