‘Veriyi koruma’ temel hak ve özgürlük meselesi

TÜSİAD tarafından çevrimiçi düzenlenen 'Kişisel Verilerin Korunması Konferansı'nda konuşan Simone Kaslowski, veri korumanın sınır ötesi ticaret üzerinde de etkisi olan bir rekabet unsuru haline geldiğini söyledi.

Haber Merkezi |

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), doğru veri yönetimini kamu, AB ve özel sektör temsilcileriyle masaya yatırmak üzere Kişisel Verilerin Korunması Konferansı düzenledi.

Çevrimiçi olarak gerçekleştirilen konferansın açılışında konuşan TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, dijital dönüşümdeki hıza dikkat çekerek dönüşümün bu kadar hızlı gerçekleştiği bir dönemde veri koruması ve yönetimine ilişkin küresel ölçekteki tartışmaların da sürdüğünü hatırlattı.

Temel hak ve özgürlüklere ilişkin endişelerin de artmaya devam ettiğini söyleyen Kaslowski, COVID-19 tecrübesinin söz konusu ihtiyaçları, potansiyeli ve riskleri daha da görünür hale getirdiğini ifade etti.                     

Karbon ayak izine yakın takip

Kaslowski, veri korumanın sınır ötesi ticaret üzerinde de etkisi olan bir rekabet unsuru haline geldiğini belirterek, tartışmaların, düzenlemelerin ilgili tarafların görüşleri gözetilmeden yapılması durumunda ekonominin potansiyelinin ciddi anlamda sınırlayabileceğine işaret ettiğini kaydetti. Gelecek dönemde üretimde karbon ayak izinin tüm değer zinciri boyunca takip edilmesi için gerek Türkiye’de gerekse küresel olarak tedarikçiler ile veri akışını temin edecek dijital uygulamalara ihtiyaç olacağını belirten Kaslowski, şunları söyledi: “Döngüsel ekonomi başlığı altında dijital pasaport gibi uygulamaların hayata geçirilmesi bekleniyor. Dijital ticaret ve veri akışları ticaret politikasının merkezi konuları arasında ele alınıyor. Bu kapsamda, gerek fiziki gerekse hukuki veri altyapısı için ülke politikasının oluşturulması ve Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü’ne (GDPR) uyum düzeyinin iş yapmayı kolaylaştıracak biçimde artırılması büyük önem arz ediyor.”

Gerçek zamanlı veri paylaşımı

TÜSİAD olarak 1,5 yıldır AB Yeşil Mutabakatı ve Dijital Tek Pazar gelişmelerini yakından takip ettiklerine dikkat çeken Kaslowski, verinin ekonomik potansiyelinin heyecanlandırdığını ancak veri korumanın, aynı zamanda bir temel hak ve özgürlük meselesi olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çizdi. Dünyada kişisel verilerin korunması ve özel yaşamın gizliliği bağlamındaki tartışmaların COVID-19 ile hareketlendiğini ifade eden Kaslowski, pandeminin, yüksek kaliteli gerçek zamanlı veri paylaşımının rolünü ve ihtiyacını ortaya koymasına rağmen, aşı kartları, seyahat bilgileri, sağlık geçmişi gibi her türlü verinin toplanması, bu verilerin nasıl korunacağı, işleneceği ve transfer edileceği konusunu gündeme getirdiğini kaydetti.                    

Vatandaşın kontrolü arttı

Kaslowski, kişisel bilgilerin işlenmesi bağlamında bireylerin veriye bağlı haklarının korunması için veri koruma yasalarının, insan hakları boyutunu dikkate alması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti: “2016 yılında 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun kabul edilmesi ile Türkiye’de kişisel verilerin, veriye dayalı hak ve özgürlüklerin korunması yönünde önemli bir adım atıldı. Kanun ve beraberinde gelen düzenlemelerle vatandaşların verileri üzerindeki kontrolü arttı, verilerini toplama, işleme ve depolama yöntemlerini düzenlemelerine olanak verildi.” KVKK veri uygulamaları hakkında verisi işlenen bireylere daha fazla açıklama yapılmasını gerektirmesi açısından da şeffaflık ilkesini güçlendirici bir nitelik taşıdığına değinen Kaslowski, “Kanunun temel hak ve özgürlükler yönünden iyileştirilmesi AB ile sürmekte olan vize serbestisi görüşmeleri önemli başlıklarından biri olarak gündemdeki yerini korumaktadır” dedi.

