Türkiye asgari ücreti konuşuyor! Uzmanlar ne yorum yaptı?
2025 yılı asgari ücreti belli oldu. 17 bin 2 TL’den 22 bin 104 TL’ye çıkarılan asgari ücrete yapılan artış beklentilerin ve geçmiş enflasyonun çok altında oldu. Ekonomistler asgari ücrete yapılan zam oranını yorumladı. Enflasyonla yapılan mücadelenin çalışanların sırtına yüklendiği vurgusu öne çıkarken, “hata” olarak değerlendirenler de çoğunluktaydı.
Şeyda Uyanık |2025 yılı asgari ücretini belirlemek için komisyon toplantıları sürpriz bir şekilde sonlandı. Son anda açıklanan toplantıya işçi kesimi katılmazken, toplantıdan 2025 zam oranı yüzde 30 çıktı. 2024 yıl sonu enflasyonunun yüzde 45 seviyelerinde olması beklenirken, 2024 yılında ara zam almayan ücretlilerin tepkisini çeken zam oranına ekonomistlerin yorumları ne oldu?
“Şubatta açlık sınırı altına inecektir”
Prof. Dr. Evren Bolgün, asgari ücretin yılın başlarında açlık sınırının altında kalacağı vurgusunu şu paylaşımla yaptı:
“Yeni belirlenen 22.104 TL Asgari Ücret mevcut Kasım ayı Açlık Sınırının 2025 Şubat ayında altında kalacaktır. 2025.12’de TÜFE yaklaşık %30 civarında olacaktır. Sabit gelirli çalışan milyonların maaşı Şubat ayından itibaren Açlık Sınırının altına inecektir.”
“Adil bir karar”
İngiliz stratejist Timothy Ash, yabancı kurumların telaffuz ettiği oranda yapılan zamma yönelik “adil” diyerek şu paylaşımı yaptı:
“Türkiye - Hükümetin 2025'te asgari ücreti %30 artırma kararı, TCMB'nin enflasyonla mücadelesindeki kısıtlamalar ve en yoksulların karşı karşıya kaldığı gerçek yaşam maliyeti krizi göz önüne alındığında adil bir karardır. Umarım enflasyon %30'dan çok daha düşük bir seviyede 25'te sona erer.”
“Yine emeğin sırtına bineceğiz dendiğini herkes hemen anlamış”
Prof. Dr. Refet Gürkaynak, “Asgari ücret açıklamasının VIOP BIST30 kontratına etkisi. (Bu piyasa bu saatte açık.) Yine emeğin sırtına bineceğiz dendiğini herkes hemen anlamış.” Dedi.
“Başarısızlığın bedelini emeğiyle geçinenler ödüyor”
Prof. Dr. Ceyhun Elgin, enflasyonla mücadelede başarısız olunduğunu şu şekilde değerlendirdi:
“Asgari ücrete %30 zam, %45 enflasyon karşısında çalışanların alım gücünü artırmaz, aksine daha da geriletir. Bu tablo, ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadelede başarısız olduğunu ve başarısızlığın bedelini emeğiyle geçinenlere ödettiğini açıkça gösteriyor.”
Beklentiler tutsa dahi
Prof. Dr. Fatih Özatay, açlık sınırının da beklenen enflasyon oranında artması halinde dahi asgari ücretin yılın ilk aylarında yeterli olmayacağını şu şekilde anlattı:
“Açlık sınırı artışı TCMB'nin enflasyon tahmini (yüzde 21) kadar artarsa Nisan'da, Yüzde 30 artarsa Mart'ta bu sınırın altında kalıyor. Not: Ocak-Nisan 2025 aylık enflasyonlarının yüzde 2,1 olacağını varsaydım.”
