Orta Vadeli Program açıklandı: Enflasyon beklentisi yükseldi; dolar/TL tahmini düştü

2025-2027 dönemini kapsayan yeni "Orta Vadeli Program" açıklandı. 2024 enflasyon hedefi yüzde 41,5’a revize edildi. Geçen yıl 15,2 olarak belirlenen 2025 enflasyonu da yüzde 17,5’e yükseltildi. 2026 için ise önceden yüzde 8,5 olan hedef, yüzde 9,7’ye yükseltildi. 2024 büyüme tahmini ise, yüzde 4’ten yüzde 3,5’e çekildi; önceki programda 2025 için 4,5 olan tahmin de yüzde 4’e indirildi. Dolar/TL tahmini, 2024 için 36,8 seviyesinden 33,2'ye; 2025 için 43,9 seviyesinden 42'ye revize edildi.

Haber Merkezi |

ANKARA (EKONOMİ)

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2025-2027 dönemi Orta Vadeli Programı'nı açıkladı. 2024 enflasyon hedefi yüzde 41,5’a revize edildi. Önceki OVP’de bu oran yüzde 33 düzeyindeydi.

Önceki OVP’de yüzde yüzde 15,2 olarak belirlenen 2025 enflasyonu da yüzde 17,5’e yükseltildi. 2026 için ise önceden yüzde 8,5 olan hedef, yüzde 9,7’ye yükseltildi.

2024 büyüme tahmini yüzde 4’ten yüzde 3,5’e çekildi. Önceki programda 2025 için 4,5 olan tahmin de yüzde 4’e indirildi. 2026 büyümesi de 0,5 puan indirilerek yüzde 4,5 olurken, 2027 ise yüzde 5 olarak hedeflendi. Böylece, önceki program tahmin ufkundaki bütün büyüme oranları 0,5 puan aşağı çekilmiş oldu.

Kişi başına gelir 2024 sonunda 15 bin doların üstünde tahmin edildi

2024 sonunda milli gelirin 1 trilyon 331 milyar dolar, kişi başına gelir de 15 bin 550 dolar olarak belirlendi. Önceki OVP’de kişi başı gelir 2024 sonunda 12 bin 875 dolardı.

Bütçe açığı GSYH’ye oranla 2024 yılı sonunda yüzde 4,9 olarak hedeflendi. Önceki tahmin yüzde 6,4 düzeyindeydi. Önceki oran yüzde 6,4 seviyesindeydi. Bütçe açığının öngörülenden daha düşük gerçekleşeceği daha önce açıklanmıştı. 2025 için bütçe açığının GSYH’ye oranı yüzde 3,1 olarak belirlendi.

2024 yıl sonu ihracat tahmini azaltıldı

OVP’de 2024 yılı ihracatının 264 milyar dolar olacağı tahmin edildi. Önceki tahmin 267 milyar dolar düzeyindeydi. İthalatta ise azalma tahmini daha yüksek oldu. Önceki programda 372,8 milyar dolar olan ithalat tahmini, yeni programda 345 milyar dolar olarak tahmin edildi.

2024 yılında ihracatın 264 milyar dolara yükselmesi, ithalatın ise 345 milyar dolara düşmesi beklenmektedir. Program dönemi boyunca, ihracatın kademeli olarak artarak 2027 yılı sonunda 319,6 milyar dolara ulaşması, ithalatın ise 417,5 milyar dolara çıkması öngörülmektedir. Bu veriler, dış ticaret açığımızın kademeli olarak daralacağını ve ekonomimizin ihracat odaklı büyüme stratejisinin güçleneceğini göstermektedir.

Cevdet Yılmaz'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

OVP, merkezi yönetim bütçesinin hazırlık sürecini başlatmaktadır. OVP'de üç yıllık döneme ilişkin makroekonomik politika çerçevesi ve hedefler ile öncelikli reform alanları ve takvimi yer almaktadır.

Programın ilk yılında uygulanacak politikalara ve somut tedbirlere ayrıntılı olarak 2025 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda yer verilecektir.

Tahminler büyük oranda geçerliliğini koruyor

Son bir yılda temel makroekonomik göstergelerdeki öngörü ve hedefler önemli oranda gerçekleşmiş olup mevcut tahminler büyük oranda geçerliliğini korumaktadır.

