Merkez, faizi değiştirmedi: Resesyon ihtimali metne girdi, kredilere yeni önlem sinyali geldi
Merkez Bankası, politika faizini yüzde 14'te sabit bıraktı. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu üyeleri resesyon ihtimalinin cari dengeyi olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekerken, ivmesini kaybettiği gözlense de kredilerin amacına uygun kullanıp kullanılmadığının yakından takip edildiğini vurguladı. Ayrıca kredilere ilişkin yeni önlem sinyali de verildi.
Haber Merkezi |Şebnem TURHAN
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 14'te sabit tuttu. Böylece TCMB, üst üste yedinci kez Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faizi değiştirmemiş oldu.
Merkez Bankası temmuz ayı Para Politikası Kurulu küresel piyasaların en önemli gündem maddesi resesyon ihtimalini öne çıkarırken, küresel çapta yükselen enflasyon ve bozulan beklentilere işaret etti.
Resesyon ihtimalinin cari işlemler dengesine olumsuz etki yaratabileceğini belirten Merkez Bankası, PPK karar metninde kredilerde yeni bir adım atılabileceğinin sinyali de verildi.
Faiz kararı öncesi 17.73 seviyesine kadar çıkan dolar/TL, karar sonrası 17.68 seviyelerinde.
Analistler Merkez Bankası PPK’sında doğru tespitler yapılsa da faiz silahı kullanılmadan yeni makroihtiyati önlemlerin devreye alınabileceğine dikkat çekti.
Küresel çapta büyüme tahminlerinin aşağı yönlü güncellenmeye devam ettiğini ve resesyon ihtimalinin arttığını belirten Merkez Bankası PPK karar metninde yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkilerinin yakından izlendiği belirtildi. Metinde gelişmiş ülke merkez bankalarının enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurguladığı kaydedilirken haziran karar metninde olduğu gibi ülkelere göre para politikası adım ve iletişimlerinde ayrışmanın devam ettiği ifade edildi.
Cari açık riskine vurgu
Haziran metninde daha ılımlı yer alan cari işlemler açığına yönelik tehditler temmuz PPK karar metninde daha dikkat çekici hale getirildi. Güçlü büyümenin dış talebin olumlu etkisiyle ikinci çeyrekte de sürdüğü istihdam kazanımlarının benzer ekonomilere göre daha olumlu seyrettiği vurgulanan metinde cari açıkla ilgili endişeler söyle ifade edildi: “Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, cari işlemler dengesinde turizm kaynaklı güçlü iyileşme devam etmektedir.
Bunun yanında, enerji fiyatlarındaki yüksek seyir ve ana ihracat pazarlarının resesyona girme olasılığı cari denge üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. İvmesini kaybettiği gözlenmekle birlikte, kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşması yakından takip edilmektedir. Kurul, güçlendirdiği makroihtiyati politika setini kararlılıkla uygulayarak gerekmesi durumunda ilave tedbirleri uygulamaya alacaktır.”
İfadeye 'kredi' kelimesi eklendi
Enflasyondaki yükselişte jeopolitik gelişmelere, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şoklarının etkili olmaya devam ettiği kaydedilen metinde üç aydır olduğu gibi küresel barış ortamının tesisiyle dezenflasyonist sürecin başlayacağı yer aldı. Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme sürecinin devam ettiği dile getirilen metinde değerlendirme süreçleri tamamlanan kredi, teminat ve likidite politika adımları para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğinin güçlendirilmesi için kullanılmaya devam edileceği vurgulandı. Bu ifadeye haziran metninden farklı olarak kredi kelimesi eklendi. Bu durum, analistlerin kredilere yönelik yeni makroihtiyati tedbirlerin gelebileceği yorumlarına yol açtı.
İlave adım için daha ne gerekiyor?
TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılım Murat: Merkez Bankası’nın gerekirse ilave adımlar atılabilir ifadesini artık piyasa algılayamıyor çünkü bu ifadeyi yılbaşından beri kullanıyor. Yılbaşından beri savaş çıktı, enerji krizi patlak verdi, başta Fed olmak üzere büyük merkez bankaları agresif şekilde faiz artırıp sıkılaştırıcı politikalar uyguluyor, daha fazla ne olması gerekiyor merkez bankasının adım atması için? Zaten faiz bir politika aracı olmaktan çıkarıldığı için gerekirse dediği şey merkez bankasının kurun yükselmesi halinde yeni makroihtiyati tedbirlerin gelmesidir. Görünen o ki en azından seçime kadar faiz bir politika aracı olarak kullanılmayacak. Politika devam edecek. Dolar/TL kuru üzerindeki yukarı yönlü baskı devam edecek, Türkiye’nin risk primi yüksek kalacak ve finansal koşullar daha da sıkılaşacak. Eklenen kredi kelimesinin de uygulanan selektif kredi politikasının bir devamı olarak algılıyorum, kredi muslukları yakın gelecekte kısıtlı kalacak gibi görünüyor. Toplam kredi büyümesi yavaşlayacak.