SWAP işi 'vitrin süslemesi' olur
Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, Şans Sohbetleri’nde bu hafta Merkez Bankası’nın swap konusundaki adımlarını değerlendirdi. İkili swap hareketlerinin sorunlara kalıcı bir çözüm olmadığını, bir can simidi gibi görülmemesi gerektiğini öne sürdü.
Haber Merkezi |Güldağ: İstersen bu haftaki sohbete Fed’le başlayalım. Geçen hafta 'işaret fişeğini attı' demiştik. Öyle de oldu. Hani falcı tabiriyle, 'üç vakte kadar' parasal gevşemeyi durdurabiliriz, faiz artırımı da olabilir diye anlaşılan açıklamalarının etkileri devam ediyor. Tepkiler de ilginç doğrusu. Sanki Amerika başta piyasalar biraz olsun ‘normalleşmek' istemiyorlarmış gibi... Bu bol likidite, faizsiz ortam bayağı hoşlarına gitti. Bu ortam hiç bozulsun istemiyorlar. Gerçeklere de gözlerini kapamışlar. Daha doğrusu, olup biten ortadayken, mesela yüzde 5 aylık enflasyona çıkılmışken, bir pembe gözlükleri, bir kapkara gözlükleri takıyorlar. Manşet enflasyon beklentileri de aşarak aylık yüzde 5'e çıktığı gün, neredeyse düğün bayram ettiler. Sonra, para politikasında ufacık bir değişiklik işareti görünce abartılı tepkiler veriyorlar. Üç vakte kadar sen ne bekliyorsun?
Ağaoğlu: Üç vakte kadar çok fazla bir şey olmasını beklemem. Fed’in müziği kıstığı bir an bu. Fed diyor ki, 'Arkadaşlar saat 24’e yaklaşıyor. Kimse rahatsız olmasın diye müziğinizi biraz keseceğim,. Haberiniz olsun'...
Güldağ: Müziği kısacak, ya sonra?
Ağaoğlu: Dans da bitecek. Bunlar erken uyarı... İlk uyarıyı da Yellen yaptı. İhtiyaç hissetti anlaşılan ve bilerek 'ağzından kaçırdı'.
Güldağ: St. Louis Fed Başkanı Bullard da çıktı "Fed Başkanı Powell varlık alımını azaltma tartışmasını başlattı" dedi. Bu da bir nevi ikinci, hatta Yellen'ı da sayarsak, üçüncü işaret fişeği oldu bir nevi. Piyasalar denge bulmakta zorlanıyor.
Ağaoğlu: İçeride konuşuluyor bu belli. Bazıları 'kasıtlı' ağzından kaçırıyor, bazıları erken uyarı olarak söylüyor.
Güldağ: Ama iş piyasaların da istediği gibi öyle pamuklar içinde sarılı vaziyette gidemez. Bunun zamanı da geliyor...
Ağaoğlu: Bence de zamanı gelmesi lazım. Burada iki konu Fed’in adım atmasını engelliyor. Bunlardan bir tanesi enflasyon kalıcı mı geçici mi tartışması, bir de ücret artışı gelmemesi. Hesap şöyle: Enflasyon nedeniyle insanların alım gücü düşecek. Düşen alım gücünü yerine koyabilmek için insanlar ücret artışları talep edecek, bu da enflasyonu kalıcı hale getirecek.
Güldağ: Henüz maaşlar artmıyor.
Ağaoğlu: Öyle diyor Fed de... Maaş artışları olmuyor ya da talep henüz ortaya çıkmadı. O yüzden,'enflasyon geçicidir' savıyla 'biraz bekleyelim' noktasındalar.
Güldağ: Biraz da işsizlik meselesi var..
Ağaoğlu: İşsizlik problemi sosyal problemleri beraberinde getirecek. Bunlara çözüm olarak faizler daha uzun süre düşük kalabilir diye, zaten Amerikan 10 yıllıkların da 1,35’lere tekrar geri gelmesinin sebebi böyle bir hesap. Külahı önüne koyup düşünenler, 'Bunlar istediği kadar parasal sıkılaşmayı konuşsunlar bu çok yakın bir zamanda faiz artışı olarak bize gelemeyecek. O yüzden de faizler artacak endişesiyle aldığımız Amerikan 10 yıllıklarını taşımanın bir anlamı yok. Satalım biz bunları hazır kârdayken' dedi. Veya 'bir miktar daha alabilirim' dedi.
