"Rezerv yerine güven biriktirelim"

Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, Şans Sohbetleri’nde bu hafta kurlarda yeniden yaşanan tırmanışı değerlendirdi.

Haber Merkezi |

Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, Şans Sohbetleri’nde bu hafta kurlarda yeniden yaşanan tırmanışı değerlendi. İkili, aşı ile birlikte altın ve petrol başta emtia piyasalarında ortaya çıkan hareketlendirmeyi de ele aldı.

Güldağ: Şans Sohbetleri’nde Merkez Bankası (MB) kararını ve adımların devamının gelmesini beklediğimizi konuşmuştuk. Aktif rasyosu yürürlükten kaldırıldı. Ki sıkça dile getirdiğimiz bir konuydu. Merkez Bankası'nın kararı doğru yönde atılmış bir adımdı. Devamı da gelmeli diye ifade etmeye çalıştığımız konuların arasındaydı. Öte yandan, hukuk reformu gündeme geldi. Ancak, konuya köşesinden bucağından yapılan girişlere bakınca çok iyi bir sınav verilmedi bana göre... Piyasa da sanki öyle okudu, çünkü kurlarda hemen yukarıya doğru bir hareketlenme oldu. Mutlaka, Alman fırkateyninin Libya açıklarında gemimize, teammüllere aykırı olarak yaptığı baskının da etkisi vardır. Ancak benim gördüğüm, hukuk reformunun sanıldığı kadar hızlı ve beklentileri karşılayacak şekilde ilerlemeyebileceği algısı daha etkili oldu gibi geliyor...

Ağaoğlu: Merkezin adımı, dediğin gibi, hem pozitif hem tutarlı bir adımdı. 'Tali yolları kullanmayacağım' mesajı ile başlamak gerekiyordu. Ayrıca, daha önce de konuşmuştuk. Kan sulandırıcı ile kan pıhtılaştırıcı ilacı aynı anda kullanmaya çalışırsanız vücut dengesini şaşırır. Burada benzer bir durum olmuştu; MB sıkı para politikasına geçtiğinde halen daha aktif rasyosunu orada tutarsanız olmazdı. İki aydır seninle konuşuyoruz, tabii ki biz konuştuk diye kaldırıldığını düşünmüyorum ama akıllı bir politika bunu gerektirirdi, bu da yapıldı. Karar doğru ama yola devam demiştik. Bundan sonra olması gerekenlerden biri de hukuk reformu… Özellikle ifade özgürlüğü ya da fikrinden dolayı tutuklu yargılananlarla ilgili piyasaya umut ve güven verecek adımların gelmesi lazım. Orada topu sana bırakacağım ama şunu da vurgulamak istiyorum. 'Güven' konusuna önem veriyorsak, piyasayı yakından ilgilendiren, karar verici konumdaki kurumların yöneticilerinde de gerekli değişikliklerin yapılması önemli olur. Bir bayrak değişimi, bir kan değişimi kredibilite kazanmak açısından olumlu mesajlar verecektir.

Güldağ: Bana göre, Bülent Arınç ismi üzerinden yürüyen tartışmada, hani '5 hatayı bulun' çizimleri olur ya, yapılabilecek bütün hatalar yapıldı ve bu süreç iyi yönetilemedi. Bu tartışmaya ne gerek vardı anlamında söylemiyorum. Aksine, bu konuların rahatça konuşulabilmesi lazım. Enerji kaybı gibi geliyor bir çoğumuza ama öyle değil. Bu konu, yani uzun tutukluluk süreleri muhtemelen gündeme gelecek 'hukuk reformu' açısından en önemli maddelerden birini oluşturacak. Bu dile getirilebilir ve tartışılabilir bir konu. Şimdi bunu, 'konuşmayın, suçluları savunuyorsunuz' havasına sokulması yerine düşüncelerin açık bir şekilde konuşulmasını desteklemek gerekiyordu. Arınç'ın söylediğini tamamen yanlış bulabilirsiniz. Ama onu söyleyebilme özgürlüğünün yanında olmanız gerekir. Duruş önemliydi. Orada algı açısından iyi bir sınav verilmedi. Ortada bir suç filan da yoktu. Dört yıla varmışsa bir tutukluluk hali bunun hukuken doğru bir şey olduğunu savunmak kimsenin harcı değil. Bunu dile getiren, kim olursa olsun, adeta yargısız infaz edilecekse, reform çabasını da riske atar. Süreci sakatlar. O açıdan geniş anlamda piyasaya negatif bir mesaj verildiği görüşündeyim.

