Prof. Dr. Hakan Kara’dan asgari ücret tartışması!
Prof. Dr. Hakan Kara, paylaştığı grafikte Türkiye’de ve dünyada asgari ücret seviyelerini dolar bazında gösterirken, tartışılması gerekenin asgari ücret mi, başka bir şey mi olduğunu sordu.
Şeyda Uyanık |Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Merkez Bankası eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara asgari ücretin çok konuşulduğu bu günlerde önemli bir paylaşım yaptı.
Türkiye’de ortalama ücrete “yakınsadığı” tartışmalarının ağırlık olduğu asgari ücretin 2025 yılında kaç lira olacağına yönelik görüşmeler sürüyor.
2024 yılında 17 bin 2 TL olarak uygulanan asgari ücret, yılın 4. ayında açlık sınırı altında kalmıştı. 2025 yılı için yapılacak zam oranının enflasyonla mücadelede önemli bir yer olduğu tartışmaları sürerken, DİSK’in raporuna göre de özel sektörde çalışanların yüzde 92’si asgari ücretin 2 katından az maaş alıyor. Bu da asgari ücretin ortalama bir ücret haline geldiğini gösterirken, yıllar içinde de yayılım göstererek oransal olarak da arttığı tartışmaları görülüyor.
Türkiye’de yaklaşık 7 milyon çalışan asgari ücret kazanırken, kalan tüm çalışanların da maaş zam oranları asgari ücret zam oranına endeksleniyor. Tüm bu veriler ışığında, Kara’nın paylaşımı da öne çıkıyor.
“Tartışmamız gereken asgari ücret mi, başka şeyler mi?”
Prof. Dr. Hakan Kara’nın paylaştığı grafikte asgari ücret ile Kişi Başı GSYİH oranı görülüyor. Dolar bazında grafikte, IMF’nin 2024 yılı kişi başı milli gelir tahmini kullanıldığına Türkiye’nin ortada yer aldığı görülüyor.
Kara da bu grafik için “Tartışmamız gereken asgari ücret mi, başka şeyler mi? İsterseniz biraz bu grafiği inceleyin, sonra görüşlerimi paylaşacağım” diyor.
“Alım gücünün düşük kalması"
Kara’nın paylaşımına yapılan bir yoruma “E)HEPSİ” diyerek katılması dikkat çekiyor. Bu yorumda asgari ücretten çok döviz kuru seviyesi ve alım gücündeki düşüş öne çıkıyor. Kara’nın da katıldığı yorum şu şekilde oluyor:
“Bizdeki dolar bazında asgari ücret, dış ticaretteki rakiplerimize ve bize yakın kişi başı GDP rakamlarındaki ülkelere göre yüksek kaldığımızı gösteriyor. Dolayısıyla ürettiğimiz ürün gamımızda değişiklik olmadığı sürece, bu $ bazlı çalışan ücret seviyesi bizi zorlar. Ancak bunun suçu göreceli pahalı iş gücü mü?
Yoksa;
- Döviz kurunun olması gereken yerin altında olması mı?
- Yüksek döviz bazlı maaşa rağmen, alım gücünün düşük kalması mı?”
Asgari ücretli oranının yüksekliği
Kara’nın paylaşımına yapılan diğer yorumlarda ise asgari ücretli oranındaki yükseklik öne çıkıyor. Bir yorumda, Burada daha da önemli olan toplam gelirden asgari ücretli ne kadar alıyor? Yani grafikteki ülkelerde asgari ücretle çalışma oranı % kaç biz de % kaç? Eğer dediğim veride ortalamadan aşırı sapmış isek olay işletmelerin "rekabet" savunmasının yalan olduğunu ortaya koyar” denilirken, bir yorumda da “Kişi başı GSYİH ve asgari ücret karşılaştırması doğru değil. Ortalama (medyan) gelir ile asgari ücret karşılaştırmasını ülkeler arası yapınca Türkiye’deki sorunun vehameti belirginleşir. Diğer ülkelerde asgari ücretli oranı bizden çok daha az. Bizde medyan gelir oldu neredeyse” ifadeleri dikkat çekiyor.