Gençliğe destek geleceğe hizmet!

Milenyum ve Z Kuşağı’nın 2025'te iş gücünün yüzde 27'sini oluşturacağı, 2030’da ise global gelirin dörtte birinden fazlasını genç nüfusun üreteceği öngörülüyor. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik Spor Bayramı’nda eğitimden, spora, sağlığa, iklim değişikliğine, bedensel ve zihinsel gelişime çok çeşitli alanlarda şirketlerin gençlere yönelik yürüttüğü çalışmaları araştırdık.

Haber Merkezi |

Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, Türkiye’nin resmi günleri arasında kuşkusuz bayramlaşma süreci en ilginç olanı... Atatürk’ün, 105 yıl önce, Samsun’a ayak basarak Milli Mücadele’yi başlattığı 19 Mayıs günü, ilk kez 1926’da Gazi Günü olarak kutlandı. 1935’te “Atatürk Günü” adıyla resmi bir bayram olarak kabul edildi. Beşiktaş'ın girişimleriyle Fenerbahçe Stadı'nda kutlanan bu ilk 19 Mayıs’a, Galatasaray ve Fenerbahçeli yüzlerce sporcu katılmış ve bayram bir spor şenliğine dönüşmüştü. Sonrasında tüm gençliğe mal edilebilmesi için "19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı" adı altında her yıl yapılmasını teklif edildi ve Atatürk'ün de onayıyla 20 Haziran 1938 tarihli kanunla "Gençlik ve Spor Bayramı” adını aldı. 1981’de getirilen düzenlemeyle de bugünkü adını (Atatürk’ü Anma”, Gençlik ve Spor Bayramı) aldı.

2024 yılının Türkiyesi’nden baktığınızda, Milli Mücadele’nin başladığı günün gençlik bayramına dönüşmesini anlamlandırmak pek kolay değil. Ama kuşkusuz her dönem kendi koşulları içinde değerlendirilmeli. Balkan Harbi, Çanakkale Savaşı, Sarıkamış Faciası, I. Dünya Savaşı’nda diğer cephelerde verilen kayıplar ve ardından gelen Kurtuluş Savaşı… Sadece 20 yıl içinde yaşanan bu savaşlarda Türkiye nüfusu 1 milyondan fazla gencini kaybetti. 1923’te Türkiye nüfusunun tahminen 8 milyon olduğunu düşündüğünüzde yaşanan kaybın büyüklüğü daha iyi anlaşılabilir. Bu dönemden sanayisi, tarımı özetle tüm kurumları yıkılmış olarak çıkan yeni Cumhuriyet’in bunları tekrar inşa etmek için gerekli olan insan kaynağı da yok olmuştu. İşte bu nedenle sadece bu ülkede bir çocuk ve gençlik bayramı var.

2024’ün 19 Mayıs’ına dönersek… Sadece Türkiye değil tüm dünya, gençlerin dönüştürücü gücüne hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyuyor. Bu durumu geçen hafta Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı çok net ifade etti: “… çok büyük bir değişim görüyoruz. Çevre konusu artık birtakım entelektüellerin sohbet konusu olmaktan çoktan çıktı. Karşımızda bir hayatta kalma, insanlığın devam etmesi, bu gezegen üzerindeki yaşamın devam etmesi sorunu var. Ve biliyoruz ki biz böyle gidersek yaşam bizim alıştığımız biçimde artık bu gezegen üzerinde sürmeyecek. Çünkü çevre sorununun üzerine bambaşka yepyeni bir boyut eklendi. Dev bir boyut eklendi, o da ikim değişikliği. Ve bu değişiklik de bir ölçüde zaten geri dönülmez bir biçimde gerçekleşti.”

Konuşmasını “umarım geç kalmamışızdır” diye bitiren Bülent Eczacıbaşı’nın söylediği bu büyük değişime uyum sağlamak, ayakta kalmak için şirketlerin, kurumların dönüşmeye, bu dönüşümü de mümkün kılmak için gençlere ihtiyacı var. Birleşmiş Milletler de gençlere iklim değişikliğiyle mücadelede kilit bir rol biçiyor. Kurumun 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’nın beşi (açlık ve yoksulluğa son, nitelikli eğitim, insana yakışır iş ve iklim eylemi) gençlerin güçlendirilmesine işaret ediyor Kuruma göre “gençlerin sürdürülebilir kalkınma çabalarına aktif katılımı, 2030 yılına kadar sürdürülebilir, kapsayıcı ve istikrarlı toplumlar elde etmenin merkezinde yer alıyor”.

Ancak buna rağmen genç istihdamındaki sorunlar ve eşitsizlikler yerli yerinde duruyor.  Gençlerin mevcut istihdam olanaklarına bakıldığında, kayıt dışı ve düzensiz işlerin ağırlığı öne çıkıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) “Genç İstihdamında Küresel Trendler” raporuna göre milyonlarca genç, iş yaşamında ve özel yaşamında ilerleme için daha az getiri ve sınırlı beklentiler sunan geçici ve gönüllü olmayan yarı-zamanlı ya da gündelik atipik işlerle, belirli süreli sözleşmeler arasında sıkışmış durumda. Raporda giderek derinleşen beceri uyuşmazlığı sorununun işsizlik rakamlarını olumsuz yönde etkilediğine, okuldan işe geçiş süreçleri zorlaştırarak ne eğitimde ne istihdam olan gençlerin sayılarında artışa neden olduğuna vurgu yapılıyor. ILO’ya göre “gençlerin iş bulması, daha iyi bir hayata ve iş yaşamına kavuştukları anlamına da gelmiyor. Çalışan gençlerin dörtte üçü kayıt dışı istihdam ediliyor ve herhangi bir sosyal güvenceden yoksun olarak çalışıyor”.