Ağaoğlu: Sanırım Voltaire'in sözüdür: "Seninle aynı fikirde değilim; ancak senin fikrini söyleme hakkını ölümüne savunurum." İyi tartışılmış, görüşlerin serbestçe ortaya konulmasıyla şekillenen bir hukuk reformu piyasa için önemli. böyle bir reformun lafta kalmaması da piyasa için önemli olacak. Bu çok net bir şekilde görünüyor. Kurun tekrar yükselmesinin ardında bu yöndeki kuşkuların büyük bir payı var. 'Bir şey değişmiyor' herhalde deyip yerliler döviz almaya devam etti. Bu arada yabancılar sattı. Fakat yerliler almaya devam edince ve de döviz fiyatı artınca onlar da mecburen stop-loss yapmak, zararlarını kesmek zorunda kaldılar.

Güldağ: Ama tablonun tersine dönme ihtimali yine var bence. Bizim ne yaptığımıza bağlı olarak... Nasıl bir gelişme bekliyorsun?

Ağaoğlu: İyi tarafı söyleyeyim; 8.58’lerden 7.51’lere düşen hareketin bir tür düzeltmesi içindeyiz. 8.05-8.07’yi geçilmediği takdirde ben halen daha önümüzdeki döneme umutla bakmayı tercih eden taraftayım. TL’nin değer kazanacağını düşünen taraftayım. 7.17’nin altına gitmez ama burada patikaya oturması önemli. Bunu sağlayabilmek için de sizin ardışık olarak iyi adımlar atmanız gerekli. Durmuş Yılmaz zamanından örnek vermek istiyorum. Başarılı bir şekilde yönetti Merkez Bankasını... Sebebi de şuydu; Israrla enflasyon beklentilerini yönetmek üzerine bir politika kurdu. O enflasyon beklentilerini yönetmek için 1.5 yıl sabretti. Bu sabrın sonunda TL talebi artmaya başladı. Dövizde duranlar, ‘Biz çok para kaybettik, burada fırsat kaçtı bari daha fazla kaçırmayalım’ deyip DTH’lerini bozmaya başladılar. O yüzden sabır gerekiyor. Bu süreci doğru yönetmek gerekiyor.

Güldağ: Biraz da yalpalamayan bir iradeyi görmek istiyorsun.

Ağaoğlu: Aynen öyle. Merkez Bankası başkanı, ekonomi bakanı ve cumhurbaşkanının söylediklerinin aynı çizgiye oturması lazım.

Güldağ: Hukuk reformu diyorsak, AB bizim için gelecek tasavvurudur, geleceğimizi orada görüyoruz diyorsak, bununla ilgili çeşitli kesimlerden gelecek tepkileri dikkate almak, ama her esen rüzgara göre de hareket etmemek gerekiyor. Yalpalamayan iradeden kastım bu...

Ağaoğlu: Her harekete sert tepki vermek gerekmiyor. Gemi baskını önemli bir konu. Özellikle 1011 Aralık’ta AB Liderler Zirvesi’nin öncesinde bunun gündeme gelmesi önemli...

Güldağ: AB cephesinde de işleri kaşıyanlar çok. Sonradan gelen açıklamalar da bunu gösteriyor.

Ağaoğlu: Yaptırımlardan ne çıkacağı ile ilgili çok kötü düşünmüyorum. Görece 'yumuşak' yaptırımlar çıkabilir. İlişkilerin koparılmayacağını düşünüyorum. Aksi AB için de hayırlı olmayacaktır. AB pragmatik davranacaktır.

Güldağ: Peki, bu koşullarda aralık toplantısında Merkez Bankası ne yapar? Öncelik neye verilecek? Enflasyonu düşürme noktasında mı adım atılacak? Yoksa rezervlerde hasar yaşadığını biliyoruz. Bu süreçte döviz alım ihaleleriyle vs. rezervleri mi biriktirmeyi tercih edecek?

Ağaoğlu: Aslında rezerve ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum. Teknik olarak yok. İhtiyacımız olan şey güven. Güven oluşturduğunuz takdirde rezerv oluşturmanıza da gerek yok. Rezervi niçin tutarsınız? Güvensiz ortamda 'bakın kardeşim arkada kapı gibi rezervim var, gerekirse öderim demek için... Kamu borcu ödenmez yönetilir. Aynı şekilde ödemeler dengesi de öyle... Size güven olması bu güvenide kredi ve kredibilite olarak dönmesi gerekir. Bunun akreditiflerde, sendikasyonlarda, borçlanmalarda, özel sektöre olan ilgide görürsünüz. Dönüyoruz dolaşıyoruz, hep aynı yere geliyoruz: Güven tesis etmek… Bu güveni hukuk reformuyla art arda yapılan doğru kararlarla tesis edip önceliği enflasyona verip ve enflasyon faiz, faiz enflasyon kavgasını da artık ortodoks yöntemlere terk edip -ki onu yaptık inşallah değiştirmeyiz.

