Kılıçdaroğlu: Vallahi de satacağım billahi de satacağım
CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Vallahi de satacağım billahi de satacağım. Söke söke alacağım ve satacağım. Erdoğan duysun, sadece uçakları değil, o garaja koyduğun her biri milyon dolar olan o pahalı arabaların tamamını satacağım.” diye konuştu.
Haber Merkezi | ANKA |CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Neymiş gelince uçakları satacakmış. Dünyayı dolaşacaksın, neyle, tarifeli uçaklarla mı” sözlerine “Vallahi de satacağım billahi de satacağım. Söke söke alacağım ve satacağım. Erdoğan duysun, sadece uçakları değil, o garaja koyduğun her biri milyon dolar olan o pahalı arabaların tamamını satacağım.” dedi. Erdoğan’ın “Bir defa devlet yönetmenin ne anlama geldiğinden haberin yok.” sözlerine de Kılıçdaroğlu, “Vallahi senin gibi devlet yönetmekten benim haberim yok, ben öyle devlet yönetmeyi bilmem. Kene gibi milletin sırtına çöreklenecekler, milletin kanını emecekler, bunun adına da devlet yönetimi diyecekler, böyle devlet yönetimi mi olur.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu konuşmasında şunları söyledi:
"Çalışmamız lazım. Ben 1 Temmuz’da Samsun’a gitmiştim. Sinop Milletvekilimiz Barış Karadeniz ve arkadaşlarımız bütün limanları geziyor. Sorunları saptayacaklar. Ben buradan hem sevgi saygılarımı gönderiyorum hem başarı dileklerimi iletiyorum. Karada da görev yapıyoruz. ‘CHP çalışıyor mu?’ CHP tarihinde belki ilk kez böyle çalışıyor. Bunların yapamadığını yapıyoruz. Çünkü biz iktidar olacağız ve bütün sorunları çözeceğiz. Neden sorunları saptıyoruz? İktidara geldiğimizde zaman kaybetmemek için. Raporlaştırıyoruz. Hiçbir üniversitede hiçbir akademisyenin sahip olmadığı bilgiler var bizde. Hepsinin sorunlarını biliyoruz ve hepsinin çözümlerini de iletiyoruz. Sorunların nasıl çözüleceğini de anlatıyoruz. Asla karamsarlığa kapılmayın, her sorunu çözeceğiz. Bize güvenin kendinize güvenin.
"İki 15 Temmuz var"
Biliyorsunuz iki 15 Temmuz var. Bir, halkın 15 Temmuz’u; bir de Saray’ın 15 Temmuz’u var. 251 şehidimiz var, para topladılar, paralarına çöktüler. Bir şeyi kimsenin unutmasını istemem. 15 Temmuz darbe girişiminin sonuçlarının araştırılması istendi, komisyon kuruldu, rapor yayınlanmıyor. Niye? Bu rapor yayınlanmıyor. Erdoğan konuşmuş. ‘Biz istikametini kaybetmiş avara kasnak gibi dolaşanlara bu memleketi teslim edemeyiz. Neymiş uçakları satacakmış.’ Vallahi de satacağım billahi de satacağım, söke söke alacağım ve satacağım. Erdoğan duysun, sadece uçakları değil, o garaja koyduğun her biri milyon dolar olan o pahalı arabaların tamamını satacağım. Senden öncekiler de bunları söyledi ben bilmem. Demek ki not tutmuşsun. Benim söylediğimi önemseyeceksin. Ben söylediysem gelirim ve yaparım. ‘Devlet yönetmenin ne anlama geldiğinden senin haberin yok...’ Vallahi senin gibi devlet yönetmekten benim haberim yok, orada doğru, ben öyle devlet yönetmeyi bilmem ama devlet yönetmenin şu olduğunu çok iyi bilirim, vatandaştan alınan her kuruşun hesabının vatandaşa vermenin devlet yönetme olduğunu bilirim. Saray ve beslemelerinin tamamının işine son vereceğim. 3 maaş 5 maaş, Erdoğan duy, bunları da bitireceğim. Kene gibi milletin sırtına çöreklenecekler, milletin kanını emecekler, bunun adına da devlet yönetimi diyecekler, böyle devlet yönetimi mi olur.
"Parayla itibar olmaz hele israfla hiç olmaz"
‘Uçakları sattığın zaman devleti yönetmiş mi oluyorsun?’ Hayır uçakları sattığım zaman değil, harama, israfa meydan okuyorum. ‘Dünyayı tarifeli uçaklarla mı dolaşacaksın?’ Merkel de geziyor tarifeli uçaklarla. Bizi kıskanıyor mu? Kesin kıskanıyor, ‘benim neden 13-15 uçağım yok’ diye. Parayla itibar olacağını sanıyorlar. Parayla itibar olmaz hele israfla hiç olmaz. Sen adaletli olduğun zaman herkes sana itibar gösterir. Sen bu güzel memleketi kimlere teslim ettin?
Bir, bu memleketin şanlı bayrağını, rüşvet alan kişilerin eline teslim ettin. İki, bu memleketin tank palet fabrikasını Katarlılara teslim ettin sen. Katar ordusuna devletin bütün sırlarını teslim ettin. Üç, sen bu memleketin ekonomisini, Londra’daki bir avuç tefeciye teslim ettin. Dört, sen Süleyman Şah Türbesi’nin bayrağını indirerek, toprağını düşmanına teslim ettin. ‘İstikametini kaybetmişlere teslim etmeyiz.’ Bunu söyleyecek insanın önce dönüp kendine bakması lazım. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez kendi toprağını terk eden bunlar. ‘Yerli milliyim’ diyorlar. Ne yerli ne milli, siz ahlaksızsınız. Can verilir, baş verilir o toprak terk edilmez. Sen devletin en büyük ihalelerini ‘Beşli Çete’ye verdin. Devletin bütçesini bu ‘Beşli Çete’ye teslim ettin. Sen rüşvet alanları, yolsuzluk yapanları, uyuşturucu baronlarını kolladın, korudun. Tonlarca kokain geliyor. Yakalanıyor, soruşturma açan yok. Sen devlette liyakati bitirdin. Devletin bürokrasisini Saray beslemelerine teslim ettin.
"Örnek olan bir cumhurbaşkanı"
Sordular bana, nasıl bir cumhurbaşkanı? 83 milyonu kucaklayan bir cumhurbaşkanı, örnek olan bir cumhurbaşkanı, her kuruşun hesabını veren bir cumhurbaşkanı. Eğer bir yerde bir sorun varsa soruna eğilen, kaynakların sağlıklı kullanılıp kullanılmadığına bakan saygın bir cumhurbaşkanı. Mal varlığı ile tehdit edilmeyen, onurlu ve dik duran bir cumhurbaşkanı. Güç eline geçtiği zaman yozlaşmayan bir cumhurbaşkanı. Kendi egosunu yenen bir cumhurbaşkanı. İstediğimiz cumhurbaşkanı budur."