Uzmanından kalp hastaları için uyarı: Kalp hastaları Kurban Bayramı öncesi hekimlerine danışmalı
Kaybolan su ve tuzun yerine konması gerekir
Hava sıcaklığının 32 dereceyi, nemin yüzde 60’ı aşması ile birlikte sıcağa bağlı olumsuz etkilerin gözlendiği “sıcak sendromları”nın geliştiğini ifade eden Prof. Dr. Ateşal, “Sıcak sendromları ağırlık sırasına göre sıcak krampları, sıcak bitkinliği ve sıcak çarpması şeklinde sıralanır ve bunlar çoğu zaman birbiri içine geçmiş olarak görülür. Sıcak sendromları, vücudun henüz sıcaklara uyum sağlayamadığı, sıcakların ilk günlerinde daha fazla görülmekte ve daha tehlikeli olmaktadır. Vücudun, dış ortam ısısının yükselmesine karşı korunmak amaçlı ilk tepkileri terleme ve derideki damarların genişlemesidir. Terleme devam ettiği sürece yeterince su ve tuz almak kaydı ile yüksek ısılara tahammül etmek mümkündür. Nem oranı yükseldiğinde, terleme ile olan sıvı kaybı azalmaya başlar ve böylece sıcak çarpması ihtimali artar. Vücut sıcaklara 1-2 hafta içinde uyum sağlar. Bu süre içinde hem terlemek daha kolaylaşır, hem de terle atılan tuz miktarı azalır. Aşırı sıcak ve nem ile birlikte artan su ve tuz kaybının yerine konamaması halinde, kanın koyulaşması ve pıhtılaşması eğiliminde artış ile birlikte kalp krizleri tetiklenir. Bu süreçte böbrekler kaybedilen suyu tutmak için devreye girer ve damarları büzüştürücü etkisi olan maddeler kan dolaşımına karışır. Bu etki kalbin üzerine daha fazla yük getirirken bir yandan da böbrek fonksiyonları bozulmaya başlar. Kalp yetmezliği olan hastalarda sıcağa adaptasyon zorluğu ile birlikte, hayati organlara kan akımında azalma sonucu hayatı tehdit edici durumlar (kalp krizi, ritm bozukluğu gibi) gelişebilir” şeklinde konuştu.