Genç istihdamı temel sorun

Türkiye de bu tablodan azade değil. 2023'te genç işsizlik oranı yüzde 17,4 ile son 10 yılın en düşük seviyesini görmesine rağmen "ne eğitimde ne istihdamda olan" gençlerin toplam genç nüfus içindeki oranı yüzde 22,5 oldu. Genç nüfusun yüzde 14,1’i ise yoksulluk eşiğinin altında yaşıyor. Diğer taraftan yükseköğretim mezunu genç nüfustaki işsizlik oranı yüzde 35,8. Eğitimli nüfustaki yüksek işsizlik oranları, gençlerinde aldığı eğitim sonucu kazandığı nitelikler ile işgücü piyasasının talep ettiği nitelikler arasında bir uyumsuzluk olduğuna işaret ediyor.

Aslında bu tablo, 2024-2028 dönemini kapsayan 12. Kalkınma Planı’nın da öne çıkıyor. Zira planın ele en önemli gündem maddelerinden biri gençlik. 100’ü aşkın maddede ‘genç’ kelimesine yer veriliyor. Programın en önemli hedefleri arasında “genç istihdamının artırılması”, “gençlere çağın gerekliliklerine uygun beceriler kazandırılması” ve “gençlerin potansiyellerini ortaya çıkarabileceklere araçlara erişimlerinin artırılması” ön plana çıkıyor.

Gençler güçleniyor

Tüm olumsuzluklara rağmen gençler hızla kurumların ve şirketlerin geleceğini belirleyecek bir güç haline geliyor. 2023 yılında, 15 ile 24 yaşları arasında 1,29 milyar genç kaydedildi ve bu gençler dünya nüfusunun yüzde 16'sını oluşturuyor. Bu rakam, dünya tarihindeki en yüksek genç sayısı demek. Bu nüfusun yüzde 90'a yakını gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor ve nüfusun büyük bir bölümünü oluşturuyor. Türkiye'nin genç nüfus oranı ise yüzde 15,2 olarak hesaplanıyor. OECD, gençlerin 2025'te iş gücünün yüzde 27'sini oluşturacağını tahmin ediyor. 2030’da ise global gelirin dörtte birinden fazlasını genç nüfusun üreteceği öngörülüyor. Geçen yıl sadece ABD'de Z kuşağı tarafından yönetilen hane halkı yıllık harcaması 2,7 trilyon dolara ulaştı. Bu da toplam harcamanın yaklaşık yüzde 30'una denk düşüyor. Yani ortada hızla büyüyen yeni bir işgücünün yanı sıra bir tüketim ekonomisi de var.

Ama bu iş gücüne ve tüketiciye ulaşabilmek hiç olmadığı kadar zorlaşıyor. Deloitte’in her yıl yayımladığı ve 44 ülkeden 22 bin genci kapsayan “Gen Z ve Milenyum Kuşağı Anketi -2023” gençlerin işverenlerden beklentilerinin eksi kuşaklara göre tamamen farklılaştığını ortaya koyuyor. Ankete göre Z ve Milenyum kuşağı, iklim değişikliği konusunda büyük bir endişe duyuyor her ne kadar mali durumları, sürdürülebilirliği önceliklendirmelerini zorlaştırmasına rağmen… Buna karşılık işverenlerden daha fazla iklim eylemi talep ediyorlar ve bazı işverenlerin son yıllarda sürdürülebilirlik stratejilerini geri planda bıraktığına inanıyorlar. Ankete göre sözde buna bağlı olan ama perde arkasında bu konu hakkında ne yapacağını bilmeyen işverenlerin geleceği olmadığını düşünüyorlar. Ayrıca işverenlerin düşük karbonlu ekonomiye geçiş için onları gerekli beceri eğitimleriyle hazırlamada kritik bir rol oynaması gerektiğine inanıyorlar.

Dolayısıyla artık şirketlerin yetenekli iş gücüne ulaşmaları, ürünlerini satabilmeleri için gençlerle bir bağ kurmaları gerekiyor. Onları geleceğe daha iyi bir yer haline getirmeye çalıştıklarına, yeşil ve dijital dönüşümün getirdiği yetkinlikleri kazandırabileceklerine ikna etmeleri gerekiyor.

Gençlere değer katan şirketler

Bu bakış açısıyla EKONOMİ Gazetesi olarak dünyanın tek gençlik bayramında, eğitimden spora, sağlıktan iklim değişikliğine şirketlerin gençlere yönelik yürüttüğü projeleri araştırdık. Kuşkusuz listemiz bu alanda gerçekleşen projelerinin tamamını kapsamıyor, yapılan çalışmaların, bilgisine ulaşabildiğimiz bölümüne yer verebiliyoruz. Diğer taraftan seçtiğimiz projelerin uzun soluklu olmasına özen gösterdik, yani sadece 19 Mayıs özelinde yapılmış olanları listemize almadık. Buna ek olarak genç istihdamına ve yetkinliklerin geliştirilmesine yönelik kariyer programları için de ayrı bir araştırma yürüttük ve bilgisine ulaşabildiğimiz 100 programı listeledik.

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var ki gençlere yönelik yürütülen proje sayısı yola çıkarken ki beklentilerimizin altında kaldı. Bu durumun temel nedenlerinden biri olarak gençler odağında çalışma yürüten sivil toplum kuruluşlarının sayısının azlığı gösterilebilir. Kadın veya çocukların aksine doğrudan gençleri hedefleyen ve şirketlerin işbirliği yapabileceği STK neredeyse bir elin parmaklarını geçmiyor dolayısıyla şirketler daha çok kendi başlarına hareket etmek zorunda kalıyor ya da kendi vakıfları aracılığıyla çözümler sunmaya çalışıyor. Bu çözümlerin ağırlığını ise eğitim bursları oluşturuyor. Buna ek olarak genç kadınlara yönelik programlar ile bilim ve teknoloji odaklı projeler çoğunlukta… Ayrıca TÜSİAD, TİM gibi iş dünyası örgütlerinin ve bankaların yürüttüğü gençlerin fikirlerini hayata geçirmelerine maddi ve mentorluk desteği sağlayan projeler öne çıkıyor.

