İmamoğlu: Sayın Bakan sen MOBESE kamerası için mi İstanbul’a geldin?
İBB Başkanı İmamoğlu, Bakan Soylu'yla ilgili, "Sayın Bakan sen MOBESE kamerası için mi İstanbul’a geldin? "Bu nasıl bir İmamoğlu korkusu, bu nasıl İstanbul sevdası?" dedi. İmamoğlu, Soylu'ya cevap olarak da, "Kabadayılık saygın bir kavramdır, o da yakışmıyor sana, devletin sana verdiği görevi yap." ifadesini kullandı.
Haber Merkezi | ANKA |İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Ekrem İmamoğlu, Fox TV’de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu Çalar Saat programına konuk oldu.
İmamoğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'nun, "TEM Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu bunlar Karayolları Genel Müdürlüğü'nün sorumluluğunda. Tabii orada yolda kalan vatandaşlarımız çok büyük sıkıntı yaşadı, bu kadar kar ve tipiye göre elbette olumsuzluklar yaşanacaktı.” dedikten sonra, İBB'yi eleştirerek, “Vatandaş sıkıntı çekerken vatandaşın sıkıntısıyla, derdiyle ilgilenmek lazım. Gözünüz başka yerde olmaması lazım. İstanbul'un derdiyle dertlenmek lazım ki bu işlere biraz çözüm bulmalısınız. Ben 24 yıl İBB’de çalıştım, Ulaşım Dairesi ve Yol Bakım Dairesi bana bağlıydı. Bu işlerden sorumlu bir kişi olarak konuşuyorum." sözlerine tepki gösterdi. İmamoğlu, şunları söyledi:
"O da ne yazık ki bazı söylemlerin esiri olmuş. O 'sizi bizi' sevenlerden. Sayın Bakan İstanbul'la ilgilenmekten bahsediyor. İstanbul'dan dertlenmekten bahsediyor. Bana bunu en son anlatacak kişilerden biridir. Kendisi daire başkanıydı, ben Beylikdüzü Belediye Başkanı'ydım. Kendisi Genel Sekreter Yardımcısı'ydı, ben Büyükşehir Belediye Başkanı oldum. Benimle 18 gün görev yaptı. Onlar da siyasetin esiri. Bakın o, ‘siz-biz’ kavramının esiri. Bu söylem onu gösteriyor. Yani anlatıyorsunuz, 'Evet TEM bizim sorumluluğumuzdaydı. Evet Basın Ekspres Yolu bizim sorumluluğumuzdaydı'. Bütün afişlerini kendi ismiyle donatarak birtakım mesajlar verdi TEM'de, 3. köprü yolunda, Basın Ekspres yolunda. Bunlar sorumluluğunuzdaysa yani '1,5 gün orada insanları hareket ettiremediniz' mi diyoruz biz? Demiyoruz, bakın hala demiyorum. Ama işte, gözünüz başka işte olmayacak.
Evet kendi sorumluluk alanlarını saydı zaten. Oralar zaten en sıkışık, en yoğun kalanlar biliyor zaten. Takip edenler de biliyor. TEM Otoyolu, 3. köprünün yolu ve Basın Ekspres Yolu en uzun sürede açılan hatlar. Ama bakın diyorum ki biz oralarla da ilgilendik. Valimizle... Az önce fotoğrafı gösterdim."
Karla mücadele çalışmalarının sürdüğü sırada Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun İstanbul'a gelmesini de eleştiren İmamoğlu, satır başlarıyla şunları söyledi:
"Bizimle bir araya gelmekten çekiniyorlar"
“İki bakan niye geldi Allah aşkına, gece saat 04:00'te niye geldi? Yahu İstanbul'un en büyük karla mücadelesini ana arterlerinde, ilçelerinde yapan biziz. Diğer TEM ve 3. köprünün bağıl olduğu Karayolları ve Ulaştırma Bakanı orada. Zaten hepsine bakan bir vali var İstanbul'da. Niye geldiniz? O zaman gelirsiniz, ararsınız İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni. Çekiniyorlar, bizimle bir araya gelmekten çekiniyorlar.
"Telefonlarımıza bile bakamazlar, herhalde fırça yiyorlar"
Telefonumuza bile dönemezler. Çünkü artık o telefona döndüklerinde fırçamı yiyorlar... Ya da bir şeyi konuştuklarında, bir şey yaptı mesela, İstanbul'un lehine bir şey yaptıklarında herhalde fırça yiyorlar. Öyle tahmin ediyorum. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı'nın dünkü ifadeleri üzücü. ‘Siz biz’. Şimdi bunu dinleyen bakan, bunu dinleyen vali nasıl hareket edecek Allah aşkına? Devlet böyle olmaz. Cumhurbaşkanı, ülkemizin cumhurbaşkanı. Seçilmiş Cumhurbaşkanı, doğru mu? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, İstanbul'un seçilmiş belediye başkanı. Hem de tarihinin en yüksek oyuyla. Ya buna saygı duyacaksınız.
"Sabah kalkıyorlar İmamoğlu, akşam İmamoğlu"
(İngiliz Büyükelçi’yle yemekte iletişim hatası olup olmadığıyla ilgili) Hatamız olmaz olur mu? İnsanların hatası olur, eksiği olur. Sabah kalkıyorlar İmamoğlu, akşam İmamoğlu. Ben orada iki aileyle fotoğraf bile çekildim. Fotoğraflarla derdim yok benim. Ben umursamadım, AKOM'a geldim işime daldım. Gece saat 3'e kadar oradaydım.
