Petrolde yeni eşik 60 $ olacak

İran-ABD krizinin yansımalarını ve yol açacağı olası gelişmeleri masaya yatıran Ali Ağaoğlu ve Hakan Güldağ, dalgalanmaların Merkez Bankası'nın kararlarını nasıl etkileyeceğini değerlendirdi.

İran-ABD krizinin yansımalarını ve yol açacağı olası gelişmeleri masaya yatıran Ali Ağaoğlu ve Hakan Güldağ, dalgalanmaların Merkez Bankası'nın kararlarını nasıl etkileyeceğini de değerlendirdi. Her iki ülkenin krizi sıcak çatışmaya yol açmadan çıkarları için kullanacağını belirten ikili, 3’üncü dünya savaşı için şartların oluşmadığını kaydetti.

Hakan Güldağ: İran-ABD krizi çıkabilir diye daha geçen hafta konuşmuştuk ki, ABD dron saldırısı ile İran'ın güçlü adamı, Ortadoğu politikasını belirleyen önemli aktörlerden biri olan General Kasım Süleymani'ye suikast düzenledi. İran da Irak'taki ABD üssüne füzeli saldırı düzenleyerek karşılık verdi. Vermemesi neredeyse imkansızdı. Süleymani'nin öldürülmesi yanında, cenazesinin kaldırılması esnasında 50'den fazla insanın hayatını kaybettiği bir süreçte İran kamuoyunun içini soğutmanın başka bir yolu da görünmüyordu. Piyasalar da Tahran'ın karşılık vereceğini hesaba katarak pozisyon aldı. Petrol fiyatları yükseldi. Altın fiyatları yükseldi. Ancak İran saldırı sonrasında ‘karşılık verdik ve operasyon bizim için sona erdi' mealinde açıklamalar yaptı ve işin büyümesini ve yayılmasını istemediğini açıkça belli etti. Bu da bir piyasa klasiğine uygun olarak beklentilerin alınmasına gerçeklerin ise satılmasına yol açtı. Fiyatlar yavaş yavaş gerilemeye başladı. Ancak piyasada gerginlik ve endişeler sürüyor.

Ali Ağaoğlu: Şimdi bir kez Kasım Süleymani, İran’da iktidardaki rejim adına önemli bir isim.

Güldağ: Önemli bir aktör. Ancak göründüğü kadarıyla bizzat İran'da bazı kesimleri de tedirgen eden bir aktör.

Ağaoğlu: Trump’ın ya da Cumhuriyetçilerin böyle bir hamle yapacağını tahmin ediyordum, doğrusu ancak bu kadar erken ve bu kadar önemli bir ismi beklemiyordum. İran ve ABD’nin birbirine dış düşman olarak ihtiyacı var. Her ikisi de bu durumu iç siyasette kullanıyor. Tabii, bu kadar önemli bir isim olması İran’ı zorladı. Kriz Trump'ın açıklamaları sonrasında iyice yumuşadı ancak hiç şüphesiz propaganda savaşları devam edecek. İki taraf da bir savaşa yeltenmek istemiyor. Sıcak savaşa dönmeyecek.

Güldağ: İran'ın açıklaması 80 Amerikalının saldırı sonrasında öldüğü yönünde. Hiç bir ciddi haber ajansı doğrulamadı. ABD de 'hasar minimal' diyor.

Ağaoğlu: Teyakkuzda olan üsse hava saldırısı oluyor. Önlemleri mutlaka önceden alınmıştır. İran'ın mesajları iç kamuoyuna dönük görünüyor. Mühim olan tarafların işi kan davasına götürüp götürmeyecekleri... Bütün yumuşatıcı açıklamalara rağmen o risk olarak hep bir kenarda duracak. Ama bence olmaz.

Güldağ: Bence de öyle; ama kontrolden çıkabiliyor, sonuçta insan davranışları tamamen ölçülüp biçilemiyor.

Ağaoğlu: Kritik konulardan biri, füze saldırısı bilindik bir cevap. Eğer İran’dan akla gelmeyecek, 11 Eylül benzeri bir saldırı gelirse; iş başka noktaya evrilir. Ama söylendiği gibi 3’üncü dünya savaşı gelmez. Şartlar oluşmadı.

