"Blokzincirin nihai amacı merkezi yapıları ortadan kaldırmak değil"
2008'de Bitcoin ile hayatımıza giren kripto para kavramı ve blokzincir teknolojisi başta finans olmak üzere birçok sektöre farklı bakış açısı kazandırdı. Blokzincir teknolojisinin bankacılık işlemlerinin kökten değiştirebileceğini belirten uzmanlar yeni bir finans sistemi kurulduğunun altını çizdi.
Berfin Çipa |Berfin ÇİPA
2008’de Bitcoin ile hayatımıza giren kripto para kavramı, o günden bugüne geniş kitleler tarafından benimsendi. Medyanın da Bitcoin başta olmak üzere kripto paralara ilgi göstermesi ile birlikte bu finansal enstrüman çoğu insanın hayatının bir parçası haline geldi.
Hikayenin başlangıç sorusu“2008 yılında hangi kırılmayla kripto paralar sahnedeki yerini aldı?”ya Bitay Analisti Betül Yavuz’un cevabı; “2008’de tüm dünyayı etkisi altına alan küresel ekonomik krizle birlikte merkezi otoritelere güven azalmıştı. Yatırımcılar bu güvensizlik ortamında, devlet ve bankaların kontrolünün dışında yatırım aracı arayışındaydı. Bu kriz sonrası kimliği hala belirsiz olan Satoshi Nakatomo’nun geliştirdiği ilk “Bitcoin” piyasaya sürüldü. Bitcoin, yatırımcılar tarafından sınırlı arzı olması nedeniyle enflasyona karşı bir koruma aracı olarak görüldü” şeklinde oldu.
Wofdex Crypto Exchange Araştırma Direktörü Helin Çelik ise; “Kripto paralar, blokzincir teknolojisine dayanan, herhangi bir merkezi otoriteye bağlı olmayan, şeffaf ve hızlı transferi mümkün olan dijital varlıklar. Çeşitli amaçlar için üretilmesi mümkün olan dijital varlıkların, yasalar el verdiği müddetçe, ödeme ve yatırım aracı olarak kullanılması mümkün. Bitcoin’in doğuşunun ardından hem kripto paraların hem de blokzincir teknolojisinin geleneksel modellere entegrasyonunun temeli atılmış oldu” şeklinde değerlendirme yaptı.
"Bitcoin'in arzı altından daha sınırlı"
Altın gibi Bitcoin’in de rezervlerinin sınırlı olması lider kripto para biriminin, bazı kitlelerce “dijital altın” olarak nitelendirilmesine yol açtı. ELYT.net Kurucu Ortağı ve Teknoloji Yazarı Ahmet Usta, Bitcoin’in altından daha sınırlı rezervinin olduğunu belirterek; “Bitcoin de dijital dünyada altın gibi sınırlı rezerve sahip bir varlık. 21 milyon adet üretilebilecek kayıt sayısı matematik ve kriptoloji biliminin getirdiği yapıyla sınırlandırılmış durumda. Bugün bunu dünya üzerindeki herhangi bir otoritenin değiştirmesi mümkün değil. Uzay madenciliğiyle dünyaya altın rezervi getirebileceğimizi düşünürsek, ben işi daha ileri götürüp, Bitcoin’in altından daha sınırlı bir arzı olduğunu düşünüyorum” dedi.
Icrypex Araştırma Uzmanı Atakan Kaplan ise; “Bitcoin için altının yerini alacak söylemini kullanmak zor olsa da, Bitcoin’in rezerv para birimi olması hayal değil. Rezerv para birimi olabileceğinin arkasındaki en büyük neden sınırlı arza sahip olması ve kullanılmaya başladığı ilk günden itibaren kesintisiz bir hizmet sağlaması. Bitcoin hakkında şuan için dijital altın tanımlamasını yapmayı uygun görmüyorum. Riskli varlıklarla bu kadar yüksek korelasyona sahip olan ve kendi dinamiklerini fiyatlamaktansa global konjonktürden etkilenen Bitcoin’de gelecekte bu korelasyonların son bulacağını ve kendi dinamiklerini fiyatlamaya başlayacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
"Blokzincir bankacılık işlemlerini kökten değiştirebilir"
Finans sektöründe yepyeni bir kapı aralayan Blokzincir teknolojisini dijital defter olarak tanımlayan Betül Yavuz; “Blokzincir iş ağındaki işlemlerin kaydedildiği ve kaydedilen verilerin ağdaki bilgisayarlarla paylaşıldığı aynı zamanda veriler üzerinde değişiklik yapmak için ağdaki bilgisayarlardan onay alındığı büyük bir dijital defterdir. Blokzincirin gelecek dönemde kökten değiştireceği en büyük alan bankacılık sektörü olacaktır. Yakın gelecekte blokzincire uyum sağlamayan birçok banka, sistemin dışına itilme riskiyle karşı karşıya kalabilir” dedi.
Helin Çelik blokzincir için “yeni nesil finansal anlayışı vadediyor” diyerek; “Blokzincir teknolojisi hızı, güvenliği, zaman maliyetini azaltmayı, şeffaflığı ve yeni nesil finansal anlayışı vadediyor. Hem kamu kuruluşları hem de özel şirketler farklı projeler üretip verileri blokzincir üzerine kaydedebiliyor. Bu teknolojiyi çeşitli alanlara entegre etmek mümkün. Örneğin adli vakaların takibinde kullanıldığında delillerin sağlıklı ve değiştirilemez şekilde saklanması için uygun zemin sağlanıyor. Ticari faaliyetlerde hem evrak hem de işgücü maliyetinde kolaylık sağlanıyor. Özellikle yurt dışında, gümrüklerde blokzincir teknolojisinin kullanımının yaygınlaştığı görülüyor. En önemlisi de finans... Geleneksel finans anlayışının değişmesi gerektiğinin en önemli kanıtı olarak hayatımızda yer alıyor” şeklinde konuştu.
"Yeni bir finans sistemi kuruluyor"
Atakan Kaplan blokzincir ile geleneksel sistemi şu sözlerle karşılaştırdı; “Blokzincir teknolojisi bir aracıya ve güven duygusuna ihtiyaç olmadan dünyanın birçok yerine dağılmış makineler tarafından onaylanan bir ağ vadediyor. Gelenekselleşmiş finans sistemi merkezi otoriteler tarafından yönetilen, dışa kapalı sistemlerdir. Bu dışa kapalılık gelişimi yavaşlatan ve günümüz ihtiyaçlarını tam anlamıyla karşılama yetisinin önüne geçen faktörlerden biri. Blokzincir ile herhangi bir otoritenin bulunmadığı, birçok sistemin bir arada kullanılabildiği, açık kaynak koduyla birlikte tüm yapıların birbirlerinin gelişimlerini gözlemleyip daha hızlı bir şekilde sektörel gelişimin yaşandığı yatay bir yapılanmayla artık yeni bir finans sistemi kuruluyor”
Ahmet Usta ise; “İş süreçlerini, iş akışlarını ve güvene dayalı oluşturulması gereken kayıtlara dair ne kadar iş modeli varsa hepsi blokzincir üzerine taşınabilir. Blokzincir teknolojisinin nihai amacı merkezi yapıları ortadan kaldırmak değil. Merkezi yapılar blokzincir teknolojisini kullanarak ilişki içerisinde oldukları taraflara karşı daha şeffaf daha güvenilir daha sorgulanabilir daha fazla raporlanabilir bir konumda olabilirler” dedi.