Güldağ: Bu bize nasıl etki edecek? Çünkü kötü bir senaryoda Türkiye varlıklarında satışın bir hayli sertleşebileceği konusunda geçen hafta işaret vardı...
Ağaoğlu: Doğrusu, kopardığı fırtına kendisinden daha büyük. Bunun büyük bir etkisini beklemiyorum. Zaten bundan etkilenen yabancılar Türkiye varlıklarından epey çıktı. Aslına bakarsan 2015’ten beri Türkiye’den çıkıyorlar. Biz de kendi yağımızda kavrulan bir piyasa olmaya doğru gidiyoruz.
Güldağ: Bizim dünyadan kopuk olma şansımız yok. Türkiye dünyaya mal satarak geçinebilen ve de refahını da ancak bu yolla artırabilecek bir ülke. Salgına karşı mücadelede yeniden başarı elde etmeye başladık. Eğer NATO toplantısı sonrası hava kötüleşmezse, tedarik güvenliği ile ilgili sorunlar yaşamazsa, ana ticaret ortağımız Avrupa başta ekonomide işler kötüye değil, iyiye gidebilir. Öyle bir hava seziliyor. Aşılamaların etkisiyle, AVM'lerin açılmasıyla yükselen sular bütün sektörlerin teknelerinin yüzmesine yardımcı oluyor. Geçen gün Çorlu'daydık. Baktık ki, dokuma tarafında da işler son birkaç haftadır düzelmeye başlamış. Siparişler artmış. O tarafta işler kötüydü oysa. Evde kaldığımız için penye, eşofman, tayt idare ediliyordu. Bunlar da örmecilerin işi daha çok. O taraf iyiydi, dokuma tarafı kötüydü. Ama şimdi tekrar iş başı yapılıyor, eh düğün, nişan mevsimi de geldi, dokuma da canlandı. Üretim tarafında biz PMI'ın yeniden 50'nin üzerine çıktığını görebiliriz önümüzdeki aylarda. Ama dışarıdan para girişinde pek bir hareket yok hala...
Ağaoğlu: Şu anda girmesi için bir sebep yok. Amerikan tahvilleri düştüğü zaman Türkiye’deki 10 yıllıklara bir miktar giriş oldu ama dişimizin kovuğuna yetmeyecek rakamlar. Henüz yabancı yatırımcı bir algı değişikliği de göstermiyor. Tabii fırsatçılar olabilir. Ama kalıcı yeni bir portföy yatırımı henüz yok
Güldağ: Şu sıralar swap konusunda çalışmalara ağırlık verildiği anlaşılıyor. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu dört Asya ülkesiyle görüşmelere işaret etti.
Ağaoğlu: İkisiyle de bir yol kat etmişiz.
Güldağ: Güney Kore, Malezya gibi ülkeler olabilir diye düşünüldü. Biraz dış ticaret açığımız var onlara.
Ağaoğlu: Fed, Avrupa Merkez Bankası ve Bank Of Japan hariç kiminle yaparsak yapalım bunların tamamı geçici çözümler. Bunun dışında swap yaptığımız zaman Türkiye’ye para girdi diyorsak, hayır sadece vitrine numune koyuyoruz.Bizde o mal yok şimdi ama ileride gelirse biz bunu üreteceğiz diye bir numune koyuyoruz.
Güldağ: Vitrin süsü gibi...
Ağaoğlu: Vitrin güzelleştirmesi, başka bir şey değil. Doğrusu bu. O para bizim paramız değil, emanet alınmış bir şey.
