Vatandaş, enerjide bağımsızlığın yolunu güneş ve rüzgarda görüyor
Türkiye'de toplumun yüzde 55'i Türkiye'de enerji konusundaki en büyük sorunu dışa bağımlılık olarak tanımlarken, dışa bağımlılığın önüne geçmek için yüzde 71'i güneş ve yüzde 64'ü rüzgar enerjisine yönelmek gerektiğini düşünüyor.
Haber Merkezi |KONDA Araştırma ve Temiz Enerji Haber Portalı tarafından, Türkiye'de toplumun yenilenebilir enerji hakkındaki fikirlerini ve enerji bağımlılığı konusundaki algısını ölçmek için gerçekleştirilen "Türkiye'de Enerji Tüketimi ve Ekonomi" araştırmasının sonuçları açıklandı.
Anket çalışmasına, 2 bin 510 kişi katıldı. Araştırma, küresel enerji krizinin olduğu bir dönemde 15 yaş üstü nüfusun enerji ve elektrik tüketimine bakış açısına ilişkin sonuçlar ortaya koyuyor.
Buna göre, ankete katılanların yüzde 55'i Türkiye'de enerji konusundaki en büyük sorunu dışa bağımlılık olarak tanımlarken, her beş kişiden dördü Türkiye'nin enerjide dışa bağımlı olmasından endişe duyuyor.
Enerjide dışa bağımlılık konusunda toplumun yüzde 64'ü de "çok endişeli" olduğunu belirtiyor.
Enerjinin pahalı olması ise yüzde 30 ile ikinci en büyük sorun olarak öne çıkıyor.
Dışa bağımlılığın önüne geçmek için hangi kaynaklara yönelmek gerektiğine ilişkin soruya verilen cevapların yüzde 71'ini güneş enerjisi ve yüzde 64'ünü rüzgar enerjisi oluşturuyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 56'sı başta doğal gaz ve petrol olmak üzere ithal yakıtlardaki fiyat dalgalanmalarından etkilenmemek için güneş ve rüzgar enerjisinin daha fazla kullanılmasını öncelikli çözüm olarak görüyor. Katılımların yüzde 69'u kömür, doğal gaz gibi fosil yakıtlar yerine daha fazla yenilenebilir enerji kaynağı kullanılmasıyla elektrik fiyatlarının azalacağını düşünüyor.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilecek enerjiyi kullanmak için elektrik faturasında belli oranda bir artışa razı olacağını söyleyenlerin oranı ise yüzde 51.
Yenilenebilir kaynaklardan üretilecek enerjiyi kullanmak için faturasında yüzde 2'lik bir artışa razı olanların oranı yüzde 25 iken, toplumun yüzde 14'ü faturasında yüzde 10’luk bir artışa, toplumun yüzde 11'i ise faturasında yüzde 20’lik bir artışa razı olduğunu ifade ediyor.
İklim değişikliği ve enerji krizi bireylerin gündeminde ön sıralarda
Temiz Enerji Vakfı Başkanı Metin Atamer, araştırmaya ilişkin değerlendirmesinde, "Çalışma, enerji konusunda Türkiye’nin problemleri ve bu problemlere çare olabilecek çözümler hakkında toplum genelinde bir mutabakat olduğunu gösterdi. Toplumda her 5 kişiden 4’ü enerjide bağımlılığı çok dert ederken, her 5 kişiden 3’ü ise bağımsızlığa giden yolu güneş ve rüzgarda görüyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı ve sınırda karbon düzenlemelerinin ayak sesleri gittikçe yaklaşırken, Paris Anlaşması'nı onaylayarak 2053 net sıfır hedefi koymuş bir ülkenin kömür, doğal gaz gibi yakıtlar yerine yenilenebilir enerji için atacağı her adımın toplum tarafından tam destek göreceğini söylemek yanlış olmayacaktır." ifadelerini kullandı.
KONDA Araştırma Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Ağırdır ise salgının ardından gerek ekonomik gerekse siyasi belirsizliklerin özellikle gençler olmak üzere bireylerin gelecek algılarını ve beklentilerini sıkıştırdığını belirterek, şunları kaydetti: "Dünya müthiş karmaşık ve belirsiz bir enerji krizi yaşıyor. Ülkemiz de bu krizden en çok etkilenen ülkelerden birisi. Son yıllarda sıklığını artırdığımız iklim, çevre ve enerji temalı araştırmalara göre, iklim değişikliği ve enerji krizi günden güne bireylerin gündemlerinde ön sıralara yükseliyor. Güncel enerji tartışmalarının yanında toplumun enerji kullanımına bakış açısı ve tutumlarını birlikte okumayı sağlayan bu araştırmanın bize söylediği, enerjide dışa bağımlılık konusunda toplumun çok büyük kesiminin endişeli olduğu. Enerji güvenliği, enerjiye ulaşılabilirlik ve enerji maliyetleri bakımından yüzünü yenilenebilir enerjiye dönen bir kitle oluşmuş durumda. Bu kitle yaşamında pozitif etki yaratacağına inandığı değişimleri de hayata geçirme arzusunda. Bu niyetin kamu politikalarında karşılık bulması için araştırmanın sağladığı bulguların herkes tarafından okunması, anlaşılması ve toplumun ihtiyaç ve taleplerine göre hareket edilmesini önemli görüyoruz."