Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tepelerine binmeye, inlerini başlarına geçirmeye devam edeceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TUSAŞ'a düzenlenen terör saldırısıyla ilgili olarak "Her ne kadar acımız büyük olsa da Türkiye Yüzyılı ülkümüze kasteden alçaklarla mücadele azmimiz çok daha büyüktür. Tepelerine binmeye, inlerini başlarına geçirmeye devam edeceğiz" dedi.

Haber Merkezi |

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Fuar Merkezi'nde SAHA EXPO 2024 Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayii Fuarı Programı'nda konuşuyor.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından önemli satırbaşları:
Önceki gün Türk Havacılık ve Uzay Sanayi Şirketi TUSAŞ'ın Kahramankazan'daki yerleşkesine menfur bir terör saldırısı düzenlendi. Öncelikle bu kalleş ve alçak terör saldırısında şehit olan kahramanlarımıza Cenab-ı Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Şehitlerimizin acılı ailelerine, sevenlerine ve TUSAŞ'ımızın mensuplarına başsağlığı diliyorum. Şehitlerimizin fedakârlıklarını daima şükranla hatırlayacağız. İnancım ve duam odur ki milletimiz de şehitlerimizin aziz hatıralarını sonsuza kadar yaşatacaktır. Aynı şekilde saldırıda yaralanan kardeşlerimize de Mevla'dan acil şifalar temenni ediyorum.

Tepelerine binmeye, inlerini başlarına geçirmeye devam edeceğiz

Şehitlerimiz sebebiyle acımız büyük olsa da Türkiye Yüzyılı ülkümüze kasteden alçaklarla mücadele azmimiz çok daha büyüktür. Bu tarz alçaklıklarla bize geri adım attıracaklarını zannedenlerin tepesine binmeye, inlediklerini başlarına geçirmeye devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bekasına yönelik tüm tehditleri kaynağında bertaraf etme gücüne, kapasitesine ve kararlılığına sahiptir. Türkiye 85 milyon vatandaşının top yekün kenetlenmesiyle her türlü tuzağı bozacak basiret de hamdolsun ziyadesiyle haizdir.

En sonunda dönüp kandan beslenen terör baronlarını vuracak

Şu gerçeği herkes yakında görecektir. Milletimizin huzur ve güvenliğini hedef alan her türlü saldırı akim kalacak, başarısız olacak, en sonunda dönüp kandan beslenen terör baronlarını vuracaktır.

Hava kuvvetlerimiz ve MİT Başkanlığımız bu alçak saldırıya cevabımızı Suriye ve Irak'taki terör hedeflerini yok ederek kat be kat fazlasıyla verdi

TUSAŞ'taki terör eylemini düzenleyen bölücü terör örgütü üyesi hainlerin ikisi de ölü olarak ele geçirilmiştir. Hava kuvvetlerimiz ve MİT Başkanlığımız bu alçak saldırıya cevabımızı Suriye ve Irak'taki terör hedeflerini yok ederek kat be kat fazlasıyla vermiş, şehitlerimizin mübarek kanlarını yerde bırakmamıştır. Savunma sanayii çalışanlarımızda saldırıdan hemen sonra hainlere inat daha fazla çalışacağız daha fazla üreteceğiz diyerek bu milletin nasıl yenilmez bir irade, nasıl sarsılmaz bir imana sahip olduğunu göstermişlerdir. Teröre meydan okuyan, TUSAŞ personelimizin şahsında bu millet yenilmeyeceğini yıkılmayacağını alçaklara yurduna asla uğratmayacağını dost, düşman herkese bir kez daha ilan etmiştir.

Biz kiralık katillerinin emellerinin ne olduğunu da gayet farkındayız

Biz bu alçaklıkların arkasındaki niyetin ne olduğunu çok net görebiliyoruz. Biz kiralık katillerinin emellerinin ne olduğunu da gayet farkındayız. Aynı şekilde basiret ve feraset sahibi milletimiz de bölücü canilerin kanlı eylemlerinin hangi amaca hizmet ettiğini bilincindedir.

Terörsüz Türkiye hedefimizle aramıza kimsenin girmesine müsaade etmeyeceğiz

Dünkü güvenlik toplantımızda hain terör saldırısını ve atacağımız adımları detaylıca ele aldık. 85 milyonun kardeşçe barış ve huzur içinde yaşadığı terörsüz Türkiye hedefimizle aramıza kimsenin girmesine müsaade etmeyeceğiz. Hiçbir hasmane terör saldırısı bu milletin ezeli ve ebedi kardeşliğini bozamaz, Türkiye Yüzyılı'nın inşasına engel olamaz, büyük ve güçlü Türkiye idealimizin önüne set çekemez. Türkiye düşmanlarının ülkemizi karanlığa sürüklemesine izin vermeyiz, vermeyeceğiz. 

