Akşener'den Lütfü Türkkan açıklaması
Akşener, "Lütfü Bey bir hata yaptı, karşısındaki genel başkanına hem de kadın olan genel başkanına ağza alınmayacak küfürleri, hakaretleri etmiş, ahlaksız bir adam da olsa, koruma içgüdülerine, sinirlerine hakim olması gerekirdi. Siyasi deneyimi ve konumu bunu gerektirirdi ama maalesef olamadı ve hislerine yenik düştü. Elbette bu hatayı mazur görecek değiliz." dedi.
Haber Merkezi |İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Lütfü Türkkan ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
"Milletimizin ayağına gitmemizden, dertlerini dile getirmemizden rahatsızlar. İktidarları için en büyük tehdit olarak görüyorlar bu yüzden büyük çirkinlikler yapacaklar demiştim. Biliyorsunuz geçtiğimiz cuma AK Parti'nin planlı bir provokasyonu sonucunda talihsiz bir olay yaşadık. Malı bulan Mağribiler, cuma akşamından beri bu olay üzerinde tepindikçe tepiniyor. Normaldir, elbette yadırgamıyoruz. Rakibinizin milletvekili hata yaptıysa, elbette bunun üzerine yürüyeceksiniz." diyen Akşener, "Lütfü Bey bir hata yaptı, karşısındaki genel başkanına hem de kadın olan genel başkanına ağza alınmayacak küfürleri, hakaretleri etmiş, ahlaksız bir adam da olsa, koruma içgüdülerine, sinirlerine hakim olması gerekirdi. Siyasi deneyimi ve konumu bunu gerektirirdi ama maalesef olamadı ve hislerine yenik düştü. Elbette bu hatayı mazur görecek değiliz. Yalnız benim dikkatimi çeken başta Sayın Erdoğan olmak üzere AK Parti mensuplarının gönüllerindeki şehit, şehit yakını ve hatta kadın hassasiyetini keşfetmeleri oldu. Hatta bu yeni keşfedilmiş hassasiyete kendilerini öyle bir kaptırdılar ki bu Mağribilerin başı olan beyefendi, kısa ve orta dönemli bir hafıza kaybı yaşıyor olsa gerek, dün akşam kabine toplantısı sonrasında yaptığı açıklamalarda muhalefetten STK'lara ne varsa demediğini bırakmadı. Utanmadan işi kendi eliyle rafa kaldırdığı İstanbul Sözleşmesi'ne kadar getirdi. Hatta kantarın topuzunu kaçırıp Lütfü Bey'in kredi borcunu açıklayıp kanunları bile çiğnedi." ifadelerini kullandı.
Akşener konuşmasının devamında şunlara değindi:
- Bu ülkede Mustafa Kemal Atatürk’ün anasına Zübeyde Ana’ya genelevde çalışıyor diyenler oldu.
- Sarayda kabul edildiler. Bu ülkenin kadınlarına ‘Başı açık kadın perdesiz eve benzer’ dediler.
- Rize belediye başkanı, ‘Çözüm sürecine ne gerek var, her birimiz ikinci eş olarak Kürt kadınlarını alalım bu mesele çözülsün’ dedi.
Bu örnekleri sonsuz sayıda anlatabiliriz. Bunları söylemek bile benim içimi acıtıyor.
- Ahlak şövalyesi Erdoğan ve arkadaşlarının şehitlerimize olan saygısı, kadınlara olan hassasiyeti neresinden tutsanız rezillik, terbiyesizlik, saygısızlık.
- Ellerinde şehitlerimizin kanı olan teröristleri devletin televizyonuna çıkaranlar bize şehitlerimiz üzerinden ahkam kesemez.
- Şehide ‘kelle’ diyen şuursuzlar bize ahkam kesemezler.
- Bu kürsüde şehit yakınları konuşurken yayını kesenler bize ahkam kesemez.
- Teröristler rahatsız olmasın diye bayrak indirenlerin, meşhur Habur rezaletinde o malum mahkemelerin kurulduğunda orada çalışan bir öğrencim beni aradı. ‘Teröristler rahatsız olmasın diye Türk bayrağı ve Atatürk resimleri çadır mahkemelerinden çıkarıldı’ dedi. Türk bayrağını o mahkemelerden indirenlerin bize edecek tek kelime sözleri, verecek tek satır dersleri olamaz.
