Bahçeli'den Cemil Çiçek'e '50 artı 1' tepkisi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında gündemi değerlendirdi.

Bahçeli konuşmasında, ''Bizim anketimiz girdiğimiz gönüllerdir, büyüyen Türkiye'dir. Bizim anketimiz Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekatlarıdır." dedi.

"MHP kulislerin, lobilerin partisi değildir." diyen Bahçeli, "Bugüne kadar olmamıştır bundan sonra da olmayacaktır. MHP'nin kökü mazide kökeni Türk tarihinde közü Türk kültüründe ruhu ise büyük Türk milletindedir." ifadesini kullandı.

Son günlerde yaşanan tartışmalara da değinen Bahçeli, "Cumhur İttifakı'nda çatlak patlak olmaz. Cumhur İttifakı geçmiş ile gelecek arasında köprüdür. MHP, Cumhur İttifakı'nın bir ortağı olsa da demokratik sorumluluğu muhalefettir dedim. Bu kanaatimin neresi yanlıştır? Neresinde Cumhur İttifakı'na soğuk bakış hakimdir? MHP, fırsatçılık yapmaz minderden kaçmaz. Biz siyaseti mertçe adam gibi yaparız. Şunu herkes bilmelidir ki hükümet değilsek de hükümete bakan vermemiş olsak da Cumhur İttifakı'nın sevabına da günahına da sonuna kadar ortağız. Niyet okuyuculuğu falcılıktır. Sayın Cumhurbaşkanımızla aramızda gerginliklik değil, muhabbet, hürmet, anlayış ve güven vardır.'' diye konuştu.

Çiçek'e '50 artı 1' tepkisi

Bahçeli, seçim sisteminde yüzde 50 artı 1'in sorun yarattığını söyleyen Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek'le ilgili şunları söyledi: "Milletvekili seçmiyoruz belediye başkanı muhtar seçmiyoruz. Cumhurbaşkanını seçiyoruz. Yüzde 50 artı 1'i eleştirenleri anlayışla karşılamamız abesle iştigaldir. Yüzde 50 artı 1 oy sistemini eleştirenleri makul görmemiz mümkün değildir. Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek yüzde 50 artı 1'in gelecekte önemli sıkıntılara sebebiyet vereceğini iddia ediyor. Bu tuhaf sözlerin benzerini Türkiye'nin istikrarsızlığa gömülmesini isteyen çevreler de ileri sürüyor. Sayın Çiçek sizin kafanız dilinizin altında sakladığınız bir oran var mıdır? Açıkla da bilelim niyetini öğrenelim. Türkiye'nin kaostan işgalden kılpayı kurtulduğunu ne çabuk hafıza kayıtlarından çıkardınız. Kimlere şirin görünmeye çalışıyorsunuz? FETÖ'cü Fehmi Koru da aynı şeyleri söylüyor. Çiçek'in beyanatı bize göre kuşku vericidir. Bu tartışma gereksizdir." 

Kılıçdaroğlu'nun helalleşme açıklaması

Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'helalleşme' açıklaması ile ilgili, "Kılıçdaroğlu 'iktidar değişiyor enkaz bırakarak gidiyorlar. Artık helalleşme zamanıdır. Helalleşme yolculuğuna çıkıyorum' diyor. Kılıçdaroğlu sana güle güle uğurlar olsun. Biletini tek yönlü alman temennimdir. CHP'nin geçmişte yarattığı derin yaralar vardır. Bizim de söylediğimiz budur. Kılıçdaroğlu'nun itirafçı olması bir gelişmedir. Hesaplaşmadan helalleşmemiz asla söz konusu olmayacaktır.

CHP'yi tebrik eden İP'i beğenen PKK'lı Duran Kalkan 'Seçimi beklemeyin sokağa çıkalım. Muhalefete daha çok destek vermeliyiz' demiş. Terör örgütü elebaşlarını şımartan CHP'dir. Kılıçdaroğlu PKK'lı hainlere bir şey söyle de görelim. CHP'de yönetim işgal edilmiştir. Sayın Kılıçdaroğlu helalleşmeye geçmeden önce Türkiye düşmanlarından kurtulmayı denersen en doğru şeyi yapmış olursun." dedi.

Bahçeli emeklilikte yaşa takılanlar (EYT), 3600 ek gösterge ve asgari ücret konularında şunları kaydetti: "EYT sorunu bizim sorunumuzdur. Kademeli geçiş uygulamasını dikkate alarak EYT sorunu TBMM'de çözülerek gündemden çıkarılmalıdır. Polislerimize hemşirelerimize 3600 ek göstergesinin verilmesi maksadıyla hükümete her türlü desteği vereceğiz. Asgari ücret ile geçinen kardeşlerimizin enflasyona ezdirilmemesi beklentimizdir.''

