Gram altında zirve koşusu sürer mi?

Stratejist Zeynel Balcı, gram altın fiyatında 2.643 TL seviyesi geçilirse tırmanışının güçlenebileceğini söylerken, “Genel tabloya bakıldığında çıkış hareketlerinin gücünü koruduğunu söylemek mümkün” dedi.

Haber Merkezi |

Meksa Portföy Araştırma Müdürü ve Hürriyet Ekonomi yazarı Zeynel Balcı, bu haftaki köşe yazısında, “Fed toplantısı sonrası yapılan açıklamalar ile Ortadoğu’da yaşanan gerginlik yatırımcılara altının ‘güvenli liman’ özelliğini tekrar hatırlattı. Altında mevcut parametrelerin çıkışı desteklediği görülüyor. İç piyasalarda da altının gram/TL fiyatında 2.643 seviyesi geçilirse tırmanış güçlenebilir. Genel tabloya bakıldığında çıkış hareketlerinin gücünü koruduğunu söylemek mümkün” olarak değerlendirdi.

Balcı'nın yazısının devamı şöyle:

Yoluna kararlı bir şekilde devam eden ve istikrarlı bir grafik çizen altın, son haftalarda dikkatleri üzerine topladı. Bu görünümde; ABD Merkez Bankası (Fed) toplantısı sonrası yapılan açıklamalar ile Ortadoğu’da yaşanan gerginlik ve çatışmaların önemli payı var. Jeopolitik gelişmelerin öne çıkmasıyla “güvenli liman” özelliği tekrar hatırlandı.

Fed etkisi

Fed toplantısı sonrası yapılan açıklamalarla birlikte bu yıl için eylül, kasım, aralık olmak üzere üç defa faiz indirimine gidileceği beklentisi kuvvetlendi. Bu beklentiyi cuma günü açıklanan ve beklenenin oldukça altında gelen ABD tarım dışı istihdam verileri destekledi. Buna paralel olarak dolar zayıflayıp ABD tahvil faiz oranları da gerileyince altının ons fiyatındaki yükseliş ivme kazandı. 17 Temmuz’da denenen 2.483 dolar zirvesine oldukça yaklaşıldı. Sert yükseliş sonrası görülen kâr satışlarını olağan karşılamak gerekir. 2.483-2.500 dolar bandında teknik açıdan ciddi bir direnç söz konusu. Bu seviye geçilirse daha üst hedefleri ayrıca değerlendirmek gerekecek. Bu yıl için 2.800-3.000 dolar hedefleri yabancı yatırım bankaları raporlarında sıkça dillendirilen bir durum.

Gram/TL güçlenebilir

İç piyasalarda altının gram/TL fiyatında da benzer görünüm hakim. 2.643 zirvesi test edildi. Bilindiği üzere gram/TL altının bileşenleri, dış piyasalardaki ons fiyatı ve iç piyasalardaki dolar/TL kurundan oluşmaktadır. Altının ons fiyatındaki yükselişin yanı sıra dolar/TL kuru da hafifçe yükselince zirve yakalandı. 2.643 seviyesi geçilirse daha üst hedefler için güç kazanabilir. Teknik veriler açısından değerlendirme yapıldığında; Ons ve gram/TL altın için direnç noktalarında kâr satışları görülse de çıkış hareketlerinin gücünü koruduğunu söylemek mümkün.

Çıkamayan borsa düşüyor

Borsa İstanbul’da gündem ve beklenti boşluğuna dış borsalardaki düşüşlerin de eklenmesi, BIST100 Endeksi’ndeki kayıpları hızlandırdı. Perşembe günü bankalar öncülüğündeki çıkış denemesi cuma günü satış fırsatı olarak görüldü. Bir bakıma “Çıkamayan borsa düşüyor” demek yerinde olacak.

