İşte altını bekleyen 3 senaryo!
2020’de yaklaşık %25 kazanç sağlayan altını yeni yılda nelerin beklediğine dair senaryolar hazırlanıyor. State Street Global Advisors’ın SPDR Gold Strateji ekibinin katkılarıyla hazırladığı 2021 raporunda yükseliş beklentisi ortaya konuyor.
Evrim Küçük |Değerli metal piyasalarında çok hareketli geçen 2020 yılına veda etmeye iki hafta kalmışken, yılın en akılda kalan ürünlerinden biri altındı. Yaşanan gelişmeler ile birlikte 2020’de güvenli liman talepleri artmış ve altın fiyatlarında rekor gelmişti. Son haftalarda ise COVID-19 virüsüne karşı geliştirilen aşılar konusunda haber akışı baskı oluşturarak fiyatları gevşetti. Fakat buna rağmen altın fiyatlarının 2020 yılının başından bu yana halen yaklaşık yüzde 25 değer kazanımı içerisinde olduğu görülüyor ve 2021’de altının nasıl bir rota izleyeceğine dair senaryolar yükseliş öngörüyor.
Bu hafta 1.881 doları test eden altında genel olarak piyasalar COVID-19 gelişmelerini, ABD’de mali teşvik paketini ve ABD’de Joe Biden’ın başkanlığa geçiş sürecini takip ediyor. Kısa vadede yükselişin devamı için 1.900 dolar seviyesinin izlendiği altında orta ve uzun vadede genel görünüm pozitif. Analistler 2021’de altın için yükseliş beklentisini koruyor.
Analistler pozitif ama temkinli
Fed’in faizi düşük seviyelerde tutmaya devam etmesi, tahvil getirisinin düşük kalması, mali teşvikler altında yükseliş beklentilerini destekliyor. Fakat COVID-19 vakaları ve aşının uygulanmasına dair belirsizliklere ekonominin nasıl tepki vereceği ve ekonomilerin canlanma hızı, daha önceleri tahmin edilen sert ralli beklentisini gölgeleyebilir. Ekonomilerin aşıyla birlikte güçlü büyümesi ve parasal gevşemenin yerini sıkılaştırmaya bırakması altına set çekebilir. Finans kuruluşları 2021 yılında 2.000 dolar ve üzerinde hareket beklentilerini korumakla birlikte temkinli senaryolar hazırlıyor.
State Street Global Advisors’ın SPDR Gold Strateji ekibinin katkılarıyla hazırladığı 2021 yılı senaryolarında en büyük olasılık olarak fiyatların 1.800 ila 2.000 dolar olarak tahmin edildiği temel senaryo ile fiyatların 2.0002.300 dolar arasında beklendiği boğa senaryosu olarak görülüyor. Her iki senaryonun gerçekleşme şansı yüzde 40 olarak görülürken, fiyatların 1.600 dolara doğru gevşeyebileceği ayı piyasası senaryosunun olasılığı yüzde 20 olarak değerlendiriliyor.
AYI PİYASASI SENARYOSU: 1.600 - 1.800 $
Bu senaryonun gerçekleşmesi için Çin'deki ve diğer gelişmekte olan ekonomilerde mevcut olumlu eğilimin aniden tersine dönmesi ve bu oyuncuların ekonomilerini yeniden açma konusunda büyük zorluklarla karşılaşması gerekiyor. Bu varsayıma göre COVID-19 salgınları yeniden ciddi oranda artış gösterirse, birçok ülkede kalıcı ve sıkı tedbirler yeniden gündeme gelebilir. Bu da gelişmekte olan piyasalarda halihazırda oluşmakta olan ekonomik toparlanmayı durdurarak, söz konusu ekonomilerin altın takı talebinde beklenen toparlanmayı engelleyebilir.
