Doç. Dr. Derya Hekim: Merkez, enflasyonla birlikte ‘faiz indir’ baskısını yönetmeye çalışacak

Merkez Bankası üzerinde erken faiz indirimi baskısı oluştuğunu belirten Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Hekim, “Erken faiz indirimi olursa tüketici döviz mevduatına yönelir. Bu riskli bir durum. Merkez Bankası’nın işi zor enflasyonla birlikte ‘faiz indir’ baskısını da yönetmeye çalışacak” dedi.  

Haber Merkezi |

İLHAN DUMAN

Nasıl bir Ekonomi TV’de Ekonomi Masası’nın konukları Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Hekim, Marbaş Menkul Genel Müdür Yardımcısı Soner Kuru, Yatırım Finansman Strateji ve Yatırım Danışmanlığı Uzmanı Makbule Deniz oldu. EKONOMİ Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz, gazeteci Dr. Barış Esen ve Şenay Zeren’in sorularını yanıtlayan uzmanlar, Merkez Bankası’nın faiz kararını ve piyasaları değerlendirdi.

Merkez Bankası Para Politikası  Kurulu’nun faiz karar metninde 2 önemli noktayı vurguladığını belirten Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Hekim, “Birincisi enflasyonun ana eğilimi, ikincisi ise beklentiler. Yani beklentiler henüz uyumlaşmadan ve enflasyonun ana eğiliminde belirgin bir düşüş olmadan sıkılaşma geriye döndürülmeyecek gibi bir ifade var. Parasal sıkılaşma düzeyinin korunacağını söylüyor. Burada bence Merkez Bankası gerçekten biraz elini de bağlamış. Bu beklentilerdeki düşüşü kolay kolay geriye döndürebilecekmişiz gibi görünmüyor” diye konuştu. Merkez Bankası'nın bu tavrına bakıldığında faiz indiriminin ekim ayında beklememek gerektiğini söyleyen Hekim, indirimin en erken kasımda olabileceğini ifade etti. Merkez Bankası’nın bir faiz indiriminin, parasal sıkılaşmadan vazgeçecekleri anlamına gelmediğini de belirttiğini hatırlatan Hekim, “En erken kasımda veya aralık ayında yavaş yavaş bir faiz indirimi yoluna girebilir. Ondan sonrasında da böyle küçük adımlarla ilerleyecektir, Fed’de olduğu gibi jumbo indirimlerle gitmeyecektir” dedi.

“Merkez Bankası’nın işi zor”

Merkez Bankası’nın özellikle hane halkı tarafında enflasyon bekleyişleri aşağıya düşmemişken sıkılığı korumaya devam etmesi gerektiğinin altını çizen Derya Hekim “Çünkü başlayacağımız bir faiz indiriminin şöyle bir riski var: Tüketici açısından, şu anda beklediği enflasyonunun altında bir faiz olduğu için tüketiciyi tekrar döviz mevduatına doğru yönlendirebilir. Böyle bir süreci başlatabilir. Bu riskli bir şey. Ara ara bunun ataklarını yaşıyoruz. Geçtiğimiz haftalarda bunun benzerlerini gördük. Dolayısıyla aslında ‘Ne yapmalı?’ sorusuyla ‘Ne yapacak?’ sorusu birbirinden farklılaşıyor. Ama şu anda o kadar büyük bir baskı geliyor ki bu baskıları da yönetmeye çalışacak” dedi.

Önümüzde enflasyon raporu olduğunu ve bu enflasyon raporunda bunun iletişimini iyi bir şekilde yapacağını ifade eden Hekim, “Faiz indirimine başlarsa da çok küçük adımlarla başlayacak ve sürekli, ‘Ben de veriye bağlıyım. İndirime başlamış olmam peşpeşe indirimler yapacağım anlamına gelmez. Verilere bakarım ve gerekirse dururum’ mesajını vereceğini düşünüyorum. Aslında oldukça işi zor Merkez Bankası’nın. Çünkü son dönemde faiz indirimi konusunda baskıların da arttığını duyuyoruz. Ama sıkılığı da korumak durumunda kalacaktır” açıklamasını yaptı.