'50 artı 1' tartışması

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, geçen hafta yaptığı görüşme sonrasında Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “50 artı 1’in mahsurlu olduğunu anladık. 50 artı 1’i o zaman bu kadar sıkı bir şeye bağlamamamız gerekirmiş.” dediğini aktardı. Ardından Cumhurbaşkanlığı YİK Üyesi Cemil Çiçek de, “50 artı 1 ciddi problem çıkarıyor. Gelecekte de çıkaracak." açıklamasını yaptı.

AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir de TBMM’de yaptığı basın toplantısında gelen soru üzerine, “50 artı 1 suni birtakım ittifakların önünü açıyor. İki dünya bir araya gelse birleşmeleri mümkün olmayanlar bir araya geliyorlar. Karşı tarafa kaybettirme adına yapıyorlar. Kazanma değil kaybettirme esaslı… Bu suni yapı da zeminde bir bozulmaya sebebiyet veriyor.” yanıtı verdi.

AK Parti kanadından gelen bu açıklamalar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde cumhurbaşkanı seçilmek için gereken yüzde 50 artı 1 oy alma şartını yeniden gündeme getirdi. 

Erkek: Erdoğan aslında bir tükenmişlik sendromunu da ifade ediyor

CHP Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek dün yaptığı değerlendirmede, “Erdoğan aslında bir tükenmişlik sendromunu da ifade ediyor. Saray iktidarı tükendi. Sistemleri de iflas etti, kendileri de iflas etti.” dedi.

Erkek, “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi adı altında, otoriter, keyfi bir sistem inşa ettiler. Hem de bunu OHAL döneminde yaptılar. Üstelik suistimalci bir anayasa değişikliği ile yaptılar. Şimdi ayaklarına dolandı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denen bu sistemsizlik, zaten A’dan Z’ye yanlış ama bu sistemle seçime gideceğiz. Yüzde 50 1 ile gideceğiz. Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı, yüzde 50 1’in çok üzerinde oy alarak Türkiye’nin 13.cumhurbaşkanı olacak.” diye konuştu.

HDP: Kaybedişinizin itirafını yapıyorsunuz

HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç da TBMM’de dün düzenlediği basın toplantısında, “’50 1’i sorundur’ diyorsanız kaybedişinizin itirafını yapıyorsunuz. Tutturamazsınız 50 artı 1’i. İktidar kurduğu tuzağa yakalandı” yorumu yaptı.

Usta: Doğru yapılacak iş bu sistemden vazgeçmektir

İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta ise dün yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanlığı seçimi için gerekli olan yüzde 50 artı 1 tartışmalarıyla ilgili şunları söyledi:

"50 artı 1 ile ilgili olarak daha önce biliyorsunuz, Sayın Erdoğan ‘bu işin omurgasıdır. 50 artı 1 bu işin olmazsa olmazıdır’ demişti. O doğru bir sözdü. Yani şu anlamda, çünkü burada hakikaten tek adam yönetimi var. Bakın bir kabine yok. Yani bir hükümet yok. Tek bir kişi var, o kendi kabinesini seçiyor, yani yasama üzerinde de yürütme üzerinde de yargı üzerinde de ciddi yetkileri var. Dolayısıyla, bu sistemin antidemokratik olduğunu zaten söylüyoruz şu andaki sistemin. Yani yine de bir miktar meşruluk kazanabiliyorsa bu 50 1 ile olabilir. Yani ülkenin insanlarının yarısından fazlasının ancak istemesiyle bu yetkiler kullanılabilir. Kullanılabilirdi.

Şimdi bunu 40’a çekelim demek, bu sistemi olduğundan daha da antidemokratik hale getirecektir. Yarın bir gün ‘efendim 40’ı da bulamıyoruz 30’a çekelim’, böyle bir şey olabilir mi? Bunun zaten yanlış olduğu şu andaki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yanlış olduğu bu ülkeyi sıkıntıya sürükleyeceğini kendileri de söylemeye başladılar. Biz zaten bunu öteden beri söylüyoruz. Doğru yapılacak iş bu sistemden vazgeçmektir. Yoksa ‘bu yetkiler ben de kalsın. Ben bu yetkilerin hiçbirinden fedakârlık etmeyeyim ancak seçilme oranımı düşüreyim’ yani ‘daha da antidemokratik yapalım’ demenin ötesinden başka bir şey değildir."