Tuzağa düşmeyeceğiz, hedeflerimizden kopmayacağız

Türkiye Cumhuriyeti sadece tüm terör örgütlerinden değil bu cinayet şebekelerini üzerimize salan emperyalist çetelerden de daha büyüktür, daha güçlüdür, daha dirayetlidir, oyun kuranların oyunlarını tek tek başlarına geçirecek köklü devlet tecrübesiyle mücehezdir. Bugüne kadar terörle mücadelemizi daima çok katmanlı, elimizin altındaki tüm araçları bütün imkanları kullanarak yürüttük. İnşallah bundan sonra aynı stratejik akılla mücadelemizi sürdüreceğiz. Tuzağa düşmeyeceğiz, hedeflerimizden kopmayacağız, kardeşliğimizden birlik ve beraberliğimizden taviz vermeyeceğiz. Ortada hiçbir sebep yokken aylar öncesinden Türkiye için iç karışıklık senaryoları yazan müstevlilerin heveslerini yine kursaklarına koyacağız.

Terörün asıl amacı toplumda korku ortamı oluşturmaktır

Terör eylemi akabinde milletimizin yanı sıra muhalefet dahil siyasi partilerimizin benimsediği müşterek duruşu takdirle karşılıyoruz. Çağrımıza uygun şekilde kardeşlik ekseninde birbirine kenetlenen tüm vatandaşlara teşekkür ediyorum. Ancak burada bir üzüntümü de ifade etmek durumundayım. Terörün gayesi sadece kan dökmek masumları katletmek değildir. Terörün asıl amacı toplumda korku ortamı oluşturmaktır. Ülkemizde kimi çevreler maalesef bilerek veya bilmeyerek terörün bu hedefine ulaşmasına bir nevi aracılık yapmaktadır. Bakınız hiçbir oto kontrolün hiçbir ahlaki değerin ve denetimin olmadığı sosyal medya mecralarını bir tarafa bırakıyorum. Çünkü orası zaten söz konusu Türkiye olduğunda terör eyleminin eksik kalan yanlarını tamamlayan bir operasyon aygıtına dönüşmüş durumda. Batı'da bir terör eylemi gerçekleştirildiğinde gösterdikleri hassasiyetin ülkemize gelince esirgendiğini şimdiye kadar defalarca tecrübe ettik. Artık onlardan tutarlı, ahlaklı, ilkeli, vicdanlı bir duruş beklemiyoruz.

Medyamız bu tür hadiselerde çok kötü sınav veriyor

Bizi asıl üzen böyle meselelerde çok daha sorumlu, çok daha titiz yayın yapmasını beklediğimiz kendi yazılı ve görsel medyamızdır. Son dönemde medyamız bu tür hadiselerde çok kötü bir sınav veriyor. Hepimizi yaralayan menfur cinayetlerde sergilenen sorumsuzluğun bir benzerinin, TUSAŞ’taki terör eyleminde de tekrarlandığını görüyoruz. Bunun kabul edilebilir, mazur ve makul görülebilir hiçbir yanı yoktur. Milletin, memleketin, devletimizin güzide kurumlarının, hak ve çıkarlarının reyting yarışlarına feda edilmemesi gerekiyor. Görüntüleri filtresiz bir şekilde milletin huzuruna boca edenler ne kadar büyük yanlışın içindeyse, bu görüntüleri servis edenler de devletimizin ve kurumlarımızın güvenliğine telafisi zor zararlar vermektedir. Bundan sonra bu tür sorumsuzlukların üzerine daha kararlı gideceğiz. Medyamızdan ve siyasetçilerimizden, teröre karşı yürütülen mücadelenin topyekün ve çok boyutlu bir mücadele olduğunu her zaman göz önünde bulundurarak hareket etmelerini bekliyoruz. Rabbim tüm şehitlerimizin ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin diyorum.