Listemizde gençlere yönelik yürüttüğü projelerin yoğunluğuyla ön plana çıkan şirketler ise Akbank, Eczacıbaşı Holding ve Sabancı Holding. Onları Yapı Kredi Bankası, Turkcell, Vodafone, İş Bankası, Pepsico ve Mercedes Benz Türk takip ediyor.

Kuşkusuz bu projelerin uzun soluklu olması ve çok fazla gence ulaşabilmesi çok kritik. Nihayetinde gençleri, dünyanın yeni dönemine hazırlamak, yeşil ve dijital dönüşümün etkilerine ve geleceğin ihtiyaçlarına uyum sağlayabilmeleri için gerekli becerilerle donatmak, fikirlerini yeni girişimlere dönüştürmeleri için desteklemek, sadece tüketen bireyler değil ‘türetici’ olmaları için bilinçlenmelerini sağlamak zorundayız.

GENÇLERİ DESTEKLEYEN ŞİRKETLER NELER YAPIYOR?

Esas Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Emine Sabancı Kamışlı

Odağımız gençlik ve istihdam

Bir milletin yücelmesinde en önemli faktör gençliktir. Toplumun en önemli yapı taşı olan gençler Türkiye’nin en önemli serveti. Onların aklı, zekâsı, girişimci ruhu ve donanımı toplumun gelişmesinde çok büyük rol oynuyor. Türkiye’deki duruma baktığımızda yeni mezunların 15 ay işsiz kaldığını görüyoruz. Araştırmalarımız çerçevesinden eğitimli genç işsizliği sorununun çözüme kavuşturmak, gençleri fırsat eşitliği ile buluşturmak adına kollarımızı sıvadık. Unutmamak gerekir ki eğitimli genç işsizliği sadece bizim problemimiz değil. Bu sorun Türkiye ekonomisine ve iş gücüne katkıda bulunan her kişi ve kurumun sorumluluğunda. Bu bakış açısıyla hayata geçirdiğimiz sosyal yatırım programları çerçevesinde aralarında sivil toplum kuruluşları, kurumsal destekçiler, insan kaynakları profesyonelleri, eğitmenler, mentorlar ve mezunların bulunduğu 4 bin 500 kişiyi aşkın geniş bir Esas Sosyal Ekosistemi geliştirdik. Bu ekosistem ile kan bağı değil, akıl bağı olan bir aile yaratmayı hedefledik.

2015 yılında merhum Şevket Sabancı ve ailemizin topluma geri verme vizyonuyla Esas Sosyal’i, Esas Holding’in bir iş kolu olarak kurduk. Odağımıza gençlik ve istihdamı alarak sürdürülebilir ve ölçülebilir etki yaratmak amacıyla “Esas Sosyal Fırsat Eşitliği Sağlar” mottosu ile “Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat”, “Hayırlı Sabancı Desteğiyle İngilizce Fırsatım” ve mezun programlarını hayata geçirdik.

Bu programlar ile gençlerin; işverenler tarafından mezun oldukları üniversitelere göre değil yetkinliklerine göre değerlendirileceği bir insan kaynakları anlayışına ön ayak olmak istedik. Hedef kitlemizi az bilinen devlet üniversitelerinde öğrenim gören ve mezun olan gençler olarak belirledik. Türkiye’nin 75 ilinden bin 400 gence ulaştığımız programlarımızı hayata geçirirken gençlerin profesyonel hayata kendinden daha emin, öz güvenli ve donanımlı bireyler olarak adım atmalarını hayal ettik. Programlara katılan gençlerin birçoğu “Bana bir fırsat verildi ben de benden sonrakine vereceğim” diyor. Bu ifadeler bize her zaman hedeflediğimiz sürdürülebilir ve birbirini besleyen bir ekosistem yarattığımızı gösteriyor.

Boyner Grup ve Boyner Büyük Mağazacılık İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Seda Kayrak Kızıltan

Eşitsizlikleri ortan kaldırmalıyız

Geleceğe yapabileceğiniz en iyi yatırım gençlere yaptığınız yatırımdır. Bu yüzden eğitim sisteminden istihdam fırsatlarına, teknoloji ve internetin erişiminden girişimcilik ve yenilikçilik odaklı çalışmalardaki tüm imkanları gençlerle buluşturmamız gerekiyor. Var olan potansiyellerini ve becerilerini ortaya çıkarma imkanı bulan her genç farklı alanlarda yetkinlik kazanabiliyor. Ancak imkanlara erişim konusunda her gencin eşit fırsatlara sahip olmadığını biliyoruz. İşte bu noktada sadece devlet ve kamu değil, özel sektöre de görev düşüyor. Hayata geçirilen projelerle Türkiye’nin sporda, teknolojide ve sanata kadar pek çok alanda gizli kalmış cevherlerini çıkarmamız gerekiyor. Bu eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için yapmamız gereken tek şey doğru projelerle gençleri desteklemek.

Boyner Grup olarak gençleri desteklemek ve genç potansiyelleri keşfetmek için hayata geçirdiğimiz projelerden biri NextGEN Uzun Dönem Staj Programı. Bu yıl üçüncü dönemi başlayan NextGEN’de stajyerlerimiz kişisel ve kariyer gelişimlerine katkı sağlayacak eğitimlerin yanı sıra proje gruplarında yer alarak kendi potansiyellerini keşfedebiliyor. Boyner Grup çalışma kültürü içinde deneyim elde eden 46 stajyerimiz NextGEN kapsamında bizimle… 15 arkadaşımız da mezuniyetlerinin ardından artık tam zamanlı ekip arkadaşımız olarak yola devam ediyor.

Genç yetenek kazanımı için üniversite iş birliklerini de çok önemsiyoruz. Boyner Büyük Mağazacılık ve Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi iş birliğinde öğrenci ve mezunların sektörü deneyimlemesini amaçlayarak 3. sınıf öğrencileri ile staj programı ve 4. sınıf öğrencilerinin mezuniyetleri ile beraber dahil olduğu MT programını yürütüyoruz. Işık Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ile gerçekleştirdiğimiz yeni iş birliğimiz ile 2024 bahar döneminde Career Project dersimizi hayata geçirdik. Bu dersle Işık Üniversitesi’nde öğrenimlerini sürdüren tüm bölümlerden 3. ve 4. sınıf öğrencileri BT, Ar-Ge, Müşteri İlişkileri Yönetimi ve Sürdürülebilirlik alanlarında Boyner’in proje liderleri ile biraraya gelerek gerçek hayattan projeler üretecek. Ayrıca Perakende Meslek Liseleri, İBB İstihdam Ofisi ve üniversite öğrenci kulüpleri ile yaptığımız işbirlikleriyle de yeni yetenekleri Boyner ve iş dünyasıyla buluşturuyoruz.

