Türkiye’de artan dolar iştahına karşı yabancı kurumlar uyardı
Döviz mevduatlarındaki artış dikkat çekiyor. KKM’den çıkış ve enflasyon beklentilerindeki bozulmanın etkili olduğu düşünülen döviz talebindeki artışa dair yabancı kurumlar uyarıda bulundu.
Haber Merkezi |Vatandaşlar yeniden dolar almaya başladı. Bu durum, dünyanın en yüksek enflasyon oranlarından biriyle mücadele eden Merkez Bankası’nın işini zorlaştırırken, uzmanlar TL varlıkların değer kaybı konusunda uyardı.
Bloomberg’den Beril Akman ve Kerim Karakaya haberine göre, İngiliz Barclays’in TCMB ve BDDK verilerine dayanarak yaptığı hesaplamalara göre, son beş hafta içinde vatandaşların döviz mevduatları 4,1 milyar dolar artarken, talebin çoğu şirketlerden geldi. Geçen hafta itibarıyla bireysellerin de bu trende katıldığı görülürken, 1,7 milyar dolarlık artışın yarısından fazlası bu kısımdan geldi.
Barclays ekonomisti Ercan Ergüzel'e göre “önemli bir trend değişikliği” anlamına gelen bu göstergelerde, mart ayından bu yana azalış görülüyordu. Döviz mevduatlar, TL varlıklar ve kurlarda istikrara güvenin artmasıyla yaklaşık 24 milyar dolar azalmıştı. Lira, bu yıl dolar karşısında yaklaşık yüzde 13 değer kaybederken, bu kayıp enflasyon oranının altında kaldığı için reel anlamda değer kazandı.
Faiz indirimi gecikebilir
“Dolara yönelim” (dolarizasyon) Türkiye'de uzun süredir devam eden bir olgu ve ekonomi yönetimi için bir zorluk olarak görülüyor. Vatandaşlar, enflasyondan korunmak için sık sık TL birikimlerini dolara, Euroya veya altına çeviriyor. Döviz kuru, halk tarafından ülkenin ekonomik sağlığının bir göstergesi olarak görülüyor ve bazen TL’deki küçük kayıplar bile davranışlarda önemli değişikliklere neden olabiliyor.
Goldman Sachs ekonomistleri Clemens Grafe ve Başak Edizgil, dolara yönelimin başlamasının “beklentilerin kötüleştiğine işaret ettiğini” söyledi. Eylül ayına kadar ilk faiz indirimini bekleyen Goldman ekonomistleri, dolara yönelimin artması ve enflasyon baskılarının yükselmesi nedeniyle faiz indiriminin gecikebileceğine yönelik uyardı.
Ekonomik politikaları konusunda bilgi veren bir kaynağa göre, döviz hesaplarındaki yükseliş beklenen bir durum olurken, henüz trend planlar dahilinde ilerliyor. Döviz mevduatlarındaki yükselişin, KKM’den çıkış ve şirketlerin mevsimsel talebin artmasıyla birlikte gerçekleştiği düşünülüyor.
Mevduat faizleri geriledi
Ekonomi yönetimi, sıkı para politikası uygulayarak ve mevduat faizlerinin cazip ve yüksek oranlarda kalmasını sağlayarak TL’de daha fazla tasarruf yapılmasını teşvik etmeye çalışıyor. Ancak, üç aya kadar vadeli TL mevduatların ağırlıklı ortalama faiz oranı, nisan başında yüzde 69 seviyesinde zirve yaptıktan sonra çoğunlukla geriledi. 9 Ağustos itibarıyla 3 aya kadar vadeli TL mevduat faizleri yüzde 59’a geriledi.
Dolar talebinin artmasına bir işaret de Kapalıçarşı'daki döviz işlemcilerinin bu sabah (21 Ağustos) doları, bankalararası kurdan daha yüksek bir oranda sattıkları olarak görülüyor.
Hafta başında, devlet bankaları da artan iç talebi karşılamak için döviz satışlarını artırmış 2 günde yaklaşık 3 milyar dolar satmıştı.
Bu durumu ismini vermek istemeyen piyasa uzmanları şu şekilde açıkladı:
“Türk Lirası dış piyasa gecelik faizleri pazartesi günü yüzde 41,5'ten yüzde 49,3'e yükseldi ve bu artış bazı uzun pozisyonların kapatılmasından kaynaklandı.”
Vatandaşların enflasyon beklentileri kötüleşti
Merkez Bankası’nın son dönemde sıklıkla konuşmak durumunda kaldığı hane halkı enflasyon beklentileri yükselince dolara olan talebin de arttığı görüldü.
Merkez Bankası faiz kararı karar metninde, para politikasını şekillendirirken bu beklentilere daha fazla önem vereceğini şu ifadelerle açıklamıştı:
“Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunun dezenflasyon süreci açısından göreli öneminin arttığını vurgulamıştır… Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir.”
Morgan Stanley ekonomisti Hande Küçük, faiz kararı metnindeki vurgunun, “Faiz oranlarını daha uzun süre yüksek tutma niyetini ve kısa vadede gevşeme adımlarının ertelenmesini amaçladığını” gösterdiğini belirtti.