Erdoğan: Çözüm sürecini biz sonlandırmadık

Diyarbakır'da konuşan Erdoğan, "Bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum, küresel emperyalizmin ülkemizde yaklaşık bir buçuk asırdır kaşıdığı bir yarayı kapatmak için evet, çözüm sürecini biz başlattık ama çözüm sürecini sonlandıran biz olamadık çünkü çözüm sürecini bunların kötü niyeti, art niyeti gizli gündemleri sonlandırdı." dedi.

Haber Merkezi | AA |

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, valilik önünde gerçekleştirilen, "Bismil Ovası Tarımsal Sulama Tesisleri, Diyarbakır Tekstil OSB 30 Fabrika, 4. Otosanayi Sitesi ve Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Açılış Töreni"ne katılarak, vatandaşlara hitap etti.

Diyarbakır'ın tarih boyunca hep medeniyet, barış, huzur ve refah şehri olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bir zamanlar Türkiye'nin ilk 5 sanayi kentinden biri Diyarbakır'dı. Sonra bir karabasan gibi bölgenin ve özellikle Kürt kardeşlerimin üstüne terör felaketi çöktü. Türkiye'nin diğer şehirleri gelişip serpilirken, terör, Diyarbakır’ı sefalete, yoksulluğa, işsizliğe mahkum etti. Şairleri, edipleri, alimleri, tarihi eserleri surlarıyla meşhur güzelim Diyarbakır'ı perişan ettiler." diye konuştu.

"Sözümüzü yerine getirdik"

AK Parti'yi kurduklarında Diyarbakır'a gelerek karşılaştıkları herkese, "İktidara gelirsek bizden ne istiyorsunuz?" diye sorduklarını dile getiren Erdoğan, "Bize verilen cevap 'sadece OHAL'i kaldırın yeter' şeklindeydi. Sesinize kulak verdik ve hükümete gelince ilk iş olarak OHAL'i kaldırdık mı? Söz verdik, sözümüzü yerine getirdik." dedi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şimdi bir geriye dönüp 20 yıllık muhasebeyi yapalım. Biz ne dedik, ne yaptık, onlar ne dediler, ne yaptılar. Biz Diyarbakır'da 2005 yılında size ne demişsek dün de oradaydık, bugün de aynı yerdeyiz, yarın da aynı yerde olacağız. Biz tüm samimiyetimizle barış dedik, kardeşlik dedik, çözüm dedik, adalet dedik, hak dedik, özgürlük dedik, demokrasi dedik. Biz ret, inkar, asimilasyon politikalarını ortadan kaldırıp hak ve özgürlük eksenli bir yaklaşımla asırlık meselelerin çözümüne yöneldik. Peki bunlar, yani terörden beslenenler, terörü destekleyenler, terörü açıkça telin etmekten korkanlar, sırtını size değil de PKK'ya, terör örgütüne dayayanlar ne yaptı?"

"Gelin bugün hiç eğmeden, bükmeden açıkça bunları konuşalım. Gelin bugün utanmadan, yüzü kızarmadan bozuk plak gibi sürekli barış, demokrasi, kardeşlik diyenlerin maskelerini hep beraber indirmeye var mıyız?" diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunların eş genel başkanı geçenlerde çıkmış 'AK Parti kadınların başına gelmiş en büyük felakettir.' demiş. Şimdi buradan seslenmek istiyorum, asıl KCK'sıyla, PKK'sıyla, PYD'siyle, HDP'siyle hep birlikte benim Kürt kardeşlerimin kanını, iliğini sömüren, duygularını istismar eden bu çete, son bin yıldır bu milletin, bu bölgenin, bu halkın başına gelmiş en büyük musibettir. Lafa gelince 'barış' derler, 'kardeşlik' derler son 40 yılda öldürdükleri, dağa çıkardıkları, teröre bulaştırdıkları, hayatını kararttıkları 50 bin Kürt kardeşimin kanına giren, soruyorum, bunlar değil mi? Bu ülkede en çok Kürt kanını PKK dökmedi mi?

