Dolar rekora doymuyor: Merkez Bankası, 700 baz puan artışla bu defteri kapatsın

Dolar/TL'de yükseliş hız kesmeden devam ederken; Merkez Bankası'ndan takvimden önce faiz artışı bekleyen de var; 19 Kasım'da bile faiz artışı beklemeyen de...

Hüseyin Koyuncuoğlu |

Hüseyin KOYUNCUOĞLU

Türk lirasında yaşanan erime, Merkez Bankası'nın 22 Ekim'deki faizleri değiştirmeme kararının ardından hız kesmeden devam ediyor. Dolar/TL'deki artış 10 günde yüzde 8'i aşarken, kur 8,54'ü aştı.

Son toplantıda politika faizini artırmadığı için eleştirilen Merkez Bankası, bu süreçte likidite kompoziyonunu değiştirerek AOFM'yi yüzde 13,45'e kadar çıkardı. Ancak TCMB'nin arka arkaya gelen sıkılaştırma adımları dolar/TL'nin yükselişini engelleyemedi. 

TL'de hız kesmeyen bu değer kaybı, "Merkez Bankası'ndan güçlü bir faiz artışı yolda mı?" sorusunu gündeme getirdi. Bilindiği üzere bir sonraki Para Politikası Kurulu toplantısı 19 Kasım'da...

Merkez Bankası'ndan takvimden önce faiz artışı bekleyen de var; 19 Kasım'da bile faiz artışı bekleyen de... 

Dünya Gazetesi Yazarı/ TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Atılım Murat:
700-800 puanlık artışla bu defter kapatılmalı

Piyasalarda oluşan faiz artışı beklentisini değerlendiren Dr. Atılım Murat, Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal'ın geçen hafta gerçekleştirdiği enflasyon raporu sunumuna işaret etti. Sunumda faiz artışına dair çok net bir şekilde mesajlar verildiğini ifade eden Murat, "Atılan tüm adımlara rağmen kurdaki yükseliş devam ediyor. Son 9 iş gününde üst üste günde yüzde 1'e yakın artışlar söz konusu. Kurdaki artış böyle devam ederse erken bir faiz toplantısı yapılabilir. Bence yapılmalı da" ifadelerini kullandı.

Merkez Bankası'nı 10,25'lik politika faizi ile 13,50'ye ulaşan ortalama fonlama maliyeti arasındaki farkı kapatması gerektiğini aktaran Murat, "Faiz artışının çok güçlü bir şekilde yapılması gerekiyor. Arka kapılara gidilmeden çok net bir şekilde faizler artırılmalı. Hatta 700-800 baz puanlık bir artışla kurlardaki bu yükseliş ve düşük faiz defteri kapatılmalı' dedi.

Ağustos 2018’le benzer bir tablo

Kurlarda yaşanan ve durdurulamayan artışı, beklentilerin iyi yönetilememesine bağlayan Murat değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"Ağustos 2018'de kurlarda yaşanan yükselişe müdahale edilirken de ilk olarak faiz artışı pas geçilmiş bugünküyle benzer hamleler tercih edilmişti. Swap faizleri artırılmış, piyasa geç likiditeye yönlendirildikten sonra eylülde faiz artışına gidilmişti. Bu kez geç kalınmasının da etkisiyle çok daha büyük bir faiz artışı yapılması gerekiyor"

Ekonomist Haluk Bürümcekçi:
Önden yüklemeli ve yüksek faiz artışı da olabilir

Ekonomist Haluk Bürümcekçi ise Merkez Bankası'nın likiditeyle ilgili gereken tüm adımlarını attığını, artık faiz artırımı dışında atılacak başka bir adım kalmadığını aktardı. Yapılan sıkılaştırma hamlelerinden istenen sonuçların alınamadığını belirten Bürümcekçi, "Atılan adımlardan sonra geriye ya faizleri artırmak ya da faiz artışına yönelik mesajlar beklentileri yönetme yöntemi kalıyor. Eğer mesaj yolu seçilirse piyasaların buna ne tepki vereceğini kestirmek çok güç" şeklinde konuştu.

Faiz artışı gelmemesi durumunda kurlardaki yükselişi devam edeceğini öngören Bürümcekçi, kurlardaki gidişatı frenleyebilecek unsurlar arasında ABD seçimlerinden çıkacak sonuçlar ve Fed'den gelebilecek hamleleri sıraladı. ABD'den gelecek haber akışına göre gelişmekte olan ülkelerin para birimlerine bir yönelim olabileceğini söyleyen Bürümcekçi, bu yönelimden TL'nin payına ne düşeceği yine bir soru işareti olsa da e azından yükselişi bir nebze de olsa yavaşlatabileceğine değindi. 