Dengeli büyüme politikamızla uyumlu olarak büyümenin kompozisyonunda yurt içi talebin katkısı azalırken, cari işlemler açığı beklentilerimizin de altına gerilemiştir. İstihdam artışları hedeflerimizin üzerinde gerçekleşmektedir.

Bütçe açığındaki görünüm, kamu harcamalarında etkinliği artırıcı önlemlerle öngörülenden daha olumludur.

Dezenflasyon süreci başladı

Öngördüğümüz takvime uygun olarak dezenflasyon sürecinin etkileri 2024 yılı Haziran ayından itibaren başlamıştır. Bu tarihten itibaren enflasyon oranında 23,5 puanlık bir düşüş kaydedilmiştir.

Büyüme kompozisyonundaki dengelenme ile birlikte cari işlemler dengesi, beklentilerimizin de altına gerileyerek olumlu bir tablo çizmiştir. İstihdam alanında ise iktisadi faaliyetteki dengelenme eğilimine rağmen, işsizlik oranları hedeflerimizin de ötesinde bir iyileşme göstermiştir.

Kamu harcamalarında etkinlik ve verimlilik arttıkça, bütçe açığı da tahminlerimizden daha olumlu bir seyir izlemiştir. Bu durum, kamu maliyesinin sürdürülebilirliğine katkıda bulunmuştur.

Ayrıca, makroekonomik göstergelerdeki bu olumlu gelişmeler, yatırımcıların ülkemize olan bakışını da olumlu yönde etkilemiş, kredi notları ve ulusal rezervlerimiz artarken, ülkemizin risk primi düşmüştür.

Geçiş döneminin tamamlandığını ve dezenflasyon döneminin başladığını görebiliyoruz. Ağustos verileri dezenflasyon sürecinin etkili olmaya başladığını gösteriyor, Eylül ve sonrasında da bu eğilimin sürmesini bekliyoruz.

Son bir yılda istihdam güçlü artışını sürdürürken işsizlik oranları önemli düzeyde gerilemiştir.

Dış ticaret dengesinde iyileşme sürüyor

2023 yılının Aralık ayı itibarıyla, cari işlemler açığının milli gelire oranının yüzde -4,0 seviyesine gerilediğini görmekteyiz. Bu düşüş, yılın ikinci yarısında alınan önlemler ve gerçekleştirilen ekonomik reformların etkisiyle dış ticaret dengesinde sağlanan iyileşmeleri göstermektedir. Son olarak, 2024 yılının Haziran ayı itibarıyla cari işlemler açığı daha da gerileyerek milli gelirin yüzde 2,2'sine düşmüştür. Böylelikle, Türkiye ekonomisinin dış finansman ihtiyacının azaldığını ve dış ticaret dengesinde sağlanan iyileşmenin devam ettiğini görmekteyiz.

Cari işlemler açığındaki bu gerileme, ekonomimizin dış şoklara karşı direncinin arttığını ve sürdürülebilir bir dış ticaret dengesine doğru ilerlediğimizi göstermektedir.

TL'ye güven arttı

TL'ye olan güven geçtiğimiz yıl süresince önemli oranda arttı. TL mevduatların toplam mevduatlar içindeki payı ciddi bir yükseliş kaydetti. KKM 47,8 milyar dolara kadar düştü. KKM mevduatlarının payına baktığımızda, yıl ortalarında yüzde 30’lara yaklaşan oran, Ağustos 2024'te yüzde 10,1'e gerilemiştir.

Aynı dönemde, yabancı para (YP) mevduatlarının payı ise Ocak 2023'te yüzde 44,4 seviyesinde iken, Ağustos 2024'te yüzde 36,3 seviyesine gerilemiştir.

Rezervler artıyor

Brüt uluslararası rezervlerimizin 26 Mayıs 2023 tarihinde 98,5 milyar dolar seviyesinden 23 Ağustos 2024 tarihinde 150,4 milyar dolara yükseldiğini görmekteyiz. Bu, rezervlerimizde 52 milyar dolarlık bir artışı ifade etmektedir.

Risk primi ise, Mayıs 2023'te 703 baz puan seviyesindeyken, 3 Eylül 2024 itibarıyla 283 baz puana gerilemiştir.

Bütçe dengesi büyük önem taşıyor

Bütçe dengesi, kamu maliyesinin sürdürülebilirliğini ve ekonomik istikrarı sağlamak adına büyük önem taşımaktadır.