Gençleri desteklediğimiz bir diğer çalışmamız ise Buluşum. 2015’ten bu yana desteklediğimiz Buluşum Platformu ile ‘benim bir buluşum var’ diyen ya da girişimlerini geliştirmek isteyen sosyal girişimcilere cesaret vererek maddi destek sağlıyoruz. Buluşum’da yer alan projelere sağlanan finansal kaynağın yanı sıra gerektiğinde kurucu girişimciler için Boyner Grup olarak mentorluk desteği de sağlıyoruz. Böylece bir buluşu olan gençler network oluşturmanın yanı sıra Boyner Grup şirketlerinin iletişim ağından da faydalanabiliyor.

PepsiCo Türkiye Kurumsal İlişkiler Kıdemli Direktörü ve Sürdürülebilirlik Lideri Esra İren Görsel

Geleceğin bilim kadınlarını yetiştiriyoruz

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de dijital dönüşüm çağıyla birlikte gençlerin gerekli beceri ve yetkinliklere sahip olması her zamankinden daha kritik hale gelmeye başladı. Gençlerin 21. yüzyıl yetkinliklerine sahip olmaları hem bir dünya vatandaşı hem de dünyadaki diğer gençlerle eşit koşullarda küresel rekabetin içerisinde olmaları açısından büyük bir önem taşıyor. Nitelikli eğitimden spor ve sanata kadar birçok konuda eşitsizliklerin ortadan kalkması için özellikle bizim gibi şirketlere ve kurumlara da büyük bir sorumluluk düştüğüne inanıyoruz. PepsiCo olarak nitelikli eğitim konusunda sorumluluk hissediyor, yaratabileceğimiz etkiyle bu konuda değişimi harekete geçirebileceğimize inanıyoruz. İş birliği içerisinde hareket ederek gençlerin potansiyeline ulaşmalarını sağlamanın, bir ülkedeki herkesin sorumluluğu olduğunu düşünüyoruz.  

PepsiCo olarak özellikle eğitimde cinsiyet eşitliğini sağlamanın çok önemli olduğu düşüncesiyle Türkiye’de kızların daha iyi eğitim koşullarına erişmesi için çalışıyoruz. Bu kapsamda üç yıl önce PepsiCo Vakfı desteği ve Türk Eğitim Vakfı (TEV) iş birliği ile kız öğrencilere yönelik STEM eğitimine ilişkin eşitsizlikleri ortadan kaldırmak ve bu alanda kadınları güçlendirmek için PepsiCo Geleceğin Bilim Kadınları Akademisi’ni hayata geçirdik. Açıkçası sadece Türkiye’de değil tüm dünyada bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanını seçen kadınların oranı oldukça düşük ve kadınların STEM alanında okuyamayacağına dair önyargılar var. Biz de bu önyargıyı kırmak için harekete geçtik. Çünkü STEM alanları, dijitalleşen dünyada giderek daha fazla önem kazanıyor, eşitsizliklerin ortadan kalması için kadınların da bu alanda daha fazla desteklenmesi gerekiyor. Akademide öğrencilerimiz STEM alanlarında eğitimlerin yanı sıra birçok farklı destekten de yararlanma fırsatı yakalıyorlar. TEV’in çeşitli eğitim programlarına katılma imkanına sahip olurken aynı zamanda da PepsiCo’nun Türkiye’de kurucu destekçisi olduğu Milyon Kadına Mentor projesi üzerinden mentorluk da alabiliyorlar. Bununla birlikte Akademi çatısı altında öğrenciler için ufuk açıcı paneller ve seminerler de düzenleniyoruz. Eğitimlerini, gelişimlerini ve kariyerlerini desteklemek için öğrencilerimizi bu etkinliklerde, dünya çapında fark yaratmış alanında uzman bilim kadınlarıyla biraraya getiriyoruz.

Program kapsamında bugüne kadar 325 kız öğrencimiz burs aldı, Akademi’den mezun olan öğrenci sayısı 71’i buldu. Ayrıca yine proje kapsamında bursiyerlere fabrikalarımızda ve genel merkezimizde staj imkanı veriyoruz.  Şimdiye kadar 14 öğrencimiz proje sayesinde PepsiCo’da staj yapma imkanına sahip oldu.

Vestel Pazarlama Genel Müdürü Duygu Badem Uylukçuoğlu

Spora destek, markamızı tanımlıyor

Türkiye’deki toplam nüfusun yüzde 15’inden fazlasını gençlerimiz oluşturuyor. Küresel araştırmalardaki yerimiz ve ülkemizde yapılan bazı araştırmalar, genel tabloyu görmemize olanak tanıyor. Örneğin Aralık 2023’te yayımlanan OECD raporuna göre ülkemizdeki gençlerin üçte biri aktif olarak çalışma hayatında varlık göstermiyor. Yine OECD’nin PISA Araştırması eğitim alanındaki sorunları ortaya koyuyor. Önceliğimiz elbette gençler arasındaki eşitsizliklerin kaldırılması yönündeki çalışmaları desteklemek olmalı. Eğitime erişimin artırılması, sporun ve sanatın birleştirici ve iyileştirici gücünden faydalanılması kritik önem taşıyor. Bu noktada Vestel Şirketler Grubu olarak sürdürülebilir projelerimiz, kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerimiz ve spora desteğimiz ile üzerimize düşen sorumluluğu alıyor, topluma fayda sağlayacak atılımlar yapıyoruz.

