Kaç tavan yapar abi?
Bu yıl 8 şirket halka arz oldu, yılın ilk yarısında ise 20 şirketin daha borsaya katılması bekleniyor. Hem kredili katılımın yükselmesi hem de yeni yatırımcının getiri garantili bakması karşısında analistler önlem alınmasını istiyor.
Şebnem Turhan |ŞEBNEM TURHAN
Bu yıl pandemi ile birlikte hisse senedi yatırımcısında rekorlar kırıldı. Halka arzlar ise sadece 8 tane olsa da gelen yerli yatırımcısı ilgisi ile dikkat çekiyor. Sermaye piyasalarının genişlemesi şirketlerin daha şeffaf ve öngörülebilir olması için halka arzlar oldukça önemli. Ancak bazı rakamlar var ki durumun sağlıklı olup olmadığı konusunda tartışmaya açık. Merkez Kayıt Kuruluşu verilerine göre 20 yaş altı yatırımcı sayısı yılbaşından bu yana 4.5 kat arttı ve 13 bin 177’ye ulaştı. Ortalama portföy büyüklüğü 36 bin lirayı aştı. Halka arzlara kredili katılma oranı oldukça yüksek. Peki halka arzlara neredeyse 54 kata varan ilgi nasıl yorumlanmalı?
Analistler yerli yatırımcının halka arzlara olan ilgisinin değil ama algısında bir sıkıntı olduğu görüşünde. İnfo Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Mert Yılmaz, “25 yıllık borsacıyım ‘hocam para kazanır mıyız’dan ‘kaç tavan yapar abi’ye geldik. Getiri garantili bir düzen kurulmuş gibi. İkinci tavandan satan çok mutsuz” diye konuştu. Deniz Yatırım Araştırma Müdürü Orkun Gödek de “Halka arzlarda yatırımcıların tam olarak bilgi sahibi şeklinde davrandıklarını söylemek maalesef güç. Gelen sorular dahi bu durumu teyit ediyor” dedi.
Yerli yatırımcının talebi katlandı
Bu yıl 8 şirket halka arz edildi. 8 şirkete gelen toplam talep 6 milyar liraya yaklaşırken bu halka arzların toplam büyüklüğü ise 460 milyon lirayı geçti. İlk halka arz olan ARD Bilişim’e 17 kat talep gelirken pandeminin ilk halka arzı olan Bayrak EBT Taban’a ise 14 kat talep geldi ve hisseleri 26 binin üzerinde gerçek kişi satın aldı. Ağustosta halka arzı yapılan Fade Gıda’ya 12, Dinamik Isı Makine Yalıtım’a ise 27 kat talep geldi. Esenboğa Elektrik Üretim’e 6.5 katlık 249 bin 452 yatırımcıdan talep geldi. Kontrolmatik Teknoloji’nin halka arzı 26 kat üzerinde talep toplanarak tamamlandı. Yurtiçi bireysel yatırımcılara tahsis edilen payların 38 katı talep yaşandı. Kervan Gıda halka arzında da yurtiçi bireysel yatırımcılara ayrılan tahsisat tutarının 34.2 katı talep görüldü. Zirve ise Arzum’da yaşandı. Arzum’da yurt içi bireysel yatırımcılara ayrılan tahsisat tutarının 53.6 katı talep geldi.
Çocuğunun hesabıyla halka arza giriyor
Son dönemde halka arzlarda iskonto oranları aşağı doğru gelse de buna karşılık talebin kat be kat arttığını kaydeden Yılmaz, “Şöyle bir sorun var, aynı sektörde aynı işi yapan bir şirket halka açılıyor yüzde x iskontolu. Ama borsada işlem gören 4x iskontolu şirket var. Rasyonel olarak yatırımcının diğerine gitmesi lazım. Ama halka arzdan alıyor. Getiri garantili gibi. 'Kaç tavan yapar' herkes bu sorunun cevabını arıyor. Bu bir döngü, bir yerde kırılacak ve pandemi ile gelen yeni yatırımcıların kaç kişi olduysa gelen hesapların çok büyük kısmı halka arzlara katılmak için gelmiş” dedi.
Bunun yanı sıra 30 yaş altında 13 bin 177 hesap olduğunu hatırlatan Yılmaz, şunları söyledi: “Gerekçesi çok belli, millet çocuğunun hesabını halka arza katılmak için kullanıyor. Bu hesapların ortalama portföy büyüklüğü 36 bin lira. N asıl oluyor bu? Ülkedeki ortalama portföy, mevduat büyüklüğü belli. Ne kadar şirket halka açılırsa başımızla beraber ama bir mağduriyet doğabilir sonuçta. Ve küskünler grubundaki o havuz daha büyüyecek.”