Güldağ: Katılıyorum. Peki biraz piyasalara tahribatı açısından bakalım... Kasım’a yani seçimlere kadar Trump yönetimi tarafıdan İran kozunun birkaç defa daha kullanılma ihtimali var. Bunun yarattığı tedirginlik de, zaman zaman yaratacağı türbülans da piyasalara yansıyacak.

Ağaoğlu: Normalde ben Brent petrol fiyatının 55 dolar olmasını bekliyordum. Şimdi 60 doları baz yapacak. Halbuki 55’i baz yapacaktı. Bize ekstra maliyli gelecek.

Güldağ: Petrolün varil fiyatında her 10 dolarlık artışla enerji faturamıza 4 milyar dolar civarında ek maliyet geliyor. Tabii o miktar tek başına Türkiye'yi çok etkilemeyebilir ama Türk Lirası üzerinde diğer petrol ithal eden ülkelerin para birimleri üzerinde olduğu gibi baskı artacak.

Ağaoğlu: Aynen öyle. Son günlerde kamu tarafından kur üzerinde kontrol çabası var. Şimdi bu kriz kurlarımıza yansımadı; ama bugün yansımayan, rezervlerin azalması, dış ticaret açığının artması olarak yansıdıkça, onun fiyatlaması farklı olacak. Uzun sürerse daha fazla yaşarız.

‘Yen kısa vadeli altın daha kalıcı’

Güldağ: Süleymani suikastı ile Brent petrol yüzde 5 yükseldi.

Ağaoğlu: Varil başına 70 doları aşan Brent petrol 65 dolar civarına çekildi. Ortalamada ise 68 dolar seviyesinde. Tabii, ilk andaki hareketler saat olarak piyasaların sığ olduğu zamanlarda yaşandı. Öte yandan altın fiyatı da 1600'lere tırmandı. 1611 doları gördü. En son bin 550’lere geri geldi. Son 7 yılın zirvesinden uzaklaştı yeniden.

Güldağ: Bu arada dikkat çeken Japon Yeni oldu. Güvenli liman olarak altın ile birlikte kısmi de olsa Japon Yeni'ne de yönelim oldu.

Ağaoğlu: Çin’in para birimi yuan serbest alınıp satılmadığı için, Asya parası olarak Japon Yeni öne çıkıyor. Yine de herkes biliyor ki, orada en fazla saklanırsınız, para kazanamazsınız. O yüzden kısa süreli değerleniyor; sonra herkes satıyor. Güvenli limandan daha çok saklanılan bir yer. Yatırımcılar tercihen altında daha fazla kalırlar.

‘Faiz indirimleriyle mevduat sahipleri dayak yiyor’

Güldağ: Bu gerilimli ortam Türkiye’de dövize talebi artırır mı? Gerçi zaten çok ciddi bir miktar döviz tevdiat hesaplarında park etmiş bekliyor. Yıl sonu itibarıyla 220 milyar dolar.

Ağaoğlu: Dövizde satışlar pek gelmedi. Alımlar ise zaman zaman devam ediyor.

Güldağ: Anlaşılan ekonomi yönetiminin dolarizasyona karşı yeni hamleleri devreye girdi. Zorunlu karşılıklar ve dövize uygulanan stopaj yükseltildi. Son olarak da DTH'ların zorunlu karşılıklarına komisyon uygulanmasına geçildi.

Ağaoğlu: Merkez Bankası’nın zorunlu karşılıklar kararı bazında baktığımızda dövizde negatif faize dönüldü. Bankalar üstüne para vermek zorunda. Normalde zorunlu karşılıkların üzerine bir faiz verdiğiniz zaman, bankaların fon maliyetlerini aşağı çeken bir iş yaparsınız. Tersine siz zorunlu karşılıklarına faiz vermek yerine onlardan komisyon adı altında faiz alırsanızmaliyet artıcı bir iş yapıyorsunuz. Bu mevduat faizini vuruyor. Düşük faizli döviz kredisi verilmesine yardımcı olur mu? Teknik olarak evet; ama döviz kurlarıyla ilgili endişe devam ederken, kim döviz kredisi kullanır?

