TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras: Asgari ücreti tartışma nedenimiz, verimsizlik
Bir ekonomide enflasyonla mücadeleye uygun asgari ücret artışı çalışanları tatmin etmiyorsa çözülmesi gereken ciddi bir verimlilik sorunu bulunduğunu savunan TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras “Asıl sorun olan düşük verimlilikle baş edilemezse asgari ücret tartışması hiç bitmez. Asgari ücret tuzağından çıkamayız” dedi. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan da kayıt dışı ile mücadelede muğlak söylem değil iyi tasarlanmış bir eylem gerektiğini kaydetti.
Mehmet Kaya |MEHMET KAYA / ANKARA
Enflasyonla mücadele programında sonuca ulaşmanın birkaç yıl alacağını vurgulayan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, hem hane halkı hem de sanayicilerin zorlandığını belirterek kamu maliyesinin süreci desteklemesi gerektiğini söyledi. TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras ise asgari ücret tartışmalarına dikkat çekerek, “Verimlilik artmayınca kişi başı gelir de artmıyor. Verimlilik artışının olmaması, asgari ücret konusunda da tıkanmaya neden oluyor” yorumunu yaptı.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısı Ankara’da yapıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, enflasyonla mücadelenin gerektirdiği fedakarlıkların hem reel kesimin hem de hanehalklarının dayanma gücünü zorlamaya başladığını kaydetti. Turan, “Bu nedenle enflasyonla mücadelenin kamu kesimini de içine alacak biçimde sürdürülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Sadece para politikasına dayanan bir yaklaşım ile enflasyonla hızlı ve sonuç alıcı bir mücadele hem çok zor hem de tüm yükü reel kesimin ve hanehalklarının üzerine yüklüyor” şeklinde açıklama yaptı.
"Kayıt dışı ile mücadelede söylem değil eylem gerekli"
2001 krizi sonrası deneyimlere gönderme yapan Turan, o dönem başarıda, “(programın) Arkasındaki siyasi kararlılık ve çok güçlü mutabakatın” etkili olduğu görüşünü vurguladı. Turhan, “Vergilemede ve kaynak tahsisinde etkinliğin sağlanması ile adaletin artırılması ve kayıt dışılıkla kararlı biçimde mücadele konularında güçlü adımlara ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla kayıt dışı konusunda genel ve muğlak bir söylem yerine samimi bir mücadele başlatılmasını ve iyi tasarlanmış bir eylem planının hızla hayata geçirilmesini bekliyoruz.” dedi.
Kamu desteklerinin verimlilik ve rekabet gücüne yönlendirilmesi gerektiğini söyleyen Orhan Turan, önerilerini üç başlıkta sıraladı:
1. Ekonominin etkin işleyişine katkısı olmayan kamu harcama kalemlerinde ciddi tasarrufa gidilmesi.
2. Ekonominin etkin işleyişine destek verecek olan eğitim, teknoloji gibi alanlarda kamu kaynaklarının artırılması.
3. Sosyal devlet sorumluluğunun doğrudan, açık ve şeffaf bir sosyal politika ile yerine getirilmesi. Turan, kamu çalışan sayısındaki artışın da kamu hizmet niceliği, niteliği ve verimliliği yönünden ele alınması gerektiğini savundu.
"Verimlilik artmayınca kişi başı gelir de artmıyor"
TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras da verimliliğin önemine dikkat çektiği konuşmasında “Verimlilik artmayınca kişi başı gelir de artmıyor” yorumunu yaptı. Verimlilik artışının olmamasının asgari ücret konusunda tıkanmaya neden olduğunu savunan Aras, şu görüşleri paylaştı: “Çalışanların hakkaniyetli bir gelir elde etmesinin önündeki en büyük engel şirketlerin verimliliği arttıramaması. Eğer bir ekonomide enflasyonla mücadele açısından uygun görülen asgari ücret artışı çalışanları tatmin etmiyorsa bu ülkede çözülmesi gereken ciddi bir verimlilik sorunu var demektir. Asıl sorun olan düşük verimlilikle baş edilemezse asgari ücret tartışması hiç bitmez. Asgari ücret tuzağından çıkamayız. Esas başarı, verimliliği yüksek şirketler yaratarak toplam işgücü içinde asgari ücretle çalışan kişi sayısını düşürmektir.”
