Hataylılar zeytin ağaçlarının sökülmemesi için nöbette: Bildirim bile gelmiyor
Şubat depremlerinden en çok etkilenen kent olan Hatay'da birçok ormanlık ve zeytinlik alanda TOKİ konutları yapılmaya devam ediyor. Bazı bölgelerde, konutlara yol yapımı için tapulu arazilerindeki zeytin ağaçlarının geçici kamulaştırma ile bedel bile ödenmeden sökülmesine vatandaşlar tepki gösteriyor. Defne ilçesi sakini Çiğdem Arslan, "Bu alanda yaklaşık yüz yaşını aşkın ağaçlarımız vardı. Burada TOKİ yapılırken de aynı ağaç kıyımı yapılmıştı. Şu anda kamulaşmamış bir alanda ağaç kıyımına devam ediyorlar." dedi.
Haber Merkezi |Deprem illerinde yeni konut yapımı için ormanlık alanların ve zeytinliklerin imara açılmasını öngören düzenlemenin, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilmesinin ardından Hatay'da, birçok orman ve zeytinlik alanda TOKİ konutları yapılmaya devam ediyor.
Defne ilçesi Ballıöz Mahallesi’nde yapımı devam eden TOKİ konutlarına yol yapımı için Çekmece Mahallesi ile Ballıöz Mahallesi arasında kalan güzergahta bulunan zeytinliklere el konularak sökülmesine vatandaşlar tepki gösterdi.
Kendilerine herhangi bir bildirim yapılmadan zeytin ağaçlarının sökülmeye başlandığını aktaran çiftçi Çiğdem Arslan, kalan ağaçlarının sökülmemesi için arazisinde çadır kurarak nöbet tutuyor.
"Bu alanda yaklaşık yüz yaşını aşkın ağaçlarımız vardı. Burada TOKİ yapılırken de aynı ağaç kıyımı yapılmıştı. Şu anda kamulaşmamış bir alanda ağaç kıyımına devam ediyorlar. Bu bölgenin tamamında büyük zeytin ağaçlarımız vardı. TOKİ'ye yol açmak için bu kıyımlar yapılıyor. Bizden herhangi bir izin alınmadı. Bizlere bilgi verilmedi. Tebligat da gönderilmedi. Dolayısıyla ödeme de yapılmadı. Bu kıyımı valiliğin el koyma kararıyla yapmaya çalışıyorlar. Onda da konaklama amaçlı bir el koyma kararı var. Karayollarına veya TOKİ'ye ait bir ibare belirtilmiyor. Karayolları Mersin 5. Bölge Müdürlüğüne gidip sorduğumuzda proje çizimde görünüyor. Proje çizimi tamamlanmamışken ağaç katliamı yapılıyor. Yaklaşık 3-4 kilometre alanın içerisinde yüzlerce ağaç kıyıldı ve bizlere, 'Hiç kimseye gitmeyin, hiçbir şey yapamazsınız. Boşuna avukatlara para ödemeyin' dediler. Ben suç duyurusunda bulundum. Şikayetimizde şunu söyledik, 'Biz yola karşı değiliz ancak yapılan işlemler usulsüz.' Yapılan işlemin usulsüz olduğunu söyledik ve suç duyurusunda bulunduk. Burası kamu arazisi değil, şahısların tapulu malıdır."
"15 gündür burada nöbet tutuyorum"
Haklarının ödenmesi durumunda muvafakatname verebileceklerini belirten Arslan, "Benim bu bölgede 2 arazim var. Diğer arazimdeki ağaçların kesildiğini tesadüfen fark ettim. Ne olduğunu anlamaya çalışırken, karayollarının hukuksuz bir şekilde yol açmaya çalıştığını fark ettim. Kamulaştırma kararlarını görmek istedim ancak bana geçici el koyma kararı gösterildi. Bununla beraber dedektif gibi olayı araştırdım. Burada herhangi bir kamulaştırma olmadan ve ödeme yapılmadan kıyım yapıldığı için halk mağdur oluyor. Arazimiz kamulaştırma olmadan gasp usulüyle alınmakta. Tebligat geçilerek bilgi verilseydi biz zaten muvafakatname verirdik. Herhangi bir tebligat yok. Herhangi bir değer tespiti yapılmadı. Vatandaşlara bir tek kuruş ödenmemişken bu şekilde yapılan işlem gasp usulüdür. Biz bunu kabul etmiyoruz. Arazime geldiğimde ağaç kıyımlarının yapıldığını gördüm. Benim arazimde sadece 8 tane ağaç kalmıştı. 15 gündür burada nöbet tutuyorum. Kıyım için geldiklerinde her seferinde polisi de arıyorum. Polis bize gelirken geç geliyor. Biz kamulaştırmaya karşı değiliz. Haklarımız ödendikten sonra muvafakatname veririz." ifadelerinde bulundu.