“Maliye politikasında sıkı duruş olmaması yüksek enflasyon beklentisi yaratıyor”

Öte yandan Merkez Bankası’nın farklı enflasyon beklentilerine ayrı ayrı bakması gerektiğini belirten Derya Hekim, şöyle devam etti: “Çünkü hepsinin ayrı bir önemi var. Reel sektöre baktığınızda onlar fiyat koyucu. Dolayısıyla belirleyici odaktır onların enflasyon bekleyişleri. Ona göre fiyat belirlerler. Hane halkına baktığımızda onlar da tasarruf kararlarını enflasyon beklentisine göre veriyor. Onlar bir sene sonra yüzde 73 olarak bekliyorsa o zaman harcamaya bugün devam ediyorlar. Talebi öne çekiyorlar. Burada çok önemli bir nokta var. Ben maliye politikasında yeterince sıkı duruş olmamasının hane halkının enflasyon beklentisini yükselttiğini düşünüyorum. Çünkü bence hane halkı enflasyonun düşeceğine inanmadı. Her ne kadar enflasyon baz etkisiyle düşse de bir taraftan yapılan köprü zamları, her şeyin zamlanacağı ve dolayısıyla enflasyonun düşmeyeceği beklentisini devam ettiriyor. Bekleyişin düşmesi ve çıpalanabilmesi için hane halkının maliye politikasında ve kamu tasarruf konusunda işin ciddiye alındığını görmesi lazım.”

“Metinde güvercin tonlama var”

Merkez Bankası Para Politikası metnini güvercin olarak değerlendiren Marbaş Menkul Genel Müdür Yardımcısı Soner Kuru ise “Ancak mümkün olduğu kadar da metin üzerinde çalışma yapılmış ve bu güvercin tonun piyasa üzerinde negatif etki oluşturmaması amaçlanmış. ‘Enflasyonda bir bozulma olursa para politikası araçları sıkılaştırılacaktır’ diye net bir mesaj vardı. Şimdi bunu çıkardı. Bu ne anlama geliyor? Bozulma olsa da artık faizler de maksimum nokta burası. Maksimum nokta burasıysa ilerleyen dönemdeki adım düşüş olacak. Burası ciddi anlamda güvercin bir tonlama. Biz zaten yıl bitmeden böyle bir faiz indirim politikasının başlayacağını düşünüyorduk ve bu ifade eylül itibariyle çıktı” diye konuştu.

Negatif etkiyi korumak için de metnin içine 3-4 tane şahin cümle eklendiğini ifade eden Kuru, metinde özellikle “Ana eğilimde belirgin bir değişim yok. Ana eğilimde bir değişim yoksa hemen faiz indirmeyeceğim” vurgusu olduğunu belirtti. Özellikle dördüncü çeyreğe atıf olduğuna işaret eden Kuru, “Yani mal enflasyonunda bir toparlanma var ama hizmet enflasyonunun dördüncü çeyrekte düşmeye başlayacağı ifadesi var. Orası önemli bir çıpa. Dördüncü çeyreğin herhangi bir ayında hizmet enflasyonu da toparlandığında faiz indirim patikasına başlayacağı konusunda bir yol açıyor. Enflasyon üzerindeki risklere karşı ihtiyatlı duruş yinelenmiş. Faiz indirim sürecinin önünü açan güvercin bir ton. Dördüncü çeyreğe işaret eden bir metin. Bizim zaten aralıkta 2,5 buçuk puanla başlar beklentimiz vardı. Onu biraz daha ayakları yere basar hale getiren bir metin” yorumunu yaptı.

“Enflasyon beklentisiyle mevduat faizi arasında ciddi makas var”

Borsanın dünkü yükseliş hareketinde Fed'in mi yoksa TCMB’nin mi etkisi olduğu konusuna da değinen Soner Kuru, “Sabahtan itibaren Fed’in 50 baz puan indirimiyle birlikte coşkulu bir piyasa vardı. Dün hisse senetlerindeki alıcı satıcılara baktığımızda da yabancı ağırlıklı bir süreç oldu alış yönünde. Yani bu noktada belki Fed biraz daha etkili olmuş olabilir. Olası bir faiz indirim süreci, piyasa üzerinde muhakkak olumlu etki eder ama önden yüklemeli, para politikalarını topyekün negatife getirecek süreç olup olmayacağının netleşmesi lazım. Biz önden yüklemeli ve topyekün para politikalarında negatif reel faiz bölgesine götüren bir süreç olmasını beklemiyoruz. Faiz indirim patikası başlayacak çünkü beklenen enflasyon karşısında ciddi bir pozitif reel faiz alanı var. Yüzde 27’lerde 12 ay sonrası enflasyon beklentisi. Mevduat 50’lerde. Orada ciddi bir makas var. Yani yıl sonuna doğru bu alan iyice genişleyecek ve Merkez Bankası’na indirim için alan tanımlıyor” dedi.

