Metalde “lojistik merkez” talebi
Türkiye’nin sanayi sektörleri ihracatında 6’ncı sırada yer alan Demir ve Demir Dışı Metaller sektörünün hammaddeye kolay erişim için, Türkiye’de yerleşik bir ‘Metal Lojistik Merkezi’ giderek önem kazanıyor. IDDMİB Başkanı Çetin Tecdelioğlu, ‘Metal Lojistik Merkezi kurulmasıyla Türkiye'nin stratejik malzeme güvenliği sağlanmış olacak. Ayrıca, üreticinin ödediği yüklü primlerin önemli bir kısmı ülkemizde kalacak" diyor.
Evrim Küçük |EVRİM KÜÇÜK
Dünyada yükselen metal fiyatları, Avrupa’da ekonomik faaliyetlerin zayıflaması, Çin’in dünyadaki metal istilası Türk ihracatçıyı endişelendiriyor. Hammadde maliyetindeki artış, enflasyonla uyumsuz kur politikası, artan işçilik maliyetleri gibi giderler de ihracatının sıkıntısını büyütüyor. Son zamanlarda rakipleri karşısında bileği bükülen metal ihracatçıları rekabet gücünü tazelemek için devletten destek istiyor. Sektör temsilcilerine göre, bu yolda atılması gereken en önemli adım ivedilikle “Metal Lojistik Merkezi” kurulması.
LME depoları içeren merkez büyük avantajlar sağlayacak
2013 yılından bu yana İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) tarafından ‘Metal Lojistik Merkezi’ kurulması yönünde çeşitli çalışmalar yürütülüyor. Sektörün söz konusu talebiyle ilgili olarak İDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu ile sohbet etme fırsatı bulduk. Ülkemizde LME depolarını içerir bir ‘Metal Lojistik Merkezi’ bulunmasının, sektörün elini önemli ölçüde rahatlatacağını dile getiren Tecdelioğlu, şu açıklamaları yapıyor:
Stratejik metallere erişim kolaylaşacak
“Alüminyum, Bakır, kalay ve kurşun gibi stratejik metallerde elimizi güçlendirecek en önemli hamle Türkiye’de ‘Metal Lojistik Merkezi’ kurulması. Bakır, elektrik- elektroniğin, savunma sanayinin, ulaştırmanın en önemli parçası. Keza alüminyum da öyle. Her iki metalde ana metal sanayinin en çok tüketilen metalleri. Bu iki metalin de topraklarımızda stratejik olarak stoklanması gerekli.”
Depolama maliyetlerinde eşitlik sağlar
Dünyada 32 lokasyonda olmak üzere LME onaylı 465 adet depo bulunuyor. LME’nin dünyadaki örneklerine bakıldığında LME depolarının, Türkiye’nin metal sektörüne hem lojistik hem de maliyetlerin yanı sıra fiyat istikrarı açısından çok büyük fayda sağlayabileceği dikkat çekiyor. Malın LME onaylı depoda olması ile Türk ihracatçısı rakipleri ile aynı depolama maliyeti imkanına sahip olacak. LME onaylı depolar, depo kira bedelinde fiyat istikrarı sağlayacak.
Ödenen prim cepte kalsın rekabet gücümüz artsın
Tecdellioğlu, Metal Lojistik Merkezi’nin, Türk üreticinin dünyanın diğer LME depolarından mal çekmek için verdiği yüklü primlerden kurtulup maliyetlerini aşağı çekmesine yardımcı olacağının altını şu sözlerle çiziyor. “Türkiye’deki üreticiler hali hazırda Rotterdam’da belirlenen metal bülten üzerinden hesaplanan LME fiyatı üzerine prim ödüyor. Uzak Doğu’da Busan-Güney Kore, Çin, Japonya gibi ülkelerdeki yerleşik depolardan mal alındığında ton başı prim 180-185 dolar bandında iken, Rotterdam metal bülten prim fiyatı 300 dolar.
Rotterdam’dan alıp 120 $ fazla prim veriyoruz
Bizler Rotterdam primi üzerinden hammadde alıyoruz. Mal bulunmaması durumunda primler daha da artıyor. Dolayısıyla Asya ülkelerine kıyasla 120 dolar fazla prim ödüyoruz. Metal Lojistik Merkezi’nin ülkemizde olması halinde üreticinin prim için ödediği parasının 120 dolarlık kısmı ülkemizde kalacak.”
SADECE ALÜMİNYUMDA 200 MİLYON DOLAR KATKI
Ürün bazında yapılan hesaplamalar depoların üreticinin sırtındaki hammaddeye ulaşım yükünü önemli oranda hafifleteceğini ortaya koyuyor. Ülkemizde LME onaylı depo içerir bir ‘Metal Lojistik Merkezi’nin kurulması, alüminyum sektörü özelinde primlerde, ton başına 120 dolar dolar avantaj sağlayabilir. 2 milyon ton alüminyumun depolar aracılığıyla ithal edildiği düşünüldüğünde, depoların sektöre olan toplam prim katkısının ise yıllık 200 milyon dolar olacağı öngörülüyor.
ALÜMİNYUM VE BAKIRDA İTHALATA BAĞIMLIYIZ
Türkiye’nin 100 bin ton civarında yıllık alüminyum üretimi mevcutken, üretimin tüketimi karşılama oranı yüzde 5. Yurtiçi üretiminin istenen seviyede olmaması sonucunda talep ithal edilerek karşılanıyor. Bakırda 500 bin tonluk bir tüketim hacmi var, bunun 420 bin tonu ithal ediliyor.
GENİŞ BİR COĞRAFYADA METAL ÜSSÜ HALİNE GELİRİZ
Metal Lojistik Merkezi ile Türkiye geniş bir coğrafyada merkez haline gelebilir. Karadeniz Havzası, Asya ve Ortadoğu ülkeleri ile Azerbaycan, Tacikistan, Kazakistan gibi ülkelerden Türkiye’deki metal merkezine ürün koyulması ile işlem hacminde artış sağlanabilir. Özellikle limanda gerçekleşecek işlemlerden dolayı önemli ölçüde gelir elde edilebilir.