Babacan: Güveni yıkan bir kararla kurun artacağını herkes bilir
DEVA Partisi lideri Babacan, "Cuma, Merkez Bankası başkanının görevden alınacağını bilen insanlar varsa, kurun artacağını bilmeleri çok zor değil. Böylesine güveni yıkan bir kararla kurun artacağını herkes bilir. Duyanlar döviz aldılarsa pazartesi günü epey bir para kazanmışlardır. Bunun denetimini yapması gereken yine devletin kurumlarıdır, ama bütün bu kurumlar artık zayıfladı." dedi.
Haber Merkezi | ANKA |Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, FOX TV’de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu Çalar Saat programının konuğu oldu.
Babacan programda şunları söyledi: “130 milyar dolarlık rezerv kaybı Türkiye tarihinde bir ilk. 2018 seçimlerinden sonra taraflı cumhurbaşkanı ve akraba bakan beraberce bu ülkenin 130 milyar dolarlık rezervini erittiler. Tamamen karanlıkta yapılan döviz satış operasyonları bunlar. Benim dönemimde ekonomiyi devraldığımız 28 milyar dolarlık rezervi 130 milyar dolara çıkardık. Yılların emeği olan bu 130 milyar doları iki yıl gibi kısa bir zaman içinde kime, hangi fiyata, nasıl sattınız? Açıklasınlar. Bu soru çok sorulunca Merkez Bankası Başkanı, bununla ilgili bir raporlama, araştırma talimatı vermiş, görevden alınmasının sebebinin bu olduğu konuşuldu. Özellikle altını çizdim, bu bir rivayettir diye. Ama açıklama yapmak zorundalar. Cuma günü Merkez Bankası başkanının görevden alınacağını bilen insanlar varsa, kurun artacağını bilmeleri çok zor değil. Böylesine saçma sapan, güveni yıkan bir kararla kurun artacağını herkes bilir. Cuma günü duyan insanlar döviz aldılarsa pazartesi günü epey bir para kazanmışlardır. Bunun denetimini yapması gereken yine devletin kurumlarıdır ama bütün bu kurumlar artık zayıfladılar. Kim aldı, kim sattı, bunlar ancak sonradan öğrenilir.”
Babacan konuşmasının devamında, “Son 20 ayda 4 Merkez Bankası Başkanı ve 4 TÜİK Başkanı gördük. 1990’lardaki koalisyonlarda bu kadar Merkez Bankası başkanı değişmezdi. Türkiye’ye istikrar getireceğini söyleyen partili cumhurbaşkanlığı sistemi tamamen başlı başına bir istikrarsızlık sebebi olmuş durumda. Şu an tek bir imza ile Merkez Bankası başkanının görevine son verilebiliyor. Böyle bir ülkede ekonomik istikrarın sağlanması mümkün değil. Kilit roldeki insanların bu kadar sık değiştirilmesi yanlıştır. Böyle bir yönetim olamaz. Türkiye’nin yaşadığı sorunların temelinde bu kötü yönetim var. Şu anki sistemde 84 milyonluk ülke bir kişinin iki dudağı arasına sıkışmış durumda.” ifadelerini kullandı.
"Hep karınlarından konuşuyorlar"
İstanbul Sözleşmesi'ne de değinen Babacan, “Uluslararası bir sözleşmenin iptali, normal bir kanundan daha zordur. Bu ülkenin hukuku, yasaları kimsenin oyuncağı değil. Biz DEVA Partisi olarak çok sayıda imzayla Danıştay’a dava açma sürecini başlattık. Danıştay’daki vicdan sahibi insanlara sesleniyorum: İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması nedeniyle bir tek kadının canı yanarsa, bunun vebali sizin de üzerinizedir. Kadınların ahından korkun. Bu kararı alan çıkıp açıkça ‘Bizim kültürümüzde kadına dayak vardır’ desin. Söyleyemiyorlar, ama zihinlerinde bu var! Hep karınlarından konuşuyorlar. Biz hukuki ve siyasi mücadelemizi sonuna kadar vereceğiz.” dedi.
“Cumhurbaşkanı yönetemediği için ülkeyi kutuplaştırmak istiyor"
“Gezi Parkı’yla ilgili atılan adım, ısrara ve inada dayalı bir yönetimin ürünü. Bu ısrarda kutuplaştırma amacı da var." diyen Babacan, "Şu an Cumhurbaşkanı ülkeyi yönetemediği için ülkeyi kutuplaştırmak istiyor. Gezi Parkı ile ilgili atılacak bir adımın toplumu rahatsız edeceğini biliyorlar. İstiyorlar ki insanlar sokaklara dökülsün, bütün ekonomik sorunların sebebini bu sokak görüntülerinin doğurduğunu söyleyebilsinler. Daha önce çok gördük bunları.” şeklinde konuştu.