Gelişen ülke paraları %30 eriyebilir
Koronavirüs salgınının dünya ekonomisini durma noktasına getirmesi sonrası Fed ve diğer merkez bankalarının ‘bazuka’ parasına rağmen, risk iştahındaki bozulma gelişen ülke paralarını hırpalayabilir.
Hilal SARI
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) koronavirüs salgını nezdinde benzeri görülmemiş şekilde faizleri sıfıra indirmesi ve 700 milyar dolarlık parasal genişleme programı açıklaması sonrası küresel piyasalar yön bulmaya çalışıyor. Genel öngörü Fed’in böylesi büyük bir hamleyi 18 Mart toplantısını da beklemeden yapmasının piyasalardaki risk iştahına ciddi zarar verdiği yönünde. Koronavirüsle mücadele sürecinde finans piyasalarındaki bu stresin gelişmekte olan ülke paralarına ciddi zararlar verebileceği öngörüleri paylaşılmaya başlandı. Bloomberg’e göre gelişen piyasa para birimlerinde 2008 küresel finansal krizinde olduğu gibi yüzde 30’a varan bir erime görülebilir. Analizde en sert düşüş yüzde 39.3 ile Türk Lirası için öngörülüyor.
Swap kısıtları düşüşü azaltabilir
Bloomberg News gelişen piyasa stratejisti Simon Flint’in yaptığı bir analize göre, önümüzdeki dönemde yaşanacak likidite sıkıntısı en çok gelişmekte olan ülke paralarını vurabilir. Türk lirası analizde incelenen para birimleri arasında dolar karşısında en sert değer kaybedebileceği öngörülen para birimi. Bloomberg’in ‘bu bir yatırım tavsiyesi değildir’ notuyla paylaştığı analize göre, 20 Ocak’tan bu yana yüzde 6,7 değer kaybeden Türk Lirası gelecek dönemde yüzde 39,3’e kadar düşüşler yaşayabilir. Analizin Türkiye’ye özel dipnotunda ise düşüşün swap işlemlerde uygulanan işlem kısıtlamaları nedeniyle bu öngörülen oranın altında olabileceğine dikkat çekildi.
Çin yuanı en dirençli gelişen ülke parası
Rus rublesi ve Şili pesosu analize göre en fazla değer kaybedebilecek gelişen ülke paralarından. Çin yuanı ise en dirençli gelişen ülke parası gibi görünüyor. 19 Şubat’taki zirvesinden yüzde 25 düşüş yaşayan ve resmen boğa piyasasına giren S&P 500 endeksinde meydana gelecek satışlarla birlikte Rus rublesinde yüzde 30, Şili pesosunda ise yüzde 23 düşüş olabileceği belirtiliyor. Çin yuanı ise analize göre dolar karşısında sadece yüzde 1 değer kaybedebilir. Analizde diğer düşüş öngörülen para birimleri ise doların güçlenmesine karşı en kırılgan olan cari açığı yüksek, nispeten likit olmayan finans piyasalarına sahip ülkelerin para birimlerine yer veriliyor. Bunlar arasında Türkiye ve Rusya dışında Latin Amerika ülkeleri, Güney Afrika, Endonezya ve Hindistan da bulunuyor. Tayland ve Tayvan’ın cari fazla nedeniyle dirençli olacağını öngören analiz, Rusya’da cari fazlaya rağmen petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle para biriminin baskılanacağına işaret ediyor.
Borsalar bazuka teşviğe rağmen düşüşte
Ekonomi literatüründe ‘bazuka para’ olarak da geçen Fed’in hamlesinin ardından Japonya Merkez Bankası da BoJ, borsa yatırım fonu alımını yıllık 6 trilyon yenden 12 trilyon yene çıkarırken gayrimenkul yatırım ortaklığı alımlarını yıllık 90 milyar yenden 180 milyar yene yükseltti. Fed Başkanı Powell salgın riski nedeniyle karar sonrası basın toplantısını audio olarak gerçekleştirdi. Fed başta olmak üzere tüm büyük merkez bankaları dolar likiditesini artırmak ve virüse rağmen ekonomilerin devam edebilmesi için ciddi adımlar atıyor. Fed’in bu anlamda attığı en önemli adımlardan biri de diğer merkez bankalarıyla koordine şekilde swap hatlarını tekrar genişleterek küresel piyasalara dolar likiditesi sağlaması oldu. Fakat bu da piyasadaki panik halini sakinleştirmeye yetmedi. Asya’da Avustralya başta olmak üzere tüm endeksler günü ekside kapattı. Wall Street’te vadeli işlemlerde satışlar geçen perşembe olduğu gibi üst limite dayandı.
