Tüketim büyüttü, ihracat aşağı çekti
Türkiye ekonomisi, ilk çeyrekte yıllık bazda yüzde 4 büyüdü. Böylece büyüme, ekonomistlerin beklentilerinin üzerinde gerçekleşti. Büyüme, depremin de etkisiyle kamu ve sosyal yönü ağırlıklı hizmetler ile bankacılık kesiminden geldi. Sanayi ve tarım sektörleri sırasıyla yüzde 0,7 ve yüzde 3,8 oranında küçüldü.
Mehmet Kaya |Mehmet KAYA –ANKARA
Türkiye ekonomisi, ilk çeyrekte %4 büyüdü. Çeyreklik bazda 2022 son çeyrekte %0,9 büyüyen ekonomi, bu çeyrekte %0,3 genişledi. Tüketim harcamaları büyümeye 11.5 puan katkı verirken, bunun 10.8 puanı özel tüketimden, 0.7 puanı kamudan geldi. İşgücü ödemelerinin gayrisafi katma değer içindeki payı yüzde 38 ile 2016 seviyesinin üzerine çıktı.
Türkiye’nin yaşadığı en büyük felaketlerden biri olan 6 Şubat depremlerinin etkisini de içeren 2023 Ocak-Mart döneminde (ilk çeyrek) GSYH yüzde 4 oranında büyüdü. Büyüme, iç tüketimin yanı sıra, depremin de etkisiyle kamu ve sosyal yönü ağırlıklı hizmetler ile bankacılık kesiminden geldi. Sanayi ve tarım sektörleri sırasıyla yüzde 0,7 ve yüzde 3,8 oranında küçüldü. Ağırlıklara bakıldığında Türkiye’nin büyümesinin ilk çeyrekte iç talep kaynaklı olduğu görüldü.
Harcamalar yöntemiyle hesaplama, bu çeyrekteki büyümeye katkının ağırlıklı olarak iç tüketimden kaynaklandığını gösterdi. Buna göre ilk çeyrekte, bir önceki yıl aynı çeyreğe göre, hane halkı harcamaları yüzde 16,2, devletin harcamaları yüzde 5,3, gayri safi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 4,9 arttı. İhracat ilk çeyrekte 0,3 oranında azaldı. İthalat ise yüzde14,4 oranında yükseldi. Geçmiş yıllarda net ihracat büyümeye katkı verirken, ilk çeyrek itibariyle bu katkı gerçekleşmeyecek. Büyümenin çok önemli bir kısmı hane halkı harcaması kaynaklı olurken, devletin harcamasıyla birlikte büyümenin çok önemli bir kısmı tüketimden gelmiş oldu.
İlk çeyrekte hizmetler yüzde 12,4, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 12, finans ve sigorta hizmetleri yüzde 11,2, bilgi iletişim faaliyetleri yüzde 8,1, diğer hizmetler yüzde 7,8, inşaat yüzde 5,1, kamu yönetimi-eğitim-sağlık yüzde 3,6, gayrimenkul yüzde 1,4 artış gösterdi.
Asgari ücretin etkisiyle işgücü payı arttı
Depremde yaşanan üretim kaybı ve yıl başında artırılan asgari ücrete bağlı olarak, yılın ilk çeyreğindeki ücret artışları, GSYH’den ücretlilerin aldığı payı yeniden yukarı taşıdı. 2016’da yüzde 36 düzeyinde olan GSYH’den ücretlerin payı her yıl düzenli azalarak 2022 sonunda yüzde 26,5’e kadar gerilemişti. İlk çeyrekte ise yüzde 38’e yükseldi. Geçen yıl aynı ayda bu oran yüzde 31,1 düzeyindeydi. Yılın ilk çeyreğinde başta asgari ücret olmak ve yıl başı zamları nedeniyle işgücünün payı artış gösteriyor.
Tüketim 11,5 puanlık katkı sundu
Tüketim harcamaları büyümeye toplam 11.5 puan katkı veridi. Bunun 10.8 puanı özel tüketimden, 0.7 puanı ise kamunun tüketim harcamalarından geldi. Geçtiğimiz yılın ilk çeyreğinde 2.9 puan, ikinci çeyreğinde 2.7 puan ve üçüncü çeyrekte 0.6 puan ile büyümeye pozitif katkı veren net ihracat, son çeyrekte 3.1 puanla yedi çeyrek sonra büyümeyi aşağıya çekmişti. 2023 yılı ilk çeyrekte de bu durumun devam etti ve net ihracatın büyümeyi 2.8 puan aşağıya çekti. İlk çeyrekte bir önceki yıl aynı çeyreğe göre, üretilmiş mali olmayan aktifl er yüzde 4,9, inşaat 1,3 arttı. Makine teçhizat da yüzde 8 ile güçlü büyümesini sürdürdü. Makine teçhizat 2019 4. çeyreğinden bu yana genel büyümenin oldukça üzerinde büyüme gösteriyor.
