2024'te işsizlik ve iflaslar artacak, vergiler yükselecek

Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz, büyümenin yavaşladığı, sıkı para politikasının firmalar üzerinde etkilerinin görüldüğü bir ortamda, çalışma barışını sağlayacak bir ücret artış oranı belirlemenin güçlüğüne dikkat çekti. Yılmaz, “Enflasyon dinamikleri 2024 yılında da yerini koruyacak. İşsizlik ve İflaslar artacak, vergiler yükselecek” diyor.

Haber Merkezi |

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz, büyümenin yavaşladığı, sıkı para politikasının firmalar üzerinde etkilerinin görüldüğü bir ortamda, çalışma barışını sağlayacak bir ücret artış oranı belirlemenin zor olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz, ekonomideki son gelişmeleri anlattığı Cumhuriyet'teki röportajında, asgari ücretin belirlenmesine ilişkin de çok önemli ipuçları verdi. Yımaz röportajında özetle şunları söyledi:

"Asgari ücret, emeğin karşılığı olan minimum ücret düzeyidir ve o ücret de Asgari Ücret Tespit Komisyonu ve TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranıyla belirleniyor. Hükümetten asgari ücret ile ilgili açıklamalar; hem 2024 yılında asgari ücret artışının yılda bir kez yapılacağı hem de ücretlilerin enflasyona ezdirilmeyeceği yönünde. Ancak bu iki açıklama birbiriyle çelişiyor.

Geçtiğimiz iki yıl yüksek enflasyon ve seçim ekonomisinin etkisiyle asgari ücret yılda iki kez arttırılmıştı. Aynı enflasyonist süreç devam ediyor, seçim bu yıl da söz konusu. 2024 yılının ilk altı ayında enflasyon oranının yüzde 70’e ulaşma ihtimali çok yüksek. 2024’te ise temmuz ve ağustos 2023 enflasyonu sırasıyla yüzde 9,5 ve yüzde 9,1 olarak gerçekleştiği için bu yılın temmuz ve ağustos aylarında enflasyon baz etkisiyle düşse de TÜİK verilerine göre yıl sonunu yüzde 45’in üzerinde tamamlayacağını öngörüyorum.

Asgari ücret bugün açlık sınırının 2.653 TL altındadır. Bu tutar asgari ücretin dörtte birine karşılık geliyor. Asgari ücrete 2024 yılı için bir kez ve enflasyona karşı “kısmen” koruyacak bir oran olarak yüzde 50 artış olursa net 17.104 TL, brüt 20.121 TL olacak. İşverene maliyeti ise yaklaşık 23 bin TL’yi geçecek. Asgari ücretin yüzde 50 üzeri her 5 puan artışı nette 550-600 TL artarken işverene maliyeti de 750-800 TL arasında artıyor. Ayrıca ücretlilerin yarısından fazlası asgari ücret ve onun etrafında ücret alıyor, o nedenle asgari ücret artışı diğer ücretleri de belirleyici oluyor.

Büyümenin yavaşladığı, sıkı para politikasının firmalar üzerinde etkilerinin göründüğü ortamda, çalışma barışını sağlayacak bir ücret artış oranı belirlemek zor. Ayrıca asgari ücretin yüksek enflasyon ortamında 2024’te bir kez ilk altı aylık enflasyonu yükseltici etki yapacak ama enflasyonla mücadelenin ücretlerin baskılanması üzerinden devam etmesi var olan adaletsizlikleri daha da artıracak.

İşsizlik de iflaslar da artacak

TCMB haziran ayından bu yana enflasyonla mücadele amacıyla sıkı para politikası uyguluyor. Enflasyon dinamikleri özellikle hizmetlerde katılığını hala sürdürüyor. Çekirdek enflasyonda kısmi gerileme başlasa da gıda, sağlık ve eğitim enflasyonu manşet enflasyonun çok üzerinde seyrediyor. Tüketim malı ithalatı canlılığını koruyor. 2023 yıl sonu enflasyonunun yüzde 65 civarında gerçekleşeceğini öngörüyorum.