“Ne enflasyonla mücadeleden vazgeçmek mümkün ne de enflasyonla mücadelenin yükünün vatandaşın üzerine yıkılmasına razı gelmek” diyen Aras, bu nedenle asgari ücret artışıyla beraber verimlilik artışı için de politikaları hiç vakit kaybetmeden gündeme almak gerektiğini vurguladı. Aras konuşmasında, güncel siyasi ve sosyal gelişmelere vurgu yaparak “Bu sorunları çözmeye mevcut anayasayı, Anayasa Mahkemesi karalarını ve yasaları tam olarak uygulayarak başlamak gerekiyor. Bu sorunları çözmek toplumda mevcut kutuplaşmaları azaltacak, güven duygusunu tesis edecek, toplumsal uyum ve uzlaşı zemini hazırlayacaktır” dedi.
“Başarısı kanıtlanmış akılcı politikalarda uzlaşalım”
Türkiye’nin orta gelir tuzağında bulunduğunu ancak Avrupa Birliğinin de orta teknoloji tuzağında olduğunu kaydeden Ömer Aras, jeopolitik gelişmelerin, Trump iktidarında artmasını beklediği ticaret savaşının ve AB ile Türkiye’nin yaşadığı ekonomik sorunların çıkarların birleştirilmesine imkan sağlayacağını belirterek bunu bir fırsat olarak niteledi. Aras, “Orta Gelir Tuzağından artık kalıcı olarak çıkmalıyız, yüksek gelirli bir ülke olmalıyız. Toplumun tüm fertleri de bunu hissetmeli. Bunun için toplum olarak başarısı teori ve uygulama ile ispatlanmış akılcı politikalar etrafında uzlaşalım diyorum” dedi.
"Yenilenebilir enerjiye adaptasyon gecikmemeli"
Küresel jeopolitik risklerin arttığını, yatırım ve ticaretin azaldığını belirten Ömer Aras, tedarik zincirinde endişe ve belirsizlikler nedeniyle maliyetin yükseldiğini, yenilenebilir enerjiye adaptasyonun gecikmemesi gerektiğini anlattı. Ömer Aras, Türkiye’ye giren yabancı sermayenin düşüklüğüne de değindiği konuşmasında, makroekonomik istikrar, hukuk devleti, adil, hızlı ve efektif işleyen bir adalet sistemi gerektiğini belirtti. Yapısal reform talebini tekrarlayan Aras, “Toplumsal uyumu sağlamadan, hukuk devletini ve demokrasiyi güçlendirmeden, güven tesis etmeden, iyi eğitilmiş akıllı ve bilgili gençlerimizi liyakat esası ile göreve getirmeden ekonomide elde edeceğimiz mesafenin sınırlı olduğunu bilmeliyiz” diye konuştu.
■ Tampon ülke olmayı kabul etmemeliyiz
TÜSİAD’ın Geleceği İnşa Raporunu özetleyen Aras, insan kaynağı-eğitim başlığı içinde mülteci sorununa dikkat çekti. Aras, “Mülteci konusunu da hassasiyetle ve akılcı bir şekilde yönetmeliyiz. Avrupa’nın kaliteli göçmenleri alıp istemediklerini bize göndermesini, ülkemizin Avrupa için bir tampon bölge haline gelmesini kabul etmemeliyiz. Kendi vatandaşlarımızın aleyhine uygulamalardan kaçınmalıyız” dedi. Ömer Aras, TÜSİAD’ın geleceği şekillendirmede, rekabetçi ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlayacak teknoloji, güçlü kurumlar önerilerini gündeme getirdiğini hatırlattı.