Büyüme cari fiyatlarla yıllık bazda yüzde 84,4 oranında yükselerek 4 trilyon 631 milyar 792 milyon TL’ye ulaştı. İlk çeyrek GSYH’si dolar bazında 245 milyar 464 milyon dolar olarak belirlendi. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış verilerde, takvim etkisinden arındırılmış bir önceki yıl aynı döneme göre büyüme yüzde 3,8 olurken, bir önceki çeyreğe göre büyüme yüzde 0,3 oldu.
Sanayi ve tarımda daralma
Üretim yöntemiyle GSYH’de ilk çeyrekte sanayideki ve tarımdaki gerileme dikkat çekti. Zincirlenmiş hacim endeksinde sanayi ilk çeyrekte bir önceki yıl aynı döneme göre yüzde 0,6 oranında geriledi. Buna karşılık sanayinin büyük kısmını oluşturan imalat sanayiinde 1,6 oranında artış gözlendi. Sanayideki düşüşün iki diğer bileşen olan enerji ve madencilikten kaynaklandığı anlaşıldı.
Türkiye, OECD liginde ikinci
Türkiye, OECD'nin en yüksek oranda büyüyen ikinci ülkesi oldu. OECD ülkeleri arasında birinci çeyrekte ilk sırayı yüzde 6,4'lük büyümeyle İrlanda, ikinci sırayı yüzde 4 ile Türkiye aldı. Türkiye, bu oranla AB ülkeleri arasında ikinci, G20 ülkeleri arasında da üçüncü sıraya yerleşti.
İç talep destek vermeye devam edecek
Ekonomistler, Türkiye'nin deprem felaketi nedeniyle bir miktar ivme kaybetmesine rağmen tüketim harcamalarının desteğiyle uzun dönemli ortalamasına yakın bir ekonomik büyüme performansı ortaya koyduğunu aktardı. Öncü göstergeler yılın ikinci çeyreğinde ekonomik aktivitenin bir miktar ivme kazandığına işaret etse de, ana ihraç pazarlardaki resesyon endişelerinin net ihracat kanalıyla büyüme üzerinde bir miktar baskı oluşturabileceği değerlendiriliyor.
Bakan Nebati: Büyümenin kapsayıcılığı devam ediyor
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, 2023 ilk çeyrek büyümesinin, ilk çeyrek itibariyle yıllıklandırılmış halde AB ve OECD içinde en yüksek ikinci büyüme hızı olduğunu belirtti. Nebati, olumsuz dış konjonktür ve depreme rağmen yatırım, üretim ve istihdamdan taviz verilmediğini, mali disiplinle elde edilen mali alanla depremin etkilerinin telafi edilme sürecinin işlediğini vurguladı. Makine teçhizat yatırımlarına dikkati çeken Nebati, büyümenin kapsayıcılığının da sürdüğünü belirterek şunları kaydetti: Bilinmelidir ki ilk çeyrekte sadece yüksek büyüme gerçekleşmemiş, aynı zamanda büyümenin kapsayıcılığı da korunmuştur. 2023 yılı ilk çeyreğinde istihdam, geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık 1,6 milyon kişi artarken, işsizlik oranı yüzde 9,9’a düşerek tek haneye gerilemiştir. Öte yandan, dar ve sabit gelirli kesimlere yönelik atmış olduğumuz adımlar sayesinde iş gücü ödemelerinin Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı bir önceki yılın aynı dönemine göre 6,8 puan artarak yüzde 38’e yükselmiştir. Seçim belirsizliğinin ortadan kalktığı önümüzdeki dönemde, vatandaşlarımızın refah seviyesini daha ilerilere taşımaya kararlılıkla devam edeceğiz.
İŞ DÜNYASI: İSTİKRAR, GÜVEN VERİCİ
* DEİK Başkanı Nail Olpak: Büyümedeki istikrar, ülkemiz ve iş dünyamız adına güven verici. Şubat ayında hepimizin yüreğini yakan deprem felaketinin yıkıcı etkisine rağmen büyümeyi sürdürmemiz de, Türkiye’nin ekonomik kırılganlıklara karşı gücünü gösteriyor. İş dünyası olarak, seçim gündemi sonrasında da daha fazla yatırım ile ihracata daha fazla ağırlık veren üretim yapmaya, katma değer ve istihdam üretmeye odaklanıyoruz. Önümüzdeki süreçte hem tüketici hem de üretici için hayati önem taşıyan; enfl asyonla mücadele, cari açık, dış ticaret açığı, bütçe dengesi, istihdam gibi ülke ekonomimiz açısından önem teşkil eden önemli başlıklarda hızlı adımlar atılmasını bekliyoruz.