Güldağ: Merkez Bankası'nın toplam rezervlerini düzeltiyor diye bir kanaat var. Şimdi Çin'le swap anlaşmasının tutarı da artırıldı. Onun katkısıyla geçen hafta yaklaşık 2.5 milyar dolar arttı Merkez'in rezervleri . 97.3 milyar dolar oldu. Brüt döviz rezervleri de 4.3 milyar dolarv artışla 56 milyar dolara yükseldi. Tabii swap'ları düşünce ekside rezervler...
Ağaoğlu: Swap’la neyi çözüyoruz da can simidi gibi bize sunuluyor onu da anlamış değilim. Bunu ciddi biçimde ekonomik bir başarı olarak görenler varsa, bu işi gerçekten bilmediklerini düşünüyorum. Swap çok kısa bir süre için, bir seferlik bir döviz sıkıntınız var, geçici olarak ben bunu çözeceğim sonra nasıl olsa benim dövizim geliyor' dediğinizde tamam. 'Almanya’dan amcam geliyor sen şimdi bana ver, sana sonra bu dövizi ödeyeceğim' gibi... Ama 'kazanacağım, biriktireceğim, ödeyeceğim' derseniz bu biraz Nasrettin Hoca hikayesi.
Güldağ: Kurları aşağıya çekmesi zor...
Ağaoğlu: Dış politika haricinde doların aşağı gitmesi için bir yapılan pek bir şey yok ya da az diyelim. Zaten, uzun bir süreç bu. Ona güvenerek de insanlara sabredin demek bir yere kadar. Kurun aşağı inmesi biraz zor. Kısa vadede inecek olursa 8.05- 8.25 arasında bir yere, hani çok iyi pazarlanırsa swap haberleriyle, belki dış politika haberleriyle piyasaları biraz rahatlatacak.
Güldağ: Görünen, buna da ihtiyaç var... Ağaoğlu: Kesinlikle piyasalarda onu da görüyorum. Çok yukarı gitmesini de istemiyor kimse, öyle bir durumda kimse kazanmıyor. Mevduatında döviz bulunduranlar bile oradaki kazançlarını kurun yarattığı enflasyonist etkilere karşı kendini koruyabilir noktada değil. Yavaş yavaş bu seviyelerde kalır mı dediğimiz zaman ortak bir mutabakatla bu seviyelerde kalıyor.
Turizme hücum enflasyon olup döner
Güldağ: Turizmde yavaş yavaş iyi haberler gelmeye başladı. Şimdi aşılamalara da bakınca sanki ağustos başında büyük bir yoğunluk yaşanabilir turizmde. Bu da ciddi sıkıntılara yol açabilir. Hem kapasite hem kalite açısından...
Ağaoğlu: Aynen. Turizm hücumu olsun diyoruz da bir enkaz bırakabilirler. Enkaz bıraktığında da bizim o kalıcı olmayan bir seferlik enflasyon artışı da gelirlerimiz o kadar artmadığı için ya işsizlik olarak ya da alım gücünde zayıfl ama olarak karşımıza çıkacak. Ekonomi öyle ben yaptım oldu deyip, bir gecede ben çek yasası çıkardım, çekleri 1 Haziran’a kadar şey yaptım demekle olmuyor. O yüzden bir şey yapacaksanız dengelerini de çok iyi hesaplamanız lazım. Kapasitemizin üzerinde bir turisti hakikaten kabul etmememiz lazım, fi yatları artırarak da bunu engellemeyelim. Böyle olursa bir dahaki seneye de müşteri bulamazsınız. Bir sefer için altın yumurtlayan tavuğu kesmemek lazım.
