Bilgi üretme özgürlüğü kişi hak ve hürriyetlerini kısıtlamasın
"Sosyal medyadan haber alma oranı yüzde 64, haberin kısıtlanacağı endişelerine cevap verilmeli" diyen Prof. Dr. Levent Eraslan, bilgi üretme özgürlüğüyle başkasının hak ve hürriyetlerinin birlikte korunması gerektiğini söyledi.
Mehmet Kaya |Mehmet KAYA
Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim Araştırma Merkezi (SODİMER) Başkanı Levent Eraslan, sosyal medya düzenlemesinde kişi hak ve hürriyetlerin temel alınması gerektiğini, bunu yaparken de sosyal medyanın özelliklerine göre bir yaklaşım sergilenmesinin şart olduğunu söyledi. DÜNYA’nın sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Eraslan, kişilerin hak ve hürriyetlerine yönelik yüz yüze yapılan bir ihlal ile sosyal medyada yapılan bir ihlalin farklı değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Sosyal medyanın gücü hepimizi ürkütüyor. Hızlı, yaygın ve bir anda farklı boyuta geçebiliyor. Örneğin 2007 yılında Türk Ceza Kanunu’nda (düzenlemesinde) bu hata yapıldı. Yüz yüze hakarete ceza neyse aynını sosyal medyaya koyduk ancak hukukta kişinin gördüğü zarar esas olmalıdır. Sosyal medyada her türlü uğranılan haksızlık çok hızlı yayılıyor, çok fazla kişi görüyor. Arşivleme durumu var hatta yaşantınız bozulabiliyor” dedi.
Eraslan, düzenlemenin ihtiyaç olduğunu savunurken, kişinin sayısal dünyada kendini ifade edişi, bilgiyi üretme ve yayma özgürlüğü ile başkasının hak ve hürriyetlerinin birlikte korunmasının gerekliliğine işaret eti. Sosyal medya alanında bir düzenlemeye ihtiyaç bulunduğunu kaydeden Eraslan, “Bir Türk günde 3 saat 15 dakika sosyal medya kullanıyor. Halkın yüzde 80’i online. Bütün sosyal medya kanallarında Türkçe en fazla kullanılan dil. Buna karşılık sosyal medyada, hak ve hürriyetler, etik düzen göremiyoruz. Daha önce 2007 ve 2020’de yapılan yasal düzenlemeler sadece servis sağlayıcıların temsilcilik açması, itiraz hakkının kullanılması düzenlendi. Yasayla ilgili görüştüğümüz kişiler, ‘sansür, kısıtlama, gözetleme değil kişi haklarını korumak için, demokratik çerçevede bir düzenleme yapmak istiyoruz’ diyor. Sodimer olarak takip edeceğiz ancak kamuoyuna bilgi verilmesi gerekiyor. Sosyal medyadan haber alma yüzde 64 seviyesinde ve artıyor. Haber almaya kısıtlamamı getirilecek gibi endişeler oluşuyor, karar alıcılar bunlara cevap vermeli” dedi.
Sosyal medyadaki kişi hak ve hürriyetlerinin korunmasının herkesin ortak sorunu olduğunu belirten Eraslan, hazırlık sürecinde sosyal taraflar, akademisyenler, sivil toplum örgütlerinin çalışmalara dahil edilmesi gerektiğini belirterek, toplumun bütün kesimlerinin, hatta siyasi partilerin ortak sorunu olduğu için partiler arası uzlaşma da aranabileceğini kaydetti. Eraslan, “Yasa koyucular kendilerini iyi ifade etmeli” dedi.
Almanya’nın yasası var
Kanun düzenlemesinin her ülkenin koşullarına uygun olması gerektiğini belirten SODİMER Başkanı Levent Eraslan, “Sosyal medya sosyolojisi diye bir kavram var. Her toplumun nasıl özellikleri farklıysa, yaşam, gezme, iş, evlilik, boşanma, sosyal medya kullanım biçimleri de farklıdır. Buna göre hareket edilmelidir. Almanya’nın bir yasası var ama biz bu yasayı alıp aynen kullanamayız. Yapsak bile sürekli güncellemek zorunda kalırız. Almanya’nın yaptığı yasada diğer ülkelerden farklı unsurlar var çünkü yükselen ırkçılık sorunu yaşıyor. Nefret söylemi, Naziler sosyal medyada örgütleniyor” dedi.
Sosyal medyada ihlallerin önlenmesine yönelik para cezası, hapis cezası yaptırımları ve eğitim yoluyla önleme olmak üzere üç yaklaşım bulunduğunu kaydeden Eraslan, “Hapis cezasını az gelişmiş ülkeler uyguluyor, ben hapis cezasını uygun görmüyorum. Para cezası olmalı ama uzun dönemde sorunun çözümü eğitimdir. Bunu söylerken, romantik eğitimin sihirli gücünü anlatmıyorum. Anne, baba, çocuk hepsinin sosyal medyası var. Çocuğuna bu eğitimi vermeli. Sadece aile değil, bakanlıklar, milli eğitim hepsi konuya dahil olmalı. Medya okuryazarlığı dersinin içeriği de yenilenmeli” diye konuştu.