Bu bölgede köylerin boşalmasına, yakılıp yıkılmasına, kentlerin çökmesine, sanayinin ve ticaretin bitmesine, işindeki gücündeki insanların sefalete sürüklenmesine neden olan bunlar değil mi? Kurdukları partilerde demokrasi kelimesini hiç eksik etmediler. Peki soruyorum size, hangi demokraside seçilmiş milletvekilleri, belediye başkanları, teşkilat yöneticileri, örgüt militanlarına hesap verir. Hangi demokraside devletin yatırım, hizmet için gönderdiği ödenekler, yollara mayın döşemek için kullanılır. Hangi demokraside altyapı, üstyapı hizmetleri için merkezi yönetimin verdiği araçlar, şehirlerin içinde hendek ve çukur kazmak için kullanılır. Hangi demokraside ülkenin aleyhindeki her girişime destek veren bir siyaset anlayışı olur. Bunlar demokrasi savunucusu değil, demokrasi düşmanıdır, demokrasi istismarcısıdır."

Erdoğan, yakın dönemde demokrasi ve özgürlükler konusunda birçok mücadeleye girdiklerini belirterek, "Gezi olaylarını hatırlayın, 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimini hatırlayın, terör örgütlerinin Türkiye üzerine salınmasını hatırlayın, ülkeyi istikrarsızlık batağına sürüklemek için oynanan oyunları hatırlayın, 15 Temmuz darbe girişimini hatırlayın, ekonomimize kurulan tuzakları hatırlayın." dedi.

Bu mücadelelerin hepsini milletle birlikte yürütüp zafere ulaştırdıklarını söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Peki bunlar o dönemlerde ne yapıyorlardı? Türkiye'nin karşısında, sizlerin karşısında kim varsa onlarla birlikte yol yürüyorlardı. Biz şimdi de hukuk reformlarımızla, ekonomi reformlarımızla, hak ve özgürlük açılımlarımızla aynı çizgide yolumuza devam ediyoruz. Bugün sizlere bir de müjde vermek istiyorum. Geçmişte uzunca bir dönem adı zulümle, işkenceyle, insanlık dışı muamele ile anılan Diyarbakır Cezaevi'ni yakında boşaltıyor ve kültür merkezi olarak sizlerin hizmetine sunuyoruz. Adalet Bakanlığımız bu konuda gerekli hazırlığı yapıyor. Böylece Diyarbakır'ın hafızasındaki bir kötü anıyı ortadan kaldırmış oluyoruz. Şehrimize hayırlı olsun."

"Çözüm sürecini sonlandıran biz olamadık"

Erdoğan, "Bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum, küresel emperyalizmin ülkemizde yaklaşık bir buçuk asırdır kaşıdığı bir yarayı kapatmak için evet, çözüm sürecini biz başlattık ama çözüm sürecini sonlandıran biz olamadık çünkü çözüm sürecini bunların kötü niyeti, art niyeti gizli gündemleri sonlandırdı. Güya siyasetçi kimliğiyle ortada gezenler de hiçbir zaman şiddetle, terörle aralarına mesafe koymadılar. Hiçbir zaman meşru, demokratik hukuk düzeni içinde siyaset yapmayı düşünmediler. Diyarbakır'ın Sur'unu, alim ulema yatağı Cizre'yi, Silopi'yi köstebekler gibi kazanlara 'siz ne yapıyorsunuz' demediler, diyemediler. Yurt dışındaki karanlık mahfillerle, içerdeki hain FETÖ'cülerle gizli pazarlıklar yaparak ülkemizi emperyalistlerin oyun sahnesine çevirmek için harekete geçenlere tavır koymadılar." dedi.

Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Dünyada hangi demokrasi, hangi hukuk, hangi adalet, hangi vicdan buna göz yumar? Utanmadan, sıkılmadan yüzleri kızarmadan halen 'barış, kardeşlik, hukuk, demokrasi' diyorlar. Siz bu kavramları en son ağzına alacak kişilersiniz ey HDP. Siz bu ülkede ve bu bölgede kendinizden olmayan hiç kimseye hayat hakkı tanımadınız. Çünkü şiddet, dayatma, terör bunların ruhuna işlemiş."