Verilere göre geçen hafta yabancı yatırımcıların 300 milyon dolarlık satışla yine hisseden çıktığını aktaran Kuru, yabancının, Türkiye hikayesini satın almadığını, faize geldiğini ifade etti. Faizde ciddi bir getiri olduğunu kaydeden Kuru, “Yabancı yatırımcı bunu alıp gitme derdinde. Bunu görüyoruz. Yani 1,5 yıllık süreçte yabancıların istihdam sağlayacak doğrudan bir yatırım yaptığını pek göremedik. Şirketlere de ortak olmuyorlar. Onların bakış açısı borsa tarafında alıp satma değil. Gerçekten ortaklık mantığıyla bakıyorlar. Ama 21 Mayıs'tan itibaren 3 milyar doların üzerinde hisse senedi piyasasında yabancı satışı var. Bu da güvenle alakalı bir durum. Yani bu noktada piyasa, özellikle ekonomi kadrolarına ilişkin en tepeden biraz daha destekleyici açıklamalar bekliyor olabilir. Destek mesajları piyasaları önemli anlamda rahatlatır” şeklinde konuştu.

“Borsada son çeyrekte hikayenin pozitife dönmesini bekliyoruz”

Borsada yıl sonu için 12.500 seviyesini beklediklerini dile getiren Soner Kuru, şu açıklamayı yaptı: “Yılbaşında da zaten bu hedefi koymuştuk. Bu hedefi değiştirmiyoruz. İçeride makro ortam oldukça sıkı. Yerli bireysel üzerinden gidebilecek bir piyasa yok. Mevduata giden gitti. Borsada kalan pozisyonlandı, bekliyor. Pek kıpırdayamıyor. Yabancı hareketleri, algoritmaların hareketleri fiyatlamalar üzerinde belirleyici oluyor. Burada da son 3 aydır çok ciddi bir yabancı çıkışından bahsediyoruz. Yılın geri kalanında bunun pozitife dönmesini bekliyorum. Yani en azından ekim, kasım, aralıkta 2-2,5 milyar dolar nette hikayenin pozitife dönmesini bekliyoruz. Yabancı girişi oluşmasını ve bunun da piyasayı ortalama 12.500’e doğru taşımasını bekliyoruz. Olası hareketin özellikle BİST 30’da banka, holdingler, havacılık, büyük sanayi şirketleri, yabancının sevdiği hisseler üzerinden başlama ihtimalini yüksek görüyoruz.”

“Merkez Bankası’nın karar metni geçiş sürecine işaret ediyor”

Yatırım Finansman Strateji ve Yatırım Danışmanlığı Uzmanı Makbule Deniz de Merkez Bankası’nın sıkı ve ihtiyatlı duruşunu yinelediğini fakat metinde bazı ifadelerde değişiklikler olduğunu dile getirerek, “Yatırımcılar tarafından da pozitif algılanan ifadeler var. Sadece politika faizi araçlarıyla değil, makro ihtiyati tedbirlerle de enflasyon görünümünde bir bozulma olursa şayet müdahale edileceği algısı oluştu. Yine hizmet enflasyonundaki katılıklara atıfta bulunuyordu Merkez Bankası ama burada da özellikle son çeyrekte bir iyileşme beklendiğinin de belirtildiğini söyleyebiliriz. Genel olarak aslında Merkez Bankası’nın bu karar metnindeki ifadeleri bir geçiş metni olarak algılandı” diye konuştu.

Politika faizi kararından önce de Borsa İstanbul'da yükseliş olduğunu ama bu ifadelerle birlikte piyasanın artık, “Son çeyrekte, kasım ya da aralık ayında bir faiz indirimi olur mu?” beklentisine girdiğini belirten Deniz, “Nitekim zaten bankacılık sektörü öncülüğünde bir yükseliş yaşadık Ama genel manada Merkez Bankası aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunu koruyacağını da belirtiyor. Dolayısıyla metindeki bu ifadelerin aslında sıkı duruşu da hâlâ tasdiklediğini söyleyebiliriz” dedi.

Merkezi yönetim brüt borç stoku 8,3 trilyon lira oldu Finansal okuryazarlığınızı ücretsiz eğitimlerle geliştirin! İmamoğlu'dan Beyoğlu tepkisi Asgari ücret, memur ve emekli maaş zam tahminini açıkladı Stoltenberg: 10 yıllık görev süremde 5 büyük ders aldım Deniz Demir'den GSS borçları için soru önergesi