Yolumuz IMF’ye doğru gidiyor
Uluslararası Türkiye İç Denetim Kongresi’nde konuşan Ekonomist Uğur Gürses ve Prof. Dr. Refet Gürkaynak, Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunların çözümü noktasında yolun IMF’den geçtiğini söyledi.
Osman Kılıç |Bu yıl 25. yılını kutlayan Türkiye İç Denetim Enstitüsü, 24’üncüsünü gerçekleştirdiği Uluslararası Türkiye İç Denetim Kongresi’ni pandemi dolayısıyla çevrim içi olarak gerçekleştirdi. Yaklaşık 2 bin kişinin online olarak izlediği etkinliğin açılış konuşmasını Türkiye İç Denetim Enstitüsü onursal ve kurucu Başkanı Ali Kamil Uzun gerçekleştirdi. 25 yıl önce düzenledikleri uluslararası sempozyumu pandemi dolayısıyla ilk kez online olarak gerçekleştirildiğine dikkat çeken Uzun, bu dönemde dünyanın bir kırılma yaşadığını dile getirdi. Uzun, “Gelecek bugün oldu, değişim ve dönüşüm gerçekleşti. Pandemi ile değişim ve dönüşümü yönetmek için yeni normalimiz değişim ve dönüşüm oldu. Değişimin fazlaca olduğu bir dönem bizleri bekliyor” dedi.
Etkinlik, Yönetim Kurulu Başkanımız Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde, Prof. Dr. Refet Gürkaynak ve ekonomi yazarı Uğur Gürses’in katıldığı ‘2021 Ekonomik Öngörüler’ adlı panelle devam etti. Türkiye’nin içinde bulunduğu duruma çare bulması gerektiğini belirten ekonomi yazarı Uğur Gürses, “Biz buna bir çare bulmadığımız sürece bugün koronavirüs yarın başka bir hastalık Türkiye'yi başka bir yere getirecek” dedi. 15 yıllık çerçevede bakıldığında Türkiye'nin bir cari açık problemi olduğunu söyleyen Gürses, “Siyasetçiler büyümeyi tercih ederler ama bir problemi biriktiriyoruz, bunun patlayacağını da bilmek lazım” şeklinde konuştu.
Temel sorun yapısal
Türkiye'nin temel sorununun yapısal olduğunu aktaran Gürses, “İlk başta gelen finans kaynakları devamında çıktılar bu da bir sorun yarattı. Reel sektörün kredi borçluluk oranı da zaman içinde büyüyor. Pandemide kredi büyümesiyle destek vermek istedik fakat bunun getirdiği ilave sorunlar oluyor” değerlendirmesinde bulundu. Şirketler tarafında borç küçültme durumuna geçileceğini düşünmediğini bildiren Gürses, “Şirketler ayrıca küçülmeye gidecek. Türkiye bu modelle yüzde 1-2 büyüme patikasına girer. Sermaye girişi ile ilgili azalışın da farkındayız. Bu da reel sektörün büyüme patikasına kısıtlayan ve maliyetleri artıran bir unsur. Buradan çıkış için siyasi olarak normalleşme olması lazım” açıklamasında bulundu. Merkez Bankası’nın ister istemez köşeye sıkıştığı bir süreç içinde olacağını kaydeden Gürses, “Yüksek enflasyon dönemine de gireceğimizi düşünüyorum. Şirketler bu sorunla baş edemeyecek ve batıklar artacaktır. Hane halkında da yoksulluğun artacağını düşünüyorum” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin dış sermayeye açılması üzerinden 30 yıl geçtiğini hatırlatan Gürses, “Buradan geri dönmek mümkün değil. Bir sorunu gerçekçi olarak saptadığımız zaman çıkış da kolaydır” diye konuştu. Şu anda IMF’ye doğru gidildiğini vurgulayan Gürses, “IMF masasındaki herkesle de kavgalıyız. Bu bizim işimiz zorlaştırıyor. Ayrıca Türkiye refah kaybını kabul eden bir ülke değil, toplum devamında siyasileri yönlendiriyor ya da değiştiriyor” açıklamasında bulundu.
Kendi normalimize döneceğiz
Türkiye’nin külliyen Türkiye olmaktan çıkmadığının altını çizen Prof. Dr. Refet Gürkaynak, “Kalıcı olarak yüzde 1- 2 büyüyen bir Türkiye beklemiyorum. Bu olumsuz durum devam etmeyecek, kendi normalimize döneceğimizi düşünüyorum” dedi. Kötü bir yerde olunduğunu kaydeden Gürkaynak, “Ama bir taraftan da Türkiye'nin sorunlarının temel kaynağı bizim kötü politikalarımız. Biz böyle yaptığımız için böyle oluyor. Yani bu ülke adı Türkiye olduğu için, coğrafi konumu yüzünden bu durumda değil, biz böyle yaptığımız için böyle oldu” değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'nin alışıldık büyüme hızının aşağı yukarı yüzde 4.5 olduğunu bildiren Gürkaynak, “Bunda bir azalma var ama yüzde 1’lere inmesi için çok erken. Hatta 6-7’lerde büyüme şansımız da var” şeklinde konuştu. “Kaynaklar için yolumuz IMF’ye çıkıyor” diyen Gürkaynak, Türkiye’nin IMF’nin büyük üyeleriyle kavgalı olduğunu ve bunlarla uğraşmak gerekeceğini bildirdi. Türkiye’nin kamu maliyesi açısından da iş yapmaz hale geldiğini bildiren Gürkaynak, Türkiye'nin kapsamlı bir iktisat politikası düşünmesi ve ona da kaynak bulması gerektiğini kaydetti.