TEB Genel Müdürü Leblebici: Yatırım yapılabilir notu 2026’da gelir
TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, enflasyon hariç, temel göstergelerde görünümün “iyi”’ olduğunu ifade ederek, bu durumda herhangi bir rating kuruluşunun Türkiye’nin notunu yükseltmemesinin düşük bir ihtimal olduğunu söyledi. Leblebici, programın devam etmesi halinde, Türkiye’nin kredi notunun 2026’da “yatırım yapılabilir ” seviyeye çıkabileceğini kaydetti.
Haber Merkezi |VAHAP MUNYAR – HAKAN GÜLDAĞ
Türk Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Ümit Leblebici, ekonomi gündemine ilişkin EKONOMİ’ye değerlendirmelerde bulundu. Leblebici, “Program böyle devam ederse 2026 yılında ülke notumuzun ‘yatırım yapılabilir’ seviyeye çıkabileceğini düşünüyorum” dedi. Türkiye’nin en önemli sorununun verimsizlik olduğunu vurgulayan Leblebici, “Eğer Türkiye şirket birleşmeleriyle verimliliği artırabilecek bir yapıya giderse hem yatırımın önünü açar hem de kapasitesini artırır” yorumunu yaptı.
Ümit Leblebici, “Temel göstergelere bakıldığında aslında Türkiye çok iyi duruyor. Bir data hariç, o da enflasyon. Borcun gayrisafi milli hasılaya oranı 25’e yaklaşıyor. Cari açıkta çok iyi durumdayız. 0 ile 10 milyar dolar arasındaki bir cari açık, Türkiye için çok da büyük değil” dedi. Leblebici, Merkez Bankası döviz rezervinin 2024 yılı Mart ayından beri toparlandığına dikkat çekip, beklentisini dile getirdi: “Herhangi bir rating şirketinin Türkiye’nin notunu yükseltmeme ihtimali düşük görünüyor. Program böyle devam ederse 2026’da ülke notumuzun ‘yatırım yapılabilir’ seviyeye çıkabileceğini düşünüyorum.” TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, sorularımızı yanıtlarken, makro ekonomik gelişmeler başta olmak üzere şu mesajları verdi:
-
BÜYÜSEK DE CARİ AÇIK ÇOK ARTMAZ
“Cari açıkta iyileşme sorgulanıyor. ‘Tekrar büyürsek tekrar açılacak’ deniyor. Buna çok katılmıyorum. Çünkü çok sayıda mekanizmanın birleşmesi sonucu üretilen bir ekonomi politikası var. O ekonomi politikası da cari açığın ani yükselmesini engelleyen bir yapıda. Enerji fiyatları çok kötü gitmiyorsa cari açık çok büyümeyecek. Ayrıca enerji yatırımları da artmış durumda. Yeşil enerji dönüşümleri, yani petrole bağımlılığı azaltacak yatırımlar artıyor. Yenilenebilir enerjinin toplam üretim kapasitesindeki payı yüzde 60’ı aştı. Buna nükleer de eklendiğinde enerjide dışa bağımlılık gittikçe azalacaktır.”
-
NOTUMUZ YÜKSELECEK
“Borçların gayri safi milli hasılaya oranındaki iyileşmede kur etkisi de var ama sonuçta oran yüzde 25. Yani, yüzde 70-90-100 değil. Böyle bir şey yok Türkiye’de. O nedenle Türkiye’nin borç ödeme kapasitesinde hiçbir problem yok. Buradan bir başka yere gidiyorum. 2024 yılı Mart ayından beri Merkez Bankası döviz rezervleri toparlandığı için herhangi bir uluslararası rating şirketinin Türkiye’yi “upgrade” etmeme, yani notunu yükseltmeme ihtimalini düşük görüyorum. 2025’te “upgrade”ler göreceğiz. Hatta eğer böyle gidersek 2026’da “investment grade” olacağımızı düşünüyorum. Eğer şu güne kadar uyguladığımız politikaları devam ettirirsek.”