Enflasyon dinamikleri 2024 yılında da yerini koruyacak. Ücret artışlarının etkisiyle 2024 yılında hizmet enflasyonundaki önceki durum devam edeceğinden aylık enflasyonda gerileme zor. 2023 mayıs ve haziran aylarındaki sübvansiyonlu doğal faiz fiyatları nedeniyle gerileyen enflasyon baz etkisiyle mayıs ve haziran 2024’te yükselecek. Ardından KDV ve ÖTV artışlarının da etkisiyle temmuz ve ağustos 2023’te çift haneye yaklaşmış olan enflasyon oranlarının bu kez enflasyonu düşürücü baz etkisiyle bir gerileme görülse de 2024 yılının yüzde 45 civarında bir enflasyon ile tamamlanacağını düşünüyorum.

Enflasyonla mücadeleye yönelik sıkı para politikası kredi faizlerini yükseltirken ekonominin soğuması kaçınılmaz ve Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,3 büyüdü. Bir yandan tüketim baskılanırken büyümenin itici gücü üçüncü çeyrekte inşaat sektörü oldu. Ancak yüksek faiz ortamı kredileri yüzdürülen, yeni kredi olanaklarına ulaşamadığı için iflas riski yaşayan firma sayısını artıracak.

Her ne kadar “yatırım taahhütlü avans kredisi” ve “ihracat ve döviz kazandırıcı reeskont kredisi” gibi selektif kredi imkanları olsa da bu kredilerden yararlanacak firmaların hem yatırım miktarlarının oldukça yüksek olması hem de yüksek teknoloji, savunma sanayi yatırımlarını baz alması nedeniyle, ekonominin neredeyse tamamının KOBİ’lerden oluştuğu ülkemizde söz konusu kredilerin büyüme ve istihdama katkısı sınırlı kalacak. Ekonomi soğumaya başlarken işsizlik oranlarında ücret artışlarının da etkisiyle bir yükselme olası görünüyor.

Para politikası gevşerse, enflasyonla mücadele yarım kalır

TCMB kasım ayı PPK toplantısında, enflasyonla mücadelede gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde ulaşıldığı için parasal sıkılaştırma hızını yavaşlatacağı ve sıkılaştırma adımlarını yakın zamanda tamamlayacağını belirtti. Enflasyon yükselirken para politikasındaki gevşeme ihtimali ortaya çıkarsa, kredi bolluğu ile büyümenin öncelenmesine yol açarken enflasyonla mücadele yarım kalabilir.

Türkiye’nin kısa vadeli dış borç stokunun yüksek düzeyi, TCMB swap hariç net rezervin ekside olması hala döviz ihtiyacı içinde olunduğunu gösteriyor. Kurun baskılandığı biliniyor, kur gerçek değerini bulmaya çalışırken TCMB müdahaleleri ve para politikası duruşu piyasa aktörlerinin beklentilerini tam anlamıyla karşılamıyor. O nedenle Türkiye’de dalgalı kur sistemi yerine kontrollü bir kur sistemi var. Bu sistem büyük ölçüde devam edecek.

Vergiler yükselecek, yeni zamlar gelecek

Seçimler, kamu harcamalarını dönemsel olarak arttıran bir nedendir. Buna yol açan temelde iki faktör var: Biri, siyasi partilere bütçeden aktarılan meblağlar, diğeri de oy kaygısı taşıyan siyasi iktidarın popülist politikalarla kamu harcaması düzeyini arttırması. Seçimlerde medyan (ortanca) seçmenlerin kararı, çoğunluğun kararını yansıttığından medyan seçmen, en çok kamu hizmeti sunacak ama daha az yükümlülük yükleyecek partilere oy vererek kamu harcamalarının artışına ve kamu gelirlerinin azalışına etki yaparlar. Ancak seçim biter bitmez çoğunlukla maliye politikası sıkılaşır, çünkü bütçe seçimden yorgun çıkmıştır. Vergi artışları, zamlar art arda gelir, kamuda tasarruf gündeme taşınır.

