Kılıçdaroğlu'dan ekonomi için beş maddelik öneri
MGK toplantısında ekonomik değerlendirmeler yapılması hakkında, “Şimdi bir de kendisini güçlü kılmak için MGK’yı meze yapmaya başlıyor. Devletin en saygın kurumunu getirip de kendi siyasi ikbalin için nasıl meze yaparsın?" diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, ‘ekonomik kurtuluş savaşı’ verildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a beş maddelik öneri sıraladı.
Haber Merkezi | ANKA |CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Tahir Elçi. Gerçekten de adaletin, barışın ve dostluğun elçisiydi. Maalesef katledildi. Hala davası devam ediyor. Ailesi ile görüştüm. Arkadaşlarım da yakından izliyor. Kendisini saygıyla anmak hepimizin ortak görevi.
Ekonominin içinde bulunduğu durumu sadece televizyon ekranlarından değil alandan da görüyoruz. Bütün arkadaşlarım olağanüstü çaba gösteriyorlar. Dinliyor ve çözümlerimizi anlatıyorlar. Hepsinden ortak talebim; bütün il başkanları, ilçe başkanları, kadın kolları, gençlik kollarından talebim gittiğiniz her yerde dillendireceksiniz. Gittiğimiz her yerde sorunları dinleyeceksiniz, sakin ve büyük özgüven içinde ‘Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktu ve biz hazırız, Türkiye’nin bütün sorunlarını çözmeye hazırız’ diyeceksiniz. Ciddi sorun ekonomideki sorun. Mutfaklarda yangın olduğunu biliyoruz. Nevşehir’e 30 milletvekili gitti. Bir anne ‘çocuğumu kurtarın, ağlıyorum sokaklarda, tüpçüsü, sucusu bütün esnaf ‘yokluk yokluk’ diyor. Saray duyar mı, duyamaz. Görür mü? Göremez. Anlar mı? Anlayamaz. Halktan kopuk bir insanın, bu feryadın getirdiği sorunları çözme gibi derdi olamaz. Lale devrini yaşıyorlar. 16 milletvekili Iğdır, Ağrı, Kars ve Ardahan’a gittiler. ‘AK Parti’ye artık oy vermeyeceğim 15 liraya aldığım ipi 40 liraya alıyorum’ diyor. Lokantacı esnafım, ‘dış güçler zam yaptı, dış güçler nedeniyle tüpçüyle tartıştık, hepsi yalan hepsi dolan.’ Vatandaş da biliyor artık.
"Herkes 'güzel oldu' diyecek"
Bilerek ve öngörerek dedik ki; ‘zamlar yağacak, üstelik her hafta zam gelecek, Kara Kış Fonu kurun, vatandaş zammı hissetmesin, senin oyun artar.’ Sadece TRT payında küçük bir şeyi kaldırdılar, asıl kakması gereken KDV’ydi. Belediye başkanlarına söyledim, ihtiyacı olan bütün ailelere yardım edeceksiniz’ dedim… Bakın biz Kara Kış Fonu’nu kendi belediyelerimizle kurduk. Belediyelerimizin bulunduğu yerde hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi için çaba sarf ediyoruz. Geliyor gelmekte olan. Bütün Türkiye’de ilk bir ay içinde herkes ‘iyi oldu, güzel oldu, huzur geldi’ diyecek. 6 ayda herkes üretecek, herkes kazanacak. Ülkeyi büyüteceğiz.
"Faize karşıysan çiftçinin, esnafın faiz borcunu sileceksin"
Bu tablolar bir taraftan yaşanırken dramatik olayla karşılaştık. Bir çiftçimiz hapse girdi. İbrahim Kaya… Gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor. Avukatlar devreye giriyor ve çıkıyor. İbrahim Kaya aynen şöyle diyor, ‘Tarım Kredi Kooperatifi çiftçinin boğazını sıkmakta.’ Şunu sormak benim hakkım. ‘Faizleri indireceğim’ diyorsun. Kimin faizini indiriyorsun? Çiftçinin, esnafın indirdin mi? İbrahim Kaya adına söylüyorum. Faize karşıysan; çiftçinin, esnafın faiz borcunu sileceksin kardeşim! Hangi faizi indirdin. İbrahim kardeşime söylüyorum, az kaldı senin faiz borcunu da bütün çiftçinin faiz borcunu da esnafın faiz borcunu da sıfırlayacağız.
