Hedefe ulaşılacak mı? Tahmini 2 puan artıran TCMB 'endişe tarafında'
Yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 38’e çıkaran Merkez Bankası’na göre, beklentinin üzerine çıkan 4 puanlık artışın telafisi, ek sıkılaştırmayla dahi mümkün görünmüyor.
Haber Merkezi |Maruf BUZCUGİL – Mehmet KAYA
ANKARA – Merkez Bankası, enflasyon raporunun ikincisinde, yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 36‘dan yüzde 38’e yükseltti. Banka, tahmin aralığının alt bandını da yüzde 32’den yüzde 34’e yükseltirken, tahmin aralığını yüzde 34-42 bandına çekti. Hem enflasyon raporunda, hem de Başkan Fatih Karahan’ın konuşmalarında, o arada Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay’ın söz aldığı bölümde Merkez Bankası’nın yılın ilk çeyreğinde tahminlerinden daha yüksek bir enflasyon görünümü oluşmasından dolayı “temkinli duruş”, “tehlike sektöründe (konumunda) yer alma” vurgusu dikkati çekti. Emekli ücretleri dahil çok sayıda göstergeye etki edebilecek yıllık enflasyonun zirve noktasına ulaşacağı ve baz etkisiyle düşmeye başlayacağı Mayıs ayına da vurgu yapan Fatih Karahan, Mayıs ayındaki enflasyon zirve noktası tahminlerinin yüzde 72-74 olduğunu, bunun önceki tahminlerinin üzerinde olduğunu kaydetti.
Merkez Bankası, 2024 yıl sonu enflasyon tahminin yüzde 36’dan yüzde 38’e yükseltirken, tahmin aralığını yüzde 34-42 olarak belirledi. 2025 için yüzde 14 enflasyon tahmini ve yüzde 7-21 tahmin aralığı korundu. 2026 için de yüzde 9 hedefi değiştirilmedi.
“Ne gerekiyorsa yapacağımızı gösterdik”
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, hem konuşmasında, hem de soru-cevap bölümünde, talep kaynaklı olarak yılın ilk çeyreğinde tahminlerinin ötesinde bir enflasyonla karşılaştıklarını ve görünümün bozulduğunu vurguladı. Mart ayında yapılan miktarsal sıkılalaştırmayla desteklenmiş faiz artışının bu anlamda olumlu sonuçlanan bir müdahale olmasına karşılık, enflasyona yaklaşık 4 puanlık bir ilave artış geldiğini, bunun tamamını yıl sonu tahminine yansımadığını ve baz senaryoda yıl sonu tahminlerini yüzde 38’e yükselttiklerini kaydetti. Yıl sonu tahmininde, dış talepte bir miktar artış olacağı beklentisinin de etkili olduğunu anlattı.
Enflasyondaki görünümün bozulmasında talep gelişmelerine birkaç defa vurgu yapan Fatih Karahan, özellikle asgari ücret ve yönetilen-yönlendirilen fiyatlar, kamu maliyesindeki tasarrufa yönelik sorulara ilave faiz artışını ima eden sıkılaşmada kararlılık mesajlarıyla yanıt verdi. Karahan, programın çeşitli yönlerden baskı altında kalması ve enflasyonla mücadeleyi etkileyebilecek kararlar karşısındaki tavırlarına yönelik bir soruya yönelik, “Ne gerekiyorsa yapacağımızın sinyalini her zaman verdik. Piyasaların beklediğinden çok daha fazla miktarda sıkılaştırma yaptık ve dezenflasyon konusunda ne kadar ciddi olduğumuzu gösterdik" diye konuştu.
Fatih Karahan, kamudan dezenflasyon sürecindeki ücret, fiyat, tasarruf gibi adımlara yönelik beklentilerine yönelik soruya da “Ücretler konusunda yetki mercii değiliz fakat, hükümetin çeşitli kanallarından yapılan açıklamalar var. Enflasyonun öncelikli olduğu, dezenflasyonun sağlıklı şekilde tesis edilmesi gerektiği, yönetilen-yönlendirilen fiyat belirlemelerine riayet edileceği yönünde. Hedef ve tahminleri bu varsayımlarla oluşturduk. Riskler, her zaman var, sadece bu konuda değil, genel olarak risklerden net şekilde bahsediyoruz. Görünümde bozulma halinde ne yapacağımızı daha önce de gösterdik, bu konuda duruşumuz net” yanıtını verdi.
