TEPAV para politikası notu: “Programdan vazgeçilmez ise enflasyonda en kötü geride kaldı”
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından yayımlanan son Para Politikası Değerlendirme Notu'nda, mevcut ekonomik görünüm çerçevesinde politika faizinde herhangi bir değişiklik yapılmasına gerek olmadığı ifade edildi. Notta, programda bir değişiklik olmaması halinde enflasyonda başta baz etkisi olmak üzere düşüşlerin görüleceği belirtildi.
Haber Merkezi |Ankara / EKONOMİ
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından düzenli olarak hazırlanan Para Politikası Değerlendirme Notunda, mevcut görünümde politika faizinde değişiklik gerekmediği ve programdan değişiklik olmaması halinde başta baz etkisi olmak üzere enflasyonda düşüşler görüleceği belirtildi.
Buna karşılık notta programın başarısının artırılması için yapılması gereken unsurlar ve risklerin sıralandığı politika notunda, 2025’teki gelişmelere odaklanılması ve programın kapsamlı bir ekonomik programa dönüştürülmesi ihtiyacının giderek arttığı vurgulandı. TEPAV notunda önceki notlardan farklı olarak iletişim yönünde bir görüşe yer verilmesi dikkat çekti.
Ağustos ayı itibariyle enflasyondaki düşüş inancının yaygınlaşmasıyla politika faizinin düşürülmesinin gündeme geleceği belirtilerek, bu aşamaya gelindiğinde, politika faizine yönelik sadece Merkez Bankası’nın konuşması gerektiği belirtildi. Notta, “Politika faizi hakkında programı tasarlayan, tasarımın hayata geçmesi kararını alan ve programı uygulayanlardan sadece Merkez Bankası’nın yorum yapması, politika faiz kararının sadece enflasyondaki düşüş süreci çerçevesinde alındığına kamuoyunun ikna edilmesi açısından elzemdir. Merkez Bankası’nın açıklamaları dışındaki açıklamaların, para politikasının etkisini azaltıp, risk primini olumsuz yönde etkilemesi ihtimali çok yüksektir” denildi.
“Programdan vazgeçilmezse en kötüsü geride kaldı”
“Makroekonomik istikrarı sağlamayı amaçlayan mevcut programdan vazgeçilmedikçe, enflasyon açısından en kötü geride kalmıştır” denilen notta, bu yoruma baz etkisi, TL’nin reel değerlenmesi, TL mevduat faizlerinin yüksekliği ve bu ortamın enflasyonun düşeceği beklentisine olumlu katkısı, gelecek sözleşmelerin bu bekleyişe uygun hazırlanması olasılığının yol açtığına dikkat çekildi. Ekrem Cunedioğlu, Ali Çufadar, Fatih Özatay ve Burcu Aydın Özüdoğru’dan oluşan TEPAV Makroekonomi Çalışma Grubu tarafından hazırlanan notta yine mevcut görünümde, önceki notlarda de temel risk unsurları olarak sayılan; cari işlemler açığının normal yollardan finanse edilmesinde rezervlerdeki artış nedeniyle iyileşme işareti olduğu ancak deprem ve seçim öncesi alınan kararlar nedeniyle bütçe açığının, vergide yapılması planlanan düzenlemelere rağmen hala risk unsuru olmayı sürdürdüğü belirtildi.
Temel sorun hala inanç sağlama: Çözüm önerisi kapsamlı programı
TEPAV politika notunda yüzde 75 ile zirveye ulaşan enflasyonun 2024 ve 2025 hedeflerine nasıl ulaşacağı yönündeki program detaylarının belirsizliği olduğu uyarısı tekrarlanırken, 2024 için yüzde 40’lara düşeceği beklentisinin hakim durumda olduğu, bu nedenle kapsamlı program ve 2025 hedefine odaklanılması gerektiği kaydedildi.
Notta, “Enflasyon açısından en kötünün geride kaldığı değerlendirmesi, mayısta yüzde 75 ile zirveye ulaşan yıllık enflasyon ile karşılaştırılarak yapılan göreli bir değerlendirmedir. Artık, 2025 sonu için hedefl enen yüzde 14 düzeyine odaklanmak gerekmektedir. Enflasyonun bu düzeye sadece para ve maliye politikası ile yaklaştırılmaya çalışılması toplumsal maliyet açısından ele alındığında istenilir bir seçenek değildir. Programın mutlaka yeni bir kalkınma stratejisine dayalı yapısal tedbirlerle güçlendirilmesi gerekmektedir” değerlendirmesi yapıldı.
Kapsamlı programa yönelik yorumda, bu unsurun zihinlerde hala var olan “enflasyonla mücadelenin ne kadar süreceği” sorusunu da ortadan kaldıracağı yorumu yapıldı.
Kredi faizleri olması gerekenin üstünde
Enflasyonla mücadele için uzun vadede hukuk üstünlüğü, kamu harcama verimliliği, liyakat esaslı yapılanma, KOBİ’lerin eğitimi, Merkez Bankası, TÜİK, BDDK gibi kurumların özerkliğinin gibi yapısal düzenlemelerle desteklenmiş kapsamlı bir program önerilen TEPAV notunda, mevcut görünümdeki risk unsurları ve bunlara yönelik çözüm önerilerine yer verildi. Kredi piyasasındaki faizlerin enflasyonla mücadele açısından gerekli olan seviyenin üstüne çıkması nedeniyle, buna yol açan makro ihtiyati önlemlerin ortadan kaldırılması, dolar cinsinden kredilerin de önlemlere rağmen seviyesinin izlenmesi gereken noktada olduğu vurgulandı.
Bütçe açığının hem 2024 hem de 2025 için risk unsuru olmayı sürdürdüğü belirtilen TEPAV notunda, açığı azaltıcı önlemlerin devam etmesi, kamu maliyesine yapısal bir yaklaşımla düzenleme yapılması, hükümetin yönetilen-yönlendirilen fiyatları enflasyonla mücadeleyi destekleyici yönde ayarlaması önerildi. Para politikası aktarım mekanizmasını engelleyen tüm düzenlemelerin kaldırılması önerilen TEPAV notunda, Merkez Bankası swap stokunun tamamen eritilmesi, kredi piyasasının serbest işleyişini engelleyen idari kısıtların kaldırılması, TL’ni reel değerlenmesinin izlenmesi önerileri yer aldı.