Bugün güzel bir kanun teklifi görüşülüyor. Temel amacı kadın erkek eşitliğini sağlamak. ‘Niye biz siyasette yokuz, neden erkek egemen işi olsun?’ 330 kadın örgütüyle çevrimiçi görüşme yapmıştık. Bizim kadın kotamız vardı. ‘Yüzde 50 yapın, sahip çıkacağız’ dediler. Bugün kanun teklifi Genel Kurul’da görüşülüyor. Bütün kadın kardeşlerime sesleniyorum. Hak istiyorsan, bir iddian varsa; bu kanun teklifine kim ‘hayır’ diyorsa ona asla ve asla oy vermeyeceksin. Yüzde 50 cinsiyet kotası. Bakalım hangisi destek verecek hangisi vermeyecek. Fermuar da var, bir kadın bir erkek. İkisi beraber. Bizim kadın milletvekillerimiz, bütün partilerin kadın milletvekilleriyle görüştüler. Sayıları 400’e yakın kadın sivil toplum örgütünün yöneticisi ve üyelerine sesleniyorum. Ret oyu verirlerse seçimde onlara ret oyu vermek sizin en doğal hakkınız olacak.
Engelliler için sağlanan yüzde 3’lük kontenjanın sağlanmasını sürekli kullanırım. Boş kadro var ama sağlanmıyor. Atama yapılmıyor. Boş tutuyorlar. Bütün engelli kardeşlerime söylemek isterim. AK Parti kapısını çalıp ‘bizi niye süründürüyorsun’ demeyeceksin ‘kadro yoksa oy yok’ diyeceksin.
"Üç konfederasyonun görüşüne katılıyoruz"
Üç konfederasyona da saygı duyarız. Ortak amaç çerçevesinde bildiri yayınlamalarını da doğal ve demokratik yöntem olarak kabul ederiz. Bazı cümlelerini okuyacağım. ‘Asgari ücret pazarlık ücreti değildir, asgari ücret alan işçiler yılın son 4 ayında eksik ücret almak durumunda kalmaktadırlar, asgari ücret net olarak açıklanmalıdır, tüm ücretlerin asgari ücretlere tekabül eden kısmı vergiden muaf olmalıdır, asgari ücret ulusal düzeyde tek ve yıllık olarak belirlenmelidir.’ Üç konfederasyonun görüşüne katılıyoruz, destekliyoruz. Umuyoruz talepleri yerine gelir. Takipçisi olmaya devam edeceğiz. Çünkü biz sosyal devletten yana bir partiyiz.
Ekonomide kurtuluş savaşını verdik. Şimdi sen ‘ekonomide kurtuluş savaşı’ veriyorsun iyi de ekonomide kurtuluş savaşı verecek noktaya bu memleketi kim getirdi. 19-20 yıldır bu memleketi Bay Kemal mi yönetiyordu? Sen yönetiyordun. 20 yılın sonunda geldin geldin ekonomide kurtuluş savaşı veriyoruz.
"Beş maddeyi yerine getir"
Yine de sorumlu bir partinin genel başkanı olarak öneriler getireceğim. Beş maddeyi yerine getir. Bir; hemen Ekonomik Sosyal Konseyi topla. Anayasal kurum olan rahmetli Ecevit döneminde kurulan Ekonomik Sosyal Konseyi topla. İşçiyi, çiftçiyi, emekliyi, sanayiciyi, esnafı topla. Önce bir dinle. ‘Nedir derdiniz’ diye dinle. Sen, bir sorunu çözmek istiyorsan ve samimiysen sorunu yaşayan insandan dinleyeceksin. Dinleyeceksin ama bir uzun masa olacak sen masa başına oturacaksın, masa başına oturmaktan hoşlanıyorsun, diğer tarafına da temsilciler ve ilgili olan bakanları koyacaksın. Sonra nasıl çözeceğini düşüneceksin. Bunu ilkokulu bile bitirmemiş bir çocuğa dahi sorun ‘vallahi doğru’ der. Şu soruyu sorayım. En son Ekonomik Sosyal Konseyi ne zaman toplandı? 5 Şubat 2019. Sen ekonomide kurtuluş savaşı vereceksen; emeklisiyle, sanayicisiyle, işçisiyle vermeyecek misin? Sen bunları siliyorsun defterden, efendim ekonomik kurtuluş savaşı vereceğiz. Sana öneri getiriyorum önce bu maddeyi yerine getir.
"'Devlette israf olmayacak' diyeceksin"
İki hemen ve derhal bir genelge çıkaracaksın, ‘devlette israf olmayacak’ diyeceksin. Bana diyor ki ‘bir sorun helal nedir haram nedir’ diye. İsraf haramdır. Sen benim samimiyetimi öğrenmek için kalbimi yarıp ona mı baktın? Ben samimiyim. İsraftan, kul hakkından çekinirim. İçtiğin suyu vatandaşın verdiği vergiye sorumlusun. Genelge çıkaracaksın. ‘13 uçağım var, 5-6’sını satıyorum’ diyeceksin, ‘israftan kaçıyorum’ diyeceksin. Araba saltanatına, uçak saltanatına son vereceksin. Neyinize yetmiyor? Açlıktan çocuğunun karnını doyuramayan annenin ıstırabını biliyor mu?
