Başarana kadar 'farklı', başardıktan sonra 'örnek' olursunuz
Banu Samancı, “Bu hayatta sizinle yarışan başka biri yok. Hepimizin varış noktası başka. O yüzden siz başkalarına değil kendinize bakın” diyor.
Haber Merkezi |DİDEM ERYAR ÜNLÜ
Banu Samancı, holistik pazarlama danışmanı, multi-medya tasarımcısı ve “Markanızı Nasıl Pişirirsiniz?” kitabının yazarı.
ABD ve Türkiye’de marka iletişimi alanında edindiği 20 yılı aşkın bilgi ve tecrübesini, hayallerindeki fikirleri başarılı markalara dönüştürmek isteyen kadın girişimcilere yardımcı olmak için kullanıyor.
“Girişimcilik; benim için özellikle kadınların yaratıcılığının içinde patlamaması, hayallerindeki fikirleri başarılı markalara dönüştürmelerine destek olmam anlamına geliyor. İnanıyorum ki, bir ülkenin kadınları ne kadar üretken, özgür ve mutlu olursa, o ülke de o kadar özgür ve mutlu olur” diyen Banu Samancı’dan genç girişimcilere yönelik tavsiyeler şöyle:
Holistik pazarlama sosyal markalar kurmanın reçetesi
“Hayalimdeki dünyada; sadece para için değil bu dünyaya iyilik getirmek için de çalışan içiyle dışıyla güzel, etik, sosyal markalar var. Üreten, mutlu kadın girişimciler var. Değerimizi maalesef eşsiz bir güzelliğe, heyecan verici birikime sahip ülkemiz gibi yeterince gösteremiyor, potansiyelimizi doğru bir şekilde dışarı çıkaramıyoruz. Bu sorunu çözecek reçeteyi ben 20 yıldır aşık olduğum pazarlama disiplinini ‘holistik’ bir anlayışla kurgulayarak oluşturdum ve artık bu yeni dünyada başarılı olmak için bir bütün olarak değişmek lazım! ‘Holistik Pazarlama’, yalnız para kazanmanın değil, çevresine duyarlı, sosyal markalar kurmanın, bu hayatta kendimizden daha büyük bir amacın parçası olmanın ve her günümüzü heyecanla, mutlulukla yaşayabilmenin reçetesi.
Yeni dünyanın ihtiyacı pozitif markaların sayısını artırmak
“Markanızı Nasıl Pişirisiniz” isimli kitabımı yazdıktan sonra kendi reçetelerimi kullanarak bir yaşam plaformu olan Havasu Cafe’yi açıp; yazar-okuyucu buluşmalarından, el emeği pazarına, kadın girişimcilerle buluşma günlerine kadar inandığım her şeyi ete kemiğe de büründürüp, bizzat reçetelerimin başarısını da kanıtlamış oldum. Üniversitede gençlere hayallerindeki işin nasıl markaya dönüştüreceklerini öğretmekten, kadın girişimcilerle başarılı markalar kurmaya kadar durmadan her gün severek, heyecanla çalışarak yoluma devam ediyorum çünkü insan neyi neden yaptığını fark ettiğinde hayat bir külfetten çıkıp sizin kanatlarınız oluyor ve size de sadece uçmak kalıyor. İşte bu benim asıl girişimcilik yolculuğum ve hedefim yeni dünyanın ihtiyacı olan pozitif markaları holistik pazarlamayla birlikte yaratmak, sayılarını artırmak.”
Korkmamak için iki sihirli malzeme
“’Yeni’ demek risk demek ve beynim her yeni projede risk almamı engelleyerek beni güvende tutmaya çalışıyor. Artık biliyorum ki, korku hep olacak, bu doğal bir tepki, savaşmaya gerek yok! Yapmamız gereken, tüm korkularımıza rağmen devam etmek. Diyebilirsiniz ki korkarken nasıl devam edeceksin? Bu sorunun cevabı denenmiş iki sihirli malzemede yatıyor: Birincisi, neyi neden yaptığınızı çok iyi bilmeniz gerekiyor çünkü her yeni projede zorluklar olacak ve bu zorluklar sizde projenize karşı şüphe uyandıracak. İkinci malzeme ise kendinizi asla bir yarışta görmeyin! Bu hayatta sizinle yarışan başka biri yok. Hepimizin varış noktası başka. O yüzden siz başkalarına değil kendinize bakın! Unutmayın, başarana kadar “farklı”, başardıktan sonra “örnek” olursunuz. Bunlar benim her zaman kullandığım, her yeni girişimciyle paylaştığım ve kesinlikle işe yarayan en iyi reçetelerim.”
Birlikte her şey daha kolay
“Girişimcilik kültürü Türkiye’de yavaş ama emin bir şekilde gelişiyor. Bundan 10 yıl önceye baktığımda geldiğimiz noktada ne kadar yol kat ettiğimizi görebiliyorum; global girişimcilik izleme raporuna göre, erken aşama girişimcilik aktivitesi toplamında 48 ülke içinde 15. sıraya yükseldik. Eskiden toplam girişimcilik içindeki kadınlarımızın payı yüzde 5 idi, şu anda 9,6 oranına geldi. Başarılı bir girişimcilik ekosistemi için taklit değil kendi yapımızı, kültürümüzü çok iyi anlamalı ve buna göre yeni bir sistemi oluşturmamız gerekiyor. Benim hayatımın merkezine koyduğum ‘birlikte her şey daha kolay’ inancım, kendi girişimcilik ekosistemimizi yaratmamız için en değerli malzememiz. Birbirimize köstek değil destek olmalıyız çünkü biz millet olarak çok özel, çok yaratıcıyız sadece bu yaratacılığı holistik pazarlamayı doğru şekilde anlayarak hayata geçirmeye ihtiyacımız var. Bunu yapabilirsek yeni dönem, bizim dönemimiz olacak.”
ŞİMDİKİ AKLIM OLSA…
“Hayat sadece şu an ve tek yapabileceğimiz elimizden gelenin en iyisini yapmak. Bu yüzden, şimdiki aklımla geçmişe baktığımda tek diyebileceğim; elimden gelenin en iyisini yapmışım ve benim tek hedefim bu; her zaman elimden geleni yapmak ve rahmetli babamın hep dediği gibi gerisini de Allah’a bırakmak.”
Tek bir girişimci çok şeyi değiştirebilir yeter ki dünyaya da fayda sağlasın
“Pandemiyle birlikte değişim hızlandı! Eski kurallar artık kural bile değil! Artık sadece para kazanmak için iş kurmak başarı getirmiyor, getirmeyecek! Değişime ayak uydurmak için bu dünyaya fayda sağlamanız lazım. Bilgi istemediğimiz kadar çok; daha önce ulaşılması imkansız olan bilgilere teknoloji sayesinde her yerden kolayca ulaşmak mümkün. Önemli olan bu bilgiyle kimin hangi ihtiyacına çözüm olabileceğinizi ve bu çözümle dünyamıza nasıl bir fayda sağlayabileceğinizi anlamaya çalışmak; asıl başarı bu anlam arayışında yatıyor. Tek bir girişimci bile çok şeyi değiştirebilir, yeter ki sadece kendine değil dünyaya da fayda sağlamaya karar versin! Artık Ben değil, BİZ olma zamanı! Bu yeni dönemde her ne yapıyorsak ticari başarısı kadar duygusal başarısı içinde çaba harcamalı, holistik pazarlama anlayışıyla markalaşmamız gerekiyor. Bu dünyada istediğiniz değişimin yüzü olabilirsiniz. Sadece başlayın, inanın ve akıllıca çalışın.”