"Normalde ben kendi tarlamdan bir zeytin ağacı söksem yasal işlem uygulanır"
"Zeytinlikler hukuku" kapsamında kesimin yasak olduğuna dikkat çeken çiftçi Hasan Özçelik ise "Bizim burada yaklaşık 6 dönümlük arazimiz var. Burada herhangi bir bilgilendirme yapılmadan 150'ye yakın ağacımız söküldü. Sökerken videolarını çektiğimizde saklanıyorlar. Herhangi resmi bir belge gösteremiyorlar. Olduğumuz yerlerde şu an söküm yapamıyorlar ama ilerideki alanlarda sökümler devam ediyor. Gerekeni yapacaklarını söylüyorlar ama hiçbir şey yapılmıyor. Biz bir ay sonra zeytin ağaçlarımızın mahsüllerini toplayacaktık ama elimizden aldılar. Biz zeytinlerimizin hasadını yaparız ve satarız. Bizim gelirimiz budur. Şu an işimizi elimizden alınıyor. Normalde ben kendi tarlamdan bir zeytin ağacı söksem yasal işlem uygulanır. Kendileri 150 ağacımı çıkarttı ses çıkartan yok." dedi.
Depremin ardından şehir dışına çıktığını söyleyen çiftçi Filiz Çoban ise döndüğünde bu durumla karşılaştığını belirterek, "Depremden sonra geçici olarak Antalya'ya gittim. Döndüğümde ise bu durumla karşılaştım. Benim arazime daha geçilmedi ama geçilecek. Hiçbir resmi evrak da almadık." ifadelerine yer verdi.
"Belki ağaçlarımız için para ödenecektir ama kurulu düzenimiz ne olacak?"
Geçimini zeytinliklerden sağladığını belirten çiftçi Sevilay Zebunoğlu, zeytinliklerle beraber nar ve incir ağaçlarının da söküleceğini söyleyerek, "Benim zeytinlik bahçeme benden izinsiz giriliyor. Mühendisler gelip bahçemde ölçüm yapıyor yol geçecek diye. Acil kamulaştırma var diyiyorlar ama bize herhangi bir bilgi verilmedi. Benim 50 civarımda zeytin ağacım gidecek. Bunun dışında nar ve incir ağaçlarım da var. Sebze bahçemden de geçilecek. Benim yaşam kaynağım bunlar. Ben bütün geçimimi buradan sağlıyorum. Nereye gideceğim ben, geçimimi nasıl sağlayabilirim? Çocuklarımı okutuyorum ben. Belki ağaçlarımız için para ödenecektir ama kurulu düzenimiz ne olacak." sözleriyle tepkisini dile getirdi.
"'Ne yaparsanız yapın biz bu yolu açacağız' dediler"
Bir diğer çiftçi Hasan Oflazoğlu ise şunları söyledi:
"Benim burada 25 ağacım söküldü. Karşılığının verileceğini söylediler ama şimdiye kadar herhangi bir ödeme yapılmadı. 'Ne yaparsanız yapın biz bu yolu açacağız' dediler. Bizim ağaçlarımız söküldü hepsi asırlık ağaçlar. Benim mesleğim çiftçilik gelirimi buradan kazanıyorum. Ekim ayında bu zeytinleri toplayacaktık. Hepsi kıyıldı. Bu ağaçlar dedemin dedesinden kalmıştı. Hepsi gitti."