* MÜSİAD Genel Başkan Mahmut Asmalı: Türkiye ekonomisinin, yaşadığı her türlü şoka yalnızca kendi öz varlıklarıyla cevap verebilecek güç ve dirence sahip olduğunu bir kez daha ispatlamıştır. Milli iradenin 28 Mayıs'ta siyasi istikrardan yana tavır almasıyla, son 20 yılın en önemli kazanımlarından biri olan ekonomik istikrar da yeniden teyit edilmiştir. Böylece küresel düzeyde ekonomik ve jeopolitik belirsizliklerin devam edeceğinin tahmin edildiği önümüzdeki döneme ilişkin Türkiye, 'güvenli liman' olma niteliğini sürdürecek ve Türkiye Yüzyılı'nda da dünya ortalamasının üzerinde bir büyüme performansı yakalayacaktır.
* ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın: Yüzde 4'lük büyüme oranını yürütülen doğru politikaların bir tezahürü. İş dünyası olarak Türkiye Yüzyılı'na moralli girdik. Önümüzdeki süreçte genel seçimlerin de bitmesiyle birlikte iç talepten ziyade ihracata dayalı bir büyüme olacaktır. Buna inşaat sektöründe yaşanan canlılıkta eklenecektir. İhracat noktasında çok ciddi artışlar beklememekle birlikte büyümede bu açıklanan rakamların çerçevesinde verilerin süreklilik arz edeceğini düşünüyoruz. Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesini devam ettirebilmesi açısından her daim yatırım ve üretim diyoruz. Bu iki unsurdan kesinlikle taviz verilmemesi gerekiyor.
* ASO Başkanı Seyit Ardıç: Küresel piyasalarda resesyon beklentilerinin arttığı, içeride ise deprem ve seçimin yarattığı risk ve belirsizliğe rağmen pozitif bir büyüme performansı ortaya koymamız oldukça önemli. Türkiye'nin rekabette üstün olduğu alanlarda üretime yönelmesi daha faydalı olacak. Sürdürülebilir bir enfl asyon ve faiz düzeyinde Türkiye ekonomisine olan güvenin tesis edilmesi, potansiyel yakın büyümeye ulaşmada katkı sağlayacaktır.
* ATO Başkanı Baran Gürsel: Türkiye genç dinamik nüfusu ile sürdürülebilir büyüme trendini devam ettirecek politikalar üretmek durumundadır. Seçimler de göstermiştir ki, istikrar ve güven üzerine inşa edilen Türkiye ekonomisi temelleri sağlam bir şekilde büyümeye devam edecek. Bugünden sonra iş dünyası olarak hükümetimizle birlikte Türkiye yüzyılını, daha fazla yatırım, üretim, istihdam ve ihracatla sürdürerek, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ekonomi yönetiminin enfl asyonla mücadele, cari açık gibi önemli konularda kararlı adımlar atacağından ve üretim ve büyümenin kesintisiz biçimde devam etmesini sağlayacak politikaları uygulayacağından şüphemiz yoktur.
* İTO Başkanı Şekib Avdagiç: Deprem ve küresel yavaşlamaya rağmen yüzde 4 büyüme olumlu. Tüketimin yanı sıra kamu harcamaları da büyümeye destek vermiştir. GSYH'den işgücünün aldığı payın dikkat çekici biçimde artmış olması kapsayıcılık ve büyümenin kalitesinin iyileşmesi açısından olumlu bir gelişmedir. Diğer yandan, büyümeye ihracatın pozitif katkı vermesi için gerekli tedbirlerin alınması önem taşımaktadır.
* İSTİB Başkanı Ali Kopuz: Depremin etkilerinin hissedildiği ilk çeyrek için bu büyüme önemli. Yeni açıklanan ekonomik güven endeksinin 20 ayın zirvesinde çıkmasının da önümüzdeki dönem için umut verici. Öte yandan, tarım sektöründeki yüzde 3,8 küçülmenin endişe verici olduğu ortadadır. Bu rakam bize özellikle deprem bölgesinde tarımın aldığı darbenin doğuracağı sorunlara hızla müdahale etmemizin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.