2003-2023 yılları arasında bütçe dengesi ortalama olarak GSYH’nin yüzde 2,6’sı seviyesindeydi. 2023 yılı için Bütçe Kanunu ile öngördüğümüz bütçe açığı yüzde 3,5 iken yaşanan deprem felaketi ve bunun ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinin yansımasıyla Eylül ayında OVP’de yüzde 6,4 oranında bir bütçe açığı öngörülmüştür.

Reform sürecinde ilerleme sağlandı

2024 yılının ilk yarısında 36 tedbirin planlandığı ve bunlardan 24'ünün başarıyla tamamlandığı görülmektedir. Bu da, reform sürecinde belirlenen hedeflere büyük oranda ulaşıldığını ve OVP kapsamında önemli adımların atıldığını göstermektedir.

Temel amaç enflasyonu tek haneye düşürmek

2025-27 dönemi programının temel amacı enflasyonun kademeli olarak tek haneye düşürülmesi, büyüme potansiyelinin enflasyon baskısı oluşturmadan yükseltilmesi. 2025-27 döneminde para, maliye ve gelirler politikalarının güçlü eşgüdümle çalışması sağlanacak.

Yapısal reformlarla verimliliğe dayalı yatırım, istihdam, üretim ve ihracat artırılacak. Gelirin tüm kesimlere adil bir şekilde dağılımı sağlanacak. Orta-üst gelir grubundan üst gelir grubuna çıkılmasını sağlayacağız.

OVP dönemindeki öncelikli reform alanları

İlk olarak, Makroekonomik ve Finansal İstikrarın Kalıcı Hale Getirilmesi hedefimiz bulunmaktadır. Bu reform alanı, enflasyonun kalıcı olarak tek haneye düşürülmesi, kamu maliyesinin disiplin altına alınması ve finansal istikrarın sağlanması gibi unsurları kapsamaktadır. Ekonomimizin dış şoklara karşı daha dirençli olabilmesi için güçlü bir makroekonomik temel oluşturmak önemlidir. Kamu Mali Reformlarının Hayata Geçirilmesi ise, kamu harcamalarında etkinliğin artırılması, bütçe disiplininin sağlanması ve kamu borcunun yönetilebilir seviyelere çekilmesi gibi adımları içermektedir. Bu reformlar, kamu maliyesinin sürdürülebilirliğini artırarak uzun vadeli ekonomik istikrarı destekleyecektir.

Bir diğer öncelikli alan, Ar-Ge ve Yenilikçilik Kapasitesinin Geliştirilmesidir. Bu, ekonomimizin yenilikçilik kapasitesini artırarak yüksek katma değerli üretimi teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Ar-Ge yatırımlarının ve yenilikçi projelerin desteklenmesi, Türkiye'nin rekabet gücünü artıracak ve teknoloji odaklı bir büyüme modeline geçişini hızlandıracaktır.

Yeşil ve Dijital Ekonomiye Geçişe Yönelik Teknolojik Dönüşümün Sağlanması da önceliklerimiz arasında yer alıyor. Bu alan, sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda çevre dostu üretim yöntemlerinin ve dijitalleşmenin yaygınlaştırılmasını kapsamaktadır. Bu adımlar, hem çevresel sürdürülebilirliği hem de ekonomik verimliliği artıracaktır. Ayrıca, Beşeri Sermayenin Güçlendirilmesi ve İşgücü Piyasasının Etkinleştirilmesi reformlarıyla, iş gücünün niteliğini artırmayı ve istihdam oranlarını yükseltmeyi hedefliyoruz. Eğitim ve beceri geliştirme programlarına yatırım yaparak, işgücümüzü geleceğin ihtiyaçlarına hazırlamayı amaçlıyoruz.

İş ve Yatırım Ortamının İyileştirilmesine Devam Edilmesi de bir diğer önemli alan olarak karşımıza çıkmaktadır. İş yapma kolaylığının artırılması, yatırımcı dostu politikaların sürdürülmesi ve bürokrasinin azaltılması ile ekonomimizin rekabet gücü artırılacaktır.

Son olarak, Ekonomide Kayıt Dışılığın Azaltılması da kritik bir reform alanıdır. Kayıt dışı ekonomiyle mücadele ederek, haksız rekabeti engellemeyi, vergi tabanını genişletmeyi, vergi adaletini sağlamayı ve kamu gelirlerini artırmayı amaçlıyoruz.