Merkez Bankası aylık enflasyona bakmaya devam edecek
Merkez Bankası Başkanı, Mayıs ayı sonu itibariyle geçiş sürecinin tamamlanacağı ve dezenflasyon döneminin başlayacağını vurguladığı konuşmasında, başarı göstergesi olarak mevsimsellikten arındırılmış aylık çekirdek enflasyon eğilimini izleyeceklerini kaydetti. Karahan, yaz aylarında baz etkisiyle önemli bir düşüş olacağını belirterek, “Esas başarı göstergesi aylık enflasyonun öngördüğümüz çerçevede düşmesi olacak, o sayede kalıcı düşüşü, o sayede 2025 hedefine ulaşabiliriz. Çünkü program, sadece bu seneye değil, gelecek seneye yönelik de hedefimiz var. Eğilimi anlamak için sadece TÜFE’ye değil ve sadece B ve C endeksleri değil, çok sayıda 5-6 kapsamlı analizlerimiz var. Bunların mevsimsellikten arındırılmış 3 aylık ortalamalarına ve talep koşullarına bakarak enflasyon görünümünü oluşturuyoruz. Nisan ayında B ve C endeksi 3,1 seviyesindeydi, Mayıs’ta bundan biraz daha az, 3’ün altında olacağına inanıyoruz. Haziran ayı itibariyle de düşmeye devam edecektir” yorumunu yaptı.
Kredi genişlemesi, KKM ve TL’ye geçiş
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, raporu tanıtırken kredi genişlemesi ve talepteki azalmaya yönelik gelişmelerin sıkı para politikasının etkisini göstermesiyle iyileşmeye başladığını ve dezenflasyon sürecini destekleyici seviyelere geldiğini kaydetti.
Kur Korumalı Mevduat ve TL’nin güçlenmesine yönelik olarak ise Karahan, KKM’den kademeli ve özellikle TL’ye geçişi destekleyecek bir çıkışı önemsediklerini, hali hazırdaki yaklaşık 70 milyar dolarlık KKM hesabının yüzde 95’inin döviz dönüşümlü olduğunu vurguladı.
Merkez bankası rezervi, ihracat ve sıcak para tartışmaları, likidite yönetimi
Türkiye’ye sıcak para girişi tartışmalarına neden olan swap limitlerinin kaldırılması, TL’nin reel olarak değerlenmesine ilişkin ayrı ayrı soruları da yanıtlayan Karahan, Merkez Bankası’nın politika olarak kur tahmin ve hedefi olmadığını, yabancı ilgisinin artışıyla ilgili kısma yorum yapmadan değindi. TL’nin reel olarak değerlenmesinin cari açık ve ihracata yönelik endişelerin hatırlatılması üzerine de ihracatı destekleyecek ana unsurun yurt dışı talep olduğunu, TL’nin değerinin etkisinin sınırlı olduğu yanıtını verdi.
Karahan, Merkez Bankası’nın swap hariç net rezerve geçiş konusunda bir net dönem yaklaşımı olmamakla birlikte, rezerv artırmaya devam etmek istediklerini, zaman zaman fırsat oluştukça da rezerv birikme yoluna gittiklerini; bu ve başka yollarla oluşan TL likiditesini de başladıkları depo ihaleleriyle çektiklerini kaydetti.
Likidite yönetiminin öneminin sürdüğünü kaydeden Karahan, bir başka soru üzerine depo ihaleleri yanında kalıcı sterilizasyonun zorunlu karşılıklarla olduğunu, buna ihtiyaç görmediklerini, likidite fazlalarının dönemsel olduğu görüşünde olduklarını anlattı.
Merkez Bankası Başkanı swap limitlerinin kaldırılmasına “mesafeli” yaklaştı
Fatih Karahan, bankaların ve yabancı finans kuruluşlarına yönelik swap limitleri ve kısıtlarının kaldırılıp kaldırılmayacağı sorusuna, bu konunun BDDK’nın yetkisinde olduğunu belirtmekle birlikte, mesafeli bir duruş sergileyerek, “Şu anda bankacılığın özkaynakları üzerinden bir sınırlama var, vadeye göre kısıtlamalar var. Bunu BDDK oturup değerlendirirse kendileri gerekli görürse açıklama yapabilir, görüş sorulursa da görüş bildirmeye hazırız ama genel olarak ihtiyat demiştik, endişe sektörü demiştik, yani kırılganlıkları çok artırmayacak şekilde hareket etmekte fayda olduğunu düşünüyorum” dedi.