İş Yatırım Araştırma Direktörü Serhat Gürleyen: Biraz su yutar, yolumuza devam ederiz
Piyasalarda 2009 yılı benzeri bir kriz olursa dolar dünya paralarına karşı yüzde 20 yükselir. Dolar endeksinin (DXY) 98 düzeyinden 120 düzeyine yükseleceğini öngörüyorum. Cari açığı ve dış borcu yüksek gelişmekte olan ülke paraları bu satış dalgasında dünyaya gore daha çok değer kaybeder. Türkiye cari denge sorununun çözümünde önemli adımlar attı. Ancak dış borcumuz halen çok yüksek. Dolayısıyla küresel fırtına devam ederse bayağı sallanırız. Ama korkmayın gemi halen sağlam. Biraz su yutar yolumuza devam ederiz. Önemli olan şu salgından insan kaybımizi en aza indirgeyerek çıkabilmek.
Şekerbank Başekonomisti Dr. Gülay Elif Yıldırım: Riskten kaçış gelişen ülkeleri vuruyor
Fed’in hamlesi, piyasada herkesin “durum gösterilenden çok mu kötü acaba ve biz farkında değiliz’ diye endişe duymasına neden oldu. Fed tüm tank tüfekle gelince ve eksi faiz olasılığını bertaraf edince, bundan sonra atacağı adım (en azından faiz anlamında) olmadığından, bu acil önlemler silsilesi rahatlama etkisinden ziyade korku ve panik getirdi. Bu korku ve devam eden belirsizlik Fed’in hamlesinin etkisini sınırladı. Etki beklenildiği gibi olmadı. Zaten çok ciddi bir belirsizlik var, merkez bankalarının hepsi koordineli bir şekilde adım atınca, bu durumu piyasadaki hali hazırda yüksek olan korku algısını ciddi şekilde güçlendirdi. Buradaki sıkıntı bu değerlendirmeden kaynaklanıyor.
TL kayıplarda önde değil
Şu an hiçbir piyasanın diğerinden daha olumlu ayrışan bir yönü olacağını düşünmüyorum. TL şu anda kayıplarda önde gidenlerden değil. Riskten kaçış, her zaman olduğu gibi gelişmekte olan ülkeleri vuruyor. Fakat çok ciddi bir volatilite hakim tüm göstergelerde. O nedenle şu an finansal piyasalar ve göstergeler için tahmin yapmak çok mümkün değil. Bu dönem tüm dünya için çok sıkıntılı geçecek.
Olumlu en küçük haber bile inanılmaz etki yapacak
2008-2009 krizinde Fed’in hamleleri sonrası piyasa daha hızlı bir olumlu algılamaya yönleniyordu. Para politikalarının piyasalara etkisi oluyordu. Ama şu an piyasalar panik modda. Her dakika ölüm haberi, seyahat ve sınır yasakları geliyor.Bu etkiler tabii ki çözüm bulununca geçecek - en azından bunu umut ediyoruz. Bu dönem bitince dünya kendini İnanılmaz düşük faizler ve hatta bazı ülkelerde faizin olmadığı ve likiditenin bol olduğu bir ortamda bulacak. Bir düre sonra, en ufak olumlu bir haber inanılmaz olumlu bir etki yapacak. Aşıya çok var ama vakaların durduğu ve yavaşladığı dönemde, istatistiklerde ufak bir düzelme piyasalarda güçlü olumlu havayı beraberinde getirecek. İnsanlar şimdi evde, alışveriş yok, uçağa binemiyorlar, bir nevi hapis hayatı. İşler düzelip tedbirler kalkmaya başladığında ekonomilerde toparlanma ivmesi inanılmaz olacak. Tüketime ciddi bir yönelim olacak.
TCMB en az 100 baz puan indirim yapabilir
Bu arada Merkez bankımızın da 19 Mart toplantısında eline ciddi bir indirim fırsatı geçti. TL’deki değer kaybının bize özel bir durum olmaması temelinde PPK’nun en az 100 olmak üzere 100-150 baz puan gibi bir adım atmasının şu an mümkün olduğun düşünüyorum.
Etanol, pirinç, portakal ve kereste hariç tüm emtialar düşüşte
Virüsün dünya nüfusunun en önemli bir kısmını evlere kapatması emtialarda da ciddi bir düşüşe neden oluyor. Fed ve BoJ’un hamlelerine rağmen değerli metallerde, petrolde, altında ve tarım emtialarında dahi düşüşler sürüyor. Saat 14:20 itibariyle altında düşüş yüzde 4’e yaklaşırken, platin’de düşüş yüzde 16,77, paladyumda düşüş yüzde 10, gümüşte düşüş yüzde 14’ü buldu. Altının onsu 1,465 dolara kadar geriledi. ‘Üç ay vadeliler hariç’ neredeyse tüm emtialar düşerken tek yükselen etanol, çeltik, portakal ve kereste oldu. Tüm dünyada hijyene yönelik önlemlerin artmasıyla etanol nadir yükselen emtialardan olurken, galon fiyatı yüzde 0,93 yükselişle 1,2 dolara dayandı. Diğer yükselen tarım emtiası ise çeltik. Chicago Ticaret Borsası’nda (CBOT) çeltik yüzde 0.83 yükselişle 13,43 dolardan işlem gördü. Kereste fiyatlarında da yüzde 3,63’lük bir yükseliş yaşandı. Portakalda ise yüzde 1,96’lık bir düşüş yaşandı.