Piyasanın 'yeni dönem'de beklediği 6 hamle

Merkez Bankası’nın yarınki toplantısında politika faizinin yüzde 15’e çekilmesi beklentisi öne çıksa da analistler kredi genişlemesine zorlayan tüm düzenlemelerin kaldırılmasını ve sadeleşme ile iyi iletişimin öne çıkarılmasını bekliyor.

Şebnem Turhan |

Merkez Bankası yarın tarihinin en kritik Para Politikası Kurulu (PPK) toplantılarından birini yapacak. Yeni başkanı Naci Ağbal’ın da ilk PPK’sı olacak. Piyasa PPK’dan politika faizinde 475 baz puanlık artış yapılmasını ve politika faizinin yüzde 15’e yükseltilmesini bekliyor. Ancak beklentiler politika faizindeki artış ile sınırlı değil. Tam bir sadeleşme ve normalleşme isteyen piyasanın öne çıkan beklentileri şöyle sıralanıyor;

1- PARA POLİTİKASINDA SADELEŞME: Analistlerin aktardığı bilgilere göre öncelikle yüzde 10,25 ile piyasa faizlerinin çok gerisinde kalan politika faizinin yüzde 15’e çekilerek sadeleşme yönünde ilk adımın atılması gerekiyor. Eylül toplantısında gecelik borçlanma faizi ile geç likidite penceresi faizi arasında açılan 300 baz puanlık farkın yeniden 150 baz puana çekilmesi bekleniyor. Politika faizinin yüzde 15 ile fiili faiz oranlarına getirilmesini analistler para politikasında düzeltme ve sadeleşme adımı olarak nitelendiriyor. Böylece kredi ve mevduat fiyatlamasında da politika faizine yeniden dönüş yapılmış olacak. Ve analistler politika faizi artışı kadar kredi ve mevduat faizlerinde artış olmayacağını, sınırlı bir yükseliş yaşanacağını vurguladı.

2-ZORUNLU KARŞILIK TEŞVİKİNDE GERİYE DÖNÜŞ: Piyasa uzmanları paranın maliyetini artırmak kadar miktarını azaltmanın da önemli olduğunu belirtiyor. Bu durum kredi genişlemesini destekleyen politikalardan da geri dönüş gerektiğini ortaya koyuyor. Merkez Bankası zorunlu karşılık teşvikleri de tam bu noktada devreye giriyor. Merkez Bankası’nın belirlediği kriterlerde ve oranda kredi büyümesini sağlayan bankalar zorunlu karşılık teşviklerinden yararlanıyor. Analistler bu politikadan da geri adım atılması gerektiği görüşünde.

3- MEVDUAT FAİZİNDE STOPAJIN KALDIRILMASI: Para politikasında sıkışıklığın bir nedeni de dolarizasyon. Uzun süre mevduat faizinde kalan vatandaşın pandemi ile finansal genişleme ve düşük faiz politikasıyla tasarruflarını farklı alanlara yöneltmesi bir de yüksek enflasyon nedeniyle negatif reel faiz getirisi yaşanması hızla artan bir dolarizasyon sorununu ortaya çıkardı. Politika faizindeki artış mevduat faizlerini bir kademe ileriye taşıyıp enflasyonun ötesine geçirerek reel faiz getirisi sağlamak için bir adım. Ancak analistlere göre bu yeterli değil. Bunun yanı sıra TL mevduatta geçen ay gevşetilen stopajın en az 6 ay süre ile hiçbir mevduat vadesinde uygulanmaması öneriliyor.

4- AKTİF RASYOSUNUN TAMAMEN DEVREDEN ÇIKMASI: Bankacıların sürekli dikkat çektiği aktif rasyosunda ne kadar gevşeme yapılırsa yapılsın yeterli bulunmuyor. Aktif rasyosu formülü bankaları hem kredi genişlemesine hem de Merkez Bankası ile swap kanalına teşvik ediyor. Analistlere göre aktif rasyosunun tamamen devreden çıkarılması bankaların kredi arzını artırma zorunluluğunu ortadan kaldırdığı gibi 2021’e ertelenen tahsili gecikmiş alacak problemi konusunda da bir nebze nefes almalarına da hizmet edecek.

5- PARA POLİTİKASINDA ETKİN İLETİŞİME GEÇİLMESİ: Ekim Para Politikası Kurulu toplantısı sonrasında piyasanın ‘ters köşe’ olmasıyla en çok ‘iletişim’ meselesi konuşuldu. Hatta görevden alınan başkan Murat Uysal da iletişim konusunda eksiklikleri olduğunu kabul etmişti. Başta Fed Başkanı Powell’ın her toplantı sonrası açıklama yapmasının yanı sıra büyük merkez bankası başkanlarının konuşmalarını örnek veren analistler Naci Ağbal’ın da PPK’ların ardından basın toplantısı düzenlemesinin iletişimi güçlendirecek en önemli adım olduğuna dikkat çekiyor. Ayrıca Merkez Bankası başkanının daha fazla konuşma yapmasını ve daha sık çeşitli sektörlerle toplantılara katılmasını öneriyorlar.

6- MAKUL ENFLASYON HEDEFİ: Piyasa son dönemde en yetkili ağızlardan enflasyonla mücadelenin birinci gündem maddesi yapılmasından oldukça memnun. PPK metninde de enflasyonla mücadele vurgusunun yapılması ve enflasyonla mücadelenin şu an her şeyin önünde tutulduğunun altının çizilmesi isteniyor. Aynı zamanda piyasa uzmanları yüzde 5 olarak belirlenen ancak ulaşılması pek de mümkün görülmeyen uzun dönemli enflasyon hedefinin değiştirilmesi gerektiğini belirtiyor. Daha gerçekçi hedef ve bu gerçekçi hedefe ulaşmak için açıklanan bir para politikasının çok daha yararlı ve kredibilite kazandırıcı olduğunu vurguluyor analistler.

AKOM açıkladı: İşte fırtına ve yağışın İstanbul'a bilançosu Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi Öğretmenlerin 24 Kasım beklentisi: Birer maaş ikramiye Türkiye dünyanın en sinirli ikinci ülkesi oldu! Trump Hazine Bakanı adayını açıkladı: 'Amerikan rüyasının' bir örneği AKOM'dan İstanbul için saatli uyarı: Fırtına, yağış, kar...