Akşener: Afganistan mı kaldı ki orada Mehmetçik duracak
İYİ Parti lideri Akşener, Afganistan’dan Türk askerinin geri çekilmesi çağrısında bulunarak, “Afganistan mı kaldı ki orada Mehmetçik duracak. Askerimizin geri çekilmesi lazım. Bir tezkere var, Meclis’in de toplanıp iptal etmesi lazım.” diye konuştu.
Haber Merkezi | ANKA |İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 29 Temmuz’da başlayan ve Muğla’daki ormanlık alanların yüzde sekizinin kaybına neden olan yangının etkilediği köyleri ziyaret etti.
Akşener, bölgenin büyük bir yangın geçirdiğini hatırlatarak, şunları söyledi:
“Muğla, Adana ve Antalya’daki yangına çok erken geldik, gözlemledik, dolaştık. Ama vatandaşın ayağının altında dolaşmadan, yerel yöneticilerin, devletin görevlilerinin işlerini engellememek için çok fazla duyuru yapmadan, geldik gördük ve geri döndük.
Buraya ikinci defa gelme amacımız ise ağır bir yangın geçirildi. Çok farklı dedikodular çıktı, şaibeler çıktı, öyle oldu, böyle oldu. Onlarla ilgili olarak köylümüzün, burada yaşayan insanlarımızın, çiftçimizin, turizmle uğraşan insanlarımızın talepleri var. Yanan yerlere dair herhangi bir yapılaşma, betonlaşma istemiyor. Buna dair devleti yönetenler söz verdi. Bir, onun takipçisi olacağız. Oraya dikkat çekmek için buradayız. Yaraların sarılması gerekiyor. Bunun da takipçisi olacağız. Yapılanlara teşekkür edeceğiz. Eksik olanları da duyuracağız.”
Akşener, askerin yangına neden müdahale etmediğine ilişkin bir soruya şu yanıtı verdi:
“Ben eski İçişleri Bakanıyım. EMASYA diye bir yönerge vardı. Emniyet, asayiş, yangın ve afet üzerineydi. Kaldırıldı… Askerler yangın ve afet için eğitilirlerdi. Yangında, depremde Mehmetçik ne yapacak eğitilirlerdi. EMASYA programının tekrar yerine konulmasında fayda var.”
"Türkiye hendek haline geldi"
Akşener, Afganistan’dan gelen göç ve Türk askerinin Afganistan’da kalmasına ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
“Türkiye maalesef göç konusunda hendek haline geldi. 2001’de Dışişleri Bakanlığı beni Avrupa Parlamentosu’nda bir kararı engellemeye gönderdi. Yani dünyanın birçok yerinden, Türkiye’ye yakın yerlerden gelip, Batı Avrupa’ya göçmen olarak gidecek insanların Türkiye’de kalması konusunda bir anlaşma… Biz o devrin büyükelçilerinin de gayretleriyle engelledik. 2002 seçimleri oldu. Baraj altı kalındı. 2007’de tekrar Meclis’te başkanvekili oldum… Sayın Hayrünnisa Gül’ün Esma Esad için vermiş olduğu bir yemeğe katıldım. AK Partili bakanlar ve STK’lar vardı. Orada yapılan konuşmada anladım ki Türkiye hendek olmuş. Engellemek için Dışişleri Bakanlığı tarafından gönderildiğim karar hayata geçirilmiş. Sayın Erdoğan Türkiye’yi bir hendek ve göçmenlerin geçmediği bir alan haline getirdi.
Göçmenlerin buraya gelmesi, Erdoğan tarafından Avrupa’nın tehdit edilmesi Türkiye’nin ne işine yaradı. Sıfır. Sadece Suriyelilere 65 milyar dolar harcadık. Bununla pandemi dönemine vatandaşlara kişi başı 800 dolar verdirdik.
"İran Büyükelçiliği çağrılmalı"
Afgan göçüyle karşı karışla kaldık. İktidarı yönetenler ve Sayın Erdoğan’ın çelişkili beyanlarıyla karşılaştık. Bugün öyle yarın böyle. Şimdi duvar yapmaya kalkışıldı. Duvar yapın ama duvardan önce yapılacak iş İran Büyükelçiliğinin de çağırılıp, İran tarafının da sınırı koruması, bizim de sınırımızı bizim tarafımızdan korunmasını sağlanmasıdır.
Onara düşmanlık etmek kolay. Bu insanların buraya bu kadar kolay gelmesinin önünü açıkların sorumluluğunu konuşmak zorundayız… Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi işlemi. O gün avaz avaz bağırdık. Dış politikada ‘Monşer monşer’ diye bağırıyor politikanın yerine konulması gerek.
Afganistan mı kaldı ki orada Mehmetçik duracak. Askerimizin geri çekilmesi lazım. Bir tezkere var, Meclis’in de toplanıp iptal etmesi lazım.”
"Trenlere doldurup, üst üste gönderelim anlamında söylemiyoruz"
Akşener partilerinin mültecilerin ülkelerine dönmeleri için iktidarlarında yapacaklarını ise şöyle açıkladı:
“İki sene evvel Sayın Erdoğan’a Antalya’dan seslendim. ‘Arkadaş Beşar Esad ile aşırı arkadaşlığınızın getirdiği 'Küstüm ver misketlerimi var’ dedi. Hadi tamam kibir ettin. Ergen sinirin var. Gönder beni Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına Beşar Esad ile konuşayım, ikna edeyim. Türkiye’ye gelmiş olan Suriyeli göçmenleri memleketlerine barış içinde, can güvenliğiyle yaşayabilecekleri görüşmeyi sağlayım. Bu insanları bizim garantörlüğümüzde ülkelerine ülkelerinde yaşamak üzerine gönderilim. Bu gönderelim şeyini trenlere doldurup, üst üste gönderelim anlamında söylemiyoruz. Bu mümkün.
Bu kaotik ortamda vatandaş ne yapıyor. Karmakarışık düzende vatandaş dönüyor, işsiz kalmış, yangınla karşı karşıya kalmış, canı yandıkça suçlayacak alan arıyor. Türkiye için tehdit bu. Biz iktidar olduğumuzda Suriye’de ilgili hükmet kimse konuşup, Türkiye’deki Suriyelilerin büyük bir bölümünü memleketlerinde, barış içinde yaşayacakları ortamı sağlayıp göndermek.”