Yeniden değerleme oranı yayımlandı: İşçi, memur; çalışanın gözü Cumhurbaşkanı’nda
Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi 2024 yılı yeniden değerleme oranı tebliğini yayımladı. Yurt içi üretici Fiyatları Endeksi (yi-ÜFE) Ekim ayında gerçekleşen ortalama artış doğrultusunda yüzde 43,93 olarak belirlendi. Çok sayıda vergi, harç, kamu hizmet bedeli ve cezalar bu oranda artacak. Diğer yandan gelir vergisi kesilen tutarlardaki düşük seviye nedeniyle de çalışanların ödediği vergi artacak. Kamunun hizmet sunduğu hemen her şeye neredeyse yarı yarıya zam gelecek.
Haber Merkezi |Mehmet KAYA / ANKARA
Yeniden değerlemenin ücretliler lehine, gelir vergisi tarifesindeki düşük oranlı tutarları artırma, vergi, harç ve cezalara yönelik artış tutarlarını aşağı çekme yönünde iki çözüm bulunuyor. Bunlardan ilki kısa bir kanun düzenlemesi ile 2025 veya birkaç yıl için yeniden değerlemenin sınırlanması, diğeri ise her bir ilgili kanunda Cumhurbaşkanı’na verilen yetki dahilinde Cumhurbaşkanı Kararlarıyla oranların düşük tutulması. Özellikle Gelir Vergisi tarifesi yönünden hem işveren hem de işçi kanatlarının talepleri bulunuyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yönetilen-yönlendirilen fiyatlar açısından artışın sınırlanması ihtimalini değerlendirdiği açıklaması da vergi, harç ve cezalar açısından da artışın düşük tutulabileceği beklentisi doğurdu. Diğer yandan her iki yöndeki düzenleme de vergi gelirlerinde azalış anlamına geldiği için bütçe yönetimi açısından önem taşıyor.
Vatandaşın cebinden çıkan yanında, cebine gireni de ilgilendiriyor
Yeniden değerleme oranının en önemli etkilerinden biri gelir vergisinde. Her çalışan, aldığı maaşın bir kısmını gelir vergisi olarak devlete ödüyor. Bu ödemeyi maaştan kesip işveren yapıyor. Gelir Vergisi tarifesi, kamuoyundaki adıyla gelir vergisi dilimleri bu oran düzeyinde artırılıyor. Bu dilimler, elde edilen kazancın tutarına göre ne kadar gelir vergisi ödeneceğini düzenliyor. Yüzde 15’ten başlayıp, sırasıyla elde edilen tutara göre yüzde 20, yüzde 27 ve yüzde 35 vergi ödeniyor.
Yeniden değerleme kadar artıyorsa ve bu oran yüksekse peki tartışma nereden çıkıyor?
Gelir vergisi dilimleri önceki bazı yıllarda yeniden değerleme oranından daha düşük artırıldı. Bazı yıllarda ise yi-ÜFE ortalaması tüketici enflasyonundan daha düşük kaldığı için gelir vergisi ilk dilimi düşük artmış oldu. Böylece, çalışanların çok önemli bir kısmı, hatta bazı yıllar asgari ücret ikinci gelir vergisi dilimine girdi, ücretlilerin yıl başında aldığı net maaş yılın ilerleyen zamanlarında daha düşük düzeye geldi.
Diğer yandan çok sayıda kişi net maaş üzerinden çalışıyor. Yani gelir vergisi dilimi artsa da işvereni anlaştıkları net maaşı ödüyor. Bu kez de işverenlerin vergi yükü arttığı için her senenin başında bunu hesap edip daha düşük maaş artışı yapıyor. Öyle veya böyle ücretli kayba uğruyor. İşverenin vergi yükü de artıyor.
Vatandaşın gözü Cumhurbaşkanı’nda: Peki bu oran değiştirilemez mi?
Yeniden değerleme oranı, kanuni bir düzenleme. Yi-ÜFE ekim ayında açıklanan 12 aylık ortalamaları yeniden değerleme olarak ilan ediliyor. Peki bu değişemez mi? Açıklanan oranın altında belirlenip vatandaşın ödeyeceği tutar ve oranlar azaltılıp cepten çıkanı azaltmak, gelir vergisi tarifesinin dilimlerinin tutarı ise daha yüksek artırılarak vatandaşın cebine giren tutarı artırmak mümkün değil mi?
Bunun için iki yol var. İlk çözüm, kanuni bir düzenleme olduğu için, bir kanun ile geçici bir süre ayarlama yapmak mümkün. Bunun için, TBMM’ye kısa bir kanun teklifi vererek, sadece 2025 için ya da birkaç yıl için indirim yapmak en kolay çözüm görünüyor. Bu teklife gelir vergisi dilimlerine de yine süreli olarak yüksek artış sağlamak mümkün.
Diğer yol ise yeniden değerlemeye atıf yapan kanunlarda Cumhurbaşkanı’na artış ya da azalış yönünde değişiklik yapma yetkisi veriliyor. Her kanun ya da düzenlemede yok ancak Gelir Vergisi, Motorlu Taşıtlar Vergisi, devlet harçları gibi çok sayıda düzenlemede bu yetki var. Cumhurbaşkanı her bir kanundaki yetkisini kullanarak bunlarda değişiklik yapabilir.
Beklenti arttı
Hem işçi hem işveren kuruluşları gelir vergisi ödemesine konu düşük oranlarda vergi ödemeyi sağlayacak tutarların artırılmasını istiyor. İşçi sendikaları bu konuda çok sayıda rapor ve talep de yayımladı. TBMM ve siyasi partilere yapılan ziyaretlerde de konu gündeme getirildi. İşverenler de destekliyor. Son olarak Mehmet Şimşek, 2025 enflasyon hedefine uyumlu bir bedel artışı işareti vermişti. Böylece kamuoyunda beklenti de arttı.
Öte yandan, asgari ücret çalışmaları yakında başlayacak. Burada yapılacak artışın maliyetinin bir kısmının gelir vergisinde yapılacak düzenlemeyle giderilmesi mümkün. Diğer yandan bu düzenlemelerin hepsi devletin vergi ve diğer gelirlerinde azalma anlamına geliyor. Bunun da bütçe yönetimi açısından ayarlanması gerekiyor.