Prof. Dr. Faruk Bilir: Bireylerin farkındalığı kanun kadar önemli

Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir, konferansın açılışında bir konuşma yaptı. Mahremiyetin kişinin özgürlüğünün bir parçası olduğunu söyleyen Bilir, dijitalleşmenin ve teknolojik gelişmelerin Türkiye'de ve uluslararası boyutta hızla ilerlediği bu günlerde kişisel verilerin ve bu verilerin korunmasının önemin daha iyi anlaşıldığına dikkat çekti. 2016 yılında yürürlüğe giren Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun yasaklayıcı değil, düzenleyici bir kanun olduğunu söyleyen Bilir, bireylerin kendilerine tanınmış olan haklar konusunda yeterli farkındalık düzeyine ulaşmalarının en az yasal ve teknik düzenlemelerin varlığı kadar önem taşıdığının altını çizdi. Bilir, "Bu doğrultuda kişisel verilerin korunması alanındaki düzenlemelere uyum ve mahremiyete saygı prensibiyle tasarlanan süreçlerin gün geçtikçe etkisini artıracağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Ali Taha Koç: Veri merkezi yatırımına teşvik geliyor

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Taha Koç, Türkiye'de veri merkezi sektörünün desteklenmesi üzerine çalışma başlattıklarını belirterek "Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile yakın çalışıyoruz. Yakın zamanda veri merkezleri konusunda çok büyük teşvikler yayınlayacağız. Ekonomik ve yasal tedbirleri içeren mevzuat çalışması ile yatırımcıların önünü açacak bir dizi somut çıktı üzerinde de çalışmalarımız devam ediyor" dedi.

Türkiye'de çevre ülkelere de hizmet verecek büyük veri merkezlerinin oluşturulmasını çok önemsediklerini kaydeden Koç, Getir ve BiP gibi girişimlerin başarısına değindi. Türkiye'nin unicorn çıkardığını, artık "decacorn", yani değeri 10 milyar doları geçen firmalar çıkarmayı hedeflediklerini belirten Koç, bu bağlamda yatırım ortamını uygun hale getirmek için çalışmaları sürdürdüklerini aktardı. Koç, "Hem küresel platformlara hem de yerel paydaşlarımıza iş birliği çağrımızı yenilemek istiyorum. Amazon, Google, Microsoft... Hepsini Türkiye'ye bekliyoruz. Ülkemizde yapacakları yatırımlar için iş birliğine sonuna kadar açığız. Bu noktada üzerimize düşen görevi en güçlü şekilde yerine getireceğiz" diye konuştu.

Wiewiórowsk: AB kurumları çalışmalarını hızlandırdı

Avrupa Veri Koruma Kurulu Denetçisi Wojciech Wiewiórowsk, yaptığı konuşmada veri koruma konusuna AB'de verilen öneme dikkati çekerek, bu konuda AB kurumlarının çalışmalarını hızlandırdığını söyledi. AB'de gerçekleşen veri koruma süreçlerine yönelik yapılan çalışmalara ilişkin bilgi veren Wiewiórowsk, şu ifadeleri kullandı: “Mevzuatların yüzde 80'i Avrupa'da yeni ve bir şekilde kişisel veri koruması meselesine bakıyor. Bütün veri piyasası ve dünya genelinde kişisel verilerin paylaşımıyla ilgili konuları ele alıyor. Türkiye'deki meslektaşlarımızla da bu şekilde temas içerisinde olabilmemizin önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü meseleye yaklaşımımızda uyum elde edebilmek adına veri koruma mercilerinin, kuruluşlarının birlikte hareket edebilmesi önemli.”

Tekel bayilerine yazı gönderildi: 1 Ocak'a kadar süre verildi! Karara uymayanlar para cezası Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi RTÜK'ten ceza almıştı: S Sport'tan yayınları durdurma kararı! Dünyada maaş artışlarında Türkiye’ye özel not düşüldü İstanbul'da sahte 3 milyon 600 bin Euro ele geçirildi İstanbul'da taksilerin tasarımı değişiyor! İşte o modeller!