-
YATIRIMA NİYETLENEN FİNANSMAN BULUR
“Bankacılık sektörünün kredi mevduat oranı düştü. Kredilere uygulanan aylık büyüme sınırı doğası gereği kredi mevduat oranının düşmesine sebep oldu. Bu, 2025’te daha az düşecek. Çünkü, 2024’te uygulama şöyleydi: Politika faizi 50 olduğu zaman aylık mevduatın getirisi yaklaşık 4 oluyor. Kredilerde de 2 olsa, büyümesi sadece yüzde 2 oluyor. Mevduat sürekli yüzde 4 büyüyor. Aslında oranı aşağıya getiriyorsunuz. YP’den dolayı 80’lerde yatay kalmış durumda. TL de aşağı geldi. 2025’te bu da değişecek. Çünkü, politika faizi aşağı gittikçe, aylık getiri de inecek. Demek ki 80’li bir yerlerde kalacağız. Bunun anlamı şu: Çok miktarda mevduat var ve bunun belirli bir kısmı krediye çevriliyor. Aslında büyüme ve yatırım yapma niyetinde olan sektörler için finansman bulma problemi olmaması lazım. Teorisini konuşuyorum. Çünkü, bankalar topladıkları mevduatı krediye çevirecek. Niye çevirmiyor? İşte zorunlu karşılık uygulamalarından dolayı daha temkinli gidiyoruz. Buna sınırlar da geldi.”
-
TÜRKİYE’NİN BÜYÜK PROBLEMİ VERİMLİLİK
“Ülkemizde en büyük problem verimlilik. Hâlâ verimli çalışmayan bir yapıdayız. Doğası gereği son 3 yıldır yatırım yapma ihtiyacı azaldı. Neden? Önceki negatif reel faiz ortamı, yatırımlarını ertelesen de yani daha az verimli olsan da kârlılığını sürdürmeye yardımcı oldu. Bir senedir pozitif reel faize döndük. Pozitif reel faiz ortamında artık verimliliğin konuşulması gerekiyor. Yatırımlarda verimliliğin sağlanması gerekiyor. O verimlilikle pozitif reel faizdeki kâr marjını tekrar yukarıya götürmeye çalışman gerekiyor. Bunu yapabilecek firmalar var. Verimli çalışmayan çok sayıda firma da var. Eğer Türkiye şirket birleşmeleriyle verimliliği artırabilecek bir yapıya giderse hem yatırımın önünü açar hem de kapasitesini artırır. Böylelikle toplam verimlilik artar.”
■ Bireysel tarafta sıkıntı yaşanıyor
TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, “bireysel tarafta” sıkıntı olduğunu, bunu da anormal görmemek gerektiğini kaydedip, şöyle sürdürdü: “Ücret artışları 6 ayda bir geliyor. Enflasyon lineer gidiyor, yani her ay yukarı gidiyor. 6 ayda bir siz ücreti ayarlayana kadar kişilerin alım gücü düşüyor. Bireylerin her ay alması gereken gıda, ödemesi gereken okul taksiti, ödemesi gereken borcu var. Ücret artışı gelene kadar oralarda sıkışma yaşanıyor. Bu işin matematiği gereği böyle oluyor. Bu düzelir mi? Yavaş yavaş bir platoya oturur. Çünkü, enflasyon aşağı çekildikçe bunun bir platoya oturma şansı da artar. Enflasyonda 25 düzeyinde kalırsak yılın ikinci yarısından itibaren yataylaşma görürüz. İlk altı ay bireyler açısından biraz sıkıntılı geçer diye düşünüyorum.
Türk Ekonomi Bankası Genel Müdürü Ümit Leblebici (ortada),EKONOMİ Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ (sağda) ile Genel Koordinatör Vahap Munyar’ı makamında kabul ederek başta bankacılık sektörü ve uygulanan dezenflasyon programı olmak üzere Türkiye ekonomisine ilişkin görüş ve değerlendirmelerini paylaştı.
■ Bölgesel gelişmeler ülkemiz lehine, tek koridor var: Türkiye
TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, sohbetimizde faizin seyri konusuna pek girmek istemediğini belirtip, gerekçesini şöyle açıkladı:
- “Çünkü, faiz konusunda asimetrik bilgi seti var. Merkez Bankası bir data topluyor. Biz de topluyoruz ama Merkez Bankası herkesten, her sektörden data alıyor. Faiz indirimi kendi kararı. Bu bir yönetim biçimi ve sanat. Merkez Bankası kendi stratejisinin içinde karar veriyor ama enflasyonun gidişi yüzde 25’e doğru. Böyle baktığımızda bankacılık sektörünün tekrar büyümeye yardımcı olabilecek kapasitesi var. Kredileri harekete geçirebilir. Yatırımlar örelenmişti. Arık ötelenecek vaziyette değil.”