Yemeği ertelemek aklımdan geçti ama çok insani düşündüm. Ben AKOM'dan ayrılıp geçtim yemeğe. Tekrar AKOM'a döndüm. Sayın büyükelçinin bizden erken geldiği haberini aldık. Bu iki ülke arasında saygın bir buluşmanın bu şekilde deşifre olduktan sonra beni ilk arayan Murat Ağırel'e 'Bu buluşma doğru' dedim. Siz arasanız aynı şeyi söylerdim.
"Eleştirilere bakmam sorumluluğumu yerine getiririm"
Büyükelçinin bilgisi olmadan açıklama doğru değil diye düşündüm, hassas bir durum. Şimdi sert konuşacağım. Öyle iyilik zamanı, kakara kikiri zamanı değil.
23 yıldır gittiğim restoranın en şeffaf yerinde oturup büyükelçiyle yemek yiyecek kadar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Kimsenin hazzetmediği bir insanın cenazesine de katılırım. Eleştirilere bakmam, sorumluluğumu yerine getiririm. Bunların derdi bu, Ekrem İmamoğlu ne yapsa konuşacaklar.
Ben eşimle bir temsiliyet yemeğine gidiyorum. Bugün de başka yerlere gideceğim, bir sürü işim var. Güvencemiz devletimiz. Ne diyorsun sen Allah aşkına ya? 'Dedikoduyu bırak iyiliğin zamanı.' Bu nasıl bir tavır, Çok ciddi ve hayati bir meseledir.
"Bu memleketimin, şahsımın, herkesin güvenliği meselesidir"
Birileri fotoğrafımızı masanın altından çekmiş falan, bunların hiçbir önemi yok. Bu benim memleketimin, şahsımın, ailemin, herkesin güvenliği meselesidir. İçişleri Bakanı 'İyiliğin zamanı' diyor. Gırgır yapacak zamanı değil. Bu tarzı, bu ülkede çok ağır şeylere sebep oluyor. 55 gün önce '557 terörist' dedin, 20 gün önce ben valiliğe dilekçe yazdım. ‘Yollayın bana gereğini yapayım’ diyorum. Her dediği lafın altı boş çıkıyor. İşin gücün başka.
"İstanbul Başsavcılığı'nı göreve davet ediyorum"
MOBESE görüntüleriyle ilgili kendi şahsi başvurumu yaptım, kurumsal başvurumu yaptım. İstanbul Başsavcılığı'nı da göreve davet ediyorum. Ben, bu olayı yaşadığım akşam valimizi aradım. Kendisine mesaj attım, 'Bunu dilekçe kabul edebilirsiniz' dedim. Valiye mesajımı attım. Söz uçar, yazı kalır. Yetinmedim ertesi gün bir daha attım. Sayın Cumhurbaşkanı, bütün bunların sorgulanması, sorumlularından da hesap sorulması lazım. Hakkımı sonuna kadar savunacağım.
Sayın Bakan, sen MOBESE kamerası için mi İstanbul'a geldin? MOBESE'de kestirilen kayıt ve bu süreci yönetmek için mi İstanbul'a geldin? Bu nasıl bir İmamoğlu korkusu, bu nasıl İstanbul sevdası? Öyle kabadayılık… Kabadayılık saygın bir kavramdır, o da yakışmıyor sana, devletin sana verdiği görevi yap. Vali Bey'le biz iş birliği yaptık. Şu andaki baskıcı akıl olmasa bu ülkenin bürokratında hiçbir sorun yok. Siyasi baskıyı yaparsan insanlar yığılıp kalıyor. Özgür bırakın şu milleti ya. Siyasetin kıskacına sokmayın.
Cumhurbaşkanına doğal gaz yanıtı
(Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 'İran doğal gazı borç nedeniyle mi kesti' sorusuna, 'Biz İBB değiliz, bizim İran'a borcumuz söz konusu değil' yanıtıyla ilgili soru üzerine) Sayın Cumhurbaşkanı, siz de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’siniz, İBB de sizin. İran'la Türkiye münasebetinin İBB'yle ilişkisi ne?"
Erdoğan'ın "Bizim zamanımızda kar, boran olacak Tayyip Erdoğan gidip evinde yatacak. Biz tüm belediyelerimizle beraber AKOM'da karargahımızı kurar, oradan İstanbul'u izlerdik. İş yapmak istiyorsanız kimse sizin önünüzü kesemez" sözlerine ise İmamoğlu şöyle yanıt verdi:
Sayın Cumhurbaşkanı İBB Başkanı iken AKOM yoktu. Sayın Gürtuna döneminde AKOM kuruldu. AKOM'un olmadığını hatırlatayım, yanlış bir ifade var. Biz mazeret üretmiyoruz. Engellemeleri, sorunları ifade ediyoruz ama gümbür gümbür de iş yapıyoruz.
5 bin yeni taksi teklifi yeniden UKOME'DE
UKOME'ye 5 bin yeni taksi teklifini bugün tekrar getiriyoruz. Bir değişiklik yaptık. 5 bin taksinin 500 tanesi engellilere hizmet edecek. Çünkü İstanbul'da taksi bulma sorununu en çok yaşayanlar engelliler.”