SAHA İstanbul çok büyük mesafe katetti

SAHA İstanbul bundan 9 sene önce savunma ve havacılık sektörümüzün lokomotifi olma hedefi ile kuruldu. Yerlilik oranını arttırmayı, kritik teknolojileri ülkemize kazandırmayı, uluslararası rekabet gücümüzü yükseltmeyi amaçlayan SAHA İstanbul, kuruluşundan bu yana geçen sürede çok büyük mesafe katetti. SAHA İstanbul bugün 52 farklı sektörden üyeye, 1200’ü aşkın şirkete, 29 üniversiteye ve 45 şehre yayılmış geniş bir ağa özellikle ulaşmıştır. Kısa sürede ulaşılan bu geniş ve yaygın ağı savunma ekosistemimiz adına çok kıymetli buluyoruz.

SAHA EXPO’nun ise Türk şirketlerini küresel pazarla buluşturan bir köprü vazifesi üstlendiğine tanık oluyoruz. 2018’de ilki düzenlenen SAHA EXPO fuarı ile ülkemiz firmalarının iş geliştirme ve ihracat çabalarını samimiyetle destekliyoruz. Rakamlar SAHA EXPO’nun sektörde geldiği seviyeyi ortaya koymaktadır. 150 binden fazla ziyaretçi, 300’ün üzerinde delegasyon, 150’den fazla alıcı delegasyonu, 120’yi aşkın ülkeden üst düzey katılım, 1400’den fazla şirket iştirakiyle SAHA EXPO, memnuniyetle belirtmek isterim ki savunma sektöründe önemli bir platform haline gelmiştir. Yine fuar boyunca, 4,6 milyar doları ihracat sözleşmesi olmak üzere toplam 6,2 milyar dolarlık anlaşmaların imzalanacak olması da dikkate değerdir. Geçen yıl savunma ve havacılık sektörümüz toplam 5,6 milyar dolarlık ihracat rakamını yakalamıştı. SAHA EXPO’da neredeyse bu tutara yakın ihracat sözleşmelerine imza atılmış olacaktır. Ülkemize bu önemli başarıları yaşatan SAHA EXPO’yu ve tüm katılımcı firmalarımızı tebrik ediyorum.

185 ülkeye savunma ürünü ihraç ettik

Görüyoruz ki Türkiye, global savunma sanayi sektöründe güçlü bir oyuncu olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Bu başarı, teknolojiyi tasarlama, geliştirme ve üretme yanında stratejik işbirlikleri ve uluslararası projelerle de perçinleniyor. Bununla ne kadar iftihar etsek inanın azdır. Bakınız burada bazı güncel ve çarpıcı verileri sizlerle paylaşmak isterim. 2002’de savunma ihracatımız 248 milyon doları ancak buluyordu. Biz bunu aldık. Biraz evvel de ifade ettiğim gibi 5,6 milyar dolara çıkardık. Sadece geçen yıl 185 ülkeye, 230’dan fazla savunma ürünü ihraç ettik. Savunma ve havacılık ihracatımız bu yıl eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 32 oranında yükseldi. İlk 9 aydaki ihracatımızda da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12,2’lik bir artış oldu. Son 12 ayda gerçekleşen ihracatımız ise yüzde 10,4’lük artışla 6 milyar 15 milyon dolara ulaştı.

Müttefik ülkelerin güvenliğine de destek sağlıyoruz

Sadece 2024 yılı içerisinde savunma sanayii şirketlerimiz 178 farklı ülkeye ürün ihraç ederek ciddi bir rekora imza attı. Özellikle Bayraktar TB2, AKINCI, ANKA, AKSUNGUR gibi insansız hava araçlarımız dünyada büyük yankı uyandırmış ve oyun değiştirici olarak nitelendirilmiştir. Önümüzdeki dönemde buna insansız savaş uçaklarımız, KIZILELMA ve ANKA-3'ü de eklemeyi planlıyoruz. Bu asimetrik savunma ürünlerimizin de envantere girmesiyle Türkiye bu alandaki hakimiyetini daha da tahkim edecektir. Savunma sanayiinde yerlilik oranımızı hamdolsun yüzde 80'in üzerine çıkarmış durumdayız. Artık sadece kendi ihtiyaçlarımızın ezici çoğunluğunu teminle kalmıyor, dost ve müttefik ülkelerin güvenliğine de güçlü destek sağlıyoruz.