Halka arza kredili katılma engellenmeli
Yılmaz halka arzlara kredi kullanarak katılmanın da mümkün olduğunu söyleyerek “Bu konuda da Sermaye Piyasası Kurulu’na görev düşüyor. Mevzuata aykırı kredi kullandırıldığı kulağımıza geliyor. Normalde portföy büyüklüğü neyse 100 bin TL ise 100 bin TL kredi kullandırılır. 1’e 5, 1’e 10 kredi kullandırıldığını duyuyoruz. Çok sıkı denetimin yapılması lazım, mevzuata uygun kullandırılmayan kredilere yaptırım olmalı. SPK’nın kredi ile halka arzlara katılmaya izin vermemesi lazım” diye konuştu.
Aynı zamanda ‘tavan çözülene kadar satmayacağım’ anlayışının da olduğunu kaydeden Yılmaz, “Üç tavanda satarım diyen adam niye satayım, 6 tavan yapacak 6 tavan olsun bitsin çözüldüğünde veririm, diyor. Tehlikeli işler, bir mağdur grubu doğabilir. Yeni gelen insanlar getiri garantisi varmış gibi davranıyor. Yeni yatırımcının sistemde kalması ve büyümesi lazım. Çözüm SPK’nın bu işin vidasını sıkmasından geçiyor” dedi.
İkinci tavanda satan mutsuz
İnfo Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Mert Yılmaz, öncelikle sermayenin tabana yayılması, borsada daha fazla şirketin olması ve yatırımcı sayısının artırılmasının son derece olumlu gelişmeler olduğunu dile getirerek son dönemlerde oldukça başarılı halka arzların gerçekleştirildiğine dikkat çekti. Şirketlerin borsada işlem görmesinin çok iyi olduğunu kaydeden Yılmaz şöyle konuştu:
“Ancak yatırımcıda şöyle bir algı oluşmaya başladı. 25 yıllık borsacıyım, öncesinde halka arzlarda 'alalım mı abi hocam, para kazanır mıyız'dan bugün geldiğimiz yer 'kaç tavan yapar' sorusu oldu. Getirili garantili bir düzen kurulmuş gibi. İkinci tavanda mal satan çok mutsuz. Bu doğal tabii insanlar getiri elde etmek için yatırım yapıyor ama her şirketin bir ederi, değeri var.”
Düzenleyici kurumların adım atması gerekiyor
Deniz Yatırım Araştırma Bölüm Müdürü Orkun Gödek uzun yıllar sonra hem yatırımcı sayısında hem de halka arzlarda artışın olduğu bir dönemi takip ettiğimizi belirterek “İki gelişmenin birlikte olması birbirini destekleyen faktör olarak da dikkate alınmalı. Unutulmaması gereken detay, bu gelişmenin bize has olmadığı, tüm dünya piyasalarında bu tarzda eğilimin gözlendiği. Mesela bir diğer ayrıntı da küresel tahvil ihraçlarında, bilhassa da özel sektör borçlanmalarındaki rekorların yaşanması. Maalesef bu cephede biz etkili olamadık. Piyasanın sığ olması ve finansal bilgideki kısıtlılık ilginin tek noktaya yığılmasına neden oldu. Pandemi sürecinin en şiddetli olduğu dönemde parasal genişlemenin yan etkilerinden birisi yatırımcı sayısını destekleme diğeri ise getir arayışındaki artışla hisse senedi piyasasına yönelim oldu. Bu noktadan sonra mevcut yatırımcının korunması için paydaşlardan aracı kurumların üzerine düşen görevi bilgilendirme amaçlı fazlasıyla yaptığını düşünüyorum” dedi.
Yatırımcıların da üzerine düşen görev kendilerini korumak adına SPK onaylı şirketler ve çalışanlardan bilgi talebinde bulunması gerektiğine dikkat çeken Gödek, şunları söyledi: “Kulaktan dolma bilgiler, Whatsapp ve Telegram gibi iletişim araçlarına itibar etmek gündemden çıkmalı. Bu sürece en önemli farklılıklarından birisi ilgili tarafların fazlasıyla uyarıda bulunması ve düzenleyici kurum olan SPK’nın geçmişe kıyasla daha proaktif şekilde davranarak cezalandırma sürecini devreye alması oldu. Halka arzlarda ise yatırımcıların tam olarak bilgi sahibi şeklinde davrandıklarını söylemek maalesef güç. Gelen sorular dahi bu durumu teyit ediyor. Düzenleyici kurumlardan buradaki hızlı fiyat hareketlerine yönelik düzenleme adımlarının gelmesi sürecin evrilmesini farklılaştırabilir. Mesela tavan-taban hareketleri ilk birkaç gün için yeniden revize edilebilir. Ya da başvuru yöntemi gibi önlemleri belirtmek mümkün.”