Güldağ: Vatandaş da faiz talebiyle dövize yönelmiş değil. Güven ve kendini koruma güdüsü ön planda.Duyarlılık faize değil.

Ağaoğlu: TL’ye güveni artırmak yerine dövize olan talebi ceza ile düşürmeye çalışıyoruz.

Güldağ: Zorlarsanız, kasa satışları artar...

Ağaoğlu: Dövizin yastık altına gitmemesi için, TL’nin cazibesini artırmak gerek.

Güldağ: Mevduat faizi için söylediğin çok önemli. Stopajı düştüğünüzde cari enflasyonun altında bir getiri cazip olmaktan çıkıyor. Olayla kavga edilmez. Ederseniz hasar yaratır. Hatırlarsan 5 Nisan kararları öncesinde faizleri çok yüksek bulup, ihaleleri iptal ediyorduk. Yani niye ateşimiz çıktı diye kızıp termometreyi kırdık. Bu süreçte Merkez Bankası'nın itibarı da çok önemli bir konu. Ben çok öyle olacağını düşünmüyorum ama bu ay faiz indirimine gitmeyebilir. Bu da itibar yönetimi ve güvenin artırılması için daha hayırlı olabilir. Piyasada da pas geçecek beklentisi artıyor.

Ağaoğlu: TL mevduat sahibi de bu faizlerle dayak yiyor. Bunlar sonra bize şu ya da bu boyutta ama kriz olarak dönüyor.

Merkez Bankası bekler mi, faiz indirir mi?

Güldağ: Bu olayın, enflasyon ve borçlanma tarafında biraz sıkıntı çıkarabileceğini düşünüyorum. Orta Vadeli Program’da bu yıl için Brent petrol fiyatı tahmini 58 dolardı. Bunun üzerinde kalacak gibi. Petrol fiyatlarındaki bu baskı bizde enflasyon üzerinde bir baskıya neden olabilir. Enflasyonda 2020 için 8.5'luk hedefi, hatta yılı tek hanede kapanacağı beklentisini zora sokacak gibi görünüyor. Borçlanma tarafında da TL üzerinde baskı oluşursa, o cepheden de ilave bir baskı gelebilir. Yılın başındayız. Tutturmak ya da yaklaşmak hala mümkün ancak hesapları tutturmakta zorlanacağımız bir yıl olacağı kanaatindeyim.

Ağaoğlu: Benzer şeyleri düşünüyoruz. Normalde Türkiye’nin kendi risk priminin üzerine, zaten var olan Ortadoğu risk primini de biraz daha artıran bir durumla karşı karşıyayız. İran ve ABD’nin savaş menzili Irak olursa, ‘Irak’tan göç ihtimali yaratır mı?’ diye de bakmak lazım. Şimdilik beklemiyoruz, ama bu var olan sıkıntılarımızın üzerine ekstra bir risk. Bankacılık tarafında da uzun vadede bir endişe var gibi görünüyor.

Güldağ: Merkez Bankası tavır değiştirip, indirim yapmayıp bekleyebilir mi?

Ağaoğlu: Yapılması gereken o. Bekleyip görmek lazım; öyle bir dönemdeyiz. Bu krizin tırmandığı senaryo bambaşka bir senaryo olur. O zaman faize falan müdahale edemezsin.

Güldağ: MB ne yapar sence, ne bekliyorsun?

Ağaoğlu: Ne olur sorusuna cevabım, faizi indirirler. Ama ne olmalı diye sorarsan, beklemesi gerekiyor. Sence?

Güldağ: Bekleyebilir. Güçlü bir gerekçe var.

Bakanlık harekete geçti... Açık büfelere inceleme: Gıda israfı önlenecek Mert Başaran’dan finansal özgürlük yolunda altın ipuçları Altın zeytin ilk kez görücüye çıktı! 300 dolardan satılıyor Bakan Yumaklı: Deprem bölgesi için 46 milyar liralık su yatırımı planlandı Kredi ve kredi kartı borcu nasıl yapılandırılacak? İşte örnek ödeme tablosu İPA Başkanı Buğra Gökce: 784 bin kişi yasal takip altında