Güven olmaması da inşallah dedirtiyor- Onu da yaptıktan sonra zaten o dengeyi kuracağız. O rezervleri de biz bugünden inşa edemeyiz 120 milyar dolarlık, nette 60-70 milyar dolarlık bir rezerv kaybını kolay kolay telafi edemeyiz. Bu arada net borç ödediğimiz için de aslında kaybedilen rezervlerin bir kısmıyla borcu ödediği için aslında borçluluğumuzun düşmesi bizim için en iyi avantajlı pozisyon şu anda ya da tek iyi haber. Bu birazcık Nasreddin Hoca fıkrası gibi olacak ama önce güveni önce tesis edersiniz, TL’ye itibar artar faizi caziptir, yerli yabancılar dövizlerini satarlar. Kur belli seviyeye gelir istikrar kazanır ondan sonra MB devreye girmesi lazım önceden rezerv alacağım diye devreye girdiğinde herkes pahalı satmak için yarışa girer. Sizin önce güveni oluşturmanız, kurda istikrarı sağlamanız, TL faizinde olmayanların dilinin yandığını hissetmelerini beklemeniz, onlar ben elimde döviz tutara para kaybediyorum demeye başladıklarında satıcaklardır, siz müdahale ederek kuru düşüürdüğünüzde satmazlar onu, güven oluştuğu zaman satar herkes dövizlerinden kurtulmak istediği gün geldiğinde MB devreye girecek, rezerv inşa etmeye başlayacak bu da bir süreç. 6 ay belki 1 yıllık bir süreç. Ama sabırla bu işi yapmamız lazım. Seçimler erkene alınmadığı takdirde vakit var bunun için. Bu politikayı devam ettirilecek şekilde irade ortaya konsun. Gereği neyse yapmak önemli. Sorun daha kısa sürer.

Güldağ: Kurlardaki bu oynaklığı da göz önüne aldığında MB bir sonraki adımda nasıl hareket eder?

Ağaoğlu: Bir şey yapmaz. Şu anda beklemesi lazım. Bu kararı destekleyecek adımların gelmesi lazım.

Aşı ekonomik gösterge oldu, ihmale gelmez

Güldağ: Altın ve petrol başta emtiada hareketlenme var. Altın düşüyor...

Ağaoğlu: Herşeyin başı aşı diyeceğim. Aşıya başka bakacağım. Dünyada aşı onaylanmak üzere. Tamam bize kadar inmesi zaman alacak kabul ama Türkiye’nin net bir aşı planı yok. Çinlilerle konuşuyoruz, Ruslarla konuşuyoruz deniyor ama orada kontrat yok. Bu aşının gelmesi bence çok önemli. Rakibimiz ülkeler bu aşıyı önceden edindikleri takdirde, ekonomileri daha çabuk toparlayacaklar. Türkiye’nin bu aşı konusunda net bir plan ortaya koyması ve anlaşmaları yapması lazım ki rekabette aşı nedeniyle geri kalmayalım.

Güldağ: Çok çok önemli. Ekonomide yarın bir bakacağız ki en önemli gösterge aşı olmuş. Hatta bu hale geldi bile...

Ağaoğlu: Avustralya'nın ulusal hava yolu şirketi Qantas’tan açıklama geldi, aşı yapmayana uluslararası uçuş yasağı var. Buna hazır olmak gerek. Yarın bizden mal almak isteyenler bunu çok rahatlıkla bahane edebilirler. COVID’li mal diye almayabilirler.

Güldağ: Aşının tatbikatı da çok önemli. Ben bunu hangi kanallardan nasıl vereceğim. Yeterince aşı taşıyacak uygun kutum var mı? Bunun tatbikatının şimdiden yapılması lazım. Gelelim aşının piysalardaki etkisine...

Ağaoğlu: Hisse senetleri zaten yukarı gidiyordu Amerika’da. Tabii arkasında paket konuşması var. Biden de bu paketi destekleyecek. Aşının bulunması paketin rakamını küçültür. Bu birbirine tezat olan konular.

Güldağ: Ya emtia piyasaları?

Ağaoğlu: Aşı tarımsal emtia ve petrol başta olmak bütün emtia piyasasını yukarı çekti. Petrolde brent 48.5 dolar civarlarına geldi. Çok uzun zamandan beri gördüğüm en yüksek seviyedeyiz. En son bu seviyeyi martta görmüşüz. Tarımsal emtia artış kaydetti. Benim gördüğüm; aşı dünya piyasalarını pozitif etkiledi. Bu durum altın ve gümüş tarafını da negatif etkiledi. Fiyatlar düştü.