Piyasaların yumuşak karnı ise dış piyasalar, zayıf gelen bilançolar ile Ortadoğu ve bağlı gelişmeler olarak görünüyor. Borsa İstanbul’u yukarıya taşıyacak temel gelişme para girişleri olacak elbette. Yerli yatırımcının ilgisi, ekonomideki yavaşlama, yüksek faiz ve tasarrufların zayıflığı gibi bazı gerekçelerle istenen düzeyde değil. Yabancı yatırımcılar ise tercihini yine yüksek faiz nedeniyle tahvil bonodan yana kullanmaya devam ediyor. Geçen perşembe günü TCMB tarafından açıklanan 26 Temmuz ile biten haftaya ait verilerde; yabancı yatırımcılar hisse senetlerinde 128 milyon dolarlık satış, tahvil bonoda 1.3 milyar dolarlık alım yaptılar. Türkiye’nin Moody’s tarafından kredi notunun iki kademe artırılmasına rağmen “hisse sat, tahvil al” yönündeki tavırlarının değişmediği görüldü. Yine aynı hafta; TCMB brüt rezervlerinde 5.9 milyar dolarlık azalma (S. Arabistan döviz depo hesabının sonlanmasının etkisi) oldu. Kur korumalı mevduatta ise erime devam etti.

Dikkatler banka bilançolarında

06/2024 dönem bilançoları başta bankalar olmak üzere yakından takip ediliyor. Banka bilançolarında beklendiği üzere geçmiş dönemlere göre kârlılıkta bir zayıflık var. Ama beklendiği kadar değil. Bazı büyük bankaların bilançoları yayınlandı. Geçen yıla göre yüzde 20-25 düşük veya yüzde 30 yüksek gelen kâr rakamları söz konusu. Enflasyon dikkate alındığında düşük bir performans gözleniyor. Ancak perşembe günü banka hisselerinde sert bir tepki yükselişi görüldü. Bunun nedeni olarak; 06/2024 dönem dip seviyenin görüldüğü, önümüzdeki dönemlerde banka bilançolarının toparlanacağı algısının olduğu söylenebilir. Fakat cuma günü dış borsalardaki düşüşlerin Borsa İstanbul’a yansımaları nedeniyle banka hisselerindeki çıkışın devamı gelmedi. Önümüzdeki hafta bilanço açıklamalarının yoğunluk kazanmasıyla hisse bazlı hareketlilik artabilir. Gerek ekonomideki yavaşlama, gerekse enflasyon muhasebesi gibi etkenlerin zayıflatıcı yönde bilançolara yansımalarını görmek mümkün olabilir.

Dış piyasalarda risk iştahı zayıfladı

Dış piyasalarda gündem yoğun. ABD Merkez Bankası (Fed) toplantısında faiz beklendiği üzere yüzde 5.25-5.50 aralığında sabit tutuldu. Toplantı sonrası Fed Başkanı Powell’dan “güvercin” tonda açıklamalar geldi. Powell eylül ayında faiz indirimi sinyali verirken piyasalar bunu olumlu algıladı. Ancak bu olumlu etki uzun sürmedi. ABD, Avrupa ve Asya borsalarına satıcılı bir seyir hakim oldu.

Düşüşlerde yılın ilk yarısına ait şirket bilançolarının önemli katkısı var. Daha doğrusu teknoloji hisselerinin payı var demek daha doğru olacak.

Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirimine gitmesi sonrası düşük faizin bankaların kârlılıklarını olumsuz etkileyeceği beklentisiyle banka hisselerindeki satışlar görüldü. Almanya’da daralan ekonomiyi ve yeniden gündeme gelen resesyon söylemlerini bu meyanda dikkate almak gerekecek.

ABD’de ise İntel, Apple ve Amazon bilançolarının beklentileri karşılamaması, önemli yapay zekâ şirketlerinden Nvidia’ya soruşturma gibi şirket bazlı gelişmeler etkili oldu. Çip üreticisi Intel’in çalışanlarını yüzde 15 azaltma kararı alıp temettüleri askıya alma haberi sonrası hisse fiyatı yüzde 26 düştü. ABD borsalarındaki yükselişlerde teknoloji hisseleri lokomotif olmuştu. Şimdilerde yine teknoloji hisseleri düşünce borsaların genelini etkileyen bir durum ortaya çıktı.