HDP'nin "Bizim PKK ile ilişkimiz yok" dediğini anlatan Erdoğan, "Bunların işi gücü yalan. Yanındaki ortağı CHP, onun da işi gücü yalan. Akşam yalan, sabah yalan. Sürekli yalandan mağduriyet, yalandan dışlanmışlık edebiyatı yaparak sizlerin hak ve hakkaniyet duygularını istismar etmeye çalışıyorlar." dedi.

"Asıl bunları görevden almazsak size ihanet etmiş olurduk"

Yıllarca HDP'nin elinde olan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin tek bir ay bile ödeneğinin gecikmediğini, Ankara, İstanbul, Edirne, Trabzon belediyelerine verilen imkan ve hakların tanındığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Peki sonuç ne oldu? Büyükşehir belediye başkanını, Kandil'in komiseri olan ne idiği belirsiz birine, adeta hesaba çektirdiler. Bu ne idiği belirsiz birine Bodrum'da sorgulatıp tokatlattılar. Kim yaptı bunu? HDP, PKK. Devletten alınan paralarla sizlere hizmet getirecekleri yerde, örgütün emriyle sokaklarda hendek ve çukur kazmadılar mı? Onların yapması gerektiği halde dönüp bakmadıkları hizmetleri bizim bakanlıklarımız üstlenmek zorunda kaldı. Devletin görevlendirdiği kamu personeline 'kayyum' diyerek itiraz edenler, örgütün dağdan gönderdiği çapulcuların karşısında bunlar hazır ola geçmediler mi? Kurumlarımız sizlere hizmet getirmek için çalışmaya başlayınca yolların altına bombalar yerleştirdiklerini gördük. Belediyelere verilen kaynakların bir avuç terör baronuna peşkeş çekildiğini gördük. Asıl bunları görevden almazsak size ihanet etmiş olurduk."

Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:

"Mesela seçimlerde seni başkan yaptırmayacağız diye ortalığı inletenlerin, Yasin Börü'nün kanının hesabını verdiklerini gördünüz mü, duydunuz mu? Kurban eti dağıtmak için evinden çıkan 16 yaşındaki Yasin Börü'yü nasıl alçakça öldürdüklerini biliyorsunuz değil mi? Önce kovalıyorlar sonra sığındığı evde bıçaklıyorlar ardından 3. kattan aşağı atıyorlar, yetmiyor başını taşla eziyorlar sonra arabayla üstünden geçiyorlar, en nihayetinde de üzerine benzin döküp yakıyorlar. Bu nasıl bir kindir, nefrettir, insanlıktan çıkmışlıktır? Bıraktım Kürt'ünü, Türk'ünü, Arap'ını, Acem'ini böyle bir muamele canlıya nasıl yapılabilir? Üstelik tüm bu hıncın tek sebebi, tıpkı aynı günlerde katledilen diğerleri gibi Yasin'in kendilerinden olmamasıdır. Bu zulme ortak olan herkes, bu dünyada, öteki dünyada cezasını muhakkak çekecektir. Aynı şekilde bunların, evlatları ellerinden alınıp dağa götürülen annelerin, babaların feryatlarına kulak verdiklerini gördünüz mü, duydunuz mu? Tam tersine bu yüreği yanık insanlarla bunlar dalga geçtiler."

Tüm illere, Cumhuriyet tarihinde yapılanların 5-10 katı yatırımlarla çağ atlattıklarını belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu çerçevede Diyarbakır'a da son 10 yılda 46 katrilyon lira yatırım yaptık. Eğitimde, şehrimize 6 bin 207 yeni derslik kazandırdık. Yüksek öğrenim yurt yatak kapasitemizi 5 bin 300'e çıkardık. Aralarında 33 bin seyirci kapasiteli Diyarbakır Stadyumu'nu da bu arada biz yaptık. 42 spor tesisini sizlerin hizmetine sunduk. Şehrimizin takımlarından birini en kısa sürede Süper Lig'de de görmek istiyoruz. Merkez ve ilçelerimizdeki faaliyetlerden 248 bin gencimizin istifade ettiği 7 gençlik merkezi inşa ettik."

