İran-İsrail gerilimi, ekonomide büyük etki yaratır mı?
Ekonomi Masası’na konuk olan uzmanlar, hafta sonu İran’ın İsrail’e yönelik misillemesinin ekonomiye olası etkilerini değerlendirdi. Uzmanlar, gerilimin ekonomiye etkisinin düşük olacağı görüşünü dile getirdi.
Haber Merkezi |İLHAN DUMAN
ALB Yatırım Başekonomisti Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve EKONOMİ Gazetesi Yazarı Burak Arzova ve Yatırım Finansman Direktörü Dr. Nuri Sevgen Nasıl Bir Ekonomi TV’de yayınlanan Ekonomi Masası’nda piyasaları değerlendirdi. EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, gazeteci Barış Esen ve Berfin Çipa’nın sorularını yanıtlayan uzmanlar, İsrail ve İran arasındaki gerilimin ekonomiyi nasıl etkileyeceğini değerlendirdi. İran’ın misillemesinin ardından hem İran’ın hem de İsrail’in açıklamalarının piyasları rahatlatan bir etki yarattığını ifade eden uzmanlar, dolayısıyla gerilimin ekonomide sınırlı bir etkisi olacağı görüşünde.
ALB YATIRIM BAŞEKONOMİSTİ DOÇ. DR. FİLİZ ERYILMAZ:
Yabancının beklenenden erken gelmesi Borsa İstanbul’a olumlu yansıyor
Borsada bayram öncesi dönemde olumlu, oldukça da güçlü bir hareket vardı. Bu güçlü hareket bayramdan önceki hafta 4 Nisan perşembe günü başladı. Özellikle 5 Nisan Cuma günü genele yayılan, sadece bankalar ve holdingler öncülüğünde değil, hemen hemen tüm sektörlere hatta yan hisseler olarak tabir ettiğimiz BIST 100 dışı hisselere yayılan bir hareket vardı. Biz, Merkez Bankası’nın 500 baz puan artırmasından sonra, özellikle faiz artışı kaynaklı olarak borsa tarafında kısa vadeli de olsa bir baskı bekliyorduk. Yabancının geleceği beklentisiyle bu baskının ciddi düşüşe dönüşmeyeceği, belirli yatay bant hareketinin bir süre daha, en azından bayrama kadar olan süreçte devam etmesini bekliyorduk. Hatta “Bayram sonrası sürede belki bir miktar bu yatay bant hareketi devam eder” diyorduk. Fakat öyle olmadı. Çok hızlı bir şekilde bant hareketinin yukarı yönlü kırıldığını gördük. Bunda da temel itici güç şu aslında: Gelen datalara da baktığımızda ağırlıklı olarak yabancı girişinin güçlü olduğunu görüyoruz. Yabancının beklenenden daha erken şekilde belli sektör ve hisselerde pozisyonlanmaya başlaması Borsa İstanbul’u olumlu etkiliyor.
Bayram sonrası sürece baktığımızda 3 Mayıs'ta S&P var. 15-20 Nisan’da IMF ve Dünya Bankası toplantıları var. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan buraya katılacak. Bunun yanı sıra 9 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ABD’ye gidecek. Haziranda gri listeden çıkma durumu var. Yine temmuzda Moody’s var. Tüm bunlar yabancının daha hızlı, daha erken gelebilme ihtimalini artıyor. Bu da borsadaki güçlü yükselişin katalizörü.
Altın, güçlü pozisyonunu koruyor
Tabii gözler altın tarafındaydı. Altında kısmi bir yükseliş var ama bunun temel sebebinin dolar endeksindeki gerileme olduğunu görüyoruz. Asya piyasalarının açılmasıyla 105,9’dan 105,7’ye gerileme var. Ama 10 yıllıklar tarafında 4,50’den 4,55’e yükselme var. Özellikle altın fiyatları oldukça merak ediliyordu Asya piyasalarının açılmasıyla. Özellikle son 1-2 haftalık sürede Amerika'dan gelen verilere, şahin konuşan Fed üyelerine rağmen altın Amerikan enflasyon verileri sonrasında hem dolar endeksinde hem de özellikle 10 yıllıklarda geçtiğimiz hafta 4,59’u gördü. Buna rağmen altın tarihi rekor görmeye devam etti.