Japonya öncülüğünde Asya borsalarında da sert satışlar vardı. Japonya’daki düşüş yüzde 5.8’e ulaştı. ABD borsalarındaki düşüşün yansımaları ve perşembe günü Japonya Merkez Bankası’nın faiz artırımı borsaya sert satış olarak yansıdı.

Diğer yandan cuma günü ABD tarım dışı istihdamı 114 bin (beklenti 176 bin, önceki 206 bin) olarak açıklandı. Bu veri sonrası Fed’in eylülde faizi 50 baz puan indirimi olasılığı yüzde 70’e çıktı. Bu defa ABD’de de resesyon endişesi belirdi. Güvenli liman olarak görülen ABD tahvillerindeki alım hızlandı.

ABD tahvil faiz oranlarında düşüş, dolarda değer kaybı, Euro’da değer kazanımı, altında yükseliş, petrol fiyatında gerileme görüldü. ABD 10 yıllık tahvil faizi uzun bir aradan sonra yüzde 4’ün altına geriledi ve haftayı yüzde 3.79’dan kapattı. Dolar endeksi 103’e yaklaşırken Euro/dolar paritesi 1.09’u geçti.

Brent petrol 80 doların altına geriledi ve 77 dolardan kapanış yaptı.

Borsa destek arayışında

Borsada düşüş eğilimi sürüyor. İlk destek 10.400 seviyesinde görülürken sonraki ve daha önemli destek noktaları 10.250 ve 10.100-10.000 seviyelerinde. İlk dirençler ise 10.750 ve 10.900-11.000 seviyelerinde bulunuyor. Olası tepki çıkışının devamı ve çıkış kanalının tekrar yakalanması için 11.000’in geçilmesi gerekecek. Endekste destek noktalarında tepki alım denemeleri görülse de satış baskısı korunabilir.

Yarın enflasyon açıklanacak

İç piyasalar yarın temmuz enflasyonuna odaklanacak. Geçtiğimiz günlerde gerek Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, gerekse TCMB Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay’ın “geçici nedenlerle yüksek gelebileceği” şeklindeki açıklamalarının ardından aylık beklentiler yüzde 3’ün üzerine çıktı. Haziran ayını hariç tutarsak Türkiye geneliyle paralellik arz eden İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre İstanbul’da perakende fiyatlar temmuzda aylık yüzde 4.21 yükseldi. Bir önceki yılın aynı dönemine göre ise yüzde 72.80 arttı. Temmuzda elektriğe, ağustosta doğalgaza yapılan yüzde 38 oranlarındaki zamların maliyet enflasyonu açısından yükseltici yönde bir etkisi olacağı muhakkak.

Bu durumda akla enflasyondaki katılık, yapışkanlık ve müzminleşme gibi olasılıklar geliyor. Enflasyonda birkaç aylık gecikme veya geçici yükselişler genel seyri pek bozmaz. Ancak geçici durumların kalıcı hale gelmemesi, istisna olarak kalması önemli olacak. Bilindiği üzere ekonomi yönetimi bu yılın ikinci yarısı için dezenflasyon, yani enflasyonda yavaşlama hedefi vermiş, haziran ayında da ilk sinyaller gelmişti.

Yukarıda yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir, yatırımcı profilinize uymayabilir.

NASA keşfetti: Dünya'daki herkesi milyarder edecek asteroit! Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi Bakanlıktan kasesi 1000 TL'lik çorbaya inceleme SPK'dan 17 şirketin sermaye artırımına onay ABD'den Rus bankası Gazprombank'a yaptırım Anayasa Mahkemesinden Pasaport Kanunu'na kısmi iptal