Diyarbakırlı ihtiyaç sahibi vatandaşlara 12 milyar lira tutarında sosyal yardım aktardıklarını belirten Erdoğan, "Sağlıkta, toplamda 1442 yataklı 19 hastaneden oluşan 48 adet sağlık tesisi inşa ettik. Yapımı devam eden 7 adet yatırımımızı da süratle bitirerek hizmetinize sunacağız. Diyarbakır 1000 yataklı Kayapınar Şehir Hastanesi'nin yapım ihalesini 19 Temmuz'da gerçekleştiriyoruz. Hastanemizin şimdiden şehrimize hayırlı olmasını diliyorum." diye konuştu.

Erdoğan, TOKİ vasıtasıyla Diyarbakır'da toplam 18 bin 578 konut projesini hayata geçirdiklerini vurgulayarak, Sosyal Konut Kampanyası kapsamında Yenişehir Üçkuyu'daki 2 bin 705 konutun yapımına devam ettiklerini anlattı.

Diyarbakır'da toplam büyüklüğü 396 bin metrekare olan 6 adet Millet Bahçesi projesi olduğunu kaydeden Erdoğan, bunlardan Dicle Vadisi ve İçkale millet bahçelerini hizmete açtıklarını, Yenişehir ve Bağlar millet bahçelerinin yapımına devam edildiğini, Çermik ve Hani millet bahçelerinin de proje aşamasında olduğunu söyledi.

Terör nedeniyle büyük zarar gören Sur ilçesini ve tarihi Suriçi'ni adeta baştan sona yeniden yaptıklarına işaret eden Erdoğan, Suriçi projesini 7 bölgede planlayarak her bir bölgeyi de kendi içinde etaplara ayırdıklarını, konut projelerini, altyapı, üstyapı ve restorasyon çalışmalarını bitirme aşamasına geldiklerini, proje tamamlandığında Diyarbakır'ın yepyeni çehreye kavuşacağını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bakanlıklarımız, belediyelerimiz, özel sektörümüz tarafından tamamlanan ve toplam yatırım bedeli 2,5 milyar lirayı bulan yüzlerce eser ve hizmetin açılışını yapmak üzere sizlerle beraberiz. Eğitimde, merkezde ve çeşitli ilçelerimizde çok sayıda ana okulu, ilkokul, ortaokul, lise, pansiyon ve spor salonlarının da aralarında bulunduğu 444 milyon liralık yatırımın resmi açılışını bugün yapıyoruz. Sağlık Bakanlığımızca şehrimize kazandırılan 120 yataklı Silvan Devlet Hastanesinin, 112 acil yönetiminin de yer aldığı hizmet binasının, AMATEM ve ÇEMATEM binalarının, Dicle, Hani, Kayapınar ilçelerimizde aile sağlığı merkezi ve 112 Acil binalarının açılışlarını gerçekleştiriyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın Sur'da yürüttüğü projeler kapsamında inşası tamamlanan 164 konutu, 6 oteli, 116 ticari alanı ve yolları hizmete alıyoruz. Ayrıca içinde 814 dükkanın bulunduğu, 5 bin kişiye istihdam sağlayacak oto sanayi sitemiz ile altyapı ve çevre düzenlemelerini de hizmete alıyoruz."

Türkiye dünyanın en sinirli ikinci ülkesi oldu! Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi Trump Hazine Bakanı adayını açıkladı: 'Amerikan rüyasının' bir örneği AKOM'dan İstanbul için saatli uyarı: Fırtına, yağış, kar... NASA keşfetti: Dünya'daki herkesi milyarder edecek asteroit! Bakanlıktan kasesi 1000 TL'lik çorbaya inceleme