"Dövizle verdiğin garantileri Türk lirasına çevireceğim’ diyeceksin"
Üç; gerçekten ekonomide kurtuluş savaşı vereceksen, ‘dövizle verdiğin garantileri Türk lirasına çevireceğim’ diyeceksin. Birileri itiraz eder. Korkma ve çekinme. Bu kardeşin yanında olacak. ‘İşte budur’ diyeceğim. Öyle bir girdabın içine soktun ki vatandaş vergi veriyor, doğmamış çocuğu dahi borçlandırıyorsun. 20-30 yıl. Şu garabete bakın. Dolarsa Amerika’daki enflasyonu da satın alıyoruz. Avroysa AB’deki enflasyonu yansıtıyor. Tam bir sömürü düzeni.
"Adaletsizliklerden kaçınacaksın"
Dört; adaletsizliklerden kaçınacaksın. Diyeceksin ki ‘devletin dini adalettir, kim karşı çıkıyorsa, karşısında beni bulacaktır, mahkeme karanına kim uymuyorsa karşısındayım’ diyeceksin. Adaleti bile darmadağın ettiler. ‘Adaleti sağlayacağım’ diyeceksin. Vatandaşın ödediği vergileri nereye harcadın? Tek tek açıklayacaksın. Ben bileceğim. Neymiş ticari sırmış. Parayı ben ödeyeceğim, ticari sır! Yeni bir şey mi keşfettin? Benim ödediğim vergiyle yol ve havaalanı yapıyorsan; kaç para harcadığını açıklayacaksın. ‘Ben her kuruşun hesabını millete vereceğim’ diyeceksin. Devlet milletine borçlu olmaz. Devlet ödemiyorsa parasını, devlete olan güven sarsılır. Bir mektup geldi, ’18 aydır devletten alacağımı alamıyorum.’ Bunu yaptığınız andan itibaren vatandaş ile devlet arasında ciddi bir güvensizlik duyar. Devlet verdiği sözün arkasında durur.
"Rüşvetçileri, yolsuzluk yapanları devlet yönetiminden uzaklaştıracaksın"
Beş; rüşvetçileri, yolsuzluk yapanları, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenleri devlet yönetiminden derhal uzaklaştıracaksın. O zaman millet ‘samimi olarak bunlar ekonomide kurtuluş savaşı verecekler, hep beraber destekleyelim’ diyecekler. Şu ayda 10 bin dolar alan siyasetçi kim? Kim o? İçişleri Bakanı’nı çağıracaksın, ‘kardeşim sen bizi rezil ettin, kim bu 10 bin dolar para alan, kim bu siyasetçi, benim etrafımda gezenlerden birisi mi.’ Büyükelçi atadıklarını da süratle geri çekeceksin. ‘Rüşveti ve yolsuzluğu bu topraklarda asla yaşatmayacağım’ diyeceksin.
"Erdoğan bunu yapar mı?"
Bu beş maddenin hiçbirisi yanlış değil. Bu beş maddenin; vicdanı olan herkes, hangi parti, hangi kimlik, hangi inanç, hangi yaşam tarzından olursa olsun ‘şu yanlıştır’ diyemez. Bunları ülkemi ve insanımı sevdiğim için öneriyorum. Erdoğan bunu yapar mı? Keşke yapabilse. Yapmasını da isterim. Yolsuzluk yapanları; israfa, adaletsizliğe ortam hazırlayanları hala korur kollarsan, söylediğin hiçbir şey doğru değil. Bunları yapacağına ‘beka sorunu var, dış güçler var, biz şaha kalktık Almanya perişan, dünya bizi kıskanıyor.’ Bu laflarla mı ekonomide kurtuluş savaşı vereceksin, milleti kandıracaksın.
"Hani askeri vesayet vardı?"
Şimdi bir de kendisini güçlü kılmak için MGK’yı meze yapmaya başlıyor. Devletin en saygın kurumunu getirip de kendi siyasi ikbalin için nasıl meze yaparsın? Hani askeri vesayet vardı? Ne oldu bu askeri vesayete? Şuna inanıyorum. Damadının söylediği bir söz kulaklarında ve hafızasında da yer etmiş. Diyor ki ‘Erdoğan aya dört şeritli yol yapsa millet buna inanır.’ Yemezler artık onu yemezler.
"Satarsanız, fitil fitil burnunuzdan getiririm"
BAE Veliaht Prensi geldi. Havaalanında karşılandı, turkuvaz halılar serildi. Düne kadar bu adamlara ‘şerefsiz’ diyordunuz. Ne oldu ya? Kamuoyu araştırması yapılıyor. Katılanların yüzde 64.6’sı Türkiye’de ucuzlayan şirketleri almak için gelmektedir’ diyorlar. Vatandaş gerçeği biliyor. Bunlar geldiler ASELSAN, ROKETSAN bunları alacaklarmış. Erdoğan’a da BAE Veliaht Prensine de söylüyorum ordunun ASELSAN’ına ROKETSAN’ını satarsanız, fitil fitil burnunuzdan getiririm.”