Büyüme, dezenflasyonla uyumlu

Büyüme patikası dezenflasyon süreciyle uyumlu. Büyüme patikası, enflasyonist baskı oluşturmadan sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı hedefleyen bir yaklaşımla oluşturuldu. Kısa vadede enflasyonla mücadele büyüme üzerinde geçici etkiler yapsa da, orta ve uzun vadede iki hedef uyumlu.

EKONOMİDE TAHMİNLER

Büyüme

OVP'de GSYH beklentisi 2024 için yüzde 3,5 (Önceki yüzde 4), 2025 için yüzde 4 (Önceki yüzde 4,5), 2026 yılı yüzde 4,5 (Önceki yüzde 5), 2027 yılı yüzde 5

Kişi başına milli gelir

Kişi başına milli gelirin 2024'te 15.551 dolar, 2025'te 17.028 dolar, 2026'da 18.990 dolar ve 2027'de 20.420 dolar olması hedefleniyor.

İşsizlik

OVP'de işsizlik oranı beklentisi 2024 için yüzde 9,3 (Önceki yüzde 10,3), 2025 için yüzde 9,6 (Önceki yüzde 9,9), 2026 yılı yüzde 9,2 (Önceki yüzde 9,3), 2027 yılı yüzde 8,8

Dolar/TL kuru

OVP hesaplamasında kullanılan ortalama dolar/TL tahmini 2024 için 33,2, 2025 için 42, 2026 için 44,4 ve 2027 için 46,9

Enflasyon

OVP'de TÜFE beklentisi 2024 için yüzde 41,5 (Önceki yüzde 33), 2025 için yüzde 17,5 (Önceki yüzde 15,2), 2026 yılı yüzde 9,7 (Önceki yüzde 8,5), 2027 yılı yüzde 7

SORU-CEVAP

Enflasyon ve büyümede revizyon

TCMB ve OVP enflasyon uyumu için TCMB’nin tahmin aralığındaki bir revizyon. Merkez bankasıyla istişare ettik. Bütüncül bir stratejimiz var uyuma hassasiyetle yaklaşıyoruz. Hedefler ve gerçekleşmeler bir miktar değişebilir. Önemli olan doğrultudur. Revizyon olmaması anormal olur. 1 yıl önce yapılan tahminde sapma olmaması gariptir.

Büyümede revizyonda öngöremediğimiz gelişmeler söz konusu, bir etki de TÜİK’te revizyondan kaynaklı. Bazın büyümesi olumsuz yönde gerçekleşti. Sıkıntılı geçici dönemler olabilir. Büyüme enflasyondan bir miktar etkilenebilir. Enflasyonun düştüğü ortamda öngörülebilirlik artmış olur, yatırım iyileşir. Yaptığımız da çok büyük bir revizyon değil. Dezenflasyon politikasına rağmen büyümemizi dengede tutmaya çalışıyoruz. Büyümede iç talep yönlü katkıların dengeli olduğu, ama dış taleple görülen büyüme kompozisyon önceliğimiz.

Dolar/TL hesaplaması

Kurla ilgili konuya açıklık getirmekte fayda var. Dalgalı kur rejiminde ne bir kur hedefimiz, ne de bir kur tahminimizi var. Esas olan piyasadaki arz talep. Bir hesap yapmak zorundayız. Yöntemimiz şu. Yıl sonuna kadar piyasa aktörlerinin beklentileri neyse biz onu esas alıyoruz sonun kadar esas aldığımız kur o. Ve sonrası için de TL’nin ne değer kazanacağını ya da kaybedeceğini hesaplayarak yapıyoruz. Yaptığımız hesapları bir varsayımla yapıyoruz. Dünya ve Tr enflasyonu farkını dikkate alarak değerini koruyan bir para hesabıyla kur hesabını yapıyoruz.

Yapılsal reformları önemli bir başlık olarak görüyoruz. Kritik sektörlerde özellikle enerji tarım sosyal konut gibi. Hem halkımızın refahının artırmayı hem makro istikrarı sağlamayı öngörüyoruz.

Türkiye dünyanın en sinirli ikinci ülkesi oldu! Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi Trump Hazine Bakanı adayını açıkladı: 'Amerikan rüyasının' bir örneği AKOM'dan İstanbul için saatli uyarı: Fırtına, yağış, kar... NASA keşfetti: Dünya'daki herkesi milyarder edecek asteroit! Bakanlıktan kasesi 1000 TL'lik çorbaya inceleme