Jenga
Aile Destek Platformu kurucusu Nurseli Tamer, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde DÜNYA gazetesi için bir yazı kaleme aldı.
Haber Merkezi |Nurseli TAMER / Aile Destek Platformu Kurucusu
Küçük Leslie ailesiyle birlikte tahta bloklarla oynamayı çok severdi. Özellikle 70’lerin Afrika’sında hiç bıkmadığı, zamanın aktığı oyunlardı bunlar. Kökeni Afrika geleneklerinden gelen, tahta blokların üst üste dizilmesiyle oynanan bir oyun. Tanzanya’da doğmuştu ve içinde bulunduğu coğrafyanın oyunlarıyla büyümesi, gelişmesi de doğaldı.
Leslie Scott, Afrika’nın çeşitli yörelerinde eğitimini tamamladı ve Oxford’a yerleşti. Her zaman oyunları sevmişti ve artık kendi oyunlarını da üretmek, tasarlamak istiyordu. Çeşitli denemeler sonrasında 1983’de hem de erkeklerin tam anlamıyla hâkimi oldukları Londra Oyuncak Fuarında kendi oyununu tanıttı: “Jenga”. Afrika kökenlerinden gelen bu kelimenin anlamı Build, yani inşa etmek. Ben “oluşturmak” anlamını da yüklemeyi seviyorum. 54 tahta blokun iki farklı eksende üçerli olarak üst üste dizilmesiyle her yaşta oyuncuyla oynanan bir oyun. Bütün mesele kuleyi yıkmadan aralardan olabildiğince fazla tahta blok çekebilmek. Herhangi bir oyuncu aradan tahta bloku çekerken kule yıkılırsa o oyuncu kaybediyor. Basit değil mi? Aslında, The Oxford Times’la yaptığı söyleşide, Leslie Scott, “İçinde bulunduğumuz dünya gittikçe daha karmaşık hal alıyor, oysa bu basit. Ve basit bazen güzeldir” diyecekti. Evet, bu basit oyunu oynamak için gerekenler; analitik düşünce, planlama, denge, odaklanma ve strateji, elbette akıl ve zekâ. Size de tanıdık geldi mi bu özellikler? Üstelik eğlenceli de…
COVID dönemindeyiz ekranlar arkasındayız, evde belki birileriyle belki yalnız yaşıyoruz, ama yine de yaşamın tam da içindeyiz ve çeşitli riskler alıyoruz, özel ve/veya işimizle ilgili. Hangi blok alınacak? Hangisini çekersek kule yıkılmaz? Temel sağlam mı? Yanlışı çekersek kule yıkılacak, oyun bitecek. Elbette yeniden oynayabiliriz ama Jenga’yı oluşturmak, inşa etmek, tahta blokları yeniden dizmek gerekecek. Esneklik de gerekli.
Oyun oynarken kendinizden sonrakinin işini zorlaştıracak bir blok mu çekmek istersiniz yoksa ona destek olacak ve birlikte oynama süresini uzatacak bir blok mu? Zaman ilerledikçe oyun zorlaşır. Tam da o özel noktada, güvenli konfor alanından çıkmak, risklerle yüzleşmek ve karar vermek gerekir. Hangisi?
Risk aldık, hangisini çekeceğimize karar verdik ve elimizi uzattık.
Biliyoruz ki dokunduğumuzu çekeceğiz, karar vermiştik ama emin miyiz?
Son düşünmeler ve o an, belki de hafifçe terlemiş el, küt küt atan heyecanlı kalp, sussa da elim titremese derken çektik.
Veeeee.
Yıkılmadı, bir kriz daha atlatıldı.
Oh bu kez bitti.
Ama aksi?
Ah; kule yıkıldı...
Şaşkınlık, belki üzüntü ve hemen devamında yeni deneme şansı; esneklik, yeniden kalkıp devam etmek meselesi.
İçinde bulunduğumuz bu pandemi günlerini de göz önüne alırsak bazı sorular sormak isterim:
Her zaman kendimi güvenli alanda mı tutmak isterim?
Başarıyı artırmak için konfor alanından çıkar mıyım? En azından düşünsem mi?
Riskim ne? Risk alsam da başarısız olsam “bedelini” ödeyebilir miyim? Yapılanmam sağlam ve dayanıklı mı?
Olasılıklarım neler?
Ben sadece bir oyundan söz etmek istedim. Oyunlar bizi hep bir yerlere taşır.
Dijitalde olduğumuz şu günlerde bile oynayabileceğimiz bir oyun bu. Basiti seven, stratejiye, planlamaya önem veren bir kadının tasarladığı bir oyun.
Özellikle bu pandemi günlerinde stratejiden planlamadan uzaklaşmadan ama konfor alanımızdan uzaklaşmayı göze alarak dijitalin içinde olmak önemli. Ancak anımsayın ki, “İnternet Sır Tutmaz” .
Alıntı: https://www.marthastewart.com/1526570/meet-leslie-scott-woman-who-invented-jenga