Geldiğimiz noktada piyasalar açıldığında altın fiyatlarında güçlü yükselme olmasa bile çok güçlü düşüş olmadığını da görüyoruz. Dolayısıyla bize şu sinyali veriyor: Altın tarafında bundan sonraki sürede de özellikle merkez bankaları daha geç faiz indirecek olmalarına, altının hoşuna gitmeyecek veriler gelmesine rağmen belirli bir süre daha altının en azından belli desteklerden güç alarak çok güçlü düşüşe maruz kalmayabileceği anlamına geliyor. Dolayısıyla şimdilik en azından şu an fiyatlamalara bakarsak, altın tarafındaki en kötü senaryoda belirli düşüşler olsa da bir düzeltme hareketi olsa da çok güçlü düşlerin olmayabileceği noktasında. Dolayısıyla 2.300 dolar üstünde tutunacak mı altın? Buna bakıyor olacağız. Yukarıda 2.386 kritik. Burayı geçemediğimiz sürece çok güçlü yükselişler mümkün olmayabilir. Şimdilik 10 yıllıklarla altın arasındaki pozitif korelasyonun, en azından sabahki fiyatlamalara bakarsak bir süre daha devamı görülebilir.
MARMARA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ VE EKONOMİ GAZETESİ YAZARI PROF. DR. BURAK ARZOVA:
Türkiye, yönünü biraz daha Batı’ya çevirdi
İran ve İsrail arasındaki gerilimin çok büyük bir ekonomik etkisi olmayacaktır. İsrail bir karşılık vereceğini ama doğru zamanı bekleyeceğini açıkladı. Dolayısıyla şimdilik bir karşılık vermeyecek. İran da BM’ye yönelik yaptığı açıklamada başka bir harekata geçmeyeceğini söyledi.
Bu olay piyasaları nasıl etkiler? Petrol fiyatları yukarı doğru gitti. Buralarda belki bir müddet kalıcı olabilir. O nedenle içeriye yeni bir zam olarak yansıyabilir. Yani benzin ve motorin fiyatları üzerinde bunun etkilerini görebiliriz. Diğer taraftan baktığımızda İsrail borsasında herhangi bir olumsuz senaryo yok. Tam tam tersine artışla başladı. Amerika'da da vadeli hisselerde artış söz konusu. Bizde de geçen sefer İsrail borsası olumlu açıldığında Türkiye'ye bu olumsuz olarak yansımıştı. Ama içerideki söylemler önemli olacaktır. Ama şu an için içerideki piyasaları olumsuz etkileyen bir durum yok.
Ayrıca Dünya Bankası’ndan 18 milyar dolarlık kredi söz konusu. Biraz daha Batı’ya döndüğümüz için çok fazla sesimizi çıkarabileceğimiz bir noktada olacağımızı düşünmüyorum. Dolayısıyla hafta sonu İran’ın İsrail’e yönelik misillemesinin “Bu da geldi geçti” diyerek bizi etkilemeyen bir süreç olacağını tahmin ediyorum.