- Şehitlerimizin ailelerinden özür dile Sayın Erdoğan, vakit muhasebe vakti. Lütfü Bey bir hata yaptı. Ancak kendisi yaptığı hata karşısında olgunluk gösterdi. Önce çıktı özür diledi, sonrasında ise gereğini yapıp grup başkanvekilliğinden istifa etti. Erdoğan ve arkadaşlarına sormak isterim. İnsanlar hatadan, günahtan münezzih değildir. Hukukta hatayı anlayıp özür dilediğiniz zaman başka bir sonuç çıkar, günah işlediğiniz zaman Allah tövbe yolunu açık tutmuştur. Onlar hatalarında boğulup tıpış tıpış giderken biz hatalarımızdan aldığımız derslerle her geçen gün büyüyoruz. İktidarın başındaki pek duyarlı beyefendiye bir çağrıda bulunmak istiyorum. Lüftü Bey’in hatasından rant kovalayacağına milletin gözünde kaybettiğin itibarı sahte kabadayılık ile kazanmaya çalışacağına hazır şehitlerimiz, şehit ailelerimiz için yepyeni bir hassasiyet geliştirmişken atılması gereken adımları at. Mesela milletimize küfür eden Mehmet Cengiz’in ihalelerini iptal edip, küfürden sonra sildiğin vergi borçlarını hemen tahsil et.
"Sevap" tepkisi
Çok güzel bir atasözümüz var. Diyor ki; ‘kula bela gelmez Hak yazmadıkça, Hak bela yazmaz, kul azmadıkça.’ Bunların durumu aynen bu. Nitekim, bu siyasi fırsatçılığı, Allah da şaşırtıyor. Bunlar artık, bir siyasi partiye hizmet etmenin, haşa, sevap hanesine yazıldığını söyleyecek kadar, zıvanadan çıktılar. İstanbul seçimlerinin meşhuru, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı diyor ki; ‘20 yıl Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidarda tutmak ve onun yaptıkları sebebiyle, sevap hanemize, bir şeylerin yazılıyor olması, çok büyük bir şey.’ Rezalete bakar mısınız? Neyin günah, neyin sevap olduğuna da artık siz mi karar vereceksiniz? Meraklıysanız, Kur’an-ı Kerim’de, neyin sevap, neyin günah, neyin haram, neyin de helal olduğu yazıyor. Mesela, hırsızlık haram. Mesela, beytülmale göz dikmek haram. Mesela, israf haram. Mesela, yalan söylemek haram. Mesela, iftira atmak haram. Mesela, kula tuzak kurmak haram.
Haram-helal hesabı yaparken, bunlar hiç akıllarına gelmiyor, ama mesele Sayın Erdoğan’ın iktidarını korumak olunca, maşallah hepsi birden alim kesiliyor. Ama asıl mesele ne biliyor musunuz? Siyasette böyle tipler çıkabilir. Nitekim AK Parti’de, bunlardan çok çıkıyor. Ama asıl mesele, en baştakinin sessiz kalması, çıkıp da ‘Siz ne yapıyorsunuz? Bu ne rezilliktir?’ dememesidir. İnsan çıkar hadi gerisini bıraktık, ‘haşa’ der. Hatta tam tersine, bu sözlerden, keyif almasıdır. Nitekim, şirkten bile korkmayan, bu iktidar ve mensupları, millet iradesinin, ne olduğunu da unutmuş durumdalar. Millet iradesinin tecelligahı, Büyük Millet Meclisi’mizin başındaki kişinin sözlerini duymuşsunuzdur. ‘Bir milletin kaderi, bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştırılamaz’ dediğimiz için, bu zat, çıktı ve dedi ki; ‘Tek adam diyenlere soruyorum, mesela size kaç adam lazım?’ Biz sana soralım sana kaç adam lazım. Aynen böyle dedi. Ciddiyetsizliğe bakar mısınız? Gazi Meclisimizin, gücünün, her gün tırpanlanmasına, sessiz kalan başkanının takındığı, şu lakayt tavra, bir bakar mısınız? Biz diyoruz ki; ‘hakimiyet milletindir, tek kişinin keyfine bırakılamaz’, o çıkıp, kendince dalga geçiyor. Biz, başkanı olduğu kurumun, itibarını savunuyoruz, o çıkıp, aklınca espri yapıyor. Yazıklar olsun.
"Sizden korkan sizin gibi olsun"
Milletle bağlarını koparmış bu zihniyetin, artık Türkiye’ye vereceği bir şey kalmadı. Milletimiz de artık bu gerçeği, tüm çıplaklığıyla görüyor. O nedenle, iktidarın tüm dümenlerine, tüm provokasyonlarına rağmen, İYİ Parti her geçen gün büyüyor. Artık, Millet Bizi Çağırıyor! Biz de bu kutlu çağrıyı duyuyor, il il, ilçe ilçe, memleketi geziyoruz. Milletimizi dinliyor, dertlerine çözümler üretiyoruz. Zannetmeyin harlayarak, gürleyerek bizi geri çekeceksiniz. Her dükkanın içinde A Haber’inize provokasyon yaptırabilirsiniz. Her dükkanın kapısında porno sitesi gezenlere, oralarda yavşak yavşak konuşanlara yazı yazanlara provokasyon yaptırabilirsiniz. Yaptırın kardeşim. Sizden korkan sizin gibi olsun."