Savunma sanayi alanında destan yazdık

Önümüze çıkartılan tüm engellere, maruz kaldığımız gizli-açık ambargolara, içimizdeki ihanet şebekelerinin sabotajlarına, müttefiklik hukununu ayaklar altına alan kısıtlamalara rağmen son 22 yılda savunma sanayii alanında tam anlamıyla bir destan yazdık. Bu gerçeği muhalif, dost, düşman herkes görüyor kabul ediyor. Türkiye'nin başarılarını kendilerine örnek alıyor. Bilhassa 2002 öncesi yıllarda teröre karşı mücadele eden paşalarımız, askerlerimiz, güvenlik kuvvetlerimiz Türk savunma sanayiinin nasıl bir başarı hikayesine imza attığını çok iyi biliyor. Askerimizin, polisimizin ihtiyaç duyduğu en basit malzemelerin bile yurt dışından tedarik edildiği bize asla yakışmayan o eski Türkiye tablosuna son verdik. Terör örgütlerine karşı yürüttüğü meşru operasyonlarda dahi başka ülkelerin silahına, aracına, gerecine muhtaç olan bir ülkeyi savunma hamlelerimiz neticesinde dışa bağımlılıktan büyük oranda kurtardık. Sistemler sistemi "Çelik Kubbe" ile "Çelik Kubbe"nin uzun menzil hava savunmadaki gücü SİPER ve diğer pek çok projemizle kendimizi sürekli geliştirmeye çalışıyoruz. Birilerinin Demir Kubbe'si olabilir bizim de Çelik Kubbe'miz var. Bu çerçevede uzun menzilli füze yeteneklerimizi güçlendirmeye, bunlara yönelik adımlarımızı da kararlılıkla atıyoruz. Çok daha iyi yerlere geleceğimizden hiçbir şüphe duymuyoruz.

Kendi uydusunu yapabilen sayılı ülkeler arasına girdik

Tüm bunlarla birlikte uydu teknolojilerinde de devamlı bir atılım halindeyiz. Ülkemizi kendi uydularını geliştirebilen, üretebilen, test edebilen bir konuma çıkardık. Geçtiğimiz yıl uzaya fırlattığımız Türkiye’nin ilk yerli ve milli gözetleme uydusu, İMECE ile artık dünyanın her yerinden herhangi bir kısıtlamaya tabi olmadan görüntü alma imkanına sahibiz. TÜRKSAT 6A projesiyle de haberleşme uydularının üretimi alanında kendi uydusunu yapabilen sayılı ülkeler arasına girdik. TÜRKSAT 6A ve İMECE projelerinde edindiğimiz kabiliyetleri, Ay misyonumuzun hazırlık ve gerçekleştirme süreçlerinde de kullanacağız. Bölgemizde yaşanan kritik gelişmeler, bize savunma, havacılık ve uzay teknolojilerinde hiçbir alanı ihmal etmemiz gerektiğini hatırlatmaktadır.

Ülkemizin kutlu yürüyüşünü engelleyemeyecekler

Gerek Gazze’de 50 bin masumun acımasızca katledildiği soykırımda, gerekse Lübnan’a yönelik saldırılarda gördük ki Türk Savunma Sanayii her açıdan güçlü olmak zorundadır. Sadece kendi vatandaşlarımızın güvenliği için değil, bölgemizde huzur ve istikrarın temini için de caydırıcılığımızın zirvede olması zarurettir. Şayet bugün kimseden izin almadan, kimseden çekinmeden, zalimlere en güçlü tepkiyi gösterebiliyorsak, bunun arkasında savunma sanayiimizin 22 yılda elde ettiği göz kamaştıran başarılar bulunuyor. İnşallah bu başarı grafiğimiz yükselmeye devam edecek. Şundan tüm milletimiz emin olsun. Türkiye’nin savunma sanayiindeki bağımsızlık yürüyüşü, sadece ülkemiz için değil, mazlumlarla birlikte tüm dünya için yeni bir dönemin habercisidir. Türkiye Yüzyılı, hem içeride hem de dışarıda barışın, huzurun, adaletin, refahın ve ekonomik kalkınmanın hakim olduğu bir asır olacaktır. Ne eli kanlı caniler ne de bu canileri üzerimize salanlar, ülkemizin kutlu yürüyüşünü engelleyemeyecekler.

Fed tutanaklarında kademeli gevşeme sinyali Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi Merkel anılarını yazdı: Erdoğan anlaştığımızda ‘sevgili dostum’ derdi HAVELSAN Hindistan’da SIMAERO’ya Airbus A320 simülatörü sattı Bakan Şimşek, turizm destek paketini duyurdu Gıdada fiyatlar 54 aydır sürekli artıyor