Kurulduğumuz günden beri toplumun gelişimini kendi gelişimimize eş değer görüyoruz ve sporun, toplumların gelişimi açısından kritik öneme sahip olduğuna inanıyoruz. Vestel, çeyrek asrı aşkın süredir sporun birçok dalına destek veren bir marka. Spora destek, markamızı tanımlayan en önemli kavramlardan. Başarılı spor dallarının ve sporcuların gençlerimize ilham olmasını, toplumda rol model olmasını sağlamak için sorumluluk aldık. Bilhassa kadın sporlarının ve kadın sporcuların desteklenmesi öncelikli konularımızdan.

2016-17 sezonunda voleybol ile çıktığımız yolculuğumuzda Sultanlar Ligi’ne adımızı verdik. Ardından sponsorluğumuzu bir üst seviyeye çıkararak, Voleybol Milli Takımlar Ana Sponsoru olduk. Bu süreçte “Biz Voleybol Ülkesiyiz” sloganıyla başlattığımız iletişim kampanyamızla voleybolun markalaşma sürecine katkıda bulunduk. Bu desteğimiz önümüzdeki sezonlarda da devam edecek.

8 Mart 2021’de Türkiye Cimnastik Federasyonu’nun co-sponsoru ve Ritmik Dal ana sponsoru olduk. Sekiz ay gibi kısa bir zamanda iyi bir sinerji yakaladık ve iş birliğimizin kapsamının genişletmeye karar verdik. Kasım 2021’de ritmik cimnastik dışında kalan yedi dalı kadın ve erkek kategorileriyle sponsorluk kapsamımıza dahil ettik. Türkiye Cimnastik Federasyonu’nun da ana sponsoru olduk. Tıpkı voleybolda olduğu gibi Vestel’in cimnastik sporuyla da özdeşleştiğine inanıyoruz. Ülkemizin uluslararası platformlarda tıpkı voleybol gibi cimnastikte de marka haline gelmesi için katkı sunmayı sürdüreceğiz.

Mart 2023’te Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu ile iş birliği anlaşması imzaladık. Federasyonumuzun ana sponsoru olarak bir yılı aşkın bir süredir pek çok başarılı çalışmaya imza attık. Türkiye’yi derinden sarsan Kahramanmaraş depremlerinde ampute edilen bireylerin spora yönelmesi için federasyonumuzun koordinasyonunda destek çalışmalarımızı da sürdürüyoruz.

Öte yandan Vestel’in dünya çapındaki üretim tesisine ev sahipliği yapan Manisa’nın bizim için önemi büyük. Manisa’da yarattığımız ekonomik değerin yanı sıra, şehrin sosyo-ekonomik açılardan gelişimine ivme kazandırmak için de sorumluluk alıyoruz. Bu doğrultuda iki yıldır düzenlediğimiz yarı maraton Manisa ile özdeşleşmeye başladı. Vestel olarak gençlerle iletişim bağını güçlendirmeye ciddi mesai harcayan bir markayız ve bu anlayış bizi biz yapan özelliklerden biri. Üç yıldır 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda Samsun’da Gençlik Festivali düzenliyoruz.

Pfizer Türkiye Ülke Başkanı Metin Hullu

Kolektif bir yaklaşım gerekiyor

Türkiye’nin genç nüfusu geleceğimiz için çok önemli bir avantaj olmakla birlikte bu avantaj aynı zamanda bizlere de önemli bir sorumluluk yüklüyor. Buradaki önemli konulardan biri; gençlerdeki bilgi ve beceri donanımı ile hızla gelişen ve değişen ekonominin ihtiyaç duyduğu beceriler arasında denge sağlanması. Bir yandan iş gücü fazlamız varken bir yandan da rekabet gücümüzü artırabileceğimiz alanlarda iş gücü açığımız var. 

Bu sorunlara işaret etmek için kamu, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör iş birliklerinin artırılması önemli bir rol oynuyor. Bu konuda her paydaşa düşen rol; kolektif bir yaklaşımla, sorunu iyi tanımlayarak çeşitli nedenlerden kaynaklara erişimi olmayan bölgelere daha hızlı ulaşmak ve her kurumun üzerine düşen görevi üstlenmesini sağlamak. Bu yaklaşıma örnek olarak ikinci dönemini tamamlamak üzere olduğumuz ve Bilim Kahramanları Derneği ile iş birliği içinde 2021 yılında başlattığımız, lise öğrencilerine yönelik “Bilim Gençlerle Kazanacak” projemizi verebilirim.

Bu projemizle gençlere eğitim ve kariyer yolculuklarında çeşitli bilim dalları ile ilham vermeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda, gençleri farklı dallarda çalışan bilim insanlarıyla biraraya getiriyor, böylelikle bilim insanlarının çalışmalarını yakından tanıma, bilimsel süreçleri yakından inceleme, bilimsel sorularla hipotez oluşturma, hipotezi test etme ve evdeki malzemelerle deney hazırlama gibi süreçleri tecrübe etmelerini sağlıyoruz. 

Ayrıca Pfizer’de uzun yıllardır yetenek gelişim stratejisinin bir parçası olan, yeni mezunları bünyemize kattığımız ve geleceğin liderleri olarak yetiştirdiğimiz “Universe” adında kariyer programlarımız var. Henüz öğrenimlerine devam öğrencilere yönelik PT (Part time) Universe, yeni mezun veya az tecrübeli gençleri kapsayan MT Universe ile tıp ve eczacılık fakültelerinde eğitimlerine devam eden üniversite öğrencilerine yönelik Medical Universe’den oluşan kariyer programımızla aynı zamanda çalışanlarımıza rotasyon ile iş üzerinde öğrenme, tersine mentorluk, eğitim programları ve çevik takımlarda yer alma gibi çeşitli olanaklar da tanıyoruz.

