Yılmaz: Dezenflasyon sürecinin 2024'te başlayacağını değerlendiriyoruz
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, beklentilerdeki iyileşme, büyüme kompozisyonundaki dengelenme ve Türk lirasındaki istikrarın birbirini beslemesiyle dezenflasyon sürecinin 2024'te başlayacağını değerlendirdiklerini söyledi.
Haber Merkezi |Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Konya Sanayi Odası'nda iş insanları ile bir araya geldiği toplantıda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Belirsizlikleri azaltmak, öngörülebilirliği arttırmak için çalışmalarına hız verdiklerini belirten Yılmaz, özellikle mayıs seçimlerinden sonra siyasi belirsizliğin ortadan kalktığını ve ekonomik istikrarın temelinin siyasi istikrar olduğunu vurguladı.
Siyasi belirsizlikler gibi politika belirsizliklerinin de ortadan kalktığını anlatan Yılmaz, şöyle konuştu: "Geldiğimiz yeni şartlarda birtakım güncellemeler de yaparak öngörülebilirliği arttıran bir yapı içinde devam ediyoruz. Orta Vadeli Programı'mızda daha güvenli, güçlü, müreffeh bir Türkiye hedefiyle Türkiye Yüzyılı'nda ilgili kesimlerle istişare içinde hükümetimizin yol haritasını belirliyor ve uyguluyoruz, hayata geçiriyoruz. Cumhurbaşkanımız hep vurguluyor; yatırım, istihdam, üretim, ihracat diyor. Dolayısıyla bu hedefler çerçevesinde yolumuza 81 vilayetimizde devam ediyoruz. 2023 yılının üçüncü çeyreğine ilişkin bazı öncü göstergeler ekonomik büyümemizin devam ettiğini gösteriyor. Nitekim ilk altı ayda 3,9 büyüme kaydetmiştik. Yıl sonu beklentimiz de 4,4 civarında bir büyüme bu yıl için. Beklentilerdeki iyileşme, büyüme kompozisyonumuzdaki dengelenme, Türk lirasındaki istikrarın birbirini beslemesiyle dezenflasyon sürecinin 2024 yılında başlayacağını değerlendiriyoruz."
Yılmaz, yeni politikalarla birlikte enflasyonda aylık bazda düşüşleri görmeye başladıklarını belirterek, "Baz etkisi dediğimiz bir şey var. Yani geçmiş aylardaki o yüksek çıkan enflasyon, bir süre daha genel enflasyonu yukarıda tutmuş olacak. Ancak 2024'ün ortasından itibaren bazımızdan o etkiler çıkmış olacak. Onlar çıktıkça enflasyondaki düşüşü de daha net bir şekilde 2024'ün ortasından itibaren görmeye başlayacağız." diye konuştu.
"Orta-yüksek ve yüksek teknolojinin ağırlığının arttığı bir süreç"
Sanayi üretim endeksinin, takvim etkisinden arındırılmış olarak, yılın 3. çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,9 arttığını bildiren Yılmaz, "Burada sevindirici olan hususlardan biri şu. Alt kalemlere baktığınız zaman, bu büyümenin düşük teknolojiden değil üretimde orta-yüksek ve özellikle yüksek teknolojinin de payının giderek arttığını görüyorsunuz. Türkiye bu anlamda doğru yolda, üretimimizde ve ihracatımızda orta-yüksek ve yüksek teknolojinin ağırlığının arttığı bir süreci hep birlikte yaşıyoruz." ifadelerini kullandı.
Yılmaz, otomobil satışlarının bu yılın ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 74,1 arttığını, 3. çeyrekte, bir önceki 3. çeyreğe göre ise yüzde 94,7 artış gerçekleştiğini anlatarak, elektrik tüketiminin ekim ayında yıllık yüzde 3,1 artış gösterdiğini, yılın 3. çeyreğinde ise bir önceki yılın 3. çeyreğine göre yüzde 6 artış görüldüğünü kaydetti.
Yılmaz, bütün bunların aslında büyümenin devam ettiğine dair öncü göstergeler olduğuna işaret ederek, "Toplam istihdamımızda yıllık olarak baktığımızda 763 bin kişilik bir ilave istihdam artışı var. Bu da toplam istihdamımızı 32,2 milyon kişiye ulaştırmış durumda. 2005'te 19 milyonun biraz üzerindeydi toplam istihdamımız. Bugün geldiğimiz noktada 32 milyonu bulmuş durumdayız. Bu da istihdam dostu bir ekonomik politika izlediğimizin en açık göstergesi." şeklinde konuştu.
Dünyadaki bütün olumsuzluklara rağmen geçen yıldan daha fazla ihracat gerçekleşeceğini düşündüklerini belirten Yılmaz, ihracatın bu yılın ocak-ekim döneminde 210 milyar doları bulduğunu, yıl sonu itibarıyla da 255 milyar doları aşmayı hedeflediklerini söyledi.
"Kredi risk primimiz son 2,5 yılın en düşük düzeyine gerilemiş durumda"
"Siyasi istikrar ve güven iklimi, izlendiğimiz politikaların etkisiyle, kredi risk primimiz son 2,5 yılın en düşük düzeyine gerilemiş durumda." diyen Yılmaz, kredi risk priminin 340 civarına düştüğünü, daha da düşmesi için bu yöndeki politikaları sabırla uygulamaya devam edeceklerini kaydetti.
Bütün bu politikaların etkisi ve gelecek dönemde jeopolitik risklerin bir miktar ortadan kalkmasıyla, Türkiye'ye daha güçlü bir fon akışı bekledikleri değerlendirmesinde bulunan Yılmaz, bunu da hep birlikte 2024'te göreceklerini ifade etti.
"Cari açığı kalkınmamızın önünde bir engel olmaktan çıkarmak için gayret ediyoruz"
Konya'nın cari fazla veren bir il olduğunu belirten Yılmaz, "Türkiye olarak da hedefimiz bu sene yüzde 4 civarında bekliyoruz yıl sonunda cari açığı. Orta Vadeli Program'ın sonunda da yüzde 2'lere düşürmeyi, plan dönemimiz sonunda da sıfıra yaklaştırmayı düşünüyoruz. Cari açığı kalkınmamızın önünde bir engel olmaktan çıkarmak için gayret ediyoruz." dedi.
Konya'nın metal işleme makineleri ve araç üstü ekipman sektöründe, tarım makineleri ve ekipmanlarında, av tüfekleri imalatında Türkiye pazarının lider üreticisi konumunda olduğunu, tarım makineleri ve ekipmanları ihracatında ise ikinci sırada yer aldığını anlatan Yılmaz, "Savunma sanayi ihracatında ise 4. sırada, savunma sanayinde de çok önemli bir yere geldik. AK Parti'nin iktidara geldiği yıllarda 200 milyon doların biraz üzerindeydi toplam savunma sanayi ihracatımız. Bugün 6 milyarlara gidiyoruz. Yıl sonunda 6 milyara yakın bir ihracat bekliyoruz sadece savunma sanayinden." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 3 bin 400'den fazla ihracatçı firmasıyla, 180'den fazla ülkeye 3 milyar doları aşan ihracat yapan Konya'nın 1,7 milyar dolar dış ticaret fazlası verdiğini bildirerek, Konya'da üretimi, istihdamı daha etkin ve verimli hale getirebilmek için fikir alışverişinde bulunacaklarını söyledi.