■ Bu yıl sanayi büyümeye katkı vermeyebilir
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, sanayi kesiminin büyümeye bu yıl katkı vermeyeceğini tahmin ettiklerini belirterek, üretim desteğinin önemine dikkat çekti. Şirketler kesiminde yeniden yapılanmaya ihtiyaç olduğunu belirten Turan, günün koşullarına uyamayan verimsiz firmaların dönüşümünün sağlanması gerektiğini söyledi. Turan, “Bu dönüşümün hızlı ve sancısız yapılabilmesi, çağın koşullarına uygun bir sanayi politikası ile mümkün. Daha çok firmanın ve çalışanın verimliliği yüksek faaliyetlerde değerlendirilmesini sağlayabilirsek, büyüme hızımızı da artırabiliriz” diye konuştu.
■ Türkiye’nin tartıştığı konular göçmen, kadına şiddet, çeteleşme
Dünyada ve Türkiye’deki yapısal sorunlara rağmen, Türkiye’nin Temmuz ayından itibaren yaşadığı güncel sorunları gündeme taşıyan Ömer Aras, “kamu vicdanını derinden yaralayan gelişmeler” olarak nitelediği gelişmelerin çözümü için Anayasa ve Anayasa Mahkemesi kararları, yasaların uygulanması olduğunu ve bunun “mevcut kutuplaşmayı azaltacağı”, toplumsal uzlaşıyı ve uyumu artıracağını vurguladı. Aras, şöyle konuştu: “Temmuzdan bu yana Türkiye’de neler oldu, diye bakalım. Arka arkaya gelen gelişmeler ve yaşadığımız sarsıcı olaylar gündemin çok hızla değişmesine, daha birini çözememişken üzerine yenilerinin eklenmesine neden oluyor. Kız çocuklarına ve kadınlara yönelik şiddet hepimizi derinden etkiliyor. Çeteleşmenin sağlık alanına kadar uzanmış olduğu bilgisiyle sarsılıyoruz. Eğitimde kaliteyi ve çağı nasıl yakalayacağımızı tartışmayı umarken, kendimizi beslenme, hijyen ve okul servisi gibi temel hizmetleri tartışırken buluyoruz. Yerel yönetimlerin başına neden atanmış kamu görevlilerinin geldiğini sorguluyoruz. Hayat pahalılığı ve yoksulluk ile daha iyi mücadele edilmesi gerektiğini görüyoruz. Beş çocuğun yanarak hayatını kaybetmesinin yoksullukla mücadele ve sosyal devlet ilkesinin uygulama başarısı ile ilişkisini düşünmeden edemiyoruz. Laiklik tartışmalarının tekrar tekrar gündeme getirilmesinin hangi ihtiyaca hizmet ettiğini kavrayamıyoruz. Kreşler konusundaki girişimleri her çocuğun sahip olması gereken eğitim hakkı ile bağdaştıramıyoruz. Fikir önderlerinin ve sıradan vatandaşların eleştirel ifadeleri ve gazetecilerin yaptıkları haberler nedeniyle tutuklanmalarını anayasadaki ifade özgürlüğü ile bağdaştıramıyoruz.”
■ “Ülkemizin gücünü, hukuk devletinin sağlamlığı belirleyecek”
Terör sorununu çözmek için dünyada geçmişte atılan adımlardan, demokrasiyle desteklenenlerin başarılı sonuç verdiği sonucunu çıkardıklarını söyleyen Orhan Turan, “Dünya örneklerine bakınca, somut demokratikleşme adımlarıyla pekişmeyen girişimlerin, kalıcı çözüm üretmediğini görüyoruz. Temel hak ve özgürlüklerin ve hukuk devletinin garanti altına alınması konularında mesafe alınması gerekiyor. Ancak, son dönemde, görevden alınan seçilmiş yerel yöneticilerin yerine atanmış yöneticilerin getirilmesini toplumsal istikrar ve refah hedefiyle bağdaştıramadığımızı söylemiştik. Partilerimizin kayyım sorununu çözmek için başlattığı diyaloğun sorunun çözümüne katkıda bulunmasını umuyoruz. Ülkemizin dünyadaki siyasi ve ekonomik gücünü, demokrasisinin gücü ve hukuk devletinin sağlamlığı belirleyecektir” diye konuştu.