Pluxee Türkiye İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Feride Düzduran Gündüz

Genç istihdamını iyileştirecek çözümler üretmeliyiz

Gençlerin potansiyellerine ulaşmalarını sağlamak için öncelikle ihtiyaçlarının doğru bir şekilde tespit edilmesi gerekiyor. Tabii belirlenen bu ihtiyaçlara uygun adımların atılması da çok önemli.  Donanımlı, eğitimli bir genç nüfus Türkiye’nin geleceği açısından önemli fırsatlar barındırıyor. Öte yandan gençlerin gerekli eğitimleri alamaması ve istihdam dışı kalması da ülkenin geleceği için büyük riskler içeriyor. Öğrencilerin bir kısmı yaşadıkları maddi, sosyal ve psikolojik zorluklar nedeniyle okula dönememe riskiyle karşı karşıyalar ve gelecek hayalleri yerini kaygıya bırakmış durumda. Gençlerin istihdama erişimindeki engeller arasında eğitim ve iş dünyası arasındaki uyumsuzluk, yeterli iş deneyiminin olmaması ve bölgesel ekonomik farklılıklar yer alıyor. Bu noktada, genç nüfusumuzun işsizlik oranını iyileştirecek çözümler ve projeler geliştirerek gelecek kaygılarını gidermek, onları hayatın içinde tutmak ve her alanda üretmeye teşvik etmek bir zorunluluk.

Diğer taraftan girişimciliğe yönelik destek ve teşviklerin artırılması, sadece bugünkü ekonomik koşulları iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda geleceğe yönelik güçlü ve sürdürülebilir bir ekonomik yapı inşa etmemize de olanak tanır. Bunun yanı sıra spor ve sanatın, gençlerin özgüvenlerini ve özsaygılarını yükselttiğine ve onları toplumsal ve kültürel açıdan daha bilinçli bireyler haline getirdiğine inanıyorum.

Gençlerin aidiyet duygularını pekiştirmek üzere onları dinleyen, ihtiyaçlarını ve farklı bakış açılarını kabul eden, kendi hayatlarının lideri olduklarını bilerek seçim özgürlüğü tanıyan bir yaklaşım sergilenmesini son derece önemsiyor, işgücüne dahil olmaları ve kariyerlerinde desteklenmeleri amacıyla yoğun faaliyetler yürütüyoruz.

Pluxee’deki tüm işe alım politikalarımızı eşitlik prensibi doğrultusunda oluşturduk. Aynı zamanda genç kadınları kariyer hayatlarında ve STEM alanında desteklemek için Yeniden Biz, Esas Sosyal, Teknolojide Kadın Derneği gibi STK’larla iş birlikleri yapıyoruz. Bunun yanı sıra üniversitelerle iş birliklerini çok önemsiyoruz.

İş gücünü çeşitlendirmek, genç yetenekleri iş hayatına hazırlamak, kendilerini geliştirmelerine imkân sağlamak ve istihdam yaratmak için özellikle teknoloji odaklı bootcampler (gelişim programları) ve staj programları hayata geçiyoruz. Staj programımız Next Generation’a katılan üniversite öğrencileri uzun dönem Pluxee’de çalışma imkânı bulunuyor.. Program sonucunda başarılı gençlere sertifikalarını vererek Pluxee’de çalışma fırsatı sunuyoruz.

Pluxee’deki liderlerimiz de, çalışanlarımızın topluma karşı sorumluluk duygusunu geliştirmesini sağlamak için mentorluk yapıyor ve Gönüllülük Etkinliklerine katılım sağlayarak çalışma arkadaşlarımızı toplum için sosyal fayda yaratma konusunda teşvik ediyorlar. Gençlere destek fonu oluşturmak için geçen yıl tüm çalışma arkadaşlarımızla birlikte İstanbul Maratonu Koşusu’na katıldık.

Samsung Electronics Türkiye Mobil İş Biriminden Sorumlu Başkan Yardımcısı Murat Azdemir

Gençleri geleceğin dünyasına hazırlıyoruz

Genç işsizliği sorununun çözümüne yönelik olarak gençlerin, onları iş hayatında daha güçlü kılacak bilgi kaynaklarına erişebilmelerini ve değişen dünyaya ayak uydurabilmelerini sağlayacak eğitim programları uygulamayı ve onlara formel eğitimde kazanamayabilecekleri bazı donanımları kazandırmayı amaçlıyoruz. Samsung Electronics olarak gençlere yönelik düzenlediğimiz eğitim programlarında eşitlik ve kapsayıcılık ilkelerine öncelik veriyoruz. Bunun yanında önemsediğimiz bir diğer konu da AI, IoT, kodlama gibi Endüstri 4.0 alanlarının giderek daha fazla ağırlık oluşturduğu geleceğin iş dünyasına gençlerin, özellikle de dezavantajlı konumdaki gençlerin ve genç kadınların daha hazırlıklı olabilmesini sağlamak.

Innovation Campus gibi eğitim programlarımızda, kadınlar ve deprem bölgesinden gençler için açtığımız özel kontenjanlarla bir yandan kapsayıcılığı gözetirken bir yandan da geleceğin teknolojilerini içeren, yapay zeka odağındaki eğitimlere ağırlık veriyoruz. Örneğin SDG AI Lab iş birliğiyle Innovation Campus kapsamında yapay zeka teknolojilerinde toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı eğitimler düzenliyoruz. Yine program kapsamında son dönem kodlama ve programlama sınıfında deprem bölgesinden gençler ve kadınlar için özel kontenjan sağladık.

Innovation Campus Programı, Samsung Electronics Türkiye ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye iş birliğiyle hayat buluyor. Şu an yedinci dönemi gerçekleşen bu program gençlere, çağın en önemli alanlarında temel eğitimler sunmak amacıyla başlatıldı. Yapay zeka, nesnelerin interneti, kodlama ve programlama gibi konularda gençlerin teknik becerilerini geliştirmelerine odaklanıyoruz. Küresel eğitim içeriği, UNDP SDG AI Lab’in uzmanları ve değerli akademisyenler tarafından gençlerle buluşturuluyor. Genç istihdamına katkı sunan program, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları yolunda ilerlemeyi destekleyen çözümlerin geliştirilmesini odağına alıyor. Son dönemde Innovation Campus Programı’nda özel yapay zeka eğitimlerine ağırlık verdik.

