Analiz: Cari dengede 2021 Ekim’inden bu yana en yüksek fazla
Cari denge 2021 Ekim’inden bu yana en yüksek fazlayı verdi. Detayları Ali Orhan Yalçınkaya analiz etti.
Haber Merkezi |Ali Orhan YALÇINKAYA
2023 yılı Eylül ayında cari denge 1.88 milyar dolar fazla verdi. Bu aynı zamanda 2021 yılı Ekim ayından bu yana aylık bazda en yüksek fazlaya da karşılık gelmektedir. Bir önceki yılın aynı ayında açık 1.37 milyar dolardı. 2022 yılının Ocak-Eylül döneminde 38.21 milyar dolar olan açık, bu yılın aynı döneminde 40.84 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.
Böylece Ağustos sonunda 56.61 milyar dolar olan 12 aylık birikimli açık Eylül’de 51.71 milyar dolar ile son son dokuz ayın en düşük seviyesine geriledi. 2024-2026 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programda (OVP) 2023 yılı cari açık gerçekleşme tahmini 42.5 milyar olarak öngörülmüş bulunuyor.
Eylül ayına ilişkin detaylara baktığımızda 2022 yılında 5.98 milyar dolar fazla veren hizmet dengesi bu yılın aynı ayında 6.25 milyar dolar fazla verirken (hizmetler dengesi altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler söz konusu dönemde 4.53 milyar dolardan 5.03 milyar dolara yükseldi), bir önceki yılın Eylül ayında 8.04 milyar dolar açık veren mal dengesinin 2023 yılında 3.66 milyar dolar açığa gerilemiş olması cari açığın daralmasında etkili oldu. 2.63 milyar dolar açık veren net altın ticareti ise bu dönemde 1.36 milyar dolar açığa geriledi. Geçtiğimiz yıl Ocak-Eylül döneminde 11.31 milyar dolar açık veren net altın ticareti bu yılın aynı döneminde 22.13 milyar dolar açık verdi. Birincil gelir dengesi kalemindeki 851 milyon dolar net çıkışa karşılık, ikincil gelir dengesi kalemine 131 milyon dolar net giriş kaydetti.
2022 yılının Eylül ayında 6.73 milyar dolar fazla veren altın ve enerji hariç çekirdek denge 7.12 milyar dolar fazla verirken, yıllıkta bir önceki aya göre 387 milyon dolar artarak 38.03 milyar dolar fazlaya yükseldi.
Cari dengenin finansman kalemlerine baktığımızda ise geçtiğimiz yılın Eylül ayında 869 milyon dolar düzeyinde olan doğrudan yatırımlar kaynaklı giriş, 337 milyon dolar ile çıkışa döndü. Portföy yatırımları kaynaklı ise1.02 milyar dolarlık giriş söz konusu. Diğer yatırımlar kaynaklı Eylül’de 4.92 milyar dolar giriş olduğu görülüyor.
DİBS’lere 1.92 milyar dolar girerken, hisse senetlerinden 263 milyon dolar çıkış oldu. 12 aylık borç çevirme oranı bankalarda yüzde 93.5’e yükselirken, özel sektörde yüzde 99.0’a geriledi, genel borç çevirme oranı ise yüzde 95.8’e yükseldi.
Sonuç olarak Eylül ayında 337 milyon dolar doğrudan yatırım kaynaklı çıkış, 4.92 milyar dolarlık diğer yatırımlar kaynaklı ve 1.02 milyar dolar portföy kaynaklı toplamda 5.6 milyar dolar giriş gerçekleşmiştir. Net hata noksan kaynaklı 208 milyon dolarlık giriş ile bu rakam 5.81 milyar dolara yükselirken, cari dengenin de 1.88 milyar dolar fazla vermesi ile sonucunda Merkez Bankası rezervleri 7.66 milyar dolar artış kaydetmiştir.
Önümüzdeki döneme ilişkin olarak Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) alt detaylarında gelecek üç aya ilişkin değerlendirmelerde üretim hacmi, ihracat sipariş miktarı ve iç piyasa sipariş miktarında bir önceki ayda artış bekleyenler lehine olan seyrin zayıfladığını görmüştük.
İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksinde (PMI) ise imalatçılar Ekim’de iç ve dış talebin genel olarak zayıf seyrettiğini bildirmişti. Bunun sonucu olarak toplam yeni siparişler ve yeni ihracat siparişleri hız kaybederken, toplam yeni siparişlerdeki yavaşlama geçen yılın Kasım ayından bu yana en yüksek oranda kaydedilmişti. Yeni siparişlerdeki bu görünüme bağlı olarak üretimde üst üste dört ay boyunca ivme kaybı gözlenmişti. Son beş aydır gerileyen küresel bileşik PMI endeksi Ekim’de aylıkta 0.5 puan daha düşerek 50.0 seviyesi ile küresel büyümenin sıfırlandığına işaret etti. Daha önce Avrupa’da belirginleşen durağanlığın Çin ve Asya’ya da yayıldığı gözlendi.
Geçici dış ticaret rakamları ise cari dengenin Ekim ayında da 1.0 milyar dolar fazla verebileceğini düşündürmüştü. Bu durumda 12 aylık birikimli açığın 50 milyar doların altına indiğini göreceğimiz anlamına geliyor.
OVP’de ortaya konulan hedefler, alınan makro ihtiyatı önlemler ile iç talebin yavaşlayacağı anlaşılıyor. Bu durumda dış talep ve küresel enerji fiyatlarının seyri cari açık için belirleyici olmaya devam edecek.