DEVA lideri Babacan: Kanal İstanbul inadınızdan vazgeçin
DEVA Partisi lideri Babacan, Marmara Denizi’nde görülen deniz salyası konusunda, "Derhal önlem alınmazsa, Marmara Denizi’nin ekosistemi geri dönülemez bir zarar görecek. Balıkçılık ve turizm sektörleri ise büyük bir risk altında." dedi. Babacan ayrıca, "Tamamen rant gözlüğüyle baktığınız Kanal İstanbul projesindeki inadınızdan da artık vazgeçin." çağrısı yaptı.
Haber Merkezi | ANKA |Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Babacan, partisinin genel merkezinde yaptığı açıklamada Marmara Denizi’ndeki deniz salyası sorununa değindi.
Babacan konuşmasında şunları söyledi:
"Ülkemizin iç denizi olan Marmara, aylardır müsilaj, yani diğer adıyla 'deniz salyası' artışıyla alarm sinyalleri veriyor. Görüntüler içler acısı. Onlarca senedir, evsel atık sularının ve sanayi atık sularının hiç arıtılmadan veya yetersiz arıtmayla denize boşaltılması sebebiyle Marmara Denizi hızla kirleniyor. Öte yandan da iklim değişikliğinin ve küresel ısınmanın, hem bugünlerimize hem de yarınlarımıza yönelik tehdidine karşı ise hükümet kayda değer hiçbir tedbir almıyor. Denizimizin hunharca ve sorumsuzca çölleşme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu maalesef üzülerek görüyoruz. Konunun uzmanları uyarıyor: Şu an Marmara Denizi’nin altında, dibinde, bir ölü tabaka oluşmaya başlamış durumda. Derinlerde yaşayan balıklar ve diğer pek çok canlı türü ölüyor, yok oluyor. Eğer derhal önlem alınmazsa, Marmara Denizi’nin ekosistemi geri dönülemez bir zarar görecek. Balıkçılık ve turizm sektörleri ise büyük bir risk altında.”
İktidara acil önlem çağrısı yapan Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Marmara Denizi’ne sahipsiz çöplük muamelesi yapmaktan vazgeçin. Bu ülkenin doğal kaynaklarına saygı duyun, doğaya saygı duyun. Atık yönetimini yeniden yapılandırın. Sanayi tesislerinin ve belediyelerin tam arıtma yöntemine geçmesini sağlayın. Marmara Denizi’ne dökülen atık suların tamamını, ileri biyolojik arıtmadan geçmesini zorunlu hale getirin."
Kanal İstanbul projesine de değinen Babacan, "Tamamen rant gözlüğüyle baktığınız Kanal İstanbul projesindeki inadınızdan da artık vazgeçin. Bilim insanları endişelerini sürekli dillendiriyorlar. Feryat ediyorlar. Madem çalıştaylar yapmaya başlıyorsunuz, madem iş işten geçtikten sonra Marmara Denizi bu hale düştükten sonra, zarar olduktan sonra çalıştay yapmaya başlıyorsunuz, diyorum ki bir çalıştay da Kanal İstanbul için yapın. Ama sadece yandaşları davet etmeyin. İlgili tüm kurumları, muhalefet partilerini, akademisyenleri ve meslek odalarını da toplayın. İstanbul hepimizin. İstanbul sadece bir kişinin duygularıyla, dürtüleriyle yönetilen bir şehir olamaz ki." ifadelerini kullandı.