Güldağ: Dengelere çok dikkat edilmesi gereken bir dönem. Sadece turizm de değil. Her konuda. Geçen gün Gebze Plastik OSB’deydik. Şimdi Türkiye ani biçimde atık plastik ithalatını yasaklayınca, onun etkisi gitmiş tarımı vurmuş. Büyük oranda geri dönüşümden üretilen tarım malzemelerinde sıkıntı ortaya çıkmış. Pahalılanmış. Üstelik eksiklikler de ortaya çıkmış. İran'dan filan kayıt içi, kayıt dışı neyse alım yapılarak eksikler gideriliyormuş. Yani her kararı o kadar ölçüp biçerek almak gerekiyor. Tabii sanayicinin aklına, şu soru da geliyor; bu niye yapıldı? Kimin işine yarıyor? Yasak birden geldiği için bir kısımı makinalarını almış, geri dönüşüme çalışacak ama malzeme yok çalışamıyor. Makinanın borcunu ödemek durumunda. Bazıları ithalatını yapmış, yasak gelmiş, dövizi de ödenmiş ama mal gümrükte bekleyebiliyor. Ne oluyor? Bütün bunlar dönüp dolaşıp maliyet olarak enflasyonu, gıda enflasyonunu yükseltiyor.
Petrol 4 Temmuz’dan sonra düşebilir
Güldağ: Petrolde 80 doları göstermeden bu işi kapatmayacaklar demiştin, o yola girildi sanki...
Ağaoğlu: Maalesef... Geçen hafta endüstriyel metaller tarafında Çin piyasadaki rezervlerinin bir kısmını satacağım açıklaması yapmıştı. Böylece bakır alüminyum tarafında bir geri çekilme yaşandı. Buna benzer bir durum kısa süre de olsa petrolde de oldu. Nükleer anlaşmaya geri dönülse bile, İran’da çok yüksek petrol stoku olmayacak deniyor. İran yarı yarıya bir stokla anlaşmaya girecek. O yüzden de artan talep bunu karşılayacaktır düşüncesi hasıl oldu. Şu anda 75 doların üzerinde halen daha 80 doları test edeceğiz gibi görünüyor bana. 100 dolar diyenler oldu ama doğru değil. 80 doların üzeri ihracatçılar mutlu ama ithalatçıları da artık mutsuz edeceğini düşündüğüm bir seviye olduğu için 80 doların üzerinde OPEC’ten üretim artışları gelecektir diye düşünüyorum. 4 Temmuz önemli, ABD’de tatile gidilmeye başlanan dönemdir, o tarihe kadar petrolü yukarı vururlar ondan sonra yavaş yavaş aşağı gelir diye düşünüyorum.
Kripto paralarda temmuz ayının ilk iki haftası önemli
Güldağ: Güvenli liman olarak görülen altın ile ilgili piyasalarda şüpheler epey arttı. Kriptolarda da düşüşler var. Daha doğrusu bir türlü yükselemiyor.
Ağaoğlu: Orada majör düzeltmeler içindeyiz. Şu anda düzeltmeler halen daha devam ediyor. Ben Bitcoin değil Etherium tarafından baktım biraz meseleye. 1950 seviyesindeydi. Onun altına indik. Sonra da hemen üstünde kapattık. Şimdilik Etherium tarafında da artık önemli düzeltmelerden bir tanesi gerçekleşti. Ancak zigzaglar devam ediyor ve edecek bir süre daha. Temmuzun ilk iki haftasının fi nansal piyasalarda yılın geri kalanı için çok belirleyici olacak diye düşünüyorum. Kripto piyasası için de öyle. O iki haftayı izleyelim ondan sonra konuşuruz.
Fiziksel altındaki düzeltmeler sıkıntı yaratabilir
Güldağ: Altın ve gümüş öngörün?
Ağaoğlu: 1830’lar kritikti. Geçen haftayı da onun altında kapattığımız için altın tarafında işler çok keyifl i değil. Çok önemli bir düzeltme seviyesi 1770’lerden döndü altın, şu anda orada konsolide olmaya çalışıyor. Eğer burayı konsolide edebilirse tekrar 1825’lere bir hamlesi olur. Ancak o ciddi bir karar anıdır altın için. Eğer onu aşarsa, ki ben şimdilik aşacağını zannetmiyorum. 1825-1830’lara gelip oradan dönerse hakikaten 1600’leri konuşuruz. 1678 dibi var daha önce, oraya tekrar test ihtimali artar. Gümüş için 25.40 seviyesi önemli. O seviyenin altına ben inmesini beklemiyorum. Eğer inmeden kurtulabilirse 28 dolarlara doğru bir hamle yapacak.