Diğer bir önemli sosyal sorumluluk inisiyatifimiz ise Solve for Tomorrow Programı. Samsung Electronics Türkiye ve Habitat Derneği ortaklığıyla gerçekleşen Solve for Tomorrow programı her yıl, 8. ve 12. sınıfta okuyan gençlerin toplumsal sorunlara yenilikçi ve yaratıcı çözümler üretmelerini teşvik eden projelerini değerlendiriyor. STEM alanına ilgiyi ve becerileri artırmayı hedefleyen bu program sayesinde, gençlerin yaşadıkları dünyayı daha iyi kavramaları ve toplumdaki kritik becerileri edinmeleri amaçlanıyor. Programın üçüncü yılında 173 eğitmen, 60 farklı şehirden 5 bin 425 öğrenciye ‘‘Tasarım Odaklı Düşünme’’ eğitimleri verdi.

BANTBORU CEO’su Sinan Gider 

Gençleri güçlendirmek geleceğe yatırımdır

Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UNGC) katılımcısı ve Kadının Güçlendirilmesi Prensipleri (WEPs) imzacısı olarak çevresel, sosyal ve etik olarak sorumlu davranmanın yanı sıra sosyal ve ekonomik eşitsizliğin giderilmesine, iş hayatında ve iş dışı hayatta daha adil bir ortam yaratmaya katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Özellikle gençleri güçlendirmenin, geleceğe yatırım yapmak olduğuna inanıyoruz.

2022 yılı itibarıyla milli tenisçi Zeynep Sönmez’e sponsorluk desteği vermeye başladık. İlk profesyonel şampiyonluğuna 2020’de ulaşan Zeynep Sönmez, BANTBORU desteğiyle 2023 yılında büyük bir ivme yakaladı. Wimbledon ve Amerika Açık olmak üzere iki Grand Slam turnuvasında oynadı ve WTA sıralamasında 146 numaraya yükseldi. Böylece genç yaşında WTA sıralamasında 150’ye giren dört Türk tenisçiden biri oldu.

Çevre, ekonomi ve sosyal eşitlik üçgeni içinde değerler yaratan sürdürülebilir bir mobilite geleceği hayalimizle, İstanbul Teknik Üniversitesi Güneş Arabası Takımı'na da (İTÜ ZES GAE) elmas sponsor olarak destek veriyoruz. İTÜ ZES GAE’ye verdiğimiz destek, ekibin ARIBA ZES X aracıyla katıldığı Bridgestone World Solar Challenge 2023 yarışını ve her türlü yolda otonom sürüş özelliğine sahip ARIBA Autonomous II’yi kapsıyor. Bu destek, Ar-Ge ve mühendislik desteklerimiz ile İTÜ ZES GAE üyesi öğrencilere şirketimiz bünyesinde staj kadroları oluşturmamızla eşitlik, çeşitlilik, kapsayıcılık açısından daha da anlamlı hale geliyor ve aynı zamanda Türkiye’nin en büyük özel sektör-üniversite iş birliklerinden birini oluşturuyor.

Sipay CEO’su Semih Muşabak

Liderlere büyük sorumluluk düşüyor

Çalışma hayatı hızla değişiyor. Eski nesil otorite ve korku yönetiminden yeni nesil birlikte üretime doğru bir geçiş yaşanıyor. Bu yeni yapıda liderler; çalışanların beklenti ve ihtiyaçlarına kulak vererek yeteneklerini geliştirmeleri için fırsatlar yaratıyor. Yeni nesil liderler aynı zamanda işin sadece yönetim değil, yapım aşamasında da yer alarak çalışanları teşvik ettiği gibi aynı zamanda bilgi ve tecrübelerini paylaşarak bir rehber/mentor gibi konumlanıyor. Bu da kendi kendini yöneten bir organizasyon kültürünün temellerini atmayı beraberinde getiriyor.

Bu kurum kültürünün ekseninde Türkiye’de şirketlerin gün geçtikçe daha fazla gencin hayatına dokunduğunu, sanattan spora eğitimden istihdama pek çok alanda desteklerini artırdığını gözlemliyoruz.

Sipay olarak gençlerin potansiyellerine ulaşması için çok sayıda farklı projeye imza atıyoruz. Üniversitelerde konuşmalar yapıyor; MMG-EURITECH Avrasya AR-GE, İnovasyon & Teknoloji Zirvesine ve İTÜ’de Fintech Hackotunu gibi etkinliklere sponsor oluyoruz. Bunun yanı sıra genç yeteneklerin Sipay’i tanıması için üniversitelerdeki kariyer etkinliklerine katılıyoruz. 2023 yılında genç yeteneklerin Sipay’i deneyimlemeleri adına 10 stajyer arkadaşımıza staj fırsatı sunduk. Ayrıca özellikle teknoloji ekibimize genç yetenekler kazandırmak amacıyla Patika iş birliği ile bir Bootcamp düzenledik. Bootcamp sonucunda yedi arkadaşımıza altı aylık bir staj fırsatı sunduk. Staj yolculuklarının sonunda programı başarıyla sonuçlandıran iki arkadaşımızı aramıza kattık.

Ata Grubu Teknoloji Şirketleri CHRO’su Seda Erdem Yılmaz

Genç yetenek programları artırılmalı

Türkiye’de gençlerin potansiyellerine ulaşmaları için gerekli beceri ve fırsatlara erişimlerinde önemli adımlar atılmış olsa da, hala desteklenmesi gereken alanlar bulunuyor. Eğitimde, özellikle kırsal ve kentsel bölgeler arasındaki kaynak ve düzey farkı, gençlerin eşit eğitim olanaklarına erişimini zorlaştırıyor. Bu durumu iyileştirmek için devlet ve özel sektörün iş birliği yaparak eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak adına yatırımlar gerçekleştirmesi gerekiyor. İstihdam alanında ise gençlerin iş gücü piyasasına katılımını teşvik eden genç yetenek programları artırılmalı. Ayrıca gençlerin sanatsal ve sportif faaliyetlere erişimini güçleştiren durumlar iyileştirilmeli ve yeteneklerini geliştirmelerine olanak tanıyacak projeler desteklenmeli. Gençlere yönelik eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için bütüncül bir yaklaşım benimsenmeli hem kamu hem de özel sektör iş birliğiyle kapsayıcı politikalar oluşturulmalı. Bunun gençlerin sadece akademik başarılarını değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve sportif gelişimlerini de destekleyerek potansiyellerini tam anlamıyla gerçekleştirmelerine olanak tanıyacağını düşünüyoruz.