Yıl sonu tahmininin değişmesinin nedenleri
Merkez Bankası Başkanı Karahan, yıl sonu tahminlerinin değişmesinde ana rolün yılın ilk çeyreğinde gerçekleşen genel görünüm bozulması olduğunu belirtti. Bunda makroekonomik gelişmelerin ana belirleyici olduğunu, yüksek talebin negatif etki ettiğini ancak sıkı para politikası-maliye politikası eşgüdümünün bunu bir miktar dengeleyeceği senaryosunu baz aldıklarını kaydetti. Yüksek talep nedeniyle oluşan çıktı açığının (ekonomik büyüme yönlü) 0,4 puan artı, TL cinsi ithalat fiyatları, gıda enflasonu ve yönetilen fiyatların 0,2 puan düşüşe yol açtığını kaydetti.
Karahan, enflasyonun ana eğiliminin izleneceğini, bunda da iç talep ile ithalat ile finansal koşulların etkisini göreceklerini, diğer unsurun ise enflasyon beklentileri olduğunu anlattı
Konut ve kiracılara yönelik yorum
Merkez Bankası enflasyon raporunda hizmetler sektöründeki fiyatlamaya yönelik katılıklara dikkat çekildi. Bu sektördeki fiyatlama davranışlarının bozulduğu ve enflasyonu yukarı yönlü çeken en önemli unsurlardan biri olduğu anlatıldı. Merkez Bankası Başkanı Karahan da özellikle konut fiyatlarındaki artışın gecikmeli olarak kiralara etki ettiğini, bunun da hizmetler sektöründeki fiyat yükselişlerinin gerekçelerinden biri haline geldiğini vurgularken, son dönemde konut fiyatlarındaki istikrarın kiralara da yansımasını beklediklerini anlattı.
Çufadar, “9 günde 23 milyar dolar fon geldi, Sıcak para konusu tartışılacak”
TEPAV Makroekonomi Politikaları Direktörü Ali Çufadar, enflasyon tahmininin yüzde 38’e yükseltilmesinin makul olduğunu, 2025 için tahminin de yıl sonunda yükseltileceğini tahmin ettiğini belirterek, yüzde 40’ın altında bir 2024 enflasyonu öngördüğünü kaydetti.
Gelecek dönemde sıcak paranı yönetiminin önem taşıdığını belirten Çufadar, yabancı profesyonellerin TL’nin reel olarak değerli kalmasına kesin gözle baktığını belirterek şu yorumu yaptı:
“Yabancı profesyoneller, TL’nin biraz değerlenmesini bekliyorlar anladığım kadarıyla. Kur istikrarlı giderse, itibarda da artış olacağını tahmin ediyorum. Sıcak para önemli konu hale gelecektir önümüzdeki dönemde. Çünkü son günlerde yoğun bir para girişi var, son 9 iş gününde 23 milyar dolar, ortalamada her gün 2.6 milyar dolar para girişi oldu.
Yabancılar, şunu görüyorlar: Faizin yüksek olduğunu, Merkez Bankasının enflasyonu TL’nin reel olarak değerlendirerek enflasyonu düşüreceklerini düşünüyorlar ve ciddi bir kar olduğunu değerlendiriyorlar. Cumhurbaşkanı desteğiyle birlikte, sıkı para politikasını görüyorlar. Önümüzdeki dönem TL’nin reel değerlenmesi baz senaryoda makul görünüyor, Merkez Bankası güçlük de çıkarmayacaktır. Bu sıcak para nasıl yönetilecek, yan etkileri ne olacak, Merkez Bankası likiditeyi nasıl yönetecek, mevcut kur rejimini nasıl yönetecek, nasıl devam ettirecek. Swap artırılsın diye yabancıların ve bankaların talepleri var. Swap artırılırsa buna bakılacak. Faiz enflasyondan yüksek olacak, kur artışı da enflasyondan düşük olacak, eğer enflasyonu düşürmek istiyorsanız. Profesyoneller buna bakıyor. Kişisel olarak, BDDK’nın swap limitleri hakkında çok dikkatli hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum.”