NO FLYZONE MAP: Ümit Leblebici, bölgesel gelişmelerin Türkiye’nin lehine olduğunu vurgulayıp, şu değerlendirmeyi yaptı:
- “Genelde soru şöyle geliyor: Sağınızda, solunuzda olan ülkelerdeki gelişmeler sizi nasıl etkileyecek? Buna cevap verecek çok güzel bir harita var: NO FLY ZONE MAP… Uçaklar nereden geçemiyor? Bakıyorsunuz, Ukrayna’dan geçemiyor, savaş var. Rusya’dan geçemiyor, savaş var. Suriye’den geçemiyor. Irak’tan geçemiyor. İran’dan geçemiyor. Afrika’ya gidiyorsun, Etiyopya, Somali rahat geçirmiyor. Bu haritayı anlatırken şu başlığı atıyorum: Kim Batıdan Doğuya gidecekse, Doğudan Batıya gidecekse Türkiye üzerinden geçmek durumunda. Tek koridor Türkiye. Başka yönden de gidilebilir elbette ama epey dolaşmak gerekli ve pahalı.”
THY HEP DOLU, ÇÜNKÜ: Ümit Leblebici, Türkiye’nin bölgede “tek koridor” rolünün THY’nin doluluk oranlarını yükselttiğinin altını çizip, şöyle konuştu:
- “THY’nin, İstanbul Havalimanı’nın hep dolu olması sürpriz değil. Çünkü, en etkili ve hızlı yol Türkiye koridoru. Politikada da böyle. Kim Batı ile Doğu arasına gidecekse, kim Kuzey ile Güney arasında bir yere gidecekse Türkiye’ye uğramak durumunda. Bundan sonrası bizim burayı nasıl yöneteceğimize bağlı. Ben gelişmeleri pozitif görüyorum. Bölgede bir takım değişimler oldu. Türkiye bu süreci iyi yönetirse hem Ukrayna-Rusya arasındaki ilişkilerde hem de Suriye ilişkilerinde ilerleme fırsatı, ekonomik olarak da pazar genişletme fırsatı bulur.”
■ Şirket birleşmelerini teşvik etmek gerekiyor
TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, Türkiye’de şirket birleşmelerini teşvik edecek düzenlemelere ihtiyaç olduğunu belirtip, şunları anlattı: “Toplam verimliliği artırmak için şirket birleşmeleri gerekiyor. Geçmiş üç dönemi çok iyi değerlendirip sermaye olarak güçlenmiş, borcunu azaltmış ve yeni yatırım kapasitesine sahip şirketler oldu. Bu dönemi çok iyi geçirmemiş, tasarrufa da önem vermemiş, negatif faizle kendini yaşatmış ama geleceğe hazırlanmamış şirketler de oldu. Toplam üretkenliği sağlayabilmek için şirketleri birleştirelim, birleşmeye özendirelim ve üretimi artıralım. Türkiye bunu yapacaktır diye düşünüyorum. O yönde bir eğilim görüyorum. Sonuçta yatırımlar bir dönem ertelendi. Artık ertelenebilecek durumda değil. Önümüzdeki 2-3 yıl iyi iş yapıp büyümek istiyorsan muhakkak yatırım yapacaksın. Bence kaçınılmaz hale geldi.”
■ 2024, enflasyonda başarılı geçen yıl oldu
TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, Türkiye’nin enflasyonda 2024’ü “başarılı” geçirdiğini savundu, bu görüşünü şöyle ortaya koydu: “Hedeflerden hafif sapmalara rağmen çok başarılı bir yıl olduğunu düşünüyorum. Neden? Biz şunu konuşuyoruz. Yıllık enflasyon yüzde 44.38. Aslında aylık enflasyona bakmak gerekiyor. Çünkü, yıllık enflasyonda 2024’ün ilk 3 ayı var. Mart’a kadar olan bir dönem var. Halbuki Ağustos ayından itibaren, hatta Haziranda ilk işaretlerini gördük, aylık enflasyon ortalamada yüzde 2-2.5’lere inmiş durumda. Yüzde 2’lerde seyreden bir enflasyonu yıllıklandırırsanız zaten yüzde 26-27 olur. Aralık ayı da yüzde 1’li düzeyde çıktı. Ocak daha yüksek gelir büyük ihtimalle. Ocak ayının yüksek çıkacak olmasının başka bir sebebi var, yeniden değerleme artışları. Ayrıca asgari ücret artışından gelen enflasyon ocak ayına yansıyacak. O da bir kerelik olacak diye düşünüyorum. Kısmen Şubatta da etkisi olabilir. Merkez Bankası’nın hedefi ortalama yüzde 21. Biz, 2025 yılında enflasyonun üst bandını yüzde 26-27 arasında bir yerde bekliyoruz. Mart sonrası enflasyonda aşağı geçişleri göreceğiz.”