Politika faizi en az yüzde 15'e çıkarılmalı
Ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin yüzde 14’ü aşması ve Merkez Bankası’nın bu kanalı en fazla yüzde 14,75’e çıkarabiliyor olması yeniden olağanüstü PPK tartışmasını gündeme getirdi. Analistler ister erken ister zamanında politika faizi yüzde 15 olmalı diyor.
Şebnem Turhan |Türkiye piyasaları, bir yandan küresel piyasalara paralel ABD seçimlerinde Biden-Trump çekişmesinin yönüne göre hareket ederken bir yandan da TL’deki ağır değer kaybı başta olmak üzere kendi iç problemleri doğrultusunda da fiyatlamaya maruz kalıyor. Dolar dün 8.45 lira ile seçim öncesi fiyatlamasına geri döndü ancak halen daha oldukça yüksek bir seviyede. Önceki gün açıklanan reel efektif döviz kuru da 60.66’ya inerek tarihi en düşük seviyesine geldi.
Merkez Bankası ise üç gün üst üste yaptığı hamlelere iki gündür ara vermiş durumda. Buna rağmen ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti yüzde 14,07’ye çıktı. Fonlama maliyeti yüzde 10,25 olan politika faizinde artış olmadan en yüksek geç likidite penceresi olan yüzde 14,75’e kadar çıkarılabiliyor. Bu Merkez Bankası’nın çok da alanı kalmadığını sadece 680 baz puanlık bir sıkılaştırma yapabileceğini gösteriyor. Analistler bu noktada ikiye ayrılmış durumda. Bazı analistler 15 gün sonra 19 Kasım’da yapılacak Para Politikası Kurulu toplantısını beklemeden Merkez Bankası’nın faiz artıracağını düşünürken bazı analistler de 19 Kasım’ın bekleneceği görüşünde. Ancak ortaklaşılan bir nokta var ki o da politika faizinin en az yüzde 15’e çıkarılması ihtiyacı.
Sadeleşme ve tek faize dönüş
Peki bundan sonra ne olacak? Bazı analistler Merkez Bankası’nın 15 gün beklememesi ve bugün yarın olağanüstü bir PPK kararı alıp politika faizini yüzde 15’e çıkarması gerektiğini belirtiyor. En az 475 baz puanlık bir artış ihtiyacı olduğuna dikkat çeken analistler daha yüksek oranların da piyasada şok etkisi yaratarak TL’deki değer kazancını hızlandırabile
ceğini dile getiriyor. Böylece GLP faizinin de yüzde 19,5 seviyelerine kadar çıkacağını vurgulayan analistler, Merkez Bankası’nın öncelikle politika faizinden fonlama yapmaya geçmesine sert hareketlerde ise geniş alan yaratan GLP’ye fonlamanın kaydırılabileceğine işaret ediyor. Yani önce sadeleşme ve tek faize geri dönülmesi vurgusu yapan analistler Merkez Bankası’nın kredibilitesinin de artacağını vurguluyor.
TL ile ilgili algı olumluya dönemedi
Bazı analistler ise 19 Kasım’ın bekleneceği görüşünde. Garanti Yatırım’ın sabah bülteninde Koordinatör Tufan Cömert, TCMB’nin kurdaki artışı dizginlemek üzere likidite kanallarında yaptığı sıkılaştırma ile şu anda finansal sisteme sağlanan likidite maliyetinin yüzde 13,99’a ulaştığını hatırlatarak, “Bu oran temmuzda yüzde 7,40’a kadar düşmüştü. Yani neredeyse 2 kat artmış bir maliyetten bahsediyoruz. Geldiğimiz noktada, ABD’yi, jeopolitik konuları bir tarafa bırakırsak şöyle teknik bir sıkıntı var: TCMB’nin tüm fonlamayı geç likidite penceresine kaydırması ile (GLP) fonlama maliyetinin çıkabileceği azami seviye yüzde 14,75. Yani burada gidilebilecek yol bitmek üzere” dedi. Cömert, yoğun haber akışı nedeniyle TL’nin oynaklığının arttığını, seviye olarak da zirvenin çok uzağında olunmadığını kaydederek “Piyasalardaki algı hala olumluya dönebilmiş değil. Piyasada bazı günler TCMB’nin ara toplantıya gidip faiz artıracağı yönünde söylentiler dolaşmaya başlıyor. Bu üzerinde spekülasyon yapılabilecek bir konu değil, ancak diyelim ki kur artmaya devam ediyor ve bu artış makro istikrarı iyice tehdit eder hale geldi, bu durumda faiz artışı söylentisine bel bağlamak yerine şöyle bir yol haritası beklemek daha anlamlı geliyor” dedi ve adımları şöyle aktardı:
Tüm fonlama GLP’ye kaydırılabilir
Tüm fonlama GLP’ye kaydırılır, fonlamanın bir süre burada seyretmesi, likiditenin iyice sıkıştırılması ile TL mevduat/repo/depo faizlerinin biraz daha yükselmesi beklenir.
Yakın zamanda esnetilmiş olan swap kısıtlamaları yeniden sertleştirilir.
Buna rağmen TL’deki oynaklık sürer, değer kaybı durmaz ise ancak o zaman faiz artışı düşünülecektir.
İki görüş sadece faiz kanalında atılan adımların yetmeyeceğini de vurguluyor. Öncelikle yerli yatırımcı için TL’nin cazibesinin artırılması da şart. Bunun için en az yüzde 18-20 civarında bir TL mevduat faizi verilmesi tüm TL mevduatı vadeleri için stopaj oranlarının sıfırlanması analistlerin öne çıkardığı politika adımları oluyor.