Dünya Bankası’nın kredisi proje bazlı gelecek
Öte yandan 18 milyar dolarlık krediyi Dünya Bankası değil de IMF vermiş olsaydı bambaşka şeyler konuşuyor olurduk. Aslında ikisi birbirine bağlı kuruluşlar. Dünya Bankası proje bazlı olarak Türkiye'ye destek sağlayacağını söyledi. Türkiye ile beraber bir proje veya projeler silsilesi içerisinde sağlanacak bir destek söz konusu. Bu tür projelerin bir anda ortaya çıkabilmesi mümkün değil. Muhtemelen çok daha geçmişe dayanan görüşmeler... Burada söylenecek birçok şey var. Türkiye ekonomisine güven duydukları konusunda şüphe yok. En azından bundan sonraki süreçte Ortadoks politikaların devam edeceği yönünde ikna olmuşlar ki böyle bir kredi musluğunu Türkiye’ye açtılar. Bu artı hanesine yazılabilecek olan bir konu. İkinci önemli konu; Türkiye uzun zamandan beri Arap sermayesi ya da o bölgeden gelecek parayı bekliyor. Ama gelmiyor. Haklı olarak da gelmez. Çünkü dünyadan habersiz değiller. Parayı götürüp Türkiye'ye verelim mantığında çalışmıyorlar. Çalıştıkları fonlar da çok profesyonel. O nedenle Türkiye'ye elini kollunu sallayarak girecek bir para yok. Üçüncü konu Türkiye'nin Batı'ya döndüğünün bir göstergesi. Eğer Türkiye yönünü batıya dönmüyor olsa o para gelmez. O nedenle içeride İsrail'e yönelik söylemler belki kaybolan oyları konsolide etmek için çabaya dönüştürülebilir. Ama içerideki söylem ve dışarıdaki eylem aynı olmayacaktır.
Batı’ya dönmek olumlu ama olumsuz olarak söylenebilecek bir şey var: Bizim aradığımız parta bu değil. Proje bazlı para tabii ki önemli önemli. Ama bizim esas aradığımız Türkiye'nin geleceğine ortak olan sıcak paranın gelmesi. Kısa vadeli portföy akınları olabilir. Tahviller ya da hisse senetleri yoluyla gelebilecek kaynak olabilir. Ya da en çok istediğimiz doğrudan yabancı yatırımcının gelmesi. Sıfırdan tesis yatırımı, bir tesis satın alma ya da mevcut tesisi büyütecek yatırımlar yapılmalı. Ancak mevcut koşullar altında yabancı yatırımcının gelebilmesi mümkün değil. Türkiye’deki hukuk normları, evrensel hukuk normları seviyesine çıkmadığı sürece yabancı yatırımcının gelmesi çok mümkün değil. Bununla birlikte 18 milyar dolarlık kredi tek seferde gelecek bir para değil. Dünya Bankası’nın gösterdiği projede kullanmak zorundasın.
YATIRIM FİNANSMAN DİREKTÖRÜ DR. NURİ SEVGEN:
TL enstrümanlar olumlu yönde seyredecek
Son gelişmlere bakıldığında Türkiye’nin Ortadoğu’da Batı’nın yeniden müttefik olmaya başladığı görülüyor. Özellikle İran ve İsrail arasında yaşananların ardından Türkiye’nin önemi yeniden ön plana çıkmaya başladı. Bu da Türkiye’ye kaynak akışını beraberinde getirebilir. Ayrıca seçim bittiği için de bir miktar kaynak akışı olacaktır; çünkü faizler yüksek. Alınan önlemleri de bunlara dahil ettiğimiz zaman TL’nin ya da TL enstrümanların daha olumlu yönde seyredeceği bir dönem olacağını öngörüyorum.
Borsa yatırımcısına “Yatırım tavsiye eder misiniz?” noktasında bayram öncesindeki hareketin bayram sonrasında devam edip etmeyeceğini görmemiz gerekir. Geri çekimelerde alım fırsatı verirse oralardan bakmak lazım. Genel itibarıyla bu hafta yurtiçi piyasalarda, çok ektrem durumlar yaşanmazsa, borsa açısından daha stabil, ama senet bazlı yoğun hareketlerin olduğu, endeks senetleri ve bankacılık endeksinin diğer senetlere yayıldığı bir hafta görme olasılığımız var.