Diğer taraftan gelişen ülkelerin aksine ABD ve Batı Avrupa'da, güvenli ve etkili aşıların geliştirilmesi hızlanabilir ve etkili dağıtım mekanizmaları geliştirilebilir. Bu aşılar, sanayileşmiş dünyada hızla yaygın bir şekilde erişilebilir hale gelebilir ve toplumların bağışıklık kazanmasını sağlayabilir. Bu bölgelerde uygulanan tecritler sonlandırılırsa ekonomik aktivite toparlanacaktır. Gelişmiş ülkelerde beklenenden daha hızlı bir ekonomik toparlanma ile hisse senedi piyasaları muhtemelen tüm zamanların en yüksek seviyelerine yükselebilir ve ABD Doları yeniden güç kazanabilir. Ayı piyasası senaryosuna göre, Batı'da azalan güvenli liman ve yatırım talebi nedeniyle altın fiyatları mevcut seviyelerden düşebilir. Asya ve diğer gelişmekte olan piyasalarda mücevher talebinde herhangi bir iyileşme olmaması da bu düşüşe destek verebilir. Batı'da sağlam GSYİH büyümesi geri geldiğinde bölgedeki mücevher talebinin toparlanmaya başlaması durumunda altın yatırımındaki muhtemel düşüş bir miktar telafi edilebilir, ancak gelişmekte olan pazarlarda güçlü satın alımlar olmadan, küresel mücevherler sektörü güçlenemez.
TEMEL SENARYO: 1.800 - 2.000 $
Bu senaryoda, mevcut koşullarda çok az değişiklik olduğunu varsayılıyor. Yükselen piyasalardaki ekonomik toparlanmanın hızı yavaş kalacak, refah düzeyinde büyük bir artış olmayacak ve bu durum altın takı talebindeki herhangi bir önemli toparlanmayı bastıracak. Gelişmekte olan piyasa merkez bankaları, ABD Doları'nda daha fazla değer kaybının kaçınılmaz olduğuna dair güvenlerini yitirmeye başladıkça, on yıldır yükseliş eğiliminde olan döviz rezervine net altın alımlarını yavaşlatabilirler. ABD ve Batı Avrupa'da, son tedbirlerin ve maske kullanımının virüsün yayılması üzerindeki etkisi çok da güçlü değil. Ancak yakın tarihli bir Pew Research anketi, Amerikalıların neredeyse yarısının, yeterli sayıda mevcut olsa bile hemen aşı olmayacağını ortaya koldu. Bu da, aşıların toplumda istenildiği kadar hızlı bağışıklık yaratmaması olasılığı doğuruyor. Bundan ötürü, 2020 yılının 3. çeyreğinde sanayileşmiş ülkelerde başlayan ekonomik toparlanma devam edecek, ancak yavaş ilerleyecek. Dolayısıyla altın takı talebinde önemli bir büyüme olması beklenmemeli. Ekonomik toparlanmanın yavaş kalmasıyla ABD Doları yatay seyredecek, reel getiriler muhtemelen negatif kalacak. Bununla birlikte, ekonomik toparlanmanın altın için güvenli liman yatırımı talebini baskılayacak kadar güçlü olduğuna dair bazı sinyaller alınabilir.
BOĞA PİYASASI SENARYOSU: 2.000 - 2.300 $
Bu senaryo, dünya çapında ekonomilerin farklı düzeylerde açılmaya devam edeceği varsayımına dayanıyor. Gelişen piyasalardaki mevcut olumlu eğilimlerin devam etmesiyle, Çin öncülüğünde ekonomik aktivitede güçlü bir toparlanma görebilir. Bunun sonucunda refah düzeyine dönüş, mücevher talebinde önemli bir toparlanmaya yol açabilir. Buna ek olarak yükselen piyasa merkez bankaları on yıllık güçlü net altın alım eğilimlerine yeniden devam edebilirler. Bu senaryo, ABD ve Batı Avrupa'da artan virüs vakalarının bir sonucu olarak ekonomilerin yeniden açılmasında gecikme ihtimalini göz önüne alıyor. Bu durum, zaten hassas olan bu ekonomiler üzerinde ek baskı oluşturabilir. Özellikle ABD için kritik bir döneme giriliyor. Yeni Biden yönetiminin dört önceliği var; COVID-19 salgınıyla mücadele, altyapıya odaklanan ekonomik teşvikler, sağlık sistemini iyileştirmek ve iklim değişikliğiyle mücadele. Bunların tümü, daha yüksek bütçe açıkları, doların değer kaybetmesi, enflasyonist baskı gibi riskler anlamına geliyor. Bu senaryo, bir savunma aracı olarak algılanan altına yatırım talebinin devam etmesine yol açabilir.