Türkiye ‘yakın üretim’ için Alman markajında

Türkiye'deki Alman sermayeli şirketlerin yüzde 70'i mevcut ticari ortamı olumlu değerlendiriyor ve yüzde 59'u ilave istihdam planlıyor. Ancak ankete katılanlara göre, döviz kuru ve ekonomi politikaları ticari faaliyetleri tehdit etmeye devam ediyor.

Hüsniye Güngör |

Hüsniye GÜNGÖR - TR MONITOR

Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK Türkiye) Alman sermayeli şirketler arasında gerçekleştirilen küresel iş görünümü anketinin Türkiye sonuçlarını açıkladı. Buna göre, Türkiye’deki Alman sermayeli şirketlerin yüzde 70’i mevcut ticari ortamı iyi olarak değerlendiriyor. Şirketlerin yüzde 57’si ticari ortamın gelecek on iki ayda daha iyi olmasını beklerken yüzde 59’u yatırım planlarına paralel olarak istihdam artışı öngörüyor. Ancak döviz kurundaki dalgalanmalar (yüzde 73) ve ekonomi politikası (yüzde 62) şirketler açısından risk oluşturmaya devam ediyor.

Yurt dışındaki Alman ticaret odaları aracılığıyla dünya çapındaki Alman sermayeli şirketler arasında gerçekleştirilen ‘World Business Outlook’ anketinin 2021 sonbahar Türkiye sonuçları 16 Kasım’da online bir basın toplantısıyla açıklandı. Yurt dışında faaliyet gösteren 3 bin 200’ün üzerinde Alman şirketten alınan geri bildirimleri içeren anketin AHK Türkiye tarafından yürütülen Türkiye ayağına, 327 üye şirketin 77’si katıldı. Her altı ayda bir tekrarlanan anketin sonuçlarını paylaşan AHK Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri Dr. Thilo Pahl, “Ülkede yerleşik Alman sermayeli şirketler zorlu geçen pandemi yılının ardından dünya genelindeki konjonktürel toparlanmanın ivmesinden faydalanıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Ticari gelişim beklentisi zirvede

Ankete göre, mevcut ticari ortam, ankete katılan şirketlerin yüzde 70’i tarafından iyi olarak değerlendiriliyor. Şirketlerin yüzde 27’si ticari durumunu tatmin edici olarak belirtirken sadece yüzde 3’ü ‘kötü’ olarak tanımlıyor. Türkiye’deki Alman sermayeli şirketlerin önümüzdeki yıl için ticari gelişim beklentileri, anketin yapıldığı ilk yıldan bu yana hiç olmadığı kadar olumlu. Şirketlerin yüzde 57’si, gelecek on iki ay için daha iyi bir ticari gelişim beklerken, yüzde 38’i bu anlamda düzeyin aynı kalacağını öngörüyor. Sadece yüzde 5’lik bir kesim olumsuz değerlendirmede bulunuyor.

Dr. Thilo Pahl’a göre AHK Türkiye üyelerinin ticari durumunun iyi olması ve ticari beklentilerinin iyileşmesi, bu şirketlerin konjonktürel iyileşmeden faydalandığını gösteriyor. Pahl, “Şirketlerin artan güveni, yerel yatırım ve istihdam planlarını destekliyor ve bu durum ekonominin daha da güçlenmesini sağlayabilir” diyor.

Şirketlerin yüzde 59’u yeni personel istihdam etmeyi planlarken, yüzde 29’u çalışan sayısını koruyacağını, yüzde 12’siyse küçülmeye gidebileceğini belirtiyor.

AHK Türkiye anketinin sonbahar sonuçları şirketlerin yatırım yapma isteğinde de önemli bir artışa işaret ediyor. Yüzde 43’ü önümüzdeki 12 ay içinde yatırım oranını artırmayı planlarken yüzde 35’i aynı kalacağını, yüzde 14’ü daha az yatırım yapacağını ve yüzde 8’i yatırım planlamadığını belirtiyor.

Konjonktürel beklentiler karşılanmıyor

Ekonomideki kısmi toparlanma ve şirketlerin ticari durumundaki olumlu havaya rağmen seyahat kısıtlamaları (yüzde 66), lojistik ve tedarik zincirlerindeki sorunlar (yüzde 61) ile yatırımların iptal edilmesi veya ertelenmesi (yüzde 48) gibi küresel salgının olumsuz etkileri ticari gelişimi engellemeye devam ediyor. Uluslararası sonuçlarla karşılaştırıldığında, bu faktörlerin Türkiye’deki şirketleri daha fazla etkilediği görülüyor.

Diğer yandan Türkiye’deki Alman sermayeli şirketler ülkedeki konjonktürel gelişime de kuşkuyla bakıyor. Ankete katılan şirketlerin yüzde 34’ü, olumsuz bir konjonktürel gelişim beklerken yüzde 40’lık bir kesim aynı kalacağını, yüzde 26’sı daha iyi olacağını düşünüyor.

“En yüksek risk; kurdaki dalgalanma ve ekonomi politikası”

Küresel İş Görünümü anketinin Türkiye sonuçlarını değerlendiren Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK Türkiye) Başkanı Dr. Markus C. Slevogt, “Döviz kurundaki süregelen dalgalanma (yüzde 73), ekonomi politikasıyla ilgili genel koşullar (yüzde 62), dünya genelinde artan hammadde fiyatları (yüzde 48) ve uzman personel eksikliği (yüzde 31) şirketlerin ticari faaliyetlerini tehdit etmeye devam ediyor. Dövizle gelen yatırımcı için Türkiye cazip olabilir ancak mevcut maaşlar Euro’ya çevrildiğinde yarıya iniyor, tüketim istekleri gerçekleşemiyor ve yaşam standardı tutturulamıyor. Pazarın cazibesi için bunlar da önemli” diye konuştu.

Türkiye ‘yakından üretim’ için yakın markajda

AHK Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri Dr. Thilo Pahl farklı sektörlerden yakında üretim (nearshoring) çabasında olan Alman şirketler olduğunu söyledi. Bu girişimlerin analiz aşamasında olduğunu belirten Pahl, “Türkiye’nin ticaret politikasıyla ilgili engeller de söz konusu. Gümrük önemli olacaktır. Henüz yatırımlarını gerçekleştiremiyorlar ama önemli bir eğilim tespit ediyoruz. Türkiye ‘yakından üretim’ için yakın markajda” dedi. AHK Türkiye Başkanı Dr. Markus C. Slevogt ise “Türkiye sadece tedarik zincirinde kalmasın, kendi pazarı ve tüm bölge için ön plana çıksın istiyoruz. Almanya’dan dernek, birlik ve şirketlerden oluşan heyetlerin ziyaretleri söz konusu. Yatırım olanakları için kapımızı çalıyor olmaları somut bir ilginin göstergesi” diye konuştu.

Öğretmenlerin 24 Kasım beklentisi: Birer maaş ikramiye Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi Türkiye dünyanın en sinirli ikinci ülkesi oldu! Trump Hazine Bakanı adayını açıkladı: 'Amerikan rüyasının' bir örneği AKOM'dan İstanbul için saatli uyarı: Fırtına, yağış, kar... NASA keşfetti: Dünya'daki herkesi milyarder edecek asteroit!