Sanayici, devreden KDV’nin gider yazılmasını istemiyor
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, son vergi tasarısında istişare sürecinin yeterince işlemediğini belirterek devreden KDV’nin gider yazılmasının kabul edilebilir olmadığını savundu.
İmam Güneş |İmam GÜNEŞ - İSTANBUL
Son vergi tasarısında istişare sürecinin yeterince işlenmediğini belirten İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, devreden KDV’nin gider yazılmasının kabul edilebilir olmadığını savundu. Devreden KDV’yi “sanayicilerin devlete verdiği borç” olarak niteleyen Bahçıvan, “Bu borcun, gider olarak yazılması yaklaşımını ilkesel olarak da kabul edemeyiz” dedi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin 2024 yılı Temmuz ayı olağan toplantısı ‘Ekonomik Durum ve İstihdam Politikaları: Ülkemizin ekonomik durumu, enfl asyon, işsizlik, ekonomik büyüme stratejileri ve yeni vergi düzenlemeleri’ ana gündemi ile gerçekleştirildi.
Yeni vergi düzenlemelerine değinen İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, sanayiyi ilgilendiren mevzuat düzenlemelerinde her zaman savundukları istişare sürecinin, son vergi tasarısında yeterince işlemediğini gördüklerini belirtti. Erdal Bahçıvan, geçmiş yıllarda oranı sıkça değiştirilen kurumlar vergisi için yeni tasarıda, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının yüzde 10’undan az olamayacağı gibi yepyeni bir kriter getirildiğini söyledi. Yapılacak bu ve benzeri değişikliklerin yatırımlar için gerekli olan güven ve öngörülebilirliği olumsuz etkileyeceğinin altını çizen Bahçıvan, şu açıklamaları yaptı: “Tasarıdaki bir diğer düzenleme de devreden KDV ile ilgili. Vergi tasarısı, beş takvim yılı süresince indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin gider olarak yazılabileceğini hükme bağlıyor. Devreden KDV’nin şirketlerimiz üzerinde oluşturduğu yükün artık kamu tarafından da kabul edilmesi açısından önemli. Ancak devreden KDV tutarının gider olarak yazılabilmesi sanayimizin çok uzun süredir katlandığı finansman yükünü azaltmayacak ve hak kaybına neden olacaktır. Sanayimizin geçici olarak devlete verdiği bu borcun, şüpheli bir alacak mantığıyla gider olarak yazılmasına yönelik bu yaklaşımı ilkesel olarak da kabul etmemiz mümkün değil. Böyle bir uygulamanın benzerinin çağdaş hiçbir ülkede olmadığını da düşünüyoruz. Dolayısıyla, uzun yıllardır indirilemeyen KDV’nin işletmelerimiz üzerinde oluşturduğu finansman yükünün azaltılması ve işletmelerin nakit finansman ihtiyacının karşılanması amacıyla, devreden KDV tutarının, Avrupa ülkelerindeki uygulamalara paralel bir şekilde mükellefe iade edilmesi ve sürecin kolaylaştırılmasına yönelik düzenlemeler yapılmalıdır.”
“Sis dağıldığında gerçekler acı olur”
İSO olarak finansal istikrarın, fiyat istikrarının ekonominin en kıymetli, korunması gereken değerleri olduğunu yeri geldiğinde söylediklerini dile getiren Erdal Bahçıvan, “Çünkü finansal istikrarın olmadığı bir ekonominin kaçınılmaz olarak enfl asyonist bir döngüyü ortaya çıkaracağını, önlem alınmadığı halde bunun yüksek enfl asyona yol açacağını ve bunun da nitelikli ve sürdürülebilir bir büyümenin önündeki en büyük engel olduğu gerçeğini anlatmaya çalışıyoruz. Bugün enflasyonun kalıcı olarak devam etmesinin üretim hayatına asla huzur getirmeyeceğini de hep birlikte görüyoruz. Çünkü enfl asyonist süreçler işletmeler için her zaman geleceğin önünde bir sis perdesi oluşturur. Evet, belki dönemsel olarak bazı bilanço rakamlarında illüzyon etkisi yaratabilir. Ama o sis yavaş yavaş dağıldığında karşılaşılan gerçekler de bir o kadar acı olur” dedi.
“Rasyonaliteden kopmamamız lazım”
Bugün ekonomiyi yeniden rasyonel bir çizgiye taşıma çabası içinde olan kararlı bir kadro olduğunu dile getiren Erdal Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hepimizin bir anlamda sabır ve stres testi olarak gördüğüm bu süreçten başarıyla çıkmaya çok ihtiyacı var. Bir tarafta hayat pahalılığı nedeniyle alım gücü zayıfl ayan çalışan kesimin haklı yüksek ücret beklentileri, diğer tarafta artan girdi maliyetleri nedeniyle üreticilerin karşılaştığı kar marjı baskısı aynı anda yaşanıyor. Şüphesiz bu durum, önümüzdeki dönemin sıcak gündem maddelerinden biri olacaktır. Bu sıcak sürece değinirken, ekonomik rasyonaliteden bir kez daha kopmamanın, sabır göstermenin tüm tarafl ar için önemli olduğunu da özellikle vurgulamak istiyorum.”
“Kimse para politikası ile tüm sorunlarımızın çözülmesini beklememeli”
Fiyat istikrarını ve finansal istikrarı sağlamak, büyümede güçlü bir tempoyu sağlıklı bir iç-dış talep kompozisyonu ile beraber başarmak gibi hedefl erin önemine dikkat çeken İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Bunlar Türkiye ekonomisi için yaşamsal önemde. Ancak yaşanan küresel ekonomik dönüşüm göz önüne alındığında yeterli olmadıkları da açık. Bu anlamda kimse para politikası ile tüm sorunlarımızın çözülmesini beklememeli. Bizler mevcut programı, asıl meselelerinin çözümü için ihtiyaç duyulan zeminin, makroekonomik iklimin yaratılması süreci olarak görüyoruz. Eğer bugün içinden geçtiğimiz bu tamirat sürecinde sanayimizin gösterdiği fedakarlıkların bir anlamı olacaksa, bu ancak yaratılacak sağlıklı zemin üzerinde Türkiye’nin, küresel dönüşümün gerektirdiği reformları hayata geçirmesiyle mümkündür” ifadelerini kullandı.