ATP olarak gençlerin kariyerlerine güçlü bir başlangıç yapmalarına yardımcı olmak için kapsamlı genç yetenek programları geliştirdik. Bu programlara katılan gençlerimiz, sektörde deneyim kazanarak iş gücü piyasasında rekabet avantajı elde ettiler. Core Talent Genç Yetenek Programımız ile yeni mezun, üniversite 3. veya 4. Sınıf mühendislik veya Matematik/İstatistik gibi sayısal bölümlerinde okuyan genç yeteneklerimiz, dokuz ay boyunca yeni ve gerçek projelerde çalışma ve deneyimli mentörler ile potansiyelini keşfetme fırsatı yakalıyor. 2016'dan bu yana süregelen programımız kapsamında, 87 yetenekli genç profesyonel ekibimize katıldı; bunların 22'si ATP, Tıkla Gelsin ve fiyuu şirketlerimizde tam zamanlı pozisyonlar elde etti. 2024 yılı itibarıyla programımıza devam etmeyi planlıyoruz.

Programlarımızdan bir diğeri, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri bölümü öğrencilerine özel olarak gerçekleştirdiğimiz staj fırsatı. Bu programımız ile 24 gencimiz teknoloji alanında, sektöründe öncü olan şirketlerimizde ve Ata Holding bünyesinde uzaktan staj yapma fırsatı yakaladı.

Banu Taşkın – TEV Genel Müdürü

Çok yönlü desteklere ihtiyaç var

Mustafa Kemal Atatürk eğitimi, "Cumhuriyet'in temeli" olarak nitelendirerek gençlerin çağdaş bir eğitim almasının önemini her zaman dikkat çekmiştir. Biz de Türk Eğitim Vakfı olarak Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da gençlerimize eğitimde fırsat eşitliği yaratabilmek adına gayretle çalışıyoruz.

Ancak bu noktada gençlerin yalnızca burs desteğine değil, onları profesyonel ve sosyal yaşama hazırlayacak çok yönlü desteklere ihtiyacı var. Eğitimden istihdama, spordan sanata kadar her alanda gençlere yönelik eşitsizliklerin ortadan kaldırılması için kararlı bir çaba gerekiyor. TEV olarak gençlerimizin eğitim hayatlarına yönelik burs desteği sağlamanın yanı sıra onları yaşama hazırlayacak değer ve niteliklerin de kazandırılmasına yönelik fırsatlar sağlama noktasında gayretlerimizi sürdürüyoruz. Gençlerimizin karşı karşıya kaldıkları eşitsizlikleri ortadan kaldırmak kamu, özel sektör, sivil toplum ve eğitim kurumlarının iş birliği halinde hareket ederek mentorlük, staj, mesleki eğitim, istihdam gibi farklı alanlarda çok yönlü destekler sağlaması ile mümkün.

57 yıldır aralıksız bir şekilde faaliyetlerini sürdüren Türk Eğitim Vakfı, bugüne kadar yaklaşık 284 binden fazla yurt içi ve 2 binden fazla yurt dışı bursu sağladı. 32 eğitim tesisi inşa etti. Bugün 17 bin 700’ü aşkın öğrenciye burs desteği sağlıyoruz ve bu sayıyı artırabilmek için tüm gayretlerimizi sürdürüyoruz. Bunun yanı sıra uluslararası kuruluşlar ve üniversiteler ile çeşitli iş birlikleri gerçekleştiriyoruz. Bu çerçevede öğrencilerimizin çok yönlü gelişimlerine destek olmak için dil eğitimleri, mentorluk, akademik eğitimler, sektörün güçlü isimleriyle buluşmalar da yapıyoruz. Bugüne kadar Türk Eğitim Vakfı olarak 5000’in üzerinde kurumsal iş birliği ile binlerce öğrencimizin hayatına dokunduk.

Tüm bu faaliyetlerimiz sonucunda gençlerin yaşamında nasıl bir değişim yarattığımızı ayrıca ölçümlüyoruz. Sosyal etki analizi sonuçlarımıza göre TEV mezun bursiyeri olmak daha iyi bir topluma ulaşmada sivil toplum kuruluşlarının etkisinin olabileceğine inanma eğilimini beş kat artırıyor. Ek olarak TEV bursiyeri olmak kadınların yaşama katılımını kolaylaştırırken gönüllülük yapma eğilimini üç kat artırıyor. Bununla beraber gerçekleştirdiğimiz öğrenci anketlerinde gençlerimizin sosyal aktivitelere maddi kaynak ayıramadıkları için katılım sağlayamadıkları tablosu ile karşılaşıyoruz. Sosyal etki analizi sonuçlarımızda ise TEV bursları sayesinde sosyal etkinliklere katılabildiğini paylaşan öğrenci oranımız yüzde 81’i buluyor. Bu da aslında Vakfımızın faaliyetlerinin gençlere olan etkisine somut bir örnek…Bu olumlu sonuçlardan aldığımız ilham ile gelecek nesillerin başarılı olmaları için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.  

Mersin'de DEM Partili Akdeniz Belediye Başkanı gözaltına alındı Borsada servet inşasının formülü uzun vadeli yatırım ABD'de Carter'a son veda: 5 başkan bir araya geldi Rahmi Koç Seymenbaşı oldu: Ömür boyu taşıyacağım Marmaris Belediyesi'nden Kızılbük GYO'ya 2,68 milyar TL'lik para cezası Doğum izni, uzaktan çalışma, doğum yardımı... Yılmaz'dan açıklama