Güldağ: Bu arada demir de altını solladı.

Ağaoğlu: Endüstriyel ve tarımsal emtia öne çıktı. Değerli metaller de tam tersi... Alüminyum çok yükseldi mesela... Çin’in talebi çok yükseldi orada, bakırda da önemli yükseliş var. Bu işlerin yoluna girdiği, aşının pozitif beklentisiyle oluşan bu hava oldu.

Güldağ: Bu bize yarar mı, zarar mı?

Ağaoğlu: Zarar… Şu anda bütün malları ithal ettiğimiz ortamda, kurumuz bu kadar yukardayken bize çok yaramaz doğrusunu istersen. Diğer tarafta altının düşmesinde teknik bir sebep vardı. Ons altında 1850 dolar önemli bir direnç destekti orası kırıldı. Ben şu anda 1795 dolara geleceğini düşünüyorum. Orası kırılırsa altın için radikal düşüş olabilir. 1700’lere kadar bile inebilir altın… Ben onu beklemiyorum gümüş tarafında takip ettiğim için. Gümüşte de 21.5 22 arasında bir desteği var, 20’ye düşüyor gümüş. Altını da beraberinde 1700’ çeker. Sltın için kritik eşiklerdeyiz. Altın, 1796 doların aşağısına düşmediği sürece toparlama ihtimali var. Dolar kuru da aşağı düşer, altın da aşağı düşer ise altının önümüzdeki birkaç aylık süreç içinde yatay düşük seviye izleyeceğini düşünüyorum.

Güldağ: Altın düşüyor, bitcoin çıkıyor... Bitcoine gelince paypal ödeme aracı olarak kullanacağım dedi. 12 bin dolarken paypal bunu söyledi, 18 bin dolar, 20 bin dolara yaklaştı. Neyi hangi bitcoin fiyatından alacaksınız ben bunu bilmiyorum. Bitcoin bir değişim aracı değil. muhasebe tutulamıyor. Servet saklama aracı belki… En uzak kurumlardan JP Morgan belki günah çıkararak, bitcoine ilgi göstereceğini, alabileceğini söyledi. Bunlarda bitcoini destekleyen hamleler oldu. Halen daha kripto paralarla ilgili emekleme döneminde olduğumuzu düşünüyorum. Herkesin bu konuda başarılı olma şansını görmüyorum. Şüpheci yaklaşıma devam ediyorum.

2021 için hareket planını olumlu yönde çiziyoruz

Güldağ: Finans yöneticisinin işi zor. Yıl bitiyor, 2021 kapıda... Sen de finans yöneticisisin. Nasıl bir hareket planı çiziyorsun?

Ağaoğlu: Şu anda olumlu taraftan çiziyorum. Türkiye’deki iç politika AB ikişkileri, Doğu Akdeniz, Suriye, Libya... Azerbaycan bu arada pozitif sonuçlandı, o gündemden düştü bizim için… Ama bu benzeri problemlerinin özellikle rezerv meselesinin ekside olduğunun cumhurbaşkanı tarafından anlaşılmış olduğu bir ortamda buna uygun önlemler, buna uygun dış politikalar geliştirileceğini düşünüyorum. Türkiye tarafından daha uzlaşmacı politikalar uygulanacağını düşünüyorum. Ayrıştırıcı veya kavgacı politikalar izlenirse bunun bize daha fazla zarar vereceğinin anlaşıldığını tahmin ediyorum. Ona uygun politikalar gelecek. Dünyada da aşı geldiğinde özellikle aşılı veya aşısız havayolu şirketlerinin çalışmaya başlayacakları bir ortamda oradaki hareketlilikle ticaretin daha da artacağını düşünüyorum. Petrol mesela 52.5 dolarlara çıkabilir ki bu OPEC kısıtlamalarına rağmen olacak. Onlarda bir süre sonra gevşeyecekler çünkü talep olacak. Burada kim öne çıkar noktası önemli ABD biraz daha şanslı o paket sayesinde… AB bence yine yalpalamaya devam edecek. Suriye sınırındaki sorunları çözecek olursa Türkiye için de önemli bir açılım şansı var. Suudi Arabistan’la görüşme yapılıyor haberler geliyor.

Hangi banka ne kadar faizsiz kredi veriyor? İşte liste... Finansal okuryazarlığınızı ücretsiz eğitimlerle geliştirin! Merkezi yönetim brüt borç stoku 8,3 trilyon lira oldu İmamoğlu'dan Beyoğlu tepkisi Asgari ücret, memur ve emekli maaş zam tahminini açıkladı Stoltenberg: 10 yıllık görev süremde 5 büyük ders aldım