“Hastanın ateşini boğazını sıkarak düşürmek yanlış”
Prof. Dr. Emre Alkin, asgari ücret artışında “güven” vurgusunu şu ifadelerle yaptı:
Dezenflasyon halkın alım gücünü düşürerek değil, harcamak yerine tasarrufa yönlendirmekle olur. Bunun için güven oluşturmak gerekir. Vatandaş gelecekte daha yüksek fiyatla karşılaşmayacağına inanacak ki satın almaktan vazgeçsin. Hastanın ateşini boğazını sıkarak düşürmek yanlış.
Prof. Dr. Erinç Yeldan, “Emeği ile geçinenler hiper sömürü altında iken, finans sermayesi için “merkez bankası faiz indirimi yapar mı ?” tartışmasının dayanılmaz cazibesi. Bir yandan da “ülkemize milletimize hayırlı olsun”.” Dedi.
“Bir çuval inciri berbat edebilir”
Prof. Dr. Hakkı Öztürk, yılbaşında açlık sınırı altında kalacağı öngörülen asgari ücret artışını şu şekilde değerlendirdi:
“Asgari ücrete %30 artışla 22 104 TL. 2025 Ocak ayında yani yılın başında açlık sınırının altında kalacak. (2024 Kasım açlık sınırı 20561 TL) Ekonomi yönetimi ve MB sadece asgari ücrete yapılan düşük artış ile enflasyonun 2025 tahmini olan %21’e düşüreceğine inanıyorsa fena halde yanılıyor. Merkez Bankası’nın Perşembe günü faiz indirimi yapması ve piyasada 2025 yılında faiz indirimlerinin art arda geleceği beklentisinin oluşması son derece büyük risk taşıyor ve bir çuval inciri berbat edebilir.”
Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu da “Açlık sınırı Kasım itibarıyla 20.562 TL! 22.104 TL asgari ücret en geç Şubat 2025’te açlık sınırının altına düşer!” dedi.
Asgari ücretli refah artışın pay alabilecek mi?
Dr. Osman Berke Duvan, büyüme ve gelişme arasındaki farkı şu verilerle anlattı: “OVP 'ye göre 2025'te kişi başına gelir 17.028 $ olacak. Türkiye bu gelirle de Dünya Bankası'nın "yüksek gelirli" ülkeler sınıfına büyük olasılıkla dahil olacak. 2025'te 22.104 TL (526 $) net asgari ücretle milyonlarca çalışan beklenen bu refah artışından payını alabilecek mi?”
“Doğruya ve bilgiye ihanet”
Prof. Dr. Zeynep Ökten, “Asgari ücrette %30 artış enflasyonla mücadelenin ücretli kesimin sırtına yüklenmiş olduğunun göstergesi” dedi.
Güldem Atabay da “18 aydır bütçe açığının çığ gibi büyümeye devam ettiğini bilirken, TL'ye reel değer kazandırmak ve faiz artırmak ötesinde enflasyonla mücadelede hiçbir adım atılmadığını da bilirken, "asgari ücret daha fazla artsaydı enflasyon sarmalı olurdu" demek doğruya ve bilgiye ihanet” dedi.
Sosyal dengesizlik
Prof. Dr. Yaşar Uysal, asgari ücretli çalışan oranının yüksekliğine işaret ederek şunları söyledi:
“Asgari ücretin bu derece gündem olması başlı başına sorundur. Zira asgari ücretle çalışan oranının %5’i geçmemesi gerekir. Konuşulması gereken neden çalışanların % 60’a yakınının asgari ücretle çalıştığı ve sendikaların içler acısı halidir…”
Arda Tunca da zam oranının düşük olmasının hata olduğunu vurgulayarak şunları paylaştı:
“Asgari ücrete %30 artış ile ağır hata yapıldı. Yüksek enflasyonun sebebi olmayan bir kesim cezalandırıldı. Kısa vadeli sermayenin talimatları dinlendi. Bu, büyük bir sosyal dengesizliğin hükümet eliyle onaylanmasıdır. TCMB'den gelen teknik desteğin önemi de unutulmamalı.”