19 Kasım'da ya da olağanüstü bir toplantıyla birlikte beklenen faiz artışına ilişkin senaryoları değerlendiren Bürümcekçi şöyle konuştu:

"Politika faizini enflasyonun üzerine taşıyacak bir adımla en azından 250-300 baz puan faiz artışı yapılabilir. Buna ek olarak koridor mevcut genişliği kullanılarak gerekli durumlarda 450 baz puan yukarıda olan üst sınırdan piyasa fonlanabilir.  Bir diğer olasılık ise önden yüklemeli ve daha yüksek bir faiz artışı ile piyasaların rahatlatılması ve sonrasında faizin kademeli bir şekilde yeniden düşürülmesi şeklinde olabilir. Bu olasılıklardan hangisine başvurulacağını kestirmek çok güç"

Ahlatçı Menkul Değerler Araştırma Müdürü Barış Ürkün:
Politika faizi 19 Kasım'da da değişmeyebilir 

19 Kasım'a 16 gün kalmışken TCMB'nin ani bir kararla politika faizini değiştirmesini beklemediğini belirten Ahlatçı Menkul Değerler Araştırma Müdürü Barış Ürkün, son enflasyon sunumundaki açıklamalardan yola çıkarak GLP üzerinden bir ayarlama yapılması muhtemel olduğunu düşünüyor. Ürkün'ün DÜNYA ile paylaştığı faiz beklentisine ilişkin görüşleri şöyle:

"Geçen enflasyon sunumundaki soru cevap kısmında belirli bir kur hedeflerinin olmadığını belirtmişti ve hali hazırda sıkı para politikası uygulamalarının devam ettiğini ve bunun ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti üzerinden izlenebileceğini belirtmişti. Buna göre baktığımızda TCMB'nin sıkı para politikası kapsamında önce BİST repo-ters repo pazarındaki işlemlere son vermesi, bankalar arası borçlanma limitlerinin sıfırlanması, kira sertifikası karşılığı kotasyon yöntemiyle gecelik repo işlemlerinin durdurulması gibi önlemlerle Lira'da sıkılaştırma yöntemi uyguladığını ve AOFM'nin GLP sınırı olan yüzde 14,75'e doğru yaklaştırmaya başladığını görüyoruz. Bunlara ek olarak TCMB TL swap faizinde yeniden bir güncelleme yaparak faizi kısa süre önce yükselttiği yüzde 11,75'den yüzde 13,25'e çıkarttı.

Tüm bu hamlelere rağmen TL'deki değer kaybının bu ay başından itibaren yüzde 1,6 civarında olduğunu görüyoruz. Atılan bu adımların daha önce de benzer şekilde gerçekleştirilmiş olması ve politika faizi ile ilgili bir mesaj verilmemesinin jeopolitik riskler ile birlikte değerlendirildiğinde kura yukarı yönlü hareket olarak yansıdığını söylemek gerekiyor. Bugün açıklanan enflasyon sonuçları içerisinde ÜFE'deki artışın da TL değer kaybı ile açıklanması mümkün. Sonuç itibariyle TCMB'nin GLP sınırlarına kadar bu adımları atmaya devam etmesi muhtemel gibi görünüyor. 19 Kasım'da ise son enflasyon sunumundaki açıklamalardan yola çıkacak olursak yine GLP üzerinden bir ayarlama yapılması muhtemel olabilir. Esasen genel olarak bakılan politika faizinde sert bir yükseliş kararı alınması, TL'de bir değer kazanımının elde edilebilmesi, iletişimin daha sağlıklı oluşturulabilmesi ve kredibilite artışı için en önemli araç olacaktır fakat bu konuda zaman geçtikçe ve kurun yükselişine devam etmesiyle bunun enflasyon beklentilerini bozmaya devam etmesiyle yine öncesinde olduğu gibi etkisi daha zayıf kalabilecektir."

Dolar/TL'de yükseliş devam ediyor

Dünya devlerine üretim yapıyordu! Türkiye'nin 65 yıllık kumaş devi iflas etti Piyasa psikolojisini anlamanın anahtarı: Mum formasyonları TUSAŞ'a yönelik hain saldırıda Hürjet detayı! Bakan Uraloğlu açıkladı Kırmızı et tüketimi alarm veriyor: Kişi başı tüketim 10 kilonun altına indi Fiyat/kazanç oranı ile hisse senedi seçimi stratejileri! Papara Holding, yatırım teknolojileri şirketi Finfree’yi satın aldı