Bütçe seçim döneminde oy kaygısı ile bir "araç" olarak kullanıldı. 2023 yılı ilk üç ayda 2022 yılı ilk üç ayına göre bütçe gelirleri sadece yüzde 32 artarken kamu harcamaları aynı dönemde yüzde 83 artış gösterdi. Seçimin ardından ek bütçe çıkarıldı. 2023 ilk altı aylık kümülatif bütçe açığı 659,4 milyar TL’ye ve 2023 bütçe açığı hedefinin yüzde 73,3'üne kadar yükseldi.

Mali disiplinden uzaklaşılırken, bütçeyi finanse eden vergi mükellefleri, "mali aldanma" içinde olduklarını temmuz ayının ilk haftalarında gördüler. Önce KDV oran artışları geldi. Çoğu temizlik ürününde KDV oranı yüzde 8'den yüzde 20'ye çıkarıldı. Otomobilde KDV yüzde 18'den yüzde 20'ye yükseldi·. Benzin, tütün, alkol ve elektronik cihazların KDV oranları da yüzde 20 oldu. Ardından 16 Temmuz 2023 tarihli RG’de yayımlanan 7390 sayılı CB kararıyla benzin/motorinde yaklaşık 5 TL'lik artış oldu. Çünkü 15 Temmuz 2023 tarihli RG’de yayımlanan 7456 sayılı Torba Kanunda Cumhurbaşkanına ÖTV Kanunu (I) sayılı listede (benzin, motorin, LPG vb) maktu vergi tutarlarını beş katına kadar artırma yetkisi verilmişti.

Aynı kanunda 12. maddeye eklenen fıkra ile yine benzin, motorin, LPG vb maktu vergi tutarları, ocak ve temmuz aylarında TÜİK tarafından ilan edilen Yİ-ÜFE’de son altı ayda meydana gelen değişim oranında yeniden belirlenecek. O nedenle yeni yılda Yİ-ÜFE’ye göre altı ayda bir akaryakıt ürünlerinde maktu vergi tutarları artacak. Ayrıca akaryakıt ÖTV’sinde KDV’nin yüzde 20 olduğunu da hatırlatayım.

Kamuda tasarrufa ihtiyaç var

2024 yılı için uygulanacak yeniden değerleme oranı yüzde 58,46 olarak açıklandı. Pasaport, yargı harçları vb artacak, ancak Cumhurbaşkanının bu oranı yarıya (yüzde 29,23) indirme yetkisi var. Ayrıca idari para cezaları, trafik cezaları da yeniden değerleme oranında artacak ki, Cumhurbaşkanının burada da yarıya indirme yetkisi var. MTV başta olmak üzere çoğu vergide yeniden değerleme oranında artış gerçekleşecek. Emlak Vergisi Kanunu m. 29'a göre vergi değeri her yıl yeniden değerleme oranının yarısı oranında artırılarak uygulandığından bu vergideki artış yüzde 29,53 olarak gerçekleşecek.

Harçlar Kanunu’na göre yargı, tapu kadastro, noter, konsolosluk, gemi ve liman, diploma, trafik harçları vb yeniden değerleme oranında artacak. Ayrıca yurt dışından getirilen cep telefonları için uygulanacak maktu tutar 20.000 TL'den 31.692 TL'ye yükselecek.

Mali disiplini sağlamak için bütçe gelirlerinin vergi artışlarıyla beslenmesi (ki enflasyonu körüklüyor) yerine bütçe giderlerinde, yani "kamuda tasarruf"a ihtiyaç var.

Naci Görür'den Antalya depremi açıklaması Fiyat/kazanç oranı ile hisse senedi seçimi stratejileri! Beşiktaş'tan Emre Kaplan ve Sezgin Gülnar açıklaması Beşiktaş’tan sert açıklama: Ayrıcalık değil adalet istiyoruz E-ticaret hacminde rekor beklentisi: Kasım ayında 500 milyar TL'